Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Isabella Marie Cullen

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Claire Anna Sunshines
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Claire Anna Sunshines


Mesaj Sayısı : 4
Sihirsel Soy : Muggle Doğumlu
En Belirgin Özellik : Sıcakkanlı
Melek
:D
Rpg Puanı :
Isabella Marie Cullen Left_bar_bleue87 / 10087 / 100Isabella Marie Cullen Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Isabella Marie Cullen Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Isabella Marie Cullen Right_bar_bleue

Isabella Marie Cullen Empty
MesajKonu: Isabella Marie Cullen   Isabella Marie Cullen Icon_minitimePaz Ara. 20, 2009 4:11 pm

Küçük odada kendimi kaybetmek üzereydim.Daha beş dakika önce odamda masamın başınadaydım.Panik içinde çevreme baktım.Oda eski bir tuvaleti andırıyordu.İçeriye giren tek ışık aralık tahların arasından yüzüme vuruyordu.Oda güneşin doğmasıyla daha da korkutucu gelmeye başlamıştı.Şimdi her şey daha net, daha gerçekçi görünüyordu gözüme.Burnuma keskin bir demir kokusu geldi.Aynı anda elimden yere bir dizi halinde kan aktığını farkettim.Acıyı bekledim fakat yoktu...Hissettiğim tek şey panikti.Odanın tozlu, kuru havasının yanında kavurucu derecede sıcaktı da.Dışarıya çıkıp rahat bir nefes alma ihtiyacı duydum.Küçük bir delik aradım.Biraz daha oksijen için...Fakat oda bir fare deliği kadar küçüktü.Ahşap görünümünün yanında oldukça sağlamdı da.Panik yerini korkuya yavaş yavaş da çaresizlik ve sinire bırakıyordu.Burda olmamalıydım.Hiddetle duvarlara vurdum.Aynı anda tavanda farketmediğim bir kapı açıldı.Karşımda duran daha önce gördüğüm bir varlık olamazdı.Bir kelebek kadar masumdu fakat sonra bana hiddetle bakan bir çirf gözle karşılaştım.İşte o an hayatımda, bugüne kadar yaşadıklarımda bir yanlış olduğunu anladım...

Titreyerek kendime geldim.Küçük odamdaydım.Yeniden kitaplarla dolup taşmış masamın başındaydım.Panik halinde saate baktım.Zaman ben yokken akmamış gibiydi.Hepsi bir hayal miydi bilmiyordum. Derin bir iç çekerek dersime geri döndüm.

Gene aynı odadaydım."Hayır...Hayır şimdi değil!" diye inledim.Az önce okuldayken şimdi burada olamazdım!Bu şey, her neyse, artık çok fazla oluyordu.Birkaç haftadır geliş gidişlerim çoğalmıştı.Artık kendimde bir sorun olduğunu düşünmeye başlamıştım.Okulda ben yokken ne olacaktı? Daha doğrusu ben orda yok muydum? Yoksa her şey bir yalandan mı ibaretti? Sıkıntıyla inledim. Fiziksek acı bir yana ruhum bir kafeste sıkışmış gibiydim.Tahta zemin, kuru hava umrumda bile değildi.Artık ne olduğunu ya da olmadığını öğrenmek istiyordum. "Yeteerrr!" diye bağırdım.Kendimi kaybemiştim.Hıçkırıklar göğsümü delerek çıkıyordu.Hem de benden izinsiz...Göz yaşlarım arasında bitkin düşmüştüm.

