|
|
| Eski Yazılar İkinci Ders - Çivi Yazısı - Ortak Ders | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Maria Phembarl Hogwarts Kütüphane Görevlisi
Mesaj Sayısı : 145 Gerçek İsim : Pelin. Sihirsel Soy : Safkan. En Belirgin Özellik : Kapalı kutu. Rpg Puanı : Düello Gücü :
| Konu: Eski Yazılar İkinci Ders - Çivi Yazısı - Ortak Ders Perş. Haz. 16, 2011 12:00 am | |
| Havaya rağmen kendini kötü hisseden cadının aklında tek bir şey vardı derslikte dolanırken. Omuzlarından aşağı süzülüp, çıplak tenini kapatan fulara dokundu parmak uçlarıyla. Aşağı çekip omzunda iyileşmekte olan yaraya baktı. İç çekti gözlerini kapanmaya yüz tutmuş izin üzerinde gezdirirken. Fuları yeniden yerine örtüp, yeşil kıyafetinin yara izini kapadığına emin olduktan sonra, derslikte en ufak hazırlık yapmadan beklemeye başladı. Her şey aklında, bir bir sıralanmış halde öğrencilerin parşömenlerine dökülmeyi beklerken, olduğu yerde üzerindeki kıyafetin pelerinini havalandırarak dönen Maria, ilk öğrencisine gülümsedi. Gülüşü yorumlanamayacak kadar ortada kalırken, kendi masasına geçen profesör diğer öğrencilerin eve dolmasını bekledi. Yeterli nüfusu sağladığında, masaların arasında gezinmek üzere ayağa kalktı ve yürümeye başladı.
Dersin konusunun ne olduğuna dair en ufak bir ipucu vermeyen kadın, maceranın ortasında, baskı altında Hogwarts öğrencilerinin nasıl olduğunu görecekti. Aldığı derin nefeslerden biriyle, ders başladı.
‘’ Pekala, bugünkü derse dair pek bir ipucu vermediğimden, sanırım öncelikle doğaçlama olarak devam edeceğini söylemeliyim. Herkes parşömenlerini çıkarsın ve not almaya hazır olsun. Size, hayati bilgiler vereceğim.’’ Sözlerinin sonunda en arka sıradaki bir Hufflepuff’a gülümsedi ve devam etti anlatacaklarına.
‘’ Bugünkü konumuz, çivi yazısı. Çivi yazısı, bilinen ilk yazı türüdür. Taşların üzerine resimler ya da harfler ile özel bir teknikle yazılır. Bu yazı türü papirüsün bulunması ile son bulmuştur. İlk Çağ'da Mezopotamya'da ve Anadolu'da kimi kavimlerin kullandıkları yazı türüdür. Önceleri ideogramlardan, daha sonra fonetik simgelerden oluşmuştur. Genellikle kil tabletleri üzerine yazılır. İşaretlerin biçimi çiviye benzediği için, on yedinci yüzyıldan bu yana bu adla anılır. Yazı ilk kez 1802 yılında Alman bilgini Grotefend'in Pers çivi yazısını çözümlemesiyle okunmuştur. 1915 yılında Çek bilgini Bedrich Hrozny de Hitit çivi yazasını okumayı başarmıştır. Asur ve Babil çiviyazısının okunması uğraşıları, 1846 yılında İrlandalı bilgin Hincks'in buluşuyla başarıya ulaşmıştır. ‘’
Kalan bilgileri daha sonra aralarda vermeye devam edecekken, o anlık olan biteni not almalarını bekler gibi sözlerine ara verdi. Masasına gidip kadehinden bir yudum aldı. İçinde ne olduğu muamma olan siyah camdan kadehin altında duran bardak altlığını aldı ve bir öğrencisinin önüne koydu. ‘’ Ne görüyorsun? ‘’
Bir bardak altlığının kenarlarına bile işlenmiş çubuklu şekillerden oluşan kil tablayı sıraya bıraktı. Yerine dönerken, öğrencisinden gelen açıklamayı dinliyordu. ‘’ Çivi yazısı. Yuvarlak bir tablet olduğuna göre büyük olasılık Eski Babil ya da daha öncesine ait. ‘’ Sonuçtan etkilenen profesör yavaşça öğrencisine döndü. ‘’ Etkileyici. Binana on puan kazandırdın.’’ Birkaç bilgi daha vermek için dudaklarını araladı. ‘’ Arkadaşınızın da söylediği gibi, eski dönem tabletleri yuvarlak kil parçalarına kazınmış, daha sonraki dönemlerde kolon ve benzeri kullanım yerlerine taşınmış olarak görülebilir. ‘’ Öğrencisinin adını not alırken ilerlediği masasından asasını aldı. Asayı neden aldığını merak edenleri biraz daha işkillendirmek için, birkaç cümle daha ekledi. Faydalı olacağına inansalar iyi olacağını vurgulamak için yüksek sesle konuşuyordu. ‘’ Bu tabletlerin sonuna yazan kimseler, bittiğini belli etmek için çizgi koyarlar ve zaman zaman yazan kişinin adı tablette yer alır. Bu sebepten yazanları bulmak daha kolaydır. Yazıların yazıldığı yön biraz daha dışarı doğrudur, böylece tabletin arkasını ve önünü de ayırt edebilirsiniz. ‘’
Gerekli bilgileri vermesinin ardından, sınıfın arkasında yürüdüğü yerden asasını hareket ettirdi. Sınıfın ortasında, kürsüye yakın bir yerde, bir kapı belirdi. Açılıp içinden geçildiğinde yine sınıf zeminine ayak basılacakmış gibi orada öyle amaçsızca duran kapının yok yere getirilmediğini cadı ve büyücülerin anladığını umuyordu. ‘’ Öğrenmenin en iyi yolu, uygulamadır. İlk kim geçecek kapıdan? ‘’ Bir gönüllü istiyordu.
İlk yazan kişi, önüne tableti koyduğum öğrenci gibi davranabilir ve binasına on puan kazandırabilir fazladan. Konuşmalarımı alıntılayıp rplerini uzatanlara puan vermeyeceğim arkadaşlar.
Derse gelmeden önce başınıza ilginç bir olay gelmesini sağlayın lütfen, kısacık da olsa. Uyandım yemek yedim geldim rpleri okursam puan ona göre olur. Hadi bakalım, kalemlerinizin kuvvetini görelim. İsteyen kapıdan geçmek üzere direk gelebilir. İlk rplerinizden sonra bir önceki dersteki gibi DM’li online rp sistemine geçeceğiz. Zar atacağım, ilerleyeceksiniz ya da kalacaksınız başka bir boyutta. :P Sizi geri getirmenin bir yolunu da dersten sonra yapacağımız bir kurguda buluruz belki ha?
Herkese şimdiden kolaylıklar dilerim. | |
| | | Megandren Wheale Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Mesaj Sayısı : 94 Gerçek İsim : Eda. Sihirsel Soy : Safkan. En Belirgin Özellik : Zeki. Rpg Puanı : Düello Gücü :
| Konu: Geri: Eski Yazılar İkinci Ders - Çivi Yazısı - Ortak Ders Perş. Haz. 16, 2011 5:33 pm | |
| Son lokmasını ağzına tıkıştırarak hızlı adımlarla odasına doğru yürüyordu küçük cadı. Bu sabah geç uyanmıştı ve kahvaltısını geç bitirmişti, eski yazılar dersi birazdan başlayacaktı. Bir dersi kaçırmamak önemliydi küçük cadı için. Derslerini çoğu zaman önemserdi, tıpkı tipik bir Ravenclaw öğrencisi gibi. Odasına aceleyle girdiğinde fal taşı gibi açılmıştı buz mavisı gözleri. Çok sevdiği vazosu kırılmış, tüy kalemler güneş ışığında yere doğru süzülüyordu. Odası dağıtılmıştı, yastığı parçalanmıştı ve kedisi ortalıklarda görünmüyordu. Bu kesinlikle kedisinin işi olmalıydı. En azından böyle düşünüyordu küçük cadı. Ne yapacağını bilmeden geri döndü odanın kapısından. O küçük kediyi bulmalıydı bir an önce Hogwarts koridorlarında dolaşarak. En kötü tarafı dersin başlamak üzere olmasıydı. Halbuki hazırlanmıştı dersine. Şimdi o küçük kediyi koşturmak zorunda olmak... Hemen hemen koridorlarda aceleyle geçen tüm öğrencilere soruyordu kedisini. Ancak görmemişti kimse. Ortak binasına yakın tüm odalara girmişti neredeyse. Yerlerde bile sürünmüştü eşyaların altına bakabilmek için. Toz içinde kalmıştı her sabah özenle giydiği siyah cübbesi. Her teli ayrı bir tarafa geçmişti kahverengi saçlarında. Kocaman odada dönüp duruyordu küçük cadı, cübbesinin sağ omzu düşmüş bir şekilde. Duvarda bulunan saate baktığında, iyice yerinden çıkacakmış gibi oldu buz mavisi gözleri. Ders başlamıştı, her geçen dakika kedisinden daha fazla nefret etmesine neden oluyordu. Tam o sırada odada bir miyavlama sesi yankılandı. Sesin geldiği yöne çevirdi bakışlarını. Hiçbir şey olmamış gibi küçük beyaz patilerini yalıyordu kedisi. Kedisine doğru gitti hızla. Öne doğru eğildi işaret parmağını kedisine doğrultarak. "Sen, hayatımda gördüğüm en kötü kedisin Cleo!" Küçük bir mırıldanmayla ayaklarına sürtündü küçük cadının. Ancak affetmeye niyeti yoktu pek. Hemen cübbesinin içine koydu kedisini, sürekli miyavlamasına aldırış etmeden. Odasına geldi tekrar koşarak. Dağınıklıktan nefret ediyordu ancak yeterli zamanı yoktu da toplamak için. Cübbesinden çıkardı kedisini, bıraktı odanın orta yerine. Ardından kitaplarını zarif el hareketiyle yanına çağırarak ayrıldı odadan. Kapının hızla çarpmasıyla tek bir miyavlama duyuldu küçük kediden.
Dersliğe girdiğinde herkesin dönüp ona baktığını gördü. Saçları dağılmış, cübbesi toz içindeydi. Bulduğu ilk boş sıraya bıraktı kendini çekingen bakışlarla. Neyse ki profesör daha bir şeyler anlatmaya başlamamıştı. Hala usulca dolanıyordu derslikte. Birkaç kez derin nefes aldı, öğrencilerin arasından geçerken. Son derin nefes aldığında ağzını araladı konuşmak için. En ufak bir ses bile çıkmıyordu derslikte. Bugüne dair hiçbir ipucu vermemişti profesör. İlk konuşmasında da dile getirmişti bunu. Öğrencilerin tek bildiği şey not almaları gerektikleriydi. Onları bu konuda uyaran profesör bahsettiği hayati bilgileri vermeye başlamıştı. Profesörü büyük bir merakla dinlerken not almayı da ihmal etmiyordu küçük cadı. Nihayet başlık atabildiğine seviniyordu defterine. Çivi yazısı. İşleyecekleri konuydu bu. Çivi yazısını açıklayan profesörü dinlerken gözünde canlandırması zor olmuyordu eski zamanları. Birden sağ elinde çivi, sol elinde çekiç bir taşa yazı yazarken gördü kendini. Engel olmadı yüzünde beliren o küçük tebessüme. İrkildi aniden gelen bir sesle. Profesör masasının üzerine bir bardak altlığı atmıştı, ürkütücü bir ses çıkarmıştı kil tabla, hayale dalıp gitmiş biri için. Kendine geldi ufak bir titremeyle. Dikkatlice süzdü kil tablayı. Bir sürü çubuklu şekilde varı tablada. Derin bir nefes aldı ve profesöre bakıp bunun bir çivi yazısı olduğunu söyledi. Küçük cadının bildiği kadarıyla yuvarlak tabletler Eski Babil zamanından daha öncesine aitti. Tekrar profesöre bakarak bildiğini söyledi. Profesörün arkası dönük olduğundan anlayamamıştı tepkisini. Sonra profesör etkilendiğini söyleyip binasına on puan verince mutlu olmuştu küçük cadı. Etrafına bakındı gururla. Eline asasını alıp bir yandan bilgi vermeye devam etti profesör. Dersliğin ortasında sıradan gibi görünen bir kapı belirdiğinde hayret etmişti küçük cadı. Uygulama vaktinin geldiğini anlamış gibiydi. Ama bu nasıl olacaktı? Profesör gönüllü istediğinden ayağa fırladı küçük cadı, merakına yenik düşerek. Öğrencilerin keskin bakışlarının arasından geçerek profesörün yanına geldiğinde büyük bir heyecan esir almıştı küçük cadıyı. Aklında tek bir soru vardı; sırada ne var? | |
| | | Satellite Romolius Beauxbatons VI. Sınıf
Mesaj Sayısı : 572 Gerçek İsim : İlkin. Patronus : Sincap. Sihirsel Soy : Safkan. Özel Yetenek : Metamorfmagus.
En Belirgin Özellik : Söylenilenlere göre atılganlığım. Rpg Puanı : Düello Gücü :
| Konu: Geri: Eski Yazılar İkinci Ders - Çivi Yazısı - Ortak Ders Perş. Haz. 23, 2011 7:02 pm | |
|
Etrafındaki birkaç kıkırdaşma sonucu uyandı Satellite. Su yeşili gözlerini yavaşça açtığında kendine gelmesi biraz uzun sürmüştü. Üzerine sarı cübbesini geçirip yatakhaneden çıkanları gördüğünde fısıltıyla lanet okudu kendine. Yine geç kalkmıştı, hem de hazırlanması uzun süren bir kız olmasına rağmen. Yatağından aceleyle doğruldu, çıplak ayaklarıyla soğuk zemine bastı ve dolabını açtı. Yine bumburuşuk kıyafetlerin üzerine dökülmesini izledi, aradan sarı cübbesini seçip aldı. Ne giyeceğini düşünmesi fazla uzun sürmemişti, okul adabına uygun olaraktan kravat, gömlek ve etek seçti. Hızlıca spor tarzındaki siyah ayakkabısını ayağına geçirdi ve giyinmeye koyuldu. Olabildiğince çabuk bir şekilde gömleğini ilikledi, kravatını sonra düzeltmek üzere sonuna kadar çekti. Yatakhaneden ayrılmadan önce aynada yeşil gözlerine baktı dikkatlice. Onları gerçekten çok seviyordu. Açık saçlarını arkaya attı, ellerini aşağıya doğru indirirken saçı şekil almıştı bile. Son kez aynada kendini kontrol ettikten sonra dolabından çantasını çıkardı ve koşarken ittiği birkaç kızdan küfür yedikten sonra yatakhanenin kapısından çıktı ve ilerlemeye devam etti. Hızlı bir şekilde koşuyordu, bu koşuştan bile birçok düşman edindiğini biliyordu. Yere düşürdüğü kağıtlardan, kitaplardan ve kalemlerden dolayı öğrencilerden özür dileye dileye bitkin düşmüştü. Eski yazılar dersliğine doğru koşar adımlarla ilerlerken koridorda koşuyordu fakat tek başına. Etrafta kimse görünmüyordu. Ders başlamış olmalıydı, kendine sitem edercesine alnına vurdu ve daha hızlı koşmaya başladı. Dersliğin kapısını çalıp içeri girmeye cesaret edemiyordu. Profesör Maria aslında o kadar sinirli ve agresif bir profesör değildi fakat ders konusunda oldukça disiplinliydi. Sınıf atlaması için de bu derse girmesi gerekiyordu, ayrıca eski yazılar dersini gerçekten seviyordu. Nefesini tuttu, yutkundu ve kapıyı çaldı. Gözlerini kapayarak yavaş adımlarla derslikten içeri girdi, gözlerini açmadan konuşmaya başladı. "Özür dilerim profesör, gerçekten özür dilerim." Korkuyla yumruklarımı sıkmıştı, infazını bekliyordu. Ama bir ses kızı durdurdu. "Ne özürü kızım?" Gözlerini açtığında karşısında bir çift şaşırmış ve gülen yeşil göz görmüştü. Kafasına vurdu yine, istemsizce. Karşısında kehanet profesörü Isidora duruyordu. Ne diyeceğini bilemedi, birkaç kez özür diledikten sonra Isidora'nın kahkahaları eşliğinde sınıfı terk etti. Fakat bu çok kötü olmuştu, derse geç kalmış olmalıydı. Daha yeni dinlenme fırsatı bulmuştu, olabildiğince hızla sınıfa doğru koşmaya başladı. Bu sefer muhtemelen doğru sınıfa gelmişti ve ders henüz başlamamıştı. Kapının önünde dedikodu yapan Slytherin kızlarına bakmamaya çalışarak derslikten içeri girdi ve arka sıralara doğru ilerlemeye başladı. Kendi binasından tanıdıkları görünce hemen onların yanına çöktü ve selamlaştı. Ardından önüne döndü, dersin başlamasını büyük bir arzuyla beklemeye başladı.
Profesör yeterli öğrencinin derse geldiğine kanaat getirmiş olacak ki ayağa kalktı ve gezinmeye başladı. Satellite da örnek bir öğrenci olduğunu belli etmek adına sırtını dikleştirdi, profesörün etkileyici mavilikteki gözlerine bakmaya başladı. Profesör artık not almaya başlayabileceklerini söyleyince Satellite o örnek öğrenci edasını hiç bozmadan çantasını açtı ve içinden çıkarttığı parşömenleri sırasına düzgün bir biçimde koydu. Ardından profesörü dinlemeye başladı. Anlattığına göre bugün derinlere inmeyeceklermiş. Satellite buna sevinmişti, kafası fazla ayrıntıyı alamıyordu çünkü. Profesör kıza gülümsedi, kız da ona karşılık verdi. Parşömenine eğildi bugünkü dersi not almak üzere. Çivi yazısı öğreneceklerdi bugün, az buz bildiği en azından adını duyduğu bir türdü bu. Tam dinlemek üzere çenesini ellerine dayamıştı ki tarihler ve özel isimler duymaya başladı. Daha ilk cümleden dersi dinlemeyi bıraktı. Sadece çivi yazısını işlediklerini biliyordu. O uygarlık adları, tarihler, bilim adamları... Onları not alsa bile anlayamayacaktı zaten bu yüzden hiç denememişti bile. Eski devirdekilerin çiviyle yazdığı basit bir yazı olduğunu düşünüyordu sadece. Profesörün bir Ravenclaw öğrencisinin önüne koyduğu bardak altlığının aslında kil bir tablet olduğunu işitmişti. Bu biraz ilginçti işte. Konu ezberden çıkınca dinlemesi daha zevkli bir hal alıyordu. Bunları yazanlar imza niteliğinde çizgiler koyuyormuş, yazarı belli etmek adına. O zamanlarda da insanlar haklı olaraktan öldükten sonra da eserlerinin yaşamasını istiyorlarmış tabi. Satellite onlara hak vermişti. Profesör sınıfın ortasına doğru yürüdü ve asasıyla bir kapı yarattı. Satellite güldü, profesör tekrar dersi ilgi çekici hala getirme tekniğine geri dönmüştü. Her dersinde ayrı bir oyun, ayrı bir uygulama vardı Profesör Maria'nın. Ki bunun dersi daha dinlenilir yaptığı aşikardı. Satellite bu dersi seviyordu, gerçekten. İlk seçilenin kendisi olmasını diliyordu fakat zekasını ve dersi öğrenme isteğini her alanda belli eden Ravenclaw öğrencisi, Satellite'dan önce davranmıştı. Satellite biraz daha beklemeye razıydı. Mavi cübbeli kız içerideyken Satellite'nin aklında kapının ardında neler olduğuna dair ilginç ve yaratıcı düşünceler dönüyordu. Hiçbirinin gerçeği yansıtmadığı da biliyordu fakat düşünmeyi seviyordu. Kahverengi bukleleriyle oynarken profesör bir gönüllü daha istemişti. Elini kaldırdı, bu sefer profesörün bakışları onunkiyle buluşmuştu. Satellite yerinden kalktı, profesörün yanına gitti. Teşekkür edercesine bir şeyler mırıldandıktan sonra hafifçe kapıyı açtı. İçeride onu nelerin beklediğini çok merak ediyordu.
| |
| | | Maria Phembarl Hogwarts Kütüphane Görevlisi
Mesaj Sayısı : 145 Gerçek İsim : Pelin. Sihirsel Soy : Safkan. En Belirgin Özellik : Kapalı kutu. Rpg Puanı : Düello Gücü :
| Konu: Geri: Eski Yazılar İkinci Ders - Çivi Yazısı - Ortak Ders Çarş. Ağus. 10, 2011 4:40 pm | |
| Megandren Wheale 30 + 10 bna puanı. Satellite Romolius 30 puan.
Ders ihmalkarlığım yüzünden devam edemediğinden ve giriş rpleri oldukça başarılı olduğundan tam puanı hakettiklerini düşünüyorum. | |
| | | | Eski Yazılar İkinci Ders - Çivi Yazısı - Ortak Ders | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|