Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 III. Dönem Kehanet Dersi.

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Isidora Cadence
Beauxbatons Müdiresi
Beauxbatons Müdiresi
Isidora Cadence


Mesaj Sayısı : 30
Gerçek İsim : İlkin.
Patronus : Telekine. Sihirsel Soy : Melez.
En Belirgin Özellik : Kahin gibi maşallah. asfda.
Rpg Puanı :
III. Dönem Kehanet Dersi. Left_bar_bleue90 / 10090 / 100III. Dönem Kehanet Dersi. Right_bar_bleue
Düello Gücü :
III. Dönem Kehanet Dersi. Left_bar_bleue45 / 10045 / 100III. Dönem Kehanet Dersi. Right_bar_bleue

III. Dönem Kehanet Dersi. Empty
MesajKonu: III. Dönem Kehanet Dersi.   III. Dönem Kehanet Dersi. Icon_minitimeCuma Tem. 01, 2011 12:31 pm


    Zaman: Sabah, ikinci ders.

    Masasında oturmuş, dersin başlamasına yarım saat kalmasını bekliyordu. Gözü saatindeydi, asası da elindeydi. Uzun kahverengi saçları yüzünün önüne dökülmüştü. Hogwarts'ta profesör olarak çalışmaya henüz bu sene başlamıştı ve bu ilk dersi olacaktı. Aslında heyecanlı olması gerekiyordu, ilk profesörlük deneyimini yaşayacaktı bu yaşta. Üstelik yuvasına geri döndüğü için de mutlu olmalıydı fakat o değişik duygular içerisindeydi. İçinde sadece tatmin olmuşluk hissi vardı ve günlerdir olduğu gibi şimdi de kendi kendine gülümsüyordu. Yuvasına geri dönmüştü, hem de kehanet profesörü olarak. Öğrenciyken burada yaşadıklarını, şimdi kendinden birkaç yaş küçük kaderdaşlarına yaşatacaktı. Vücudu dik bir biçimde masasının üzerindeki kağıtlara ve rüya tabirleri kitabına bakıyordu. Bugün derste işleyeceği konu kolay bir konu olacaktı, öğrencileri en başta korkutmamak adına. Yeşil gözlerini kapadı bir süre ve burada olmanın verdiği huzuru içinde hissetti. Yaklaşık on üç sene önce başlamıştı Hogwarts'a. Ailesine mektup geldiğinde onlar sevinirken, minik büyücünün hiçbir şeyden haberi yoktu. En kötü olduğu dersti kehanet fakat Hogwarts'tan mezun olduktan sonra bile bu işin peşini bırakmamıştı, sürekli araştırmalar yapmıştı, kehanetle yatıp kehanetle kalkmıştı. Ve sonuç olarak şimdi buradaydı, kehanet profesörü olaraktan. Başını kaldırdı, yine kendi kendine gülümseyerek ve saatine baktı. Yarım saat vardı yani kapılar açılabilirdi. Fakat bundan önce derslikte birkaç minik düzenleme yapmak fena olmazdı. Asasını havaya kaldırdı gururlu bir biçimde ve bir el hareketiyle açık olan bütün perdeleri kapadı. Bunun ortama daha mistik bir hava kattığıysa apaçık ortadaydı. Ardından masasının üzerinde duran fal çözümlemeye dair birkaç kitabı kopyaladı. Ve ardından gülümsedi, topuklu ayakkabılarıyla kapının yanına doğru ilerledi. Birkaç adımlık mesafe kalınca da sağa çekildi ve asasını havaya kaldırdı, oynattı. Kapının açılmasıyla ilk içeri giren bir mavi cübbeli olmuştu, ona ve ardından diğer gelenlere gülümsedi. Fakat yine de onların garipseyen bakışlarından kurtulabildiği söylenemezdi. Lacivert kısa elbisesini çekiştirdi ve kahve almak üzere sınıftan çıktı.

