J. Christopher Newell Seherbaz
Mesaj Sayısı : 1671 Gerçek İsim : iq T Patronus : Smilodon Sihirsel Soy : Safkan En Belirgin Özellik : Cesaret Rpg Puanı : Düello Gücü :
| Konu: Son Issız Gece Çarş. Mayıs 11, 2011 3:00 pm | |
| Gördüğü son ıssız gecenin üsütüne düşen dipsiz ve aynı zamanda sonsuz bir aydınlık gece daha... Kendisine yakın olan oldukça yıpranmış hayatıydı ve artık neredeyse yok olmuştu, saydamdı; Ardından net bir şekilde tüm anılarını canlılıkla görebiliyordu. Zihnindeki anılarla canlanan, gelecek kehanetlerinin fotoğrafları arasında biraz daha gezindikten sonra içlerinden bulunduğu yere en yakın karenin içine doğru bir adım attı, gözlerini kapatarak.
Zihnine en son bıraktığı yeşil fotoğraf, Eva'nın ve Tom'un öldüğü ormandı. Korkmadan içine yürüdü, arkasına aldı, unuttu. Gözlerini açtığında ayakları hala yeşil çimlere basıyor, karşısında ulu ağaçlar yükseliyordu, sonsuz göğe doğru uzanan Londra ağaçları... Derin bir nefes aldı. Gökyüzündeki iki yalnız testralin çığlıklarını dinledi. Benliğini kaplayan yalnızlık bu eşitliğe yeterince dayanamayıp, üzerine yapıştığı 'Christopher'in ruhunu' yıpratarak, parçalara ayırdı. Yorgundu, ancak daha çok 'yaşıyordu'. Yeniden.
Uzun, siyah cübbesinin içinden kaldırdığı asasını hafifçe göğe savurup ikinci göğün üstüne çıkan gümüşi renkli bir kıvılcım gönderdi. Küçük bir patlama sesiyle etrafa yayılan kıvılcımların japon şemsiyesine benzer bir şekil aldıktan sonra sönmelerini, arkalarında bıraktıkları kirli dumanın, soluk gökyüzünü örten, kendisiyle aynı renkteki, bulutlara karşmasını izledi.
-Pop!-
'Alabildin mi?' Heyecanla cisimlenme sesinin geldiği yere doğru bakıp aynı zamanda yürüdü; Boğuk havanın kuru rüzgarı cüppesini uçuşturuyordu.
Christopher ile neredeyse aynı boyda ve yaşta olan beyaz tenli adam, kusursuz dudakları ve onların sakladığı kusursuz dişlerini hareket ettirmeye başladı; 'Biraz zor oldu, ama aldım.' Rüzgar onun da cüppesini savuruyordu.
'Al.'
Christopher dağınık saçlarını geriye attığı eliyle, ve haz dolu mimikleriyle, diğer adamın tuttuğu kağıt yığınına uzandı. Her birine gelişi güzel göz gezdirdi, hareket eden resimlerine baktı. Gülümsedi; 'Çok az kaldı Yahuda, çok az kaldı.'
Christopherin çarpık gülümseyişine kusursuz bir tebessümle karşılık verdi; 'Evet, ona yaklaşıyoruz.'
Göğü kaplayan gri bulutlar oldukça fazlalaşıp, cüppelerini ve saçlarını uçuşturan rüzgar şiddetini arttırmıştı. Bir kaç saniye sonrasında büyük bir gök gürültüsünün getirdiği soğuk yağmur damlaları az öncesine kadar orada karşılıklı olarak duran iki büyücünün bulunduğu yere, ve tüm Londra'ya düşmeye başladı. Hava soğuyordu.
| |
|