Sonunda görmek istediğim yüz karşımdaydı.Fakat ben odada değildim.Hafifçe doğrularak etrafa bir göz gezdirdim.Yakın bir yerden fısıldaşmalar geliyordu.Korkarak yerime sindim.Kolumda sinirlerimi bozan bir serum vardı.Bana ilaç falan mı veriyorlardı? Gerçi kendimi çok daha iyi hissediyordum.Oda zindanın aksine beyazlarla döşenmiş ve parlak bir yerdi.Fısıldaşmalar yakınlaştı ve bir kapı sesi duydum.
"O hazır!"dedi sinirli bir ses.
"Biliyorum sadece incinmesinden korkuyorum."dedi tanıdığım aynı zamanda tanımadığım beni ürküten aynı zamanda cennette gibi hissetmemi sağlayan bir ses.Ayak sesleri mermer zeminde yaklaştı.Kararsızca göz kapaklarımı kaldırdım.Aynı anda kalbim bir daha hiç çarpmayacakmış gibi atmaya başladı, dudaklarım için için yanıyor, ellerim istemsizce ona doğru hareket ediyordu.Kalan son irademle yatağa gömüldüm. Nasıl bu kadar sığ olabilirdim! Onu tanımamak bir yana belki de bana zarar vermeyi planlıyorlardu.İçinde kaybolunacak, bulutlu bir günü andıran gri gözler...Dünyaya hükmeden kapkara saçlar...Her şeye inat çıkık elmacık kemikleri ve belirgin bir çene...
"Isabella Marie Cullen."dedi kadife sesiyle.Şimdi bana bir şey yapıcak olsa karşı çıkabilir miydim bilmiyordum.İrademi kontrol altına almalıydım.
"Korkmana gerek yok."dedi güven vererek."Senin hazır olmanı, kabullenebileceğin zamanı bekledik."dedi benden bir cevap beklercesine gözlerimin içine bakarak.
"Neyi?"dedim iradesiz titrek çıkan sesimle.
"Ona ben anlatıyım.Her şeyi bir çırpıda öğrenmeli."dedi diğer adam.Vücudumun gerildiğini hissettim.Yüzünün bir yanı sanki asitten yanmış gibiydi.Buna rağmen geçmişte çok dinç ve asil olduğu belliydi.Bedeni hala kararlı ve dimdikti.Aklaşmış saçları yaşını ele vermeden ona karizma katıyordu.Kararlı gözleri karşımdaki gri gözlerle buluştu.Bu sanki bir emir gibiydi.Birden gri gözler yerini siyah, dipsiz boşluğa bırakmıştı.Tek bir bakışla her şeyi anlatmış mıydı?
"Isabella Marie Cullen! Cennet ve Cehennem'in ortak kızı! Bundan 20 yıl önce annen" -bunu derken yüzünü öfke sarmıştı- "Cennete, babana sahip olmak istedi, sahip oldu da..."dedi derin bir nefes vererek.Ben daha ne olduğunu anlayamadan devam etti.
"Cennet çiçeklerle...Cehennem alevlerle kaplıydı...Baban her şeye inat annene tutulmuştu, kaderiyle savaşmak istedi.Her zaman burnunun dikine giderdi zaten. Anneni cennet'in yanına almak, mutlu olmak istedi.Nitekim büyük savaşlarla annene kavuştu.İlk yıllarda çok mutluydular...Cennet bir kez daha iyiliğin temsili gibi parlıyordu.Sonra sen doğdun güzel kızım...Baban ve anneni hiç bu kadar mutlu görmemiştim. Annene karşı ilk başta hepimiz ön yargılıydık fakat o da kaderi yıkabileceğini gösterdi.Cehennem'in kızıyken kendini Cennet'e adadı.Bir süre sonra günden güne solmaya başladı.İkisinin yüzünden de ters bir şeyler olduğunu anlamıştık fakat bize anlatmadılar.Ne yazıkki onları kaybedince öğrendik gerçekleri...Seni ailenin elinden almak istemişler Isabella. Tehtit etmişler Cehennem'e gelmeleri için.Ve bir gün kalktığımızda ikisi de yoktu.Annen ve baban Cehennem'in esiri olmuşlardı.Fakat elimde bir not vardı.Seni bulamamaları için dünyaya göndermemi istiyorlardı.İleride seçimini kendin yapmani hayatını dilediğin gibi yaşamanı umut ettiklerini yazmışlardı.Normal insanlar gibi olmanı istediler.Fakat geçen sene Cehennemdekilerin senden haber aldıklarını öğrendim.Babanın dileğini yerine getiremediğimi öğrenince kendimden nefret ettim.Fakat sonra sendeki büyüyü gördüm güzel kızım.Sen Cennet'in kızıydın.Bütün insanların sana şefkatle bakışlarından.Arabanın önüne atlayarak kurtardığın çocuktan...Birkaç gün öncesine kadar da seni buraya getirdim fakat delirmiş gibi hareket ettin.Bana inanmadın...Kendine inanmadın.Kendinin iyilik abidesi olamayacağını, birçok hata yaptığını iddia ettin.Bende hafızanı unutturum bunu alıştıra alıştıra yapmaya karar verdim.Şimdi bana inanıyor musun Isabella Marie Cullen?"
Bu kelimeler benim için hiçbir anlam ifade etmiyordu.Yani 16 yıldır annem annem değil miydi? Bu bugüne kadarki hayatımın tümüyle yalandan ibaret olduğu anlamına geliyordu.Kendimi zorladım.Dünya'ya her şeye lanet etmemeye çalıştım. Bana meraklı gözlerle bakan 2 adama odaklandım. İkisini de yıllardır tanıyor gibiydim. Sadece biraz yatmak istiyordum.Her şeyi sonra düşünmeliydim.
"Daha sonra da konuşabiliriz."diyerek beni şefkatle alnımdan öptü. Kendimi gerçekten de aileme yakın hissettim. Gözlerim ağırlaşarak kapandı...

Kendime geldiğimde gene okuldaydım.Başımda öğretmenim ve yığınla kişi vardı.Herkes panik içinde bana bakıyordu.
"Marie iyi misin?" dedi öğretmenim telaş içinde.
"İyiyim" diye fısıldadım fakat değildim. Artık her şeyin hayal olduğunu düşünmüyordum. Sadece, sadece...Her şey çok karışık geliyordu.
Yarım saat sonra okuldan izin almış ve eve gelmiştim.Okuldan telefon gelen annem(!) telaşla kapıyı açtı. Ona kızgın olmalı mıydım bilmiyordum.Belki onun da hiçbir şeyden haberi yoktu. Daha sonra oturma odasından gelen sesleri duydum.Tanıdık sesler...Hızla içeri girdim.

"Isabella..."dedi bir çift gri göz telaşla.
"Annen telaşla bizi aradı.Normalde bizim yanımızdayken zamanın durması gerekiyordu fakat sen okulda bayılmıştın."dedi siyah gözler.Veya babamın arkadaşı mıydı?Adlarını hala bilmiyordum.
Suçlayan gözlerle anneme baktım.Utançla gözlerini yere indirdi.
"Her şey çok fazla!"dedim sinirle.Sesim tahmin ettiğimden daha yüksek çıkıyordu."Nasıl inanabilirim.Bilmiyorum!Hiçbir şey bilmiyorum!Sadece yalnız kalmak istiyorum!" Hızla merdivenlere yöneldim.
Annemin üzüntüden çıkmayan sesiyle "Gitmek zorundasın." dediğini duydum. Güzel bedeni birden hıçkırıklarla sarsılmaya başladı. Koşarak ona sarıldım.Kendimi çok yalnız hissediyordum.Kime güvenmeliydim?
"Büyükbaba zaman daraldı"dedi gri gözler, aşık olduğum yüz.
"Isabella...Artık dünyada kalamazsın.Bugün seçimini yaptın.Artık bizimle gelmelisin.Dünya sana göre değil..."
"Ben seçim yapmadım!"dedim öfkeyle.
"Bu seçimi iradenle yapmazsın Isabella"dedi büyükbaba(!) "Bu senin hazır olup olmamanla ilgilidir.Burda kalırsan vücudun yok olur."
Kurtarması için anneme bir bakış attım.Gözlerini kaçırdı.Arkadaşlarım, okul, annemden nasıl ayrılacaktım?
"Git"dedi ve bana sıkıca sarıldı annem."Seni kendi kızım gibi sevdim Isabella.Lütfen bana kızma.Senin sağlığın için söylememeye yemin etmiştim.Seni çok seviyorum."
"Sen benim annemsin."dedim gözlerimden yaşlar boşalırken."Ne zaman gidicez...?"d
"Büyükbaba diye seslen."dedi ve gülümsedi.
Ve aynı anda kendimi yeşil ve mavinin dünyasında buldum. Güneşler, ağaçlar, kuşlar, kelebekler hepsi birbirini tamamlıyordu.Tek bir veda olmaksızın şimdi buraya mı aittim?
"Onu görüceksin"dedi büyükbaba aklımı okumuş gibi.Bir an tedirgin oldum.Fakat tuhaf bir şekilde kendimi bu büyülü dünyaya ait hissediyordum.Etrafta beyazlar içinde insanlar dolaşıyordu.Hepsinin gözleri bizim üstümüzdeydi.Beyazlar içindeki kız dokunaklı sesiyle şarkı söyleyip zıplayarak yanımızdan geçti.Beyaz pelerini rüzgarda uçuşuyordu.İleride bir grup keman ve piyano eşliğinde şarkı söylüyordu.Kelebekler onları çevrelemiş, kutsuyordu adeta. Gözlerim henüz bu parlaklığa alışamamıştı. İlerideki çimlerde bir kız bembeyaz uçuşan elbisesiyle koşarak bir oğlana sarıldı.Gözlerinden kızı ne kadar sevdiği anlaşılan oğlan sevgiyle kucakladı sevgilisini.Birden burada kimsem olmadığını farketmenin acısını yaşadım.Gözlerim mükemmel dalgalı saçlara kaydı.Yüzü bana dönüktü. Bütün dişlerini göstererek gülümsedi.Sol yanağındaki gamzesine dokunmak geldi içimden...Umutsuzluğumun içinde sığınacak bir mutluluk bulduğumu farkederek bende ona gülümsedim.Büyükbaba bizi kollarının arasına aldı.Bir bana ve bir ona baktı gülümseyerek.Elinde beyaz bir yaprak vardı.Şüphe etmeden ezip suyunu çıkardı. Aynı anda onun ve benim elimi tutup gözlerini kapadı. Bir an tüm hayatım gözümün önünden geçti.Onun bakış açısından.Gri ve siyah gözlerin bakış açısından...Adeta bana yalnız olmadığımı anlatmak istemişlerdi.Bütün ömrüm boyunca yanımdaydılar ve ben bunu şimdi öğreniyordum.Gülümsedim.Ben buraya aittim.
"Artık gelecekleriniz birbirinize bağlı..."dedi büyükbaba şüphe etmeden.Bu kelimelerin anlamını bilmiyordum.Gri gözler neşeyle aydınlandı.İç sesim güzel bir şey diye haykırdı. Herkes bize doğru yaklaşıyordu. Bakışlarında dostluk, sevgi ve bana kayınca merhamet vardı.Şüpheyle gözlerimi gri gözlere kaydırdım.İçtenlikle bana bakıyordu.Gözlerinde aşk vardı.Sonra onun gözlerinden kendi yansımamı gördüm.Benim gözlerim de onun için yanıp tutuşuyordu...
"Cennet'in çocukları! Görev artık onlarındır!" dedi büyükbaba gürleyen sesiyle.Sonra da bize gülümseyip güneşe doğru yürümeye başladı.İnsanlar bir bir bize sarıldılar.Ne olduğundan hiçbir haberim yoktu fakat bu sıcak kollarda huzur buldum.Bir süre sonra her şey normale döndü.Buradaki normal haline...Bana büyülü gelen hale...Çekinerek ve bana ne olduğunu anlatmasını bekleyerek gri gözlere baktım.

"Seni seviyorum Cennet'in Kraliçesi..."dedi kulağıma fısıldayarak.Her şey yeni yeni yerine oturmuştu.
"Ben de..."dedim iradesiz bir biçimde...Kelimeler bir şarkıdaki ahenk gibi çıkıvermişti ağzımdan.
"Alex Cromptman" diye fısıldadı gülerek.Ben de güldüm bu acınası duruma.
Dudaklarımız açlık içinde birbiriyle buluştu.Hiçbir şey umrumda değildi.Onu yıllardır içimde tanıdığımı biliyordum.Ömrümün her bir anında...
Benim için yeni bir hayat başlıyordu.Üstüme düşen yeni görevler beni ürkütse de mutluydum...Cennet'in içindeki sonsuz mutluluğuma doğru ilerledim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Elyssa Lizzié Raymond
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Elyssa Lizzié Raymond


Mesaj Sayısı : 1507
Gerçek İsim : Şeyma.
Sihirsel Soy : Melez
Rpg Puanı :
Isabella Marie Cullen Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Isabella Marie Cullen Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Isabella Marie Cullen Left_bar_bleue50 / 10050 / 100Isabella Marie Cullen Right_bar_bleue

Isabella Marie Cullen Empty
MesajKonu: Geri: Isabella Marie Cullen   Isabella Marie Cullen Icon_minitimeCuma Ocak 01, 2010 11:24 am

Öncelikle rpg konun çok sıradışıydı bence ve gerçekten sevdim bunu ... Betimlemelerin oturaklı olmuş. Ama senin de pek çok üyemiz gibi renklerde sıkıntın var. Ayrıca noktalama işaretlerinden sonra bir boşluk bıraksan çok daha hoş olur ... ^^

Puanlama Sistemi:
Betimleme: 30 / 26
Renk Düzeni: 20 / 13
İmla Düzeni: 20 / 18
Anlatım: 30 / 30


toplam : 87 ^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://godricshollow.yetkin-forum.com/forum.htm
 
Isabella Marie Cullen
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kristen Marié Cullen
» Kristen Marié Cullen
» Isabella Serena Lively
» Edward Masen Cullen
» Isabella..

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Karakter İşlemleri :: Puan Belirleme-
Buraya geçin: