Kristen yavaşça gözlerini araladı. Güneş yüzünü göstermiş, havada kızılımsı bir görüntü vardı. Odasının doğu manzaralı olması Marié için muhteşem birşeydi. Sabah kalktığında denizi ve güneşi bir bütük olarak görmek... Gökyüzünün güzelliğine dalmışken Kristen, Büyükanne Zoey'nin sesiyle irkildi. ''Kris uyandın mı hayatım?'' Kris bir süre sonra kendine gelerek '' Ah büyükanne. Üzgünüm dalmışım. Gelebilirsin.'' diyerek cevap verdi. ''Bugün için heyecanlı olmalısın?'' Kristen bir süreliğine büyükannesinin ne dediğini anlayamadı. Ama sonra büyük bir çığlık kopardı.
''Aman Tanrım! Abim!!! Büyükanne o burdamı!!? Geldimi!!?'' Hızla dolabına yöneldi. Bir yandan büyükannesine laf yetiştirmeye çalışıyordu. Kristen son 3 yıldır abisinin gelmesini bekliyordu. Üvey babası, -onun değişiyle bay dünya benim etrafımda dönüyor- Kristen'ın büyükannesiyle yaşamasına izin vermemişti. Ama Kristen bay dünya benim etrafımda dönüyorun kurallarından sıkılıp evden kaçmıştı. Üvey babası John ise abisini New York'a yollamıyordu. Sonunda Büyükanne Zoey John'u ikna etmiş ve Robert'ında yanlarında kalması için ikna etmişti.
''Sakin ol kızım. Geldi aşağıda.'' Zoey mutluluktan sarhoş olmuş gibiydi. Büyükannesinin boynuna atladı ve kulağına fısıldadı ''Çok teşekkür ederim.'' Büyükanne Zoey her zaman Kristen için annesinden ve arkadaşlarından daha yakındı. ''Önemli değil kızım.'' Kristen saniyeler içinde merdivenlerden aşağıya, salona indi. Salon büyük ve renkliydi. Bembeyaz koltuklar uyumlu pembe, mavi, lila, yeşil, turuncu yastıklar ve aksesuar ile döşenmişti. Salonun bir köşesi açık mutfaktı - diğer bir değişle Amerikan Mutfak.- Salonun ortasında masanın yanında uzun -yaklaşık 1.85- boylu, sarı saçlı ve mavi gözlü biri duruyordu.
Kristen koşarak abisinin kucağına atladı. ''Rob!!!'' Robert gülümsedi ve ona sıkıca sarıldı. ''Küçük kardeşim Kris.'' Kristen yüzünü buruşturdu ama kısa sürede mutluluğu tekrar yüzüne renk kattı. ''Seni özledim abi.'' dedi gülerek Kristen. ''Bende seni küçük hanım.'' Kristen her ne kadar abisinin ona sürekli başında ''Küçük'' olan isimler taksada onu ne kadar çok özlediğini, ancak onu görünce farketmişti. Robert'ında Kristen'ı özlediği açıkça belliydi. Kardeşine olan bakışları çok derindi. Sanki ona birşeyler söylemesi gerekiyordu. Söyleyeceği herneyse onu şuan söylemeceği kesindi...