    Elinde kahvesi sınıfın kapısına geldiğinde herkesin birbiriyle konuştuğunu gördü. Öndeki birkaç mavi cübbeli hariç herkes arkada birbirleriyle boğuluyordu. Yerlerdeki bumburuşuk kağıtlardan sınıfta az önce kağıt savaşı çıktığını anlayabiliyordu. Derin bir iç çektikten sonra ince topuklularıyla sınıfa bir adım attı. Ayakkabının çıkarttığı sesler dolayısıyla herkes ona dönmüştü, kadın kafasını sallayarak gülümsedi. Kahvesini masasının üzerine koydu ve ardından sınıfın ortasına geçerek bütün öğrencilerine gülümsedi. "Merhaba çocuklar, ben yeni kehanet dersi öğretmeniniz Isidora Cadence. Profesör Cadence tercihim olur." dedi yutkunduktan sonra. Ve onu merakla dinleyen gözlere baktı, gözlerini gezdirdi onların üzerinde. "İlk dersim olduğu için hepinizi tanımak istiyorum, fakat bunları size vereceğim uygulamayı bana anlatırken yapmanızı rica edeceğim." dedi kendinden emin bir ifadeyle. Ardından asasını kaldırdı, kahve bardağına hafif bir şekilde dokundu. Ardından yaklaşık otuz tane kahve bardağı oluştu. Gülümsedi ve sandalyesine oturduktan sonra dersle ilgili temel bilgileri vermeyi başladı. "Kehanet kısaca henüz gerçekleşmemiş olayları bazı olgulara bakarak tahmin etme sanatıdır. Özellikle eski uygarlıklar bu sanata çok önem vermiştir." dedi ve soluklandı. Onu dinlemeyen öğrencileri fark etmişti, bu yüzden öksürdü ve sesini daha dinlenilebilir kıldıktan sonra konuşmaya devam etti. "Kehanet, Antik Yunan'da doğal ve yapay olmak üzere ikiye ayrılırdı ve Yunan Tanrılarından Apollon'un tapınaklarında bu çalışmalar yapılırdı. Bir de unutmayın, mantika Antik Yunanca kehanet demektir. Roma'da ise bu tür çalışmalar üç şekilde çözümlenirdi. Kehaneti anlamak, çözüm bulmak, uygulamak şeklinde. Canlı ve cansız dünyalarda ayrı ayrı çözümlenirdi kehanetler. Sanırım, bu kadar hatırlatma yeterli. Ön girişin oturduğunu umuyorum." dedi ve sandalyesinden kalktı. Önünde duran kahvelerden bir tanesini alıp sınıfın tam ortasına geçti. Önce herkesin gözlerini süzdü, onu dinledikleri kanısına varınca da anlatmaya başladı. "Kahve, Coffea ağacının meyvelerinin çekirdeklerinin öğütülmesi ve su ile sütle karıştırılması sonucu oluşan bir içecektir. Anadolu'da kahve fincanını ters çevirip tincanın tabağına koyarlar. Yaklaşık bir beş dakika sonra, fincanı olduğu yerden kaldırırlar. Orada bazı şekiller oluşur ve onlar da bunu yorumlarlar. Evet, sizden istediğim de buna benzer bir şey olacak. Az sonra dağıtacağım kahveleri içeceksiniz, beş dakikalığına ters çevireceksiniz ve kaldırdıktan sonra yorumlayacaksınız. Yorumlamanız için size yardımcı olacak minik bir el kitabı vereceğim. Ayrıca yorumlarınızı da yanınızda getirmiş olduğunuzu umduğum parşömenlerinize yazıp masamın üzerine bırakacaksınız." dedi ve kendi fincanını masasının üzerine koyduktan sonra kahveleri asası yardımıyla öğrencilerin hepsine dağıttı. Minik el kitaplarını da öğrencilere kendi eliyle teslim etmeyi tercih etti, çünkü isimlerini öğrenmek istiyordu, bu yolla tanışabilirdi. Bu ders o kadar zor değildi, hatta oldukça kolaydı. Sadece öğretmenlerinin ısmarladığı kahveleri içeceklerdi ve ardından önlerine sunulan kitaptan neler gördüklerini yazacaklardı. Yazmaya üşenmeyen herkes muhtemelen bu dersi geçecekti fakat bu ilk dersti, Isidora bu yüzden onlara kolaylık yapmıştı.

    Out:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Luciana Larsson
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Luciana Larsson


Mesaj Sayısı : 121
Gerçek İsim : Berşan.
Sihirsel Soy : Belirsiz.
En Belirgin Özellik : Bir Slytherin'liye göre fazla iyi.
Rpg Puanı :
III. Dönem Kehanet Dersi. Left_bar_bleue69 / 10069 / 100III. Dönem Kehanet Dersi. Right_bar_bleue
Düello Gücü :
III. Dönem Kehanet Dersi. Left_bar_bleue0 / 1000 / 100III. Dönem Kehanet Dersi. Right_bar_bleue

III. Dönem Kehanet Dersi. Empty
MesajKonu: Geri: III. Dönem Kehanet Dersi.   III. Dönem Kehanet Dersi. Icon_minitimeSalı Tem. 05, 2011 9:27 pm

    Sabah erkenden kalktı. Artık bu onun için normal bir şeymiş gibi geliyordu. Başlarda kendisi bile bu halini normal bulamamıştı ama uyku düzenin yerine gelmesiyle artık derslere yetişir olmuştu. Yataktan kalktığında hemen tam sağında uyuyan Ashley'nin yanına gitti. Yavaşça onu dürttükten sonra "Haydi, Kehanet dersine gideceğiz." dedi. Kız hala hiçbir şey olmamış gibi uyuyordu. Lucy bu sefer daha sert bir şekilde kızı dürttü. Ashley ise "Sen git, ben gelmiyorum." dedi ve diğer tarafına dönerek uyumaya başladı. Lucy, kızın yüzünü bile görmüyordu. Ama kızıl saçları beyaz örtünün üstüne saçılmış bir haldeydi. İçinde o sinir bozucu kızıl saçları yolma arzusu kabarmıştı. Yine de öfkesine hakim olup dolabına yöneldi. Derse tek başına gitmek zorunda kalmıştı. Zaten Kehanet dersini pek iyi becerdiği söylenemezdi, yanında Ashley gibi bir uzman olması iyi olurdu ama o sözünü tutmamıştı. Lucy sözünü tutmayanlardan nefret ederdi. Dolabının kapağını sertçe açıp yeşil ve gümüş grisi olan cübbesini çıkardı. Bu renkleri çok seviyordu kız. Nedeni ise Slytherin renklerin ona göre diğer binaların renklerinden çok daha asil durduğuydu. Kimse ona parlak sarı bir cübbe giydirmeye kalkışamazdı bile. Cübbesini giydikten sonra aynanın önüne geçti. Sarı saçları omuzların aşağı dökülüyor, mavi gözleri ise az önceki olayın etkisiyle kıvılcımlar saçıyordu. Saçını topladıktan sonra eşyalarını da alıp kahvaltı için Büyük Salon'a indi.

    Lucy Büyük Salon'un her zamanki kadar kalabalık olmadığını gördü. Ya çoğu kişinin sabah dersi yoktu ya da Ashley gibi gıcıklar derse girmek istemiyordu. Yemeğini alıp diğer yerlere göre daha tenha bir köşe seçip oraya oturdu. Yemeğini yerken yukarıdan mektuplar yağmaya başladı. Birinci sınıf öğrencileri neşeyle el çırptı. Lucy ise hiçbir şey olmamış gibi yemeğine devam etti. Bir mektup beklemiyordu. Sonuçta babası o kadar önemli işinin arasında tek çocuğu olan kızına nasıl mektup yazabilirdi? Diğer öğrencilere bakıp alaycı bir şekilde dudak büktü. Mektuplarını okuyan öğrencilerle değil de kendisiyle dalga geçiyordu. Yemeğini bitirdiğinde Kehanet Kulesi'ne gitmek için yola koyuldu.

    Sınıfa girdiğinde öğrenciler birbirlerine kağıt atıyorlardı. Lucy bıkkın bir edayla sırasına geçti. O da başlarda bu haylaz oyunu seviyordu ama zamanla onun için sıkıcı bir hale gelmişti. Artık katılmak yerine sadece izliyordu. O sırada profesörün topuklu ayakkabılarının sesinden dolayı düşüncelerinden sıyrılıp sırasında doğruldu. Profesör yeni gelmişti. Bu yüzden öncelikle kendini tanıttı. Adı Isidora Cadence'ydi. Sonra asasını kaldırıp elindeki kahve bardağına kahve doldurdu ve hemen ardından tüm sıralarda kahve bardakları belirdi. Lucy neden olduğunu anlayamadı. Acaba kahve mi içeceklerdi? Açıkçası bu ona uyardı. Profesör Cadence gülümseyerek sandalyesine oturdu. Daha sonra Kehanet ile ilgili temel bilgileri anlattı. Lucy bunun benzerlerini kitaplarda da okuyabilirdi bu yüzden dikkatini derse pek vermedi. Ancak Profesör Cadence Antik Yunan konusuna girince dikkatini derse daha çok vermeye başladı. Kehanet yapan Güneş Tanrısı Apollon'dan bahsetti. Temel bilgileri anlattıktan sonra eline kahve bardağı alıp sınıfın ortasına geçti ve kahve hakkında bilgiler vermeye başladı. Lucy Kehanet ile kahve arasında ne tür bir bağ olduğunu anlayamamıştı. Sonra profesör Anadolu'da kahve fincanını ters çevirip fincanın tabağına koyduklarını ve bir süre sonra ters dönmüş fincanı kaldırıp fal baktıklarını söyleyince ne yapacaklarını anladı. Profesör Cadence'nin dediğine göre ters çevrilmiş fincan bir süre bekleyince fincanda farklı şekiller oluşuyordu. Bizimde yapmamız gereken bu şekilleri bir el kitabına bakıp yorumlamak olacaktı. Daha sonra bir parşömene yazacaktık. Kulağa basit geliyordu aslında. Kehanet dersini pek beceremese bile bunu yapabileceğini düşünüyordu. Profesör el kitaplarını dağıtırken herkes kendini tanıtıyordu. Sıra Lucy'ye geldiğinde "Adım Luciana Larsson, Slytherin üçüncü sınıfım." dedi. Profesör minik el kitaplarını dağıttığında herkes kahvesini içmeye başladı. Lucy'de kahvesini bitirdikten sonra Profesör Cadence'nin dediği gibi kahve fincanını ters çevirip tabağa koydu. Kollarını göğsünde kavuşturup bekledi. Yaklaşık beş dakika sonra o da kahve fincanını çevirdi. İçindeki oluşan şekillere baktı. İlk başta oluşan şekillere bir anlam veremedi. İyice derinlemesine incelemeye başlayınca şekiller onun için daha çok anlam kazanmaya başladı. Fincanın içinde ayak izi gibi bir şekil oluşmuştu. Hemen Profesör Cadence'nin verdiği minik el kitabını açıp ayak izinin ne anlama geldiğini araştırdı. 'Dostlarınızdan kaynaklanan sıkıntılarınız olacak.' farkında olmadan homurdandı. Tamamen saçmalık olan hayatında iyi bir şey olmaz mıydı? Onun altında D'ye benzeyen bir harf gördü. El kitabına baktığında bunun şans olduğunu görünce nedenini anlamasa bile içi sevinçle doldu. Kahve falına kendini iyice kaptırmış olmalıydı galiba. Sonra fincanın neredeyse tamamını kaplayan uzun bir yol gördü. Yolun arkası açıktı, koyu uzun çizgiler vardı. Hemen bunun anlamına baktı. Bu yolun anlamı ileride bir seyahate çıkacağını söylüyor ve gideceği yerin uzakta olduğunu söylüyordu. Ama koyu çizgiler bunun kısa bir yolculuk olacağını gösteriyordu. Belki de sadece bir gün kalacaktı, ya da bir saat. Uzak olan yeri düşündü. Moskova olabilir miydi? Babasına oraya gitmek istediğini söylemişti. Belki yazın doğum gününde bir sürpriz yapabilirdi. Tüy kalemi, mürekkebe batırıp fincanda gördüklerini parşömene tek tek yazdı. Bitirdikten sonra masaya bırakıp sınıftan çıktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aredhel Clementé
Beauxbatons V. Sınıf
 Beauxbatons V. Sınıf
Aredhel Clementé


Mesaj Sayısı : 366
Gerçek İsim : İlayda
Patronus : Kartal. Sihirsel Soy : Üvey annesi Muggle Doğumlu, üvey babası da Melez. Öz anne babası safkan büyücüler ama o bunu bilmiyor.
En Belirgin Özellik : Meraklı.
Rpg Puanı :
III. Dönem Kehanet Dersi. Left_bar_bleue92 / 10092 / 100III. Dönem Kehanet Dersi. Right_bar_bleue
Düello Gücü :
III. Dönem Kehanet Dersi. Left_bar_bleue46 / 10046 / 100III. Dönem Kehanet Dersi. Right_bar_bleue

III. Dönem Kehanet Dersi. Empty
MesajKonu: Geri: III. Dönem Kehanet Dersi.   III. Dönem Kehanet Dersi. Icon_minitimePerş. Tem. 14, 2011 10:17 pm

    Alexa merdivenlerden hızlı hızlı iniyordu. Bir çok kişiye çarpıyordu ama şu anda onun umurunda değildi. "Bırakın beni yılan kafalılar!" diye bağırdı arkasındaki iki Slytherin öğrencisine. Onlar kıs kıs gülerken Alexa hızla etrafına bakınıyor, gözleriyle yardım edecek birini arıyordu. Ama işini doğrusu, Alexa Hogwarts'ta pek sevilen biri değildi, ona yardım edecek biriyle bu koridorda karşılaşmak da imkansız gibi bir şeydi. Kız bir kere daha çığlık atarak sohbet ederek ilerledikleri için onu görmeyen bir Hufflepuff'lı kümesine çarptı. Çocuklar ona kızgın bir şekilde bakarken kız omuz silkti ve koşmaya devam etti. Belki de sabahın köründe Slytherin'li öğrencilerin önünde dolaşmamalıydı ama en son onlardan iki tanesini nasıl rezil ettiğini tamamen unutmuştu. Onlar da Alexa'ya hatırlatmaya karar vermişti. En son birini havada taklalar atarken bırakmıştı. Uzun zaman geçmişti, ama Slytherin öğrencilerinin nasıl kindar olduğu aklına gelmemişti. Sabah gayet de güzel uyanmıştı. Zamanında hazırlanmış, bu gün de siyah bir kurdele takmıştı. Domuz pastırması ve yumurtadan oluşan harika kahvaltısı bittikçe yenisini almış, tıka basa doymuştu. Tam giderken gözü sadece bir saniye Slytherin masasına takılmıştı. Ve o bir saniye, daha önce rezil ettiği çocukların onu tanımasına yetmişti. Alexa o andan beri durmadan koşuyor, onlardan kaçmaya çalışıyordu.

    Etrafa baktı. Şu anda birinci kattaydı. Bir sürü öğrenci derslerine giderken Alexa da kitaplarını düşüren bir öğrencinin kitaplarının üzerinden atladı ve harika bir dönüş yaparak merdivenin korkuluğunu yakaladı. Hızla merdivenlerden çıkarken iki çocuğun ondan oldukça geride olduğunu farketti. İşte bu iyi diye düşündü. Hızla çıkarken yorulmuştu bile minik kız. Ama daha çok yolu vardı. İkinci katta fazla dolaşmadan diğer merdiveni buldu ve çıkmaya başladı. Kafasını çevirip arkasına baktığı zaman iki Slytherin öğrencisinin şimdiden yorgun göründüğünü düşündü. Alexa yaş olarak onlardan küçük olduğu için daha hızydı ve enerji konusunda onlardan daha az sıkıntı çekiyordu. Bu enerjiye de geri kalan beş katı çıkarken oldukça ihtiyaç duymuştu.

    Yedinci kata geldiğinde nefes nefeseydi. Onu takip eden çocuklardan biri oldukça gerideydi. Bu iyi bir haberdi. Ama kötü haber de, diğer çocuğun neredeyse Alexa'ya dokunabilecek olmasıydı. Alexa'nın bacaklarında derman kalmamıştı. Keşke büyülü ayakkabıları olsaydı da, hiç yorulmadan koşabilseydi. O sırada aklı başına geldi. Bazen bir cadı olduğunu unutuyordu, bir Ravenclaw'a hiç yakışmıyordu. Cebinden asasını çıkardı ve “Avis!” diye bağırdı. Asasının ucundan minik kuşlar çıkmaya başladı. Cikleyip duruyorlardı, oldukça öfkeli gibiydiler. Doğrudan Slytherin'li çocuğa doğru uçtular. Çocuk ne olduğunu anlamadan etrafını sarmışlardı. Alexa tatminle gülümsedi. Çocuk asasını çıkarmaya fırsat bulamadan kulelerin merdivenlerine tırmanmaya başladı. Dar taş merdivenlerden çıkarken bu işin bitmediğini tahmin edebiliyordu. Ama çocuk minik bir kızın kuşlarına yenildiğini arkadaşına anlatamazdı, yoksa rezil olurdu. Uzun bir süre onu rahat bırakırdı artık.

    Alexa sınıfa geldiğinde bir kez daha ne kadar yalnız olduğunu farketti. Herkes arkadaşlarıyla konuşuyor, gülüşüyordu. Ravenclaw'daki dostlarıyla pek ortak dersi de yoktu. Bu yüzden çoğu derste yaptığı gibi kimsenin ilgisini çekmeyeceği bir yere geçti ve kitaplarıyla dolu çantasını sandalyesinin yanına dayadı. Tam her ders öncesinde olduğu gibi gözlerini bir noktaya dikip düşüncelere dalacakken bir şey farketti. Haylaz bir Slytherin'li, iki sıra sağındaki kıza sataşıyordu. Kız onu dikkate almamaya çalışıyordu ama boşunaydı. Sonunda sinirlendi, önündeki defterinden bir kağıt kopardı ve onu bir top haline getirip çocuğa attı. Çocuk öyle şok olmuştu ki, arkadaşları gülene kadar öylece durdu. Sonra kıza baktı, epey sinirli görünüyordu. Yüzü sinirden kıpkırmızıydı. O da bir kağıt bulup buruşturdu ve kıza doğru fırlattı. Böylece bir kağıt savaşı patlak verdi. Kızın arkadaşları Slytherin'li çocuğun olduğu yere kağıttan toplar fırlatırken, sırf eğlenmek için bu savaşa katılanlar ve çocuğun arkadaşları kızı kağıttan top bombardımanına tutuyordu. Aslında bu oldukça gülünecek bir olaydı Alexa için, tabii kağıttan toplardan biri ona isabet etmeseydi. Savaşın tam orta yerinde durmak akıl kârı değildi, kız bunu farkettiği anda sırasının altına sığındı. Savaş yatışana kadar bayağı bekledi küçük cadı. Sırtı ağrımaya başlamıştı iki büklüm durmaktan. İki tarafı da kontrol ettikten sonra sığınağından çıktı ve sırasına oturdu. Zaten öğretmenleri de gelmişti. Alexa daha önce Kehanet dersini hiç tercih etmemişti zaten, bu öğretmenin de yeni olduğunu duymuştu. Gerçekten güzel bir kadındı. Kestane rengi uzun saçları beline kadar geliyordu. Mavi-yeşil gözleri heyecanla parıldıyordu. Alexa gülümsedi. Umarım öğrenciler yine bir kağıt savaşı başlatıp profesörün heyecanını kursağında bırakmaz, diye düşündü kız.

    "Merhaba çocuklar, ben yeni kehanet dersi öğretmeniniz Isidora Cadence. Profesör Cadence tercihim olur." diyerek düşüncelerini böldü profesör. Ne kadar garip bir ismi vardı, ona Profesör Cadence demek Alexa'nın pek içine sinmemişti. "İlk dersim olduğu için hepinizi tanımak istiyorum, fakat bunları size vereceğim uygulamayı bana anlatırken yapmanızı rica edeceğim." Demek profesörün ilk dersiydi. Bu kadar heyecanlı olmamasına şaşmamak gerekti. Profesör asasının bir hamlesiyle havada kahve bardakları oluşturdu. Bunlar Muggle'ların Starbucks adlı kahveleri satan yerdeki bardaklar gibi değildi. Sanırım buna Türk kahvesi diyorlardı. Bir kere annesi Türkiye gezisinden ona getirmişti. Tadı gerçekten harikaydi, Alexa normal kahveden daha çok severdi bunu. Profesörün bu ilgi çekici bardaklardan sonra harika bir etkinlik yapacağını düşünüyordu Alexa, ama öyle olmadı. Profesör bildik, sıkıcı ders anlatımına geçti. Alexa da yüzünü ellerine dayayarak tembel tembel Isidora Cadence'e bakmaya devam etti. Bir ara Isidora onlar kaldırıp kahve bardaklarını almalarını istemişti. Alexa bir süre kahve bardağına bakıp, yine tembel tembel gözlerini profesöre çevirmişti. Bir süre sonra profesör kahveden bahsetmeye başlayınca Alexa onu dinlemeye çalıştı. Kahvenin sözü bile onu ayıltmıştı. Lexa, profesörün sözünün sonuna odaklandı daha çok. "Anadolu'da kahve fincanını ters çevirip tincanın tabağına koyarlar. Yaklaşık bir beş dakika sonra, fincanı olduğu yerden kaldırırlar. Orada bazı şekiller oluşur ve onlar da bunu yorumlarlar. Evet, sizden istediğim de buna benzer bir şey olacak. Az sonra dağıtacağım kahveleri içeceksiniz, beş dakikalığına ters çevireceksiniz ve kaldırdıktan sonra yorumlayacaksınız. Yorumlamanız için size yardımcı olacak minik bir el kitabı vereceğim. Ayrıca yorumlarınızı da yanınızda getirmiş olduğunuzu umduğum parşömenlerinize yazıp masamın üzerine bırakacaksınız." Bu o kadar zor bir görev değildi. Daha önce hiç kahve falı bakmamıştı ama ne kadar zor olabilirdi ki?

    Profesör el kitapçıklarını dağıtırken, herkes ismini söylüyordu. Sıra ona gelince Alexa da boğazını temizleyip "Alexa Sunny, Ravenclaw III. sınıf." dedi. Profesör başını salladı ve cep kitapçığını ona uzattı. Alexa kitapçığı aldıktan sonra arkasındaki öğrenciye geçti. Alexa kehanetlere pek inanmazdı doğrusu. Bu dersi ilgi çekici bulduğu için seçmişti zaten. Kitapçığa göz atarken kehanetlerin sahiden saçma şeyler olduğu konusundaki fikri güçlenmişti. En azından eğlenceli olacak, diye düşündü. Kitapçığı bırakıp kahvesini yudumlamaya başladı. O kahvesinin yarısına geldiğinde, bütün öğrenciler bitirmiş ve not almaya başlamışlardı. Okul burası, burada kahve keyfi de yapılmaz, diye düşündü Alexa ve bulunduğu duruma sessizce güldü. Kalan kahvesini bir dikişte içti ve kahve bardağını ters çevirdi. Beklerken, diğer öğrencilere göz attı. Kimisi fincanın içinden bir şeyler çıkartmaya çalışıyor, kimisi harıl harıl not alıyordu. Kimisinin kahvesi öylece duruyor, kafasından bir şeyler sallayarak parşömenini karalıyordu. Alexa beş dakikanın geçtiği kanısına varınca fincanı çevirdi. Karmakarışık şekiller vardı içinde. Alexa bir an diğer öğrenci gibi kafasından sallamayı düşündü ama profesör anlayabilirdi. Bunu göze alamazdı. Gözlerini kısıp fincana farklı açılardan bakmaya çalıştı. Sonunda fincanın ucunda bir "D" harfi gördü. Gülümsedi. Tabii ya, o annem. Desarae'nin D'si. Parşömenini çıkardı ve tüy kalemini mürekkebine batırarak bunu not aldı. Sonra bir çizgi gördü. Oldukça uzun bir çizgiydi ama birden bitiyordu. Bir şey sonlanıyor, diye düşündü. Ne olabilirdi ki? Belki de okul döneminden bahsediyordu. Bunu da not aldı. O sırada cep kitabını hiç kullanmadığını farketti. Kitabı çıkarıp içine göz attı. Resimlerine bakarken bir resmin fincanındaki bir şekle benzediğini farketti. Neydi o? Bir hayvana benziyordu, dört bacağı vardı. El kitabına göz attı. Bu herhangi bir hayvan olabilir, diyordu. Belki de annesi ona hediye bir evcil hayvan alırdı kim bilir? Bu tahminini de parşömene ekledi ve kitabı kapattı. Kahve fincanını ve parşömenini alıp öğretmenler masasına bıraktı, sonra da eşyalarını toparladı ve diğer dersine doğru yol aldı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Isidora Cadence
Beauxbatons Müdiresi
Beauxbatons Müdiresi
Isidora Cadence


Mesaj Sayısı : 30
Gerçek İsim : İlkin.
Patronus : Telekine. Sihirsel Soy : Melez.
En Belirgin Özellik : Kahin gibi maşallah. asfda.
Rpg Puanı :
III. Dönem Kehanet Dersi. Left_bar_bleue90 / 10090 / 100III. Dönem Kehanet Dersi. Right_bar_bleue
Düello Gücü :
III. Dönem Kehanet Dersi. Left_bar_bleue45 / 10045 / 100III. Dönem Kehanet Dersi. Right_bar_bleue

III. Dönem Kehanet Dersi. Empty
MesajKonu: Geri: III. Dönem Kehanet Dersi.   III. Dönem Kehanet Dersi. Icon_minitimePaz Tem. 17, 2011 9:41 am

Luciana Larsson, 27 puan tebrikler.
Alexa Diane Sunny, 28 puan tebrikler.

Ayrıca ikinize de çok teşekkür ederim, dersime yazdığınız için.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
III. Dönem Kehanet Dersi.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Üçüncü Dönem İlk Ders
» Bu Seneki İlk İksir Dersi.
» KSKS Dersi Öğrenci Listesi
» Biçim Değiştirme Dersi Öğrenci Alımları
» Dördüncü Dönem.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Mantar Pano :: Düşünseli-
Buraya geçin: