Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Üçüncü Ders

Aşağa gitmek 
+18
Hadad Nasser Mahrudini
Moonlight Kesha Pearly
Mathias Leo Bernie
Kesha Lune Euryale
Lizzié Katherina Cuddle
Jacquella Jacques
Adrasteia Quiwen
Robert de Marqué Albusan
Eva Dapnie Lion
Rose Laquisha
Satellite Romolius
Evaline Slowen
Dante Porter
Damien Johnson
Dolores O'Riordon
J. Christopher Newell
Adrian Steph
Diana Swennie Rosenbaum
22 posters
Sayfaya git : 1, 2  Sonraki
YazarMesaj
Diana Swennie Rosenbaum
Cadı
Cadı
Diana Swennie Rosenbaum


Mesaj Sayısı : 2028
Gerçek İsim : Ayşin.
Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Duyguları ile hareket etmesi.
Rpg Puanı :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue

Üçüncü Ders Empty
MesajKonu: Üçüncü Ders   Üçüncü Ders Icon_minitimePtsi Kas. 22, 2010 4:59 pm

Bu dersimizde, bir tema üzerinde yaratıcılığınızıkonuşturacaksınız. Betimlemeleri unutmayın. Pastel tonları kullanmalısınız. Verol oyununuzu yazarken, mümkünse önünüzde google ve TDK’nın resmi sitesi açıkolsun ki; araştırma isteyen konulara bakabilir, yazım klavuzundanyararlanabilesiniz. Ayrıca, düzeltme okuması yapmalısınız. Rol oyununuzuyeterli bulana kadar tekrar tekrar okuyup düzeltin.
 
Tema: Uzun zamandır görmediğinizbiriyle karşılaşacaksınız. Sizin için önemli biri. Veya sizin için önemli olanbirinin bir tanıdığı. Kim olduğuna, O’nunla bağınıza siz karar vereceksiniz.Bakarız, güzel bir kurgunun ilk adımları olur bunlar, ne dersiniz? Haydibaşlayalım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://godricshollow.yetkin-forum.com
Adrian Steph
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Adrian Steph


Mesaj Sayısı : 23
Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Çalışkan, başarılı
Rpg Puanı :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue71 / 10071 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue

Üçüncü Ders Empty
MesajKonu: Geri: Üçüncü Ders   Üçüncü Ders Icon_minitimeSalı Kas. 23, 2010 6:08 pm

Cisimlenmenin ardından yaşadığım mutluluk söndü ve hızlı adımlarla malikânenin girişine yürüdüm. Eski bir dostu görmek bazen size iyi gelebilir peki eski bir düşmanı… Mutlu olmak istiyorsanız mutlu etmelisiniz. Artık bu şart ve yapacağım işin ne olduğunu bilmeden ilerlemek berbat. Demiri paslanmış kapıda durdum ve asamı kılıfından çıkardım. Özenle yaptırdığım işlemesine tekrar baktım ve kapıya doğrulttum ve fısıldadım. Alohomora…” ve bir klik sesiyle kapı arkaya savruldu. Emin adımlarla yürümeye devam ettim. Tozlu merdivenleri çıktım ve ana giriş kapısı geriye savrularak açıldı. Pelerinimi savurdum ve asamı daha fazla kavradım. Şuan bir kedi yavrusundan farksızdım. Siyah döşemelere ve askılıklara baktım. Derin bir nefes aldım ve içeri girdim. Tek bir kapı vardı. Kaliteli, dayanaklı ve büyülü olduğu belli… Kapıyı tıklattım ve tekrar Umutsuzca büyüyü fısıldadım. Alohomora…” işe yaramadı tahmin ettiğim gibi. Bir müddet beklememin ardından kapı açıldı. Göze çarpan ilk şey geniş bir şömineydi. Yanıyordu. Yanına iki koltuk konulmuştu. Rahata benziyorlardı. Birinde Spertius, eski düşmanım otururken diğer koltukta boş değildi. Bana sırtına dönük, bacağının yarısı görünüyordu. Bacağını sinirlenmişçesine sallıyordu. Spertius ile göz geze gelene kadar odayı taradım. Fısıltı halinde konuşlu... “Otursana, Adrian…” kafamı “Peki.” Dercesine salladım ve nereye oturacağımı düşünmeye başladım. “Ah, doğru. Bu odada iki koltuk var. Eh, öyleyse neden yanımıza gelip ayakta bize katılmıyorsun.” Bu bir soru değildi. Emirdi. Yavaşça koltukların arasından geçtim ve diğer misafirin yünü gördüm.
Eski bir dostu görmek sizi her zaman mutlu etmez. Hele de eski dostunuz ve düşmanınız yani dostlarsa…
Şaşırdığımı belli edercesine gözlerimi açtım ve eski arkadaşımın siyah gözlerine baktım. Bana bakana kadar. Bana baktığında ise umursamazca Spertius’a döndüm.Ah, bugün aramızda Sheiralp’ta var. Doğru ya! Siz eski dostlarsınız.” Yavaşça fısıldadı kimsenin duymayacağından emin olarak. “Ve sizlerde yeni dostlar…” “Her neyse adamım. İstediğin şeyi biliyorum ve sana yardım edeceğim…” Yardım mı!? “Ama karşılığında ufak bir şey istiyorum. Bana kızı getireceksin. Diri…” Tahmin edilemez bir şey değildi. Düşünüyormuş gibi yapıp kafamı Sheiralp’e döndürdüm ve konuştum. “O neden burada? Ah, nasılsın eski dostum?” dedim ve elimi öne uzattım. Tedirgin oldu ve terli elleriyle elimi sıktı. Diğer eliyle sakalını sıvazladı, alnını sildi. “Beni, o çağırdı. Çay içmek istiyormuş da.” Yani size açıklayayım. Spertius sırf beni ezmek için eski dostumu buraya çağırmış Ama unutulmaması gereken bir şey var ki o da Spertius asla zorlamaz. Sert bir şekilde rica eder. Yani Sheiralp buraya kendi isteğiyle geldi…
“Öyle mi?” dedim alaycı bir ses tonuyla. Ve tehditkâr bir şekilde Spertius’a döndüm ve “Tamam, yarın burada.” Dedim. “Güzel, Adrian. Sanırım gidebilirsin. Bir daha ihtiyacım olursa çığırırım.” Gözlerimi kaçırdım ve hızlı adımlarla çıkışa yürüdüm. Arkada konuşmalarını duyuyordum. “Çay ister misin, Sheiralp?” sesinde bir emrediş vardı. Onun söylediklerine boyun eğdirme. Kapıdan çıktım be az önce bıraktığım ayak izlerine baktım. Aynı yolu takip ederek malikâneden çıktım. Kapını arkamdan kapanışını duydum ve demirliğe gelene kadar asamı çok sıkıca kavradım. Ve yani işime koyulmak için harekete geçtim basit bir hareketle. Cisimlendim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
J. Christopher Newell
Seherbaz
Seherbaz
J. Christopher Newell


Mesaj Sayısı : 1671
Gerçek İsim : iq T
Patronus : Smilodon Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Cesaret
Rpg Puanı :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue

Üçüncü Ders Empty
MesajKonu: Geri: Üçüncü Ders   Üçüncü Ders Icon_minitimeÇarş. Kas. 24, 2010 3:03 pm

İlgili şahsın dikkatine;
Daha önce yaptığım 'Çatlak Kazan'daki Sır' adlı rol oyununda bu konu işlenmektedir. Okumak için; Link.


En son James Christopher Newell tarafından Çarş. Kas. 24, 2010 3:24 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Diana Swennie Rosenbaum
Cadı
Cadı
Diana Swennie Rosenbaum


Mesaj Sayısı : 2028
Gerçek İsim : Ayşin.
Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Duyguları ile hareket etmesi.
Rpg Puanı :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue

Üçüncü Ders Empty
MesajKonu: Geri: Üçüncü Ders   Üçüncü Ders Icon_minitimeÇarş. Kas. 24, 2010 3:26 pm

Gelişme var, Adrian.^^
Her ikinizin de başlığını açıyorum.

Edit: Kurguyu ben verdiğim için, bu başlığa yazılan rp'lerin konusuna kimse çalıntı demez, James de öyle bir şey demedi zaten. Mesajları temizliyorum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://godricshollow.yetkin-forum.com
Dolores O'Riordon
Sanatçı
Sanatçı
Dolores O'Riordon


Mesaj Sayısı : 81
Gerçek İsim : Berfu
Sihirsel Soy : Melez
En Belirgin Özellik : Şanslı
Rpg Puanı :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue82 / 10082 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue41 / 10041 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue

Üçüncü Ders Empty
MesajKonu: Geri: Üçüncü Ders   Üçüncü Ders Icon_minitimeC.tesi Kas. 27, 2010 5:17 pm

Miras; Saçmalıyorsunuz!




Topuklu ayakkabılarımın sesi boş odayı dolduruyordu. Zemin pürüzsüzdü. Odayı aydınlatan minik ışık süzmesi ise kapatılmış kadife perdenin yırtık bölgelerinden geliyordu. Rengini tam seçemiyordum perdenin.

“Bence hiç buralara bakmayalım, Dolores, hayatım.” Dedi teyzem arkamdan kalın ama kibar sesiyle. “Sorun değil teyze, giderlerken bana ne bırakmışlar merak ediyorum.” Dedim sadece ve kadife perdeye daha fazla yaklaştım. Artık renginin som altına benzediği ortadaydı. Açılan delikleri önemsemeden perdeyi kenara çektim ve küçük camdan içeri ışığın girmesine izin verdim. Duvarların rengi ve yaşananlar adeta ortaya çıkmıştı. Beyaz duvarlar yılların getirdikleriyle saflığını kaybetmiş sarımtırak bir renk çalıyordu. Duvarda sadece bir fotoğraf vardı, çerçevesiz. Gözlerimi kısarak resme yaklaştım. Odayı tekrar topuklu ayakkabımın takırtısı doldurdu. Resmi yerinden çıkardım ve incelemeye başladım. Bir aile fotoğrafıydı. Annem, babam. Ben henüz yokum ama annemin karnındaki şişlikten bana hamile olduğu açıkça ortada. İkisi de gülümsemiyordu. Sadece bakıyorlardı. Sanırımİmperio lanetinin ardından aceleyle çekilmiş fotoğraf buydu ve birinin bunu buraya özellikle yapıştırdığı bariz ortadaydı. Yanaklarımın ıslandığını hissettim ve elimin tersiyle yanağımı sildim. Elimin tersine baktığımda bir miktar fondötenin elime geçmiş olduğunu gördüm.

“Sanırım gidebiliriz, teyze. Ve sanırım burayı satılığa çıkaracağım.” Dedim ve teyzeme bakarken yüzüme bir tebessüm yerleştirdim. “Olmaz, Dolores. Biliyosun, miraslarında yazılı olanı.” “Evet.” Dedim ve miras gözlerimim önüne geldi.



Kızım Dolores O’Riordon’a bütün aile geçmişimizin ve hatıralarımızın saklı olduğu evimizi bırakıyorum. Umarım pandoranın kutusunu kaybetmez ve anahtarı bulur…



Savunma pozisyonunu aldım ve konuştum. “Hayır teyze. Bana saçma bir kutuyu kaybetmememden söz ediyor. Evi satmamam gerektiğini söylemiyor.” Dedim ve söylediklerime kendim bile inanmadım. “Hadi, çıkalım buradan. Sanırım nefes alamıyorum.” Dedim ve kapıya doğru hızlıca yürümeye başladım. Fotoğrafın elimde olduğunu unutmuştum. Yanlışlıkla olmuş gibi yere attım ve kapıdan çıktım. Eminim ki teyzem şuan arkamda fotoğrafı yerden almış ve gözyaşlarını bastırıyordur.

Teyzem kırk beş yaşlarında tatlı bir kadındır aslında. Hayır. Onun davranışlarını ve konuşmalarını bazen hiç beğenmiyorum. Bilmiyorum ama bazen karanlık tarafa yakın gibi geliyor. Ama bazense… Onu çok acı çekerken gördüm. Annem yüzünden. Ben bile bu kadar acı çekmiyordum ama sanki o, ölümleri onun yüzündenmiş gibi davranıyor. Merdivenlerin başına geldim ve elimi tırabzana koydum. Arakama baktım, teyzem hala gelmemişti. “TEYZE!” “Geliyorum, tamam.” Dedi ve paytak paytak, koşarak yanıma geldi. Önden inmeye başladım, merdivenler gıcırdıyordu. Bu ev satılamazdı, yakılmalıydı. Merdivenin sonuna geldiğimde muzipçe teyzeme döndüm ve konuştum. “Ne yani, sen bu evi mi beğeniyorsun?” dedim ve sağ ayağımla birinci basamağa vurdum. Bir takırtı ile gıcırtı arasında ses çıkardı ve titredi. Bir şeyimi affedercesine sakince gülümsedi. “Hadi, gidelim.” Dedi ve kapıya yürüdü ve tokmağı çevirdi.

Karşımızda sarı saçlı bir kadın duruyordu. “Buyurun.” Dedim. “İyi günler.” Diye bağırdı. Kulaklarımı kapatmamak için kendimi zor tuttum. Bıkkın bir şekilde “Size de iyi günler, neden buradasınız. Şeker mi topluyorsunuz ha?” dedim. Kadın gülümsedi ve evin içine doğru bir adım attı. Teyzemi kolumla geriye ittim ve kadınla karşı karşıya kaldım. Elimle ceketimin içini, asamın kılıfını kontrol ettim. Karşımdaki bir muggle olmayabilirdi sonuçta. Kadın şaşırdı ve biraz geriledi. “Bayan O’Riordon, ben babanızın avukatının asistanıyım. Sizinle konuşmaya ve bir yanlışlığı düzeltmeye geldim.” Geriledim ve kadının içeri girmesine izin verdim. Ve gerilediğimde arabasından yeni inen babamın avukatı Bay Jones’ı gördüm. Kadının yanından sıyrıldım ve hızlıca Jones’a koştum. Topuklu ayakkabılar ile ne kadar koşulur ise. Ona koştuğumu görünce kollarını açtı. Özlemle sarıldım onun bana sarıldığı gibi. Kokusunu içime çektim ve babamın kokusunu aradım.

Zack benden birkaç yaş büyük biriydi. Aşırı derecede karizmatikti ama yakışıklı değildi. Onun yanında kendinizi güvende hissederdiniz. Ya ada tahlikede…

Beni bıraktığında hala elini tutuyordum. O ise bana otuz iki diş sırıtıyordu. “Seni görmek güzel Zack.” Dedim ve onu eve çekiştirmeye başladım.



Rp out: Aslında ben yazdıklarımı birleştirerek bir hikaye oluşturmayı planlamaktayım. Bu nedenle tamamlanmamıştır..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Diana Swennie Rosenbaum
Cadı
Cadı
Diana Swennie Rosenbaum


Mesaj Sayısı : 2028
Gerçek İsim : Ayşin.
Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Duyguları ile hareket etmesi.
Rpg Puanı :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue

Üçüncü Ders Empty
MesajKonu: Geri: Üçüncü Ders   Üçüncü Ders Icon_minitimePaz Kas. 28, 2010 9:49 am

Beğendim. Betimlemelerin, kurgun falan güzel. Renklendirmeye dikkat ancak. *-* Başlığını açıyorum, yeni rp yollayabilirsin.^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://godricshollow.yetkin-forum.com
Damien Johnson
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Damien Johnson


Mesaj Sayısı : 28
Gerçek İsim : Mehmet :)
Sihirsel Soy : Melez
En Belirgin Özellik : Takılırım ben kafama göre
Rpg Puanı :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue34 / 10034 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue

Üçüncü Ders Empty
MesajKonu: Geri: Üçüncü Ders   Üçüncü Ders Icon_minitimeCuma Ara. 03, 2010 5:45 pm

Loş ışıkta önümü bile göremiyordum.Herkes toplanmış sanki bana bakıyorlardı,ama etrafımda kimse yoktu."Söyle' misin Damien ? Bu iğ'enç evde ne a'ıyo'uz." Erik'in telaşı yüzünden belli oluyordu onu sakinleştirecek bir edayla "Burası April teyzenin evi Erik! Onu ziyaret etmek zorundayız,bunu bildiğini sanıyordum." Erik'in birden yüzü soldu,hafif bir ışıkta evin içini dolaşırken Erik söyleniyordu " A-A April teyze ne'desin ? " Erik kes sesini ! " Artık tahammülüm kalmamıştı buraya gelmek Erik'in fikriydi ancak söylenip duran yine oydu,içeriden harika,hoş ve rahatlatıcı bir ses tonu geldi "Damien ? Erik ? Siz misiniz evlatlarım " Erik bir korku çığlığı attı.Açıkcası bu eve gelmeyi bende istemiyordum ancak April teyzenin torunu Adriana'yı kesinlikle görmem lazımdı,hiç gecikmeden konuya girmeye çalıştım. " Merhaba April teyze bizde sizi ziyarete gelmiştik,Adriana yok mu ? " Bunu o kadar net bir şekilde söylemiştim ki buraya Adriana için geldiğimi resmen itiraf etmiştim. April teyze hoş bir tavırla " Elbet,elbette burada içeride dinlendiğini söyledi.Ama önce içmeye doyamayacağınız Galapagos çayımdan içmelisiniz " Erik korkunç bir tıslama çıkardı bana doğru eğildi ve o muhteşem Texas aksanıyla kulağıma fısıldadı " Bu kada'ı fazla bu'dan gidiyo'um " Çok az ışık alan evde Erik'in tahammül kalmamış gibi görünüyordu. April teyze çok nükteci bir tavırla " Aaah, sadece şaka yapmıştım çocuklar,o çaydan nefret ederim tadı bir berbat, bu arada Adriana üst katta 2. odada bende biraz uzanacağım çocuklar,iyi eğlenceler! " Erik ile hafif güneş alan evde üst kata çıkıyorduk, pencerelerden yüzümüze vuran rüzgar öyle şiddetliydiki sanki bir limanda Karayel bize vuruyordu.Odalarda biraz dolandıktan sonra aşırı süslenmiş,posterler yapıştırılmış bir oda gördük, ve üzerinde büyük harflerle " ADRIANA " yazıyordu.Erik hafifçe kapıyı tıklattı ve içerden,sanki mutluluğun insanlarla konuşması gibi bir ses geldi " Girebilirsiniz. "
" Pekala Erik, buradan sonrasını ben hallederim.Senin o müthiş aksanınla herşeyi mahvetmek istemiyorsan burda beklemelisin.Beni anlıyor musun ? " Erik hafifçe kafasını ileri geri salladı içeri girer girmez bir çift kol bana sarıldı. " Ah! Damien sen miydin geldiğine o kadar çok sevindim ki.Bende tam senin gelmeni umuyordum,bu arada kapıdaki arkadaşın kim ? " Ürktüm kendi kendime dua ediyordum.Umarım Erik tek kelimesiyle bütün planı batırmayacaktı.Erik'te daha önce hiç rastlamadığım bir ses tonuyla karşılaştım,o kadar kibardıki adeta büyülendim." Merhaba Adriana,seni görmek güzel kır gezisine gidiyoruz değil mi ? " Şok oldum Adriana ve Erik birbirlerini tanıyorlardı.Erik bana gülümsedi ve Adriana devam etti "Elbette gidiyoruz ! " dedi mutlu mutlu.Beni ve Erik'i kollarının arasına alarak karanlık evden çıkarak parlayan güneşin altında yola koyulduk ..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Diana Swennie Rosenbaum
Cadı
Cadı
Diana Swennie Rosenbaum


Mesaj Sayısı : 2028
Gerçek İsim : Ayşin.
Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Duyguları ile hareket etmesi.
Rpg Puanı :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue

Üçüncü Ders Empty
MesajKonu: Geri: Üçüncü Ders   Üçüncü Ders Icon_minitimeC.tesi Ara. 04, 2010 5:19 am

En başta; görünüş çok kötü. Aşırı uyumsuz ve göz yorucu renkler kullanılmış. Yazının tümünü kalın yapmak kötü bir tercih. Ve yazıda paragraflara fazla yer verilmemesi okuyucunun gözünü korkutuyor. Anlatım konusunda da iyi düşüncelerim yok açıkçası. Birkaç betimlemeyle yazıda betimleme kullanmış olunmuyor ayrıca. Son olarak; bu bir karşılaşma rp'si sayılmaz. Çok eleştirdiğimin farkındayım ama gelişmen için bunu yapmalıyım. Senin için başka ne yapabilirim bilmiyorum ama başlığını açamam.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://godricshollow.yetkin-forum.com
Dante Porter
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Dante Porter


Mesaj Sayısı : 7
Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Beyaz saçları ve ağzından düşmeyen sigarası onu ele vermektedir
Rpg Puanı :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue43 / 10043 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue

Üçüncü Ders Empty
MesajKonu: Geri: Üçüncü Ders   Üçüncü Ders Icon_minitimeCuma Ara. 17, 2010 3:19 pm

Bölüm 1:Hogwarts'a Başlangıç

Hogwarts'a gittiğimde herşey bambaşkaydı.. Görkemli şato beni çok etkilemişti çünkü hayatımda ilk kez böyle görkemli bir yer görmüştüm. Görevli bize:
''Birinci sınıflar,beni takip edin!''
dedi..
Bizi yemekhaneye götürdü,müdür konuşma yaptıktan sonra sırayla yeni gelenlerin ismi okundu,sonunda yüksek sesle ismim okundu:
''Dante Porter!''
Yavaşça yerimden kalktım ve Seçmen Şapka'ya yöneldim.. Sandalyeye oturdum ve gözlerimi kapattım,Seçmen Şapka'nın başıma geçirildiğini hissettiğimde neredeyse nefes bile almıyordum.. Seçmen Şapka gür sesiyle:
''Hmm.. Becerikli ve dikkatli.. Dostları için yapamayacağı şey yok ancak ukala ve saldırgan.. Nereye gitmen gerektiğini biliyorum, Dante!''
Acaba hangi binaya seçilecektim.. Slytheryn,Gryffindor,Hufflepuff ve Ravenclaw.. Slytherin'e seçilmeyi istiyordum ancak şapka beni istediğim binaya almayacak gibiydi.. Sonunda şapka gür sesiyle bağırarak istediğim binanın ismini haykırdı:
''SLYTHERYN!''
Gözlerimi açtım ve mutlulukla Slytheryn Masasına yöneldim.. Diğer Slytheryn'lilerle el sıkıştım. Daha sonra keyifle yemeklerimizi yedik ve odalarımıza çıktık,herkes yorgunluktan uyumuştu ve sonunda bende uzandım fakat bir şey beni rahatsız ediyordu.. Solucan gibi birşey.. Dayanamadım,yorganı açtım AMAN TANRIM! Bu bir yılandı!
İrkildim ve gözlerimi oğuşturdum,ancak gerçektende yatağımda bir yılan vardı bana:
''Merhaba,Dante!''
dedi..
''Merhaba.. Eee,yılan.. ''
''Adım Fafner.. Senin babanı tanıyorum,Dante! İnan bana..''
''Ne?! Ne diyorsun sen?!''
Çantamdan oltamı aldım,üstümü giydim ve Hogwarts gölüne doğru yürüdüm..
Oltaya bir yem taktım ve göle savurdum oltamı..
Yılan bana babamı herşeyiyle anlatıyordu..
En ilgimi çeken kısım ise babamın Çatal Ağız,Metamorphamagus ve Animagus özelliklerine sahip olmasıydı.
Yılan bana fısıldadı:
''Sendede bu özelliklerden Çatal Ağızlık bulunuyor.. Büyüdüğünde belki sende bir Metamorphamagus ve Animagus özelliklerinide taşıyabilirsin. ''
Heyecanlanmıştım yılan artık hep benim yanımda bulunacağını söyledi.. Yani benim evcil hayvanım sayılabilirdi derken bir ses duydum,Slytheryn'li bir kız yanıma geldi ve dediki:
''Sendemi uyuyamadın?''
Kıza döndüğümde kalbimin güm güm attığını hissettim.
İlk defa bir kişiye aşık olmuştum ona kekeleyerek cevap verdim:
''Eee.. Şey.. E evet..''
Yılanıma gizlice odama gitmesini söyledim ve kızla tanıştım. Adı Kristen'miş.. Belli bir süre konuştuktan sonra odalarımıza gittik. Kristen'ı bilmiyorum ama ben hemen uyumuştum.
Bölüm 2:Aşk

Kristen ile tanışalı 2 ay oluyordu. Birbirimize aşık olmuştuk ve çıkıyorduk.. Yine bir gün göl kenarında gezerken birden göldeki bir şey beni çekmeye başladı Kristen beni tuttu ve kurtardı ancak gölün içindeki şey pes etmiyordu.. Kristen'e doğru uzanınca onu kaybetmek istemediğim için asamı çıkarıp göle doğru tutup bağırdım:
''Bombardo Max.. Maxima!''
Göl birden içine bir domuz sürüsü atlamış gibi su çıktı içinden ve bende havaya uçup bir taşın üstüne düşmüştüm.. Bembeyaz saçlarım kanla kaplanmıştı ve ağır yaralanmıştım. Dumanların arasından bir siluet belirdi..
Kristen benim başucumda ağlarken siluete bakıyordum ben ve siluetin kim olduğunu sonunda anladım.
Bu Bellatrix'ti! 1 ay önce beni yakalamaya çalışmış ancak onu Crucio büyüsüyle delirtmiştim. Şimdi intikam almaya geliyordu,Kristen başucumda ağlarken ona zor zar:
''Kaç,Kristen.. O. Onun derdi benimle yoksa senide öldürecek.. ''
Kristen hala ağlıyordu,asamı asla bırakmıyordum derken Bellatrix tam karşımızda belirdi ve o ürkünç kahkahasını attı.. Asasını bana doğrulttu ve o nefret ettiğim büyüyü mırıldanarak beni öldürmeye çalıştı ''Avada Kedavra'' ancak Kristen üstüme kapandı ve kendisi öldü..
Kristen'e baktım.. İyice sinirlenmiştim Kristen'in cesedini üstümden kaldırdım ve asamı elime aldım,ayağa kalktım sinirlice Bellatrix'e baktım..
Donup kalmıştım.. Kafamdan acımasızca düşünceler geçiyordu ve birden asamı Bellatrix'e doğrultup bağırdım:
''Expelliarmus!''
''Sectum Sempra!''
İkimizde kurtulmuştuk ben yine bağırdım:
''Sersemlet!''
Bundan kurtulmuştu ve tam bir büyü deneyecekken hemen bağırdım:
''Expelliarmus!!''
Bu sefer isabet etmişti ve onun yerdeki bedenine bakıp ona doğru yürüdüm,iyice yaklaştığımda ona:
''Hangi kişi benim Kristen'imi öldürebiliir? Hangi kişi bu aptallığı yapabilir? Sen bunu yaptın ve cezan ölüm olacak!''
''Hıh,sende o yürek yok! Hem affedilmez lanetle beni öldürmen zaten seninde cezalandırılmana neden olur!''
''Bunu yaptığımı bilen olmayacak,emin ol.. AVADA KEDAVRA!!''
Kristen'in baş ucuna dikildim,göz yaşlarıma hakim olamadım ve ağladım.. Hayır diye bağırdım ancak bu olmuştu.. Kris ten i kucağıma aldım ve St. Mungo'ya götürmek istedim,ancak çaresi olmazdı.. Onu Hogwarts'a götürmeliydim oradaki öğretmenlerden biri Kristen'e bir mezar yapıp okulun mezarına koyabilirlerdi.. Bu nedenle aceleyle Hogwarts'a doğru yola çıktım.

Bölüm 3 ve Bölüm 4 te yazacağım ancak daha sonra şuan işim var.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Evaline Slowen
Büyücü
Büyücü
Evaline Slowen


Mesaj Sayısı : 1345
Gerçek İsim : Berşan.
Sihirsel Soy : Safkan.
En Belirgin Özellik : Kötü, kötü, kötüüü.
Rpg Puanı :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue65 / 10065 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue33 / 10033 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue

Üçüncü Ders Empty
MesajKonu: Geri: Üçüncü Ders   Üçüncü Ders Icon_minitimeC.tesi Ocak 01, 2011 8:44 pm

    Aniden kapının çalmasıyla yerinden sıçradı Lucy. Elindeki kitabı eski, ahşap masaya bıraktı ve uzun koridorda yürüyerek kapıya doğru ilerledi. Paslanmış kapının kolunu çevirdiğinde karşısında kimseyi görememişti ancak yerde bir mektup zarfı duruyordu ve üzerinde adı yazıyordu. Bu mektubun kimden geldiğini anlamayarak yine içeri girdi.
    Mektubu açtığında yazı özensiz bir el yazısıyla aceleyle yazılmıştı. Bunu kağıda damlayan koyu mürekkep damlalarından anlıyordu. Bu not çok kısaydı oysa Lucy daha uzun bir şey bekliyordu. Üstelik en alta baktığında notu yazan kişinin adı yoktu. Yazıyı daha fazla incelemeyi bırakıp kendisine yazılan bu notu okumaya başladı.

    "Seni bu gece yarısı Dean Ormanı'nda bekliyorum."

    "Bu neydi şimdi?" diye düşündü. Altında kimin yazdığı falan yazmıyordu. Böyle gizli şeyler her zaman sinirini bozmuştu zaten. Öfkesi bir yana bu gizemli nottan korkmuştu. Notu bir kenara fırlatıp dışarıda hızla yağan yağmuru izlemeye başladı buğulu gözleriyle... Dean Ormanı'na gidecek miydi? Şu an onu orada bekleyen kişiyi çok merak ediyordu.
    Lucy merakına yenilerek kahverengi montunu aldı ve dışarıya çıktı. Dışarıda yağmur hala şiddetli bir şekilde yağıyordu. Lucy çamurdan zor yürüyordu ama şansına Dean Ormanı evine çok yakındı. Yürürken çevresine baktığında Godric's Hollow her zaman ki gibi sessizdi. Zaten o her zaman böyle yerleri sevmişti.
    Ormana geldiğinde yeşil ağaçlar ona çok farklı ve gizemli gözükmüştü ama bu gecenin karanlığından değildi. Ona doğru yaklaşan kişiyi gördükçe yüreği hızla atmaya başladı. Lucy'ye çok yakındı fakat o kim olduğunu anlayamayacak kadar kör olmuştu. O olamazdı...
    Buz mavisi gözlerini zorlukla seçebildiğinde onu sırf seçtiği taraf yüzünden öldürmeye çalışan eski nişanlısını gördü. Acaba o da iyiliğin gücünü anlayabilmiş miydi? Lucy kendini iyice toparladıktan sonra "Rick." dedi sadece. Ama Rick ona bakmak istemiyordu sadece "Üzgünüm." diye fısıldadı.
    Lucy daha ne olduğunu anlayamadan Rick asasını çıkardı. Gecenin karanlığı yeşil bir ışıkla aydınlandı. Lucy'yi öldürmüştü. İşte şimdi görevini yerine getirmişti, her ne kadar yapmak istemediği bir görev olsa da.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://godricshollow.yetkin-forum.com/lejant-f75/eva-line-melita
Satellite Romolius
Beauxbatons VI. Sınıf
 Beauxbatons VI. Sınıf
Satellite Romolius


Mesaj Sayısı : 572
Gerçek İsim : İlkin.
Patronus : Sincap. Sihirsel Soy : Safkan.
Özel Yetenek : Metamorfmagus.

En Belirgin Özellik : Söylenilenlere göre atılganlığım.
Rpg Puanı :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue90 / 10090 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue45 / 10045 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue

Üçüncü Ders Empty
MesajKonu: Geri: Üçüncü Ders   Üçüncü Ders Icon_minitimeC.tesi Ocak 01, 2011 10:11 pm

Satellite yaz tatilindeydi, okuldan uzak ve işinden izinliydi. Yazın çalıştığı yerden, yani Pierre'nin Restoran'ından bir günlüğüne izin koparabildiğine seviniyordu, ailesi birkaç günlüğüne şehir dışında olacağı için ona baskı yapabilecek kimse de yoktu. Zorla çalıştığı iş yerinden bir günlüğüne kaçmak Satellite'ye yarayacaktı. Kafasını toparlayabilecek, belirli konulara yoğunlaşabilecek ve sonunda evinde bir günlüğüne de olsa huzurla yastığını kabartıp uzanabilecekti.

Mutfaktan çıktıktan sonra salona doğru yöneldi. Eline gazetesini alıp okuyacaktı ki evde gazete olmadığını farketti. Kimse olmadığı için yüksek sesle lanet okudu ve ardından üzerine bir şal alıp, bakkala yöneldi. Bakkala vardığında gazeteyi seçti ve ardından cüzdanından parasını çıkartarak bakkala verdi. Bakkaldan paraüstünü beklerken etrafına bakınıyordu ve içeriden giren birini gördü. Gözü bir yerlerden ısırıyordu sanki, ama hiç de görmek istemediği biriydi bu. Her ne kadar gözlerini kaçırsa da gerçeklerden kaçamazdı. Çocuk onu gördü ve selamladı. "Selam Satellite!" Satellite ise bakkaldan paraüstünü aldığı gibi apartmana doğru yöneldi. Tam kapıyı açacakken çocuk dibinde bitti. "Burada mı oturuyorsun?" Satellite eski anılarını hatırlamak istemiyordu ama bu çocuk eski anılarının önemli bir parçasıydı. Eskiden ona platonik bir sevgi besliyordu, sadece platonik. Fakat sonradan bu çocuğun ne kadar zalim biri olduğunu anladı, yani gördü. Tüm okulun içinde Satellite'nin sırlarını açığa dökmüştü. Günlüğünü çalarak Hogwarts Gazetesi'nde yayınlamıştı. O günden beri görüşmüyorlardı. Ama Satellite, bu çocuktan kaçamıyordu bir türlü. "Ne var?" diye sordu isteksizce. Ama artık kapıyı zorlamayı bırakmıştı, kaçış olmadığını anlamıştı. Çocuk konuşmaya başladı. "Bu kadar gaddar olmana gerek yok. Sadece bir şakaydı." diyerek pişkince gülünce Satellite kapıyı açarak çocuğun suratına kapadı. "Bir daha gözüme görünme Charles!" diye bağırındıktan sonra evine giderek kapıyı çarptı. Evet, bugünü de daha sabahtan mahvolmuştu. Bu onun için iyi bir gün, iyi bir başlangıç değildi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rose Laquisha
Hogwarts V. Sınıf
Hogwarts V. Sınıf
Rose Laquisha


Mesaj Sayısı : 551
Sihirsel Soy : safkan
En Belirgin Özellik : akıllı,gzel ve cesur
Rpg Puanı :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue72 / 10072 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue36 / 10036 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue

Üçüncü Ders Empty
MesajKonu: Geri: Üçüncü Ders   Üçüncü Ders Icon_minitimeÇarş. Ocak 12, 2011 5:51 pm

Yine o kavurucu sıcak günlerden biri."Ah sıcak günler yeni kıyafetler!" dedim kendi kendime.Hazırlanıp en sevdiğim alış-veriş merkezinin yolunu tuttum.Gerçekten sıcak, kavurucu sıcak.Çeneme doğru akan küçük ter damlasını hemen elimle sildim.Alış-veriş merkezine vardığımızda kendimi direk içeri attım."Ah soğuk, harika!" dedim kendi kendime.Burası benim bi çok tutkumu ortaya çıkartıyordu.Nefis kokular, yumuşak kumaşlar...Büyü kadar zevkli yada değil.Vitrinlerden birinde gördüğüm elbise nerdeyse başımı döndürmüştü.Hemen içeri daldım bedenime uygun olanı aldım ve kabinlerden birine girdim."Mavi" dedim fısıltıyla aklıma onun gözleri geldi."Denediniz mi hanım efendi?" dedi tanıdık bir ses.Bu ses kalbimin kıpır kıpır olmasına yetmişti.

Hızka kabinin perdesini açtım.Deniz rengi mavi gözler, koyu kahve gözler..."Josh?.." dedim kısık sesle.Koşarak boynuna atlamaya hazırdım, öylede yaptım zaten.Ellerimle boynunu kavramaya çalışırken beni sertçe itti.Ellerimle duvara tutunurken "Seni zor unuttum şimdide hiç bir şey olmamış gibi seni görüp kollarına atlıycağımı mı sandın ha?" dedi sertce."Ne bak ben seni bırakıp gitmedim tamam mı?!" dedim üzgün, korku dolu ve sert bakışlar arasında."Tabi!Kaçar gibi hiç bir şey söylemeden giden bendim dimi?" dedi bağırarak.O an ona Hogwarts'a gittiğimi bir cadı olduğumu haykıra kaykıra söylemek istedim.Ona sırılsıklam aşıktım biliyordum ki oda bana aşıktı.Arkasını dönüp çıkıcakken omzundan yakaladım.Beni bir kıyafet gibi kenara fırlattı."Yeter artık daha fazla acı çekemem!" dedi ve gitii.Ellerimi yere vurarak bağırarak "Gitme!" diye ağlamaya başladım.Yapabileceğim hiç bir şey yoktu.Yere çakılmıştım, güvenliğin yardımıyla ayağa kalktım ve meraklı bakışlar arasında alış-veriş merkezinden çıkıp evin yolunu tuttum.Güzel bir elbise yerine kocaman kırık bir kalbin yükünü almıştım...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eva Dapnie Lion
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Eva Dapnie Lion


Mesaj Sayısı : 428
Sihirsel Soy : safkan
En Belirgin Özellik : şansLıı :) ve soğukkanLı...
Rpg Puanı :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue62 / 10062 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue31 / 10031 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue

Üçüncü Ders Empty
MesajKonu: Geri: Üçüncü Ders   Üçüncü Ders Icon_minitimeC.tesi Ocak 15, 2011 11:03 pm

Gidersen bu acı bitecek sanıyordun değil mi?Hemde zevk içinde kalbin acı dolu gidersen..Gittin.."Bundan kurtulmalıyız,sen bulaşmayacaksın!" demiştin değil mi?Bak,kurtarmadın,hepsi bana kaldı...

Güneşin pırıltılarını bekliyordu;yeni güne lanetine inat.Son olduğuna inandığı görevlerinden birinin pişinde kalbine gem vurmak zor olsa gerek...
Pencereden girmeye çalışan güneş ışınları buranın sakinlerinin katı kalplarine girmek için de savaşıyordu.Buranın adı;Dan's House.Birçok odacık(!)lardan oluşuyor,her biri en az bir katı kaplayan odacıklardan.
4.katta bulunan bu odaya bir yıldır kimse uğramamış,yerlilerinin yolunu gözlüyordu.Her gün,her saat gittikçe tozlanan eşyalara inat varlığını koruyor,bizi çağırıyordu.Kabul ettiği bir kaç şey vardı;Kevin ölmüştü ve tam da rüyalarındaki gibi bir sonu vardı.Bu odayı kapatmaya parası bir süre yetecekti ve..."Ya sonra!"diye hiddetlendi,"Ya sonra!".
Açık pencelerden ilk defa zorlanmadan giriyordu güneş bezay kaplı koltukları olan salona.Büyük tablolar;isyan fışkırtıyor.Aşka ev sahipliği yapmış her ev gibi hüzün kaplı,ah, pardon odacık.
"Sonra ne yapacağım?" diye mırıldandı.Tüm bu sorular çok fazlaydı,fazla olmasa da.Olmayan birinin öğrettiklerine saygı durmak gerekirdi ve Kevin, Eva'ya ruhunu saklamayı öğretmişti."Aşağılık." diye dudakları kıvrıldı.İçi hüznün neşesiyle doldu,ne yapacağını bilmemezlikten doğen bir neşe.
Uzandığı yataktan kalktı ve aynaya baktı,bir zamanlar belinde Kevin'in ellerinin olduğu ve birbirlerini izledikleri aynaya;çok tozlanmıştı."Burası sadece bir hatıra!" diye hiddetle eliyle aynanın yüzeyini silmeye başladı.Bu eyleme tam olarak silmek denebilir miydi?
"ESki! bir hatıra."Derin bir nefes alıp topuk sesinin yankısını dinledi.Nefret ettiği bu kasabaya yeniden dönmüştü işte,unutanlar unutulmuyordu.


"Eva,hey Eva!" diye bir sesleniş adımlarını hızlandırmasına eden oldu.Tanıdık bir anıya tahammülü yoktu ya bu tanıdık ses?"Sabahın köründe hangi aptal uyanıktır ki!" diye hırladı.Sesin sahibi koşuyor ve yetişmek istiyordu.Ne amaçla?
Kolunda bir başkasının elini hissetmeyeli uzun zaman olmuştu,birisi kolunu sıkıp onu durdurmayalı.Tüm bu özlemi duyması onu güldürdü "Ne saçmalıyorum?"diye içinden geçirdi."Buna inanamıyorum,ben..ben..Ben gelmezsin sanıyordum.." diye itirafta bulunuyordu bu genç.Kaslı vücudunun düzgünlüğü takım elbisesini iyi taşımasını sağlıyordu."Bekle,Sam'e haber verelim ve..ııı...ve..ve..yapmak istediğin birşey var mı?" diye acıyla sordu,herkes aynı sebebe yüklüyordu acısını."Sabahın köründe burdayım,Dan'in yerine gece yarısından sonra girdim!Sırf neden!Seni ve senin gibileri görmek istemediğim için!Git burdan!" diye haykırdı.
Kurtulmak istediği çok şey mi vardı ya da hatırlamaktan korktuğu?Evet.Burası onun geçmişiydi,geçmişinin en taze,özlenesi kısmıydı.Burada bir dönem bulunmuş ve Kevin'i tanımıştı.Kalbini açtığı,öğrencese,sevgilisi,annesi,nefreti,hasreti olduğu Kevin'i.Tüm bu yoğunluğu o ses sahibi böldü "Sen..Sen..Bizi..Gerçekten de görmek istemiyor musun?" diye hayret içerikli bir cümle kullanmıytı."Hayıııır!Mahfettiğiniz dünyamın içinde barınamazsınız anladın mı barınamazsı-nıızz!" diye dişlerini sıktı Eva.Adımları olabildiğine hızlıydı.Tüm gücünü vermişti ayaklarına.
Asvaltın üzerine basmaktan toprağı unutmuştu.Gözleri acı dolu ve sinirine karşı hırs doluydu.Tüm bunlar ona intikam arzusu veriyordu."Söyledikleri gibi;yok acı çekiyor.Yıkılmış." diye hüzünlendi Marc."Kevin kendine gerçekten değer veren birini bulmuştu.Onu kaybetmektense kendini yok etti." diye düşündü.
Bu topuklar,dar ve dikkat çekme havasında giysiler,hepsinden iğreniyordu,hepsinden!Kurtulamıyordu işte,ne yapsa kurtulamıyordu.Ayakkabılarını çıkarıp koşmaya başladı.Hüngür hüngür ağlayacak pek vakti olmazdı."Bugün herşey serbest,lanet olsun!!" diye gözyaşlarına izin verdi.Feryad mıydı bu beklenen an mı?Marc, Eva'yı takip etme arzusunda değildi,gerçek bir arkadaşı kaybetmek kolay değidi ve ayda bir bu mezara uğruyordu.Özen gösterdiği tırnakları çaresiz vaziyetteki haline uyum sağlamış toprağı eşiyordu.
"şşşş...Eva!Hepimiz üzgünüz."diye ayağa kaldırmaya çalıştı.Bir kadının neler yapabileceğini kestirmek kesin olmadığı gibi acılı bir kadına yardım etmek de mümkün değildi.Kalkmıyordu,ağlıyor,ağlayam gururuna dokunduğu için susuyor,buna engel olamıyordu.İsyan ve kibrin çatışması;ah ne güzel bir kaos.Eva'yı kavrayarak kucağına aldı,hep bnu istemişti değil mi?Eva'yla yanlız bir saat konuşmak bile iyi geliyordu eskiden.Konuşmacı rolünü bırakmıştı anlaşılan,Bu Eva farkıydı.
Tren istasyonu getirmişti kızı,yapabilecek daha iyi birşey gelmiyordu aklına.Tutkularının esiri olmasına ramak kalmıştı."Sadece bir öpücük.."diye iç geçiriyordu.Nasıl bir hal ki bu yıkılan birini görmeyecek kadar arsız?Kendine gelmiş bir kibir soyunda Eva'nın içinden."BIrak beni!" diye fısıldadı sertçe.

Bilet işini hallederken aklında çaresizce ellerinde olan Eva geldi,tamamen onun olabilirdi.Kevin'in yanında görüp acı çektiği onca zamanın acısını nasıl unutmuştu?Pişman olmuştu diğer yanıysa bunları düşündüğü için kendinden iğrenmesi gerektiğini söylüyordu.
"Yarım saat sonra gidiyorsun,tam da istediğin gibi.Kimseyi görmedin,buraya uğramadın." diye düz bir halde konuştu.Tanrı aşkına yanlış olan ne dercesine baktı Eva."Teşekkürler." diye mırıldandı.Suskun bir an...Uzun bir an...İNsanlar pek yok,sabahın erken saatleri buranın tembel halkının pek bildiği bir zaman değil."Beni ağlarken gördüğünü..?" diye sordu Eva."Ne rezil bir hal!" diye kendine kızıordu kendi aleminde."Görmedim bile." diye devam etti aynı tonda.
Bakışları buluştuğu an yüzsüzlüğün verdiği gücü kullandı."Eğer birgün...senn.." kelimeler nereye kaybolmuştu?Anlamsız bir ifadeyle gözlerine dikti gözlerini.Eva bunu hep yapardı,tam gözlerinin içine bakardı insanın,rahatsız eder ve korkuturdu."Ne?" diye masumca sordu Eva.Biran önce bu cehennemden gitmeyi arzuluyordu.Sıkılmıştı ve elleriyle oturdukları yerin kenarlarıyla uğraşıyordu."Koparabileceğin birşey yok,boşuna uğraşma.Hepsi demir,fark ettin mi?"diye sırıttı.Tam tüm gücünü kaybetmişti ki yanıldığını anladı.Tüm kiniyle,Kevin'i sevdiği kadar Eva'ya olmak isteğiyle kavrulmaya başladı.Elleri aniden Eva'nın ellerini kavradı ve sıkıcı tuttu."SEn ne yapı" cümlesini bitiremeden dudakları buluştu.
Kız oğlanın gözünde masum bir aşktı belki,oğlansa kızın gözünde tiksindirici bir nesne.Kendini geriye çekemiyordu."Eva,güzel Eva.Teşekkürler." diye kime ettiğini bilmeden teşekkürleri sıralıyordu Marc."Seni aşağılık!" diye bir haykırış yankılandı.Marc sahibi belirsiz teşekkürlerini sıralarken ellerini gevşetmiş ve Eva onu hızlıca itmişti."Ahmak!" diye haykırdı.
Pişmanlığın verdiği utançla sustu Marc.İçi kıpır kıpır ve huzurluydu.Bakalım gelecekteki pişmanlık,ihanet ve arzuya nasıl karşı koyacaktı?
Hızlı hızlı istasyonun sonuna doğru ilerledi Eva,kalbi bu kasabaya da insanlarına da lanet okuyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Robert de Marqué Albusan
Hogwarts Müdürü
Hogwarts Müdürü
Robert de Marqué Albusan


Mesaj Sayısı : 2741
Gerçek İsim : Robert de Marqué Albusan
Patronus : Zümrüdüanka Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Albus Dumbledore Hayranı
Rpg Puanı :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue97 / 10097 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue66 / 10066 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue

Üçüncü Ders Empty
MesajKonu: Geri: Üçüncü Ders   Üçüncü Ders Icon_minitimeC.tesi Ocak 22, 2011 5:27 pm



Ayın ışığı bile gecenin kem karanlığını dünyanın üzerinden atmayı başaramıyordu. Dünya üzerinde yeni bir dönem başlamak üzereydi. Belirsiz karanlık bir dönem… Lord Voldemort'un ölümünden sonra kimse, özellikle de bakanlık, bir daha böyle bir şeyin olacağına ihtimal bile vermiyordu. Ama Robert hep haklı çıkardı. Hissediyordu çok az kalmıştı ve kimse tedbir almıyordu. Üstüne üstlük Hogwarts’ ta da gizemli, karanlık ve hasıraltı edilmeye çalışılan olaylar gerçekleşiyor gibiydi…

Bir çözüm yolu bulmalıydı, aradığı cevapları bulmalıydı ama nasıl, nerede? Robert bu düşüncelerle boğuşurken bu dünyadan olmayan, bu dünyaya ait olamayacak kadar güzel, bir ses en derinlerden Robert' e çözüme giden yolu fısıldıyordu...


Birkaç saniye sonra...

Knockturn yolunun sessizliği bir büyücünün cisimlenme sesi ile bozuldu. Bu beklenmedik misafir çevresine iyice inceledikten sonra cebinden çıkarttığı asasıyla sokağı aydınlatan, kırılmadan kalmayı becermiş, son iki lambayı da hızla söndürdü. Asasını tekrar cebine koyuyordu ki…

“Çatırt!” sokağın derinliklerinden bir yerden bir ses geldi. Gizemli misafir sesin geldiği tarafa doğru yöneldi fakat Knuckturn Yolu her zamanki kadar karanlık ve sessizdi…

Tekrar geri döndü ve ilerlemeye devam etti, bilinmeyene doğru…

Tak, tak, tak… Elindeki başı yakut kakmalı bastonu taş dizili Knucturn Yolu’ na vurarak ilerliyordu. Sırtındaki pelerin gecenin rüzgarıyla birlikte dalgalanıyor, altındaki gece mavisi, ışıltılı cüppeyi gözler önüne seriyordu. Başındaki büyücü şapkası ise sanki kafasına sihirle yapıştırılmış gibi kıpırdamıyordu bile… Tak, tak, tak…

Gizemli misafir Knuckturn Mezarlığı’ na gelmişti ki: "Robert nerede kaldın? Bir an için gelmeyeceksin sanmıştım." Sesiyle irkildi. Tüm kasları bir şok etkisine girmiş, kaskatı bir şekilde kalakalmıştı… Robert’ in buraya geldiğini hiç kimse bilmiyordu ki, Buraya sadece varlığın derinliklerinden, ilahi kudretten gelen bir ses nedeniyle gelmişti… Yani içgüdüsü getirmişti onu buraya, burada aylardır aradığı cevapları bulacağını söylemişti o gizemli ve vazgeçilmez ses…

Ama işte birisi biliyormuş ama kim? Başındaki büyücü şapkasını yavaşça çıkardı ve arkasını döndü:

“Curtis, burada ne arıyorsun? Ne… Nasıl öğrendin burada olduğumu?” şaşırmıştı Robert, oldukça şaşırmıştı. Curtis Karanlık Lord’ un yükselişte olduğu zamanlarda yoldaşlığa yurtdışından katılan pek az büyücüden biriydi…


Acaba Curtis bana aradığım cevapları verebilir miydi…



*** Konu genel kurguma uyduğu için devamını getirmedim. Ama eğer getirmek gerekliyse başka bir rp' de yazabilirim.*-*
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://godricshollow.yetkin-forum.com
Adrasteia Quiwen
Durmstrang V. Sınıf
Durmstrang V. Sınıf
Adrasteia Quiwen


Mesaj Sayısı : 1865
Gerçek İsim : Ayşin.
Sihirsel Soy : Safkan.
Özel Yetenek : Çataldil.
En Belirgin Özellik : Kibri ve umursamaz tavırları.
Rpg Puanı :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue50 / 10050 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue

Üçüncü Ders Empty
MesajKonu: Geri: Üçüncü Ders   Üçüncü Ders Icon_minitimePaz Ocak 23, 2011 10:17 am

Dante: Çoğu kişinin yaptığı bir hata sende de var, iki nokta yan yana (..) diye bir noktalama işareti olmadığı halde kullanman. Noktalama işaretlerinden sonra boşluk bırakmaya da dikkat et.
Bir cümlede aynı kelimeyi birden fazla kullanmamaya çalışmalısın. Yanlış yazdığın kelimelerden biri ise Slytheryn(Slytherin) idi.
Kurguda bazı yerler Harry Potter’dan biraz farklılık gösteriyordu; ortak salon yerine yemekhane demen gibi. Bir de bir yerde saçma bir durum vardı; yılan babanı tanıdığını söylüyor, Dante ise oltasını alıp balık tutmaya gidiyor. Elinin ayağına dolaşması, belki mont bile almadan dışarı çıkması gerekirken yaptığı hareket saçma olmuştu. Expelliarmus, karşındakinin asasını alma büyüsüdür ancak sen Bellatrix’in yere düşmesini sağlaması tuhaf olmuş. Senin ayağa kalkacak gücün olmasının da bir açıklaması olmasını beklerdim.
Geliştiğini söyleyemem ancak ihtiyacın olduğu için başlığını açacağım. Söylediğim şeylere dikkat et lütfen.

Evaline: Konu hoş ama klasiğe kaçıyordu. Noktalama işaretlerin birkaç gereksiz yerde üç nokta(…) kullanman dışında iyiydi. Renklendirme de fazla uyumlu olmasa da göze batmıyor, gözü yormuyordu. Rick’i ve ölen Lucy’yi betimlemeni beklerdim. Ama yine de daha iyi bir puanı hak ettiğini düşündüğüm için başlığını açacağım.

Satellite: Betimleme yoktu. Renklendirmelerin fena değil. Karakterinin mutfakta olduğunu belirtmeliydin çünkü askıda kalmıştı. Yine de diğer rol oyunundan iyiydi. Başlığın açılacak.

Selena: ‘ya da’ olarak yazılır. ‘dahi’ anlamına gelen ‘de’ bağlacı da ayrı yazılmalı. Renklendirme çok yanlıştı. Eğer az renk kullanmak istiyorsan; ana karakterin konuşması ve diğer karakterlerin konuşması olmak üzere iki renk halinde yap renklendirmeni. Bu renklerin pastel veya mat olmasına da dikkat etmelisin. Aynı anda iki noktalama işareti kullanmamalısın bir de. Aslında puanın bu rol oyununa göre iyi ama, yine de daha iyisini yapabileceğine inandığımdan başlığını açacağım. Göster kendini. :)

Eva: En başta, görüntünün güzel olması için noktalama işaretlerinden sonra boşluk bırakmalısın. Aksi takdirde cidden kötü görünüyor çünkü. “Asvalt” kelimesi; “asfalt” olmalıydı. Klavye ve mantık hataların fazla, düzeltme okuması yaparsan hepsini görürsün ama. Konusunu beğendim yine de. Başlığını açıyorum, yeni rol oyununda söylediklerime dikkat etmelisin ama.

Robert: Rol oyununun tamamını italik yapmak iyi bir tercih değil. Ama cidden çok gelişmişsin. Başlığın açılacak.^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Robert de Marqué Albusan
Hogwarts Müdürü
Hogwarts Müdürü
Robert de Marqué Albusan


Mesaj Sayısı : 2741
Gerçek İsim : Robert de Marqué Albusan
Patronus : Zümrüdüanka Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Albus Dumbledore Hayranı
Rpg Puanı :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue97 / 10097 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue66 / 10066 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue

Üçüncü Ders Empty
MesajKonu: Geri: Üçüncü Ders   Üçüncü Ders Icon_minitimePaz Ocak 23, 2011 10:44 am

İnanın tamamının italik olduğunun farkında bile değilim. Başlığım için de teşekkür ederim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://godricshollow.yetkin-forum.com
Jacquella Jacques
Luminight
Luminight
Jacquella Jacques


Mesaj Sayısı : 56
Gerçek İsim : E. Su
Sihirsel Soy : Sakfan.
En Belirgin Özellik : Acıcıcıcıcı..cık sürtüktür kendileri. Bir de... She loves women .L
Rpg Puanı :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue50 / 10050 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue

Üçüncü Ders Empty
MesajKonu: Geri: Üçüncü Ders   Üçüncü Ders Icon_minitimePaz Ocak 23, 2011 1:14 pm

Değerlendirildiğine göre: 'Edit.'


En son Jacquella Jacques tarafından Salı Şub. 08, 2011 11:14 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adrasteia Quiwen
Durmstrang V. Sınıf
Durmstrang V. Sınıf
Adrasteia Quiwen


Mesaj Sayısı : 1865
Gerçek İsim : Ayşin.
Sihirsel Soy : Safkan.
Özel Yetenek : Çataldil.
En Belirgin Özellik : Kibri ve umursamaz tavırları.
Rpg Puanı :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue50 / 10050 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue

Üçüncü Ders Empty
MesajKonu: Geri: Üçüncü Ders   Üçüncü Ders Icon_minitimePerş. Ocak 27, 2011 9:11 am

HP ile ilgili olması gerekmiyor. Ve rpyi çok beğendim. Ellerine sağlık, başlığını açıyorum.^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lizzié Katherina Cuddle
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Lizzié Katherina Cuddle


Mesaj Sayısı : 2
Gerçek İsim : Gökçe
Sihirsel Soy : Melez
En Belirgin Özellik : Fedakar
Rpg Puanı :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue57 / 10057 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue

Üçüncü Ders Empty
MesajKonu: Geri: Üçüncü Ders   Üçüncü Ders Icon_minitimePerş. Ocak 27, 2011 8:39 pm

Öncelikle konu vermişsiniz ancak bağımsız yazanlarda olmuş. Zaten yeni üyeyim ve yapmam gerekenleri, siteyi anlamak biraz zor :) Yinede 'Yaratıcılığınızı Kullanın' sözünüze dayanarak bir şeyler yazdım:

Televizyona dalmış olan babama ve anneme iyi geceler dileyip odama çekildim.Yatağa uzandım ve hayallere daldım. Uyumuşum.
'Tak tak tak!' , 'Tak tak tak!' İrkilerek uyandım. Gecenin bu vakti perdenin arkasındaki balkondan geldiğini düşündüğüm bu rahatsız edici bir o kadar da korkutucu sesler yüzünden. Doğruldum ve seslerin nereden, neyden geldiğini anlamaya çalıştım. Gerçekten korkmuştum ama seslerin kesilmesinden cesaret alarak yavaşça yataktan kalktım ve balkon kapısına doğru ayaklarımı sürüyerek yaklaştım. 'Tak! Tak!' aniden ve yeniden duyduğum ses sıçramama ve büyük bir hızla kendimi yatağa atmama sebep oldu. Yorganı burnuma kadar çektim ve beklemeye başladım. O gece bir daha hiç ses duymadım.
Sabah gözlerimi açtığımda ter içindeydim. Dün gece olanlar bir rüya mıydı, hayallere fazla mı dalmıştım yoksa gerçek miydi karar veremiyordum. Ama en mantıklısı ilk seçenekti. Tabi ki bunlardan kimseye bahsetmeyecektim. Olanları unutup tatil günümü dilediğim gibi yaşamaya karar verdim.
'Tak tak tak!', 'Tak tak tak!', 'Tak tak tak!' yine gecenin bir yarısı uyanmama sebep olan seslerdi bunlar. İkinci sefer yaşamamdan dolayımı bilmiyordum ama bu defa daha ısrarcı ve rahatsız edici olduğunu hissetmiştim. İçimi bir his kapladı ve yine yorganı kafama çekip sesin durmasını bekleyemeyeceğimi düşündüm. 'Deli miydim ben? Ya da korkak mı? Belkide sadece rüzgardan kapıya vuran bir tahta parçasıydı. Sırf bir tahta parçası yüzünden gecemin bana zehir olmasına izin mi verecektim? Olacak iş değildi.' Biri beni dürtmüş gibi aklımın başıma geldiği an zıpladım yataktan. Cidden saçmaladığımı düşünüyordum. Kendime olan sinirimle, onun dışında gayet rahat bir şekilde ulaştığım perdeleri ellerimle kavradığım gibi iki yana açtım. O anda balkonda bana bakan bir çift sapsarı göz, bana yanıldığımı kanıtladı ve aynı anda öbür tarafa döndü, kanatlarını hızla sallayarak gözden kayboldu. Donup kaldığım balkon kapısının önünde ayağıma bir şey değiyor, beni rahatsız ediyordu. Bunun bir zarf olduğunu görür görmez anladım. Zarfı kaptığım gibi perdeleri çektim ve yatağa girdim. Yatağın hemen yanındaki komidinin üstüne uzandım, gece lambasını yaktım ve büyük bir heyecanlı zarfı yırttım. Tahmin ettiğim gibi içinden bir kağıt çıktı. Aynen şunlar yazıyordu:

'Uzun zamandır takip edildiğinizi bilmenizi isteriz. Yıllarca inandığınız, hayatınıza karışmasını istediğiniz Büyü kavramının gerçek olduğunu bilmek eminim ki sizi mutlu edecek bir o kadar da rahatlatacaktır. Büyüye inanmaktan hiç vazgeçmediniz, aksini hiç düşünmediniz. Gerçekleri bu kadar açıkça görebilen biri Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu için büyük bir fırsattır. Bu fırsatı elimizin tersiyle itmek sizin de katılacağınız gibi büyük bir aptallık olur.
jNot: Şimdilik kimsenin bundan haberi olmasın. Zamanı gelince gereken bilgi size verilecek ve okulumuzun müdürü sizi, ailenizi görmeye gelecektir.
Esenlikler dileriz.
Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu Yönetim Kurulu


Mektubu bir elimle tutarken diğer elimle de kolumu cimcikliyordum. Bunun bir rüya olmamasını dileyip duruyordum. Bir süre mektupta yazanları ve olacakları düşündüm. Hala aklımdan rüya olma olasılığı geçiyordu. Bunu anlamanın iyi bir yolu vardı. Mektubu düzgünce katladım ve yastığımın altına koydum. Sabah gerçeği öğrenecektim. Bende yattım ve derin bir uykuya daldım.
Sabah gözümü açtığımda aklıma ilk gece olanlar geldi. Büyük bir heyecanla elimi yastığın altına soktum. Yoktu. Yastığı kaldırdım ,salladım, yattığım yere baktım. Yoktu. İçimdeki hayal kırıklığı bir anda büyümüş, umutsuzluk da ona yetişmişti. Başta ağladığımı bile farketmemiştim. Tamam, bir rüyayda, boşuna umutlanmıştım. Yüzümü yıkamak ve kendime gelmek için banyoya gidecektim ki ayağımı yere bastığım anda bir kağıdın hışırtısıyla donakaldım. Eğilip kağıdı aldım ve gözümdeki yaşlar bir anda mutluluk gözyaşlarına dönüşüvermişti. Her şey gerçekten olmuş, hayallerim gerçekleşmişti. Hogwarts 'a gidebilecektim.


Şimdilik bu kadar. Tüm eleştirilere açığım ki kendimi yenileyebileyim. Umarım beğenirsiniz :)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Kesha Lune Euryale
Hayalet
Hayalet
Kesha Lune Euryale


Mesaj Sayısı : 836
Gerçek İsim : İrem.
Sihirsel Soy : Tanrıça olan ama kanını dahi değiştirip bir büyücüyle birlikte olan annesi sayesinde hem Safkandır. Hem Tanrıça. Ahh bir de hayalet!
Özel Yetenek : Metamorfmagus.
En Belirgin Özellik : Tanrıça'ydı. Şimdi bir hayalet-tanrıça.
Rpg Puanı :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue80 / 10080 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue40 / 10040 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue

Üçüncü Ders Empty
MesajKonu: Geri: Üçüncü Ders   Üçüncü Ders Icon_minitimeÇarş. Şub. 02, 2011 1:46 pm

"Boşuna zaman kaybı Kesha." dedi Merlin. Ona döndüm ve sert bir tonla " Bu konu seni ilgilendirmiyor olabilir, Merlin. Ama benim için hayati derece de önemli. Bunu mahvetme." Dedim ve eski malikaneye giden yola doğru ilerledim. Toprak bir patikaydı. Kasabanın dışındaydı. Akıllı olan kimse orada yaşamazdı. Ama benim aradığım kişi, oradaydı. Ona ulaşmama dakikalar kalmıştı. Bunu hissediyordum. Ona yaklaşıyordum. Her adımım daha kararlı ve sertti. "Sen bilirsin." Dedi. Geri döndüğünü hissediyordum. Ona dönüp yalvarmayacaktım. Bunu yapmazdım. Seçimini yapmıştı. Bana düşen ona engel olmamaktı. En azından böyle düşünüyordum. Hızımı kesmeden yürümeye devam ettim. Beni bir daha aramayacaktı. Şu andan itibaren tüm arkadaşlığımız bitmişti. Onu tüm yolculuk boyunca yormuştum. Benden bıkmıştı. Onu kim suçlayabilirdi ki? Bazen ben bile kendimden bıkıyordum. En doğrusu böyle olacaktı. Ona üzülmüyordum. O gidiyordu ama bunun sonunda bir baba kazanacaktım. Babamı bulacaktım. Yüzümde belli belirsiz bir gülümseme oluştu. Babam. Benim babam. Onu bulduğumda yılların acısını çıkarırcasına sarılacaktım. Sıkı sıkı. Onu hiç bırakmayacakmış gibi. Evet, bunu yapacaktım. Keyifle ıslık çalmaya başladım. Ve her adımda ona daha da yaklaştım.

Ev korkunç görünüyordu. Gothic bir yapıydı. Korku filmlerinde yer alacak cinsten... Bahçesi yabani otlarla kaplıydı. Camları kırıktı... Ve sadece rüzgarın uğultusu duyuluyordu. Önümde ki demir kapıyı ittirdim. Ve koşmaya başladım. Artık kaybedecek zamanım yoktu. Dikenleri, biçimsizce şekil almış çalıları ezerek koşuyordum. Evin kapısına ulaştığımda ayak sesleri işittim. Kapıyı tüm gücümle ittirdim. Ancak kimse yoktu. Her adımımda tahta zemin çıtırdıyordu. Boğazımı temizledim ve bağırdım "Bay D'cloud?" Ses yok. "Bay D'cloud, orada mısınız?" Yine ses yok. Umudumu kaybetmeye başlamıştım. Biraz ilerledim, kırık pencerenin altına oturdum. "Sen kimsin?" dedi birisi. Heyecanla ayağa kalktım. Karşımda bir karaltı belirmişti. Ellerimi eteğime götürdüm ve üzerimi silktim. "Be-ben Kesha. Kesha D'cloud. Sizin kızınız." Dedim. Bir adım daha attı. Pencereden giren ışık onun yüzüne vurdu. Pürüzsüz beyaz bir teni vardı. Siyah saçları ağarmıştı, ama çok değil. Gözleri ise hoş bir kahverengi. Yüzünde hiçbir duygu belirtisi yoktu. Yine de bir şeyler arıyordum. Belki sevinç ya da heyecan. Yoktu. Ama bir şey olmalıydı. Mutlaka olmalıydı. "Benim kızım yok." Dedi birden. Neye uğradığımı şaşırmıştım. Başımı sağa-sola salladım. "Ama var. Ve işte burada. Buradayım. Annem Marie D'cloud. Sizin eşiniz." Dedim. Birden yüzünden ufak bir hüzün dalgası geçti. "Marie... Beni nasıl buldun?" "Bunun bir önemi yok." Dedim ve hızla ona doğru yaklaştım. Kollarımı açtım. O ise kollarını kaldırdı ve beni itti. Sert bir şekilde yere düştüm. Bana yaklaştı ve omuzlarımdan sarsmaya başladı "Benim kızım yok. Öldü! Marie, öldü. Benim için ikisi de öldü. Artık yoklar. Anlıyor musun beni?" Dedi. Ağlamaya başlamıştım. Beklediğim tepki bu değildi. Hayır, bu değildi... Ellerini omuzlarımdan çektim ve ben de bağırmaya başladım "Buna hakkın yok! Bizi bırakmaya hakkın yok! Yıllardır seni bulmak için uğraşıyordum. Orada olmadığını bildiğim halde sana mektuplar yazıp yolluyorum. Sonunda seni buluyorum ve bana böyle mi davranıyorsun!" Titrek bir nefes aldım. Ayağa kalktı, arkasını döndü ve "Annenin davrandığı şekilde davranıyorum. Şimdi evimden çık." Dedi ve arkasını dönüp gitti. Gitti! "Sen benim babamsın!" Dedim ve tahta zemini yumrukladım. "Seni özledim! Bunu bana yapma!" Diye feryat ettim. Ağlama krizine girmiştim. "Bunu bana yapma." Diye fısıldadım tekrar. "Yapma." Sonra gücümü topladım ve tekrar bağırdım "Hayır! Gitme!" Beceriksizce ayağa kalkmaya çalıştım tam koşacaktım ki ayağımtakıldı ve tekrar yere kapaklandım. Kuvvetli bir kapı sesi geldi. Artık evde bile değildi. Yoktu. Tekrar başladığım noktaya dönmüştüm. "Gitme!" Dedim ve tekrar hıçkırıklara boğuldum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adrasteia Quiwen
Durmstrang V. Sınıf
Durmstrang V. Sınıf
Adrasteia Quiwen


Mesaj Sayısı : 1865
Gerçek İsim : Ayşin.
Sihirsel Soy : Safkan.
Özel Yetenek : Çataldil.
En Belirgin Özellik : Kibri ve umursamaz tavırları.
Rpg Puanı :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue50 / 10050 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue

Üçüncü Ders Empty
MesajKonu: Geri: Üçüncü Ders   Üçüncü Ders Icon_minitimeÇarş. Şub. 09, 2011 12:14 pm

Lizzié: Bu rp ile rp puanlamaya başvurma kararı verdin sanıyorum. Bu nedenle yorumlama işini o zamana bırakıyorum.
Kesha: Noktalama ve yazım konusuna dikkat etmelisin öncelikle. Renklendirme de pek iç açıcı değildi aslında. Pembe çok parlak bir renk iken mor çok koyuydu ve okunamayabiliyordu. Hep kısa cümleler kurmamaya dikkat etmen daha iyi olacaktır. Duygusal betimlemeleri fazlaca aratan bir rp idi ama buna dair bir şey bulamadım malesef.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Mathias Leo Bernie
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Mathias Leo Bernie


Mesaj Sayısı : 21
Gerçek İsim : Mathias.
Sihirsel Soy : Safkan.
En Belirgin Özellik : Soğukkanlı ve zeki. Hamleleri ve teorileri asla tahmin edilemez.
Rpg Puanı :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue82 / 10082 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue

Üçüncü Ders Empty
MesajKonu: Geri: Üçüncü Ders   Üçüncü Ders Icon_minitimeÇarş. Mart 09, 2011 7:17 pm

Spoiler:


Yalnız başlığım silinmiş.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adrasteia Quiwen
Durmstrang V. Sınıf
Durmstrang V. Sınıf
Adrasteia Quiwen


Mesaj Sayısı : 1865
Gerçek İsim : Ayşin.
Sihirsel Soy : Safkan.
Özel Yetenek : Çataldil.
En Belirgin Özellik : Kibri ve umursamaz tavırları.
Rpg Puanı :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue50 / 10050 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue

Üçüncü Ders Empty
MesajKonu: Geri: Üçüncü Ders   Üçüncü Ders Icon_minitimePerş. Mart 10, 2011 5:26 am

'dahi' anlamındaki de bağlacının yazımında dikkat etmelisin. Hoş, birkaç yerde doğru yazmıştın ama uyarayım dedim. Kurgunu beğendim. Özellikle tesadüflerin değil de kaderin oynadığı bir kurgu olmasını... Emeğine sağlık.
Yeni başlık açabilirsin başlığın silindiğine göre.^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Moonlight Kesha Pearly
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Moonlight Kesha Pearly


Mesaj Sayısı : 35
Gerçek İsim : hatice
Sihirsel Soy : safkan
En Belirgin Özellik : cesur,ayrımcılık yapmayan ve çılgın
Rpg Puanı :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue50 / 10050 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue25 / 10025 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue

Üçüncü Ders Empty
MesajKonu: Geri: Üçüncü Ders   Üçüncü Ders Icon_minitimeCuma Nis. 01, 2011 7:23 pm

Bugün en kötü günüm. Hayatımda hiç bu kadar üzüldüğümü hatırlamıyorum.
Çünkü halam dün Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'nu denetlemeye
giderken treni Ölüm Yiyenler basmış ve Bakanlık'tan herkesi
kaçırıyorlarmış. Halam da babam gibi Bakanlık'ta çalışıyordu. Bu yüzden
halamı da kaçırmışlar. Kaçırdıktan sonra onları kendileri için çalışmaya
zorlamışlar. Halam da buna karşı çıkınca Avada Kedavra Laneti
yapmışlar.-Bunu kaçırılıpta kurtulanlardan duydum.-

Bakanlık'takilerde onu yani halamı bugün Bakanlık'ın önünde bulmuşlar.
İşte bu yüzden çok üzgünüm. Şimdi halamın cenaze törenindeyim. En çok
ben ağlıyorum. Ya da başka biriydi. Ama göstermiyordu. Çok ağlamamın
sebebi yeni doğmuş küçük kuzenim Michel'in ne yapacağıydı. Daha doğalı iki
ay olmuştu. Annesini büyüyünce sadece resimlerinden ve anlatılanlardan
tanıyacaktı. Annemin ve babamın da kaygısı buydu. Bir diğer sebebim ise
halamın çok iyi, yardımsever, güleryüzlü, her ortama ayak uydurabilen,
ayrımcılık yapmayan, sarı saçları ve ela gözleri ile dünyanın en tatlı
halası olmasıydı. Ben Cornelia Teyzem'den sonra en çok Bridget Halam'ı
severdim. Cenazede masmavi gözleri, simsiyah saçları ve kumral teni ile
Cornelia Teyzem'de vardı. Cenaze töreninin olduğu yer bizim eve on
kilometre uzaklıkta, deniz kenarında güzel bir yerdi. Halam buraya huzur
bulmaya gelirdi. Bu yüzden babam buraya gömmenin en uygun şey olacağını
söyledi. Ancak törende beni şaşırtan bir şey oldu. Benle hiç konuşmayan
kişi yani Scotty benim yanıma gelip:"Selam naber?"dedi. Ben de ona:"İyi. Senden naber?"dedim. O da bana:"İyi. Çok kötü görünüyorsun. Tabi doğal olarak."dedi.
Bana sürekli gülümsüyordu. Ben bundan kuşkulanmaya başlamıştım. Acaba
kafasına büyü kitabı falan mı düşmüştü? Sonradan düşündüm de Scotty de
Bridget Halam'ı severdi. Belki bundan dolayı acıma ortak olmak
istemiştir. Belli mi olur? Scotty bu. Bunun dememin sebebi Scotty üç
yaşındayken babası ölmüş ve amcasını annesine aşık olmuş. Amcası
annesine:"Bundan sonra ya benimsin ya ölümün?"demiş. Annesi Scotty'i
korumak için amcasıyla olmayı kabul etmiş. Annesi ve amcası böyle iki
yıl yaşamışlar. Ta ki Sctty'nin annesi intihar edene kadar. Amcası o
günden sonra her gece Scotty'e İmperius Laneti yapıp kendi lehine
kullanıyormuş. Scotty onbir yaşına gelince Hogwarts Cadılık ve Büyücülük
Okulu'na başlamış. Amcası o Hogwarts'a gidince kaçmış. Bunu bana
babaannem anlattı. Şimdi diyeceksiniz babaannen nereden biliyor?
Scotty'nin annesi babaannemin kuzeninin kızı ve babaannemin eviyle
Scottyler'in evi yanyana. Hep sesler geliyormuş. Neyse biz Scotty'ye
dönelim. Scotty trenle okul bittikten sonra eve dönmüş. Amcasını
göremeyince çok üzülmüş eve kendi başına gitmiş. Her işini kendi yapmış.
Üç ay boyunca yalnız kalmaktan psikolojisi bozulmuş. Bu yüzden dün
yaptığını bile hatırlamıyor. Artık cenazeye dönelim. Scotty hep
yanımdaydı. Sonradan çok tuhaf bir şey oldu. Cenazeyi Ölüm Yiyenler
bastılar. Ölüm Yiyenler'in:"Bridget'in çaldığını verin."
dediklerini duydum. Sonra Scotty beni kolumdan tutup çekti. Beraber
koşmaya başladık. Koştuk koştuk. Sonra ıssız, yabani otlar olan bir yere
gelince durduk. Ben hüngür hüngür ağlamaya başladım. Scotty ellerimi
tuttu ve bana gülümsedi.
Sonra beni dudaklarımdan öptü. Şok
içindeydim. Ama bir şey demiyordum. Çünkü Scotty hem yakışıklı hemde bu
benim hoşuma gitmişti. Bu bitsin istemiyordum. Ama Scotty beni öpmeyi
bıraktı. Ben çok üzülmüştüm. Ama onu tekrar öpemezdim. Bunu Jack'e
yapamazdım. Ama yapmıştım. Scotty'i öpmüştüm. Jack'te Scotty gibiydi.
Sarı saçları, masmavi gözleri ve o güleryüzü ile kendini görür görmez
çekmişti. İşte o çekimden beri Jack'le sevgiliyiz. Scotty sonra bana:"Sevgilin var mı?" dedi. Ben acaba Jack'le sevgili olduğumu söylesem mi diye düşündüm. Sonra ağzımdan:"Hayır.Yok."
lafı çıktı. Scotty bu sözden sonra bana gülümsedi. Dikkat ettim de
Jack'te böyle gülümsüyordu. Scotty yavaş yavaş bana yaklaştı. Herhalde
tekrar öpecekti. Ama bu sefer izin vermeyecektim. Bu sefer olmazdı. Bu
sefer yapamazdım. Scotty'ye:"Bu kadar yeter. Zaten kendimi kötü hissediyorum. Daha da kötü olmak istemiyorum."dedim. Scotty bunun üzerine geri çekildi. Sonra bana:"Sana bir şey söleyecğim. Ama lütfen kaçma. Çünkü bunu söyledikten sonra sana açıklama yapacağım." dedi. Ben de soru sormadan:"Tamam.Hadi söyle." dedim
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Hadad Nasser Mahrudini
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Hadad Nasser Mahrudini


Mesaj Sayısı : 8
Sihirsel Soy : Saf
En Belirgin Özellik : -
Rpg Puanı :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue63 / 10063 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Üçüncü Ders Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Üçüncü Ders Right_bar_bleue

Üçüncü Ders Empty
MesajKonu: Geri: Üçüncü Ders   Üçüncü Ders Icon_minitimeC.tesi Mayıs 14, 2011 1:35 pm

Dar sokakta tozlar yavaşça havaya yükseliyorlar; Quidditch oyuncularından tek farkları, iradesizlikleri. Bu teşbih, sadece görüntü kirliligini daha katlanılır yapıyor bana; biliyorum bu tarz sokaklardan başka alternatifim yok yaşayabilmek için. Sokakta yaşamaktan bahsetmiyorum, ancak malî durumumla ancak izbe barlar bana mekân olabilir. Şimdi de evime gidiyordum zati. Güneşi dışarıya tecrit eden, kapıları eski tahtadan olan evime.

Hızlı adımlarla, beni bekleyen kaderimden kaçar gibi yürüyorum; sıcak benim için katlanılabilir bir durum degil. Mor ve kırmızı çizgili gömlek, perspirant etkisini şimdiden tenimde gösteriyor, ancak beyaz kısa kotum iyi durumda. Nefesim gibi hızlı adımlarla sola dönüyorum ve ilk bina olan bara giriyorum. Tabelasında yeşil parlak harflerle "Lluvia de Sueños" yazıyor, zor yürüyen yaşlı adamlara ve aile şiddeti sebebiyle kocasından kaçan kadınlara ev olmuş bir bar için fazla romantik bir isim. Burası benim yaşam yerim, barmene yardımla para kazanıyorum; odamda duran üç beş kitabı da bu parayla alabiliyorum. Kesinlikle tipik bir kurt degilim -eski giyecekler sebebiyle bana "adam" demiyorlar-, kurtları ekseriyetle vampirlerden daha kaba ve cahil görüyorlar. Boş bir stereotip bu, son paramla kitap alıyorsam bu edebiyat sevgimden ve eksantrik fantezilerimdendir.

Tahta merdivenler başta başımı döndürüyordu, ancak şimdi normalim oldular. En üst katta odam var, yırtık, pembe yaprakları olan büyük çiçekli duvar kagıdı -daha grotesk bir şeyler tercih ederdim, kararlıyım bunları degiştirecegim- beni selamlıyor. Altta açık mavi duvar da hastaneye benzetiyor burayı, ama kagıt degişirse bunun önemi yok. Vişneli puro paketimi çıkardım, içinde sadece bir tane var. Asamla yakacakken kapı hızlıca vuruluyor. Bu bana bir sürpriz, buraya misafir gelmez çünkü. Buraya barmenden başka kim gelebilir? Heyecan tamamen lüzumsuz. Kapının önüne gelirken nefesimi tutuyorum, mantıklı düşüncem bile heyecanıma mani degil, delik misafiri görmek için çok küçük. Mecburen kapıyı açıyorum ve onu görüyorum.

Benim standartlarımda bile bu çok tuhaf bir sürpriz. Hafif beyaza dönen çikolata rengi dalgalı saçları, kalın dudaklarının arasından görünen parlak beyaz dişleri ve ateşli bakışlarını hala muhafaza eden büyük mavi gözleri, kalbime ardarda ok atıyor adeta. Kapıda donuyorum, yıllar onu daha da yakışıklı yapmış ancak dahilî fay hatlarım nefesimi donduruyor. Agzımı açarken onun sözlerini duyuyorum: "Umarım girebilirim." Yumuşak ama karanlık ve seksi bir ses.

Geriye gidiyorum ve onu içeriye alıyorum. Sözlerim agzımdan artık çıkabilir: "Neden geldin?" O şu an ihtiyacım olan en son şey ve sesim de dürüst. İlk seks tecrübemi onla yaşamıştım ve sonucu benim için fiyasko, onun için zaferdi. Hayır, zevki çok iyi veriyordu; ancak ben onun eşyasıydım sadece. Kaşını hafifçe kaldırarak gözlerimin içine bakıyor, ani bir stresle dolabı tutuyorum. "Nasser, emin ol bu orada kalamazdı." Bana ikinci ismimle hitap eden tek kişi o, ancak mazînin bir parçası olabilir bu. Güçlü bir nefes alıyorum ve ondan başka her yere bakıyorum, bu acı burada bitecek. "Evet, daha fazla kullanacaksın beni; ama hayır. Beni yanlış bildin, Vladimir Mihail Stralenko. Şimdi git." "Vladka" da mazîde şimdi, bunu bilmeli. Sesim titremese belki giderdi, ancak bir modele benzeyen hızlı adımlarıyla yanıma geldi bile, yüzüm şimdi ellerinin arasında. Dişlerimi sıkıyorum ve kırıklıgımı görmeyerek öfkemi onun yüzüne çarpıyorum: "Hayır, unut beni artık. Geniş alanda bir büyü patlaması yüzünden oldu her şey. O on beş yıl önce ölmüş olabilir, ancak ben tamamen farklıyım. Özür dilerim, ama ben Jibril degilim. Onun stepnesi degilim." Gözleri aynı istekle bana bakıyor, ancak bu tarihin pis bir parçası sadece. Mükemmel bir Arayıcı olan Jibril bu konuşmayı duysa muhtemelen Vladimir'i uzun bir işkenceden sonra öldürürdü. Bomba etkili bir kazan birkaç sokak ileride patlamış ve yüzüm dagılmış, mahalleden dostum olan Jibril bir büyüyle bana yüzünü nakletmiş ve beni kayıp ikizi olarak tanıtmıştı medyaya, aniden meşhur olmuştum. Jibril'in ani ölümüyle, Vladimir ona olan platonik hislerimi kullanmış ve ilk tecrübem bu acıyla bitmişti. "Biliyorum, sen Nasser'sin. Farklısın, sessizsin ama bakışların beni delirtiyor. On beş yıl önce de, şimdi de. Birine büyüyle Jibril'in yüzünü verebilirdim, ama yapmadım; biz yüzümüzden ibaret degiliz. Hüviyetimiz içimizde, ve ben o Nasser'i bir tesadüfle buldum. Barmenle konuşuyorduk." Boynuma yavaşça dokundu ve gözlerime bir kez daha baktı. Onu şimdi buradan cebirle çıkarabilirdim ama ah o dudaklar... Bu kez ilk hareketi başlatan bendim, hızlı cevabıyla dudaklarımız alevlendi. İç gözümün sözlerini dinledim; bu sadece yeni ve ateşli bir gecenin degil, yeni bir hayatın da başlangıcıydı, bu şansı reddetmek için bir nedenim yoktu. Boynumu öpen dudaklarıyla inledim ve güçlü bir sesle akan nehre, vücut diyaloguna attım kendimi.


*Puanlatmak istiyorum bu rp'yi. Tavsiyelerle yazmaya çalıştım. Teşekkürler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Üçüncü Ders
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : 1, 2  Sonraki
 Similar topics
-
» İkinci Ders
» Eski Yazılar İlk Ders - Hiyeroglif -Ortak Ders
» İlk Ders
» Ders Notları
» İkinci Ders

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Karakter İşlemleri :: Rol Oyunu Dershanesi-
Buraya geçin: