Aneckha Foster Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Mesaj Sayısı : 351 Gerçek İsim : Begüm Sihirsel Soy : Safkan
Özel Yetenek : Zihinfendar. En Belirgin Özellik : sinsi/kurnaz Rpg Puanı : Düello Gücü :
| Konu: Aneckha-Aneckha Çarş. Şub. 02, 2011 3:48 pm | |
| Kamarasından çıkmak konusunda kararsızdı.Yine aynı manzarayı bulmak ne kadar cazip olabilirdi ki?Deniz her zaman uçsuz bucaksız olurdu.Bir karadan yoksun,insandan –her zamankinden farklı insanlardan- yoksun.Maviden başka hiçbir şey yok.Uç yok, bucak yok.
Kadere razı gelmeyi her gün yeniden öğreniyordu burda.Her gün yeniden yapacak hiçbir şey bulamıyordu,hiçbir şey.Eskiden sinirli biriydi,bu teslimiyetle karşılaşmadan önce.Sessiz olmayı böyle öğrenmişti,sakinliği,duygularını içinde yaşamayı,yarını düşünmemeyi.Kadere razı geliyordu,razı gelmek zorundaydı,tabi burada kaldığı süre boyunca. Sessizce ilerleyerek güverteye çıkmıştı.Temiz havayı içine çekti;kir ve deniz beraber kokuyordu,pislik ve deniz de öyle.”Bu insanlar,tüm bunlardan nasıl zevk alıyorlar?” diye sordu kendine.Öfkeleniyor gibiydi,öfkeli değildi.Deniz ona bunu öğreteli çok olmuştu.Yaşayacak bir kara bulmamayı,öfkeyi yutmayı.Gülümsedi,içler acısı haline gülümsedi.Kokuyu tanımlamaya çalıştı “Tuz,deniz ve leş.” Gözlerini uzaklara bıraktı,dalgalara,asla kara bulamayan dalgalara,bulsa da ait olmadığı topraklara…Yanına yaklaşan adımlar da düşünceleri kadar sessizdi.”Sorun ne Anickha?Quel est le problème?(Sorun ne?)” sordu bakışlarını aynı yöne yönelterek. Akıcı bir şekilde fransızca konuşmayı herkes yapabilirdi,huşu vererek,hayran bırakırcasına konuşmayı ise dile hakim insanlar çalışmalar sonucunda elde ederdi.Martin Dea Luxi de bunlurdan biriydi.Genç yaşta bir kıza sahip olmak ve dul kalmak kolay değilsi de dilinin hakkını verebiliyordu.”Rien(Hiçbir şey).Sadece duygularım çok “Hangi kelimeyi kullanmalıydı,farklı?Kötü?rahatsız edici?Gençliğini burada kaybeden annesine rağmen kaderi için hangisini kullanmalıydı.”Papa” diye sızladı.Kaptan üniforması içerisinde gayet karizmatik ve heybetli görünen bu adamın sahip olduğu tek şey acıydı.”Désespérée(umutsuz)” diye fısıldadı sarılarak babasına.Rüzgar yine denizin tuzlu,yakıcı,leşle karışık kokusunu karıştırıyordu nefeslerine. “Pourquoi kiddy(Neden yavrum?)Niçin umutsuzsun?” diye sıkıca sardı yavrusunu.Yavru dediğinin bir bebek olmadığını bir genç olduğu fark etti.Teninin misk-ü amber kokusu rüzgarla damarlarına dağıldı.”Aneckha” diye düşündü.En son böyle sarıldığı,bu kokuyu aydığı kadın;Aneckha aklına geldi.”Annesi gibi.” Diye hüzünlendi.Kim demiş düşünmek duygu yüklü değildir diye? Hiçbir duygu sarılı değildi etrafı,buz gibi;soğuk.Duygusuzluk ruhuna işlemişti,ruhu buna alışmıştı.”İçki içebilir miyim?” diye duygusuzca sordu.Bir acı,bir kaos başlayacak sanılabilirdi fakat okyanusun ortasında 32 gündür kara görmemiş ve uzun bir süre daha görmeyecek olan insanların olduğu bir gemide acı;fırtınaydı,kaos;erzakların yetip yekmemesiydi.Bunun dışında kaptan gemiyi yönetir, rotaları kontrol eder,denizcilerin bir bölümü yemek yapmak için,bir bölümü temizlik için ayrılır,tahsil görmüş ve uzak ülkelerden yeni ilim öğrenmek için var olan bir bölüm de bilgilerinin unutulmaması için toplanır bir kenarda bilgilerini tekrarlar,hafızalarını tekrar ederdi.Ya kaptan’ın kızı?O hep susa,uzaklara bakardı. Beklenmedik bu soru karşısında şaşıran kaptan “Sorun ne Aneckha!” diye tekrar sormaktan başka bir şey aklına gelmiyordu.”Où est notra maison(Evimiz nerede,neresi?)” diye donuk ses tonuyla sordu.Duygularını gizlemenin,duygusuz olmanın sonucunda ses tonu hep aynı çıkardı.Anlaşılması güç olarak tanımladığı babası,ses tonundaki duygusuzluk sayesinde daha da anlaşılmaz bulur,işin içinden çıkardı.”Aneckha?Nasıl bir soru bu böyle?Notre Mer est notre maison.(Deniz bizim evimizdir.)Bizi kollar,sahiplenir.Mere(anne) gibi.”Canını acıtan bir sızı basar ünlü kuyumcu Marti Dea Luxi’yi “mère” derken.Nereden geldiğini anlaması zor olmaz,kalbinin ta derinliklerinden. İflah olmaz bir acı da Anickha’nın içindeydi.Bıkmışlık,lanetlik,bu kadar erkeğin hayvani bakışları,geceleri uyumaktan korkması,herşeyin normal gelmesi…Tüm bunlardan bıkmıştı.”Seni deniz mi doğurdu Kaptan?” diye aynı düzlükle sordu.Dişleri birbirlerini kırmak için yarış yapar gibiydi.”Deniz mi besledi seni?Gemiye olan hasarı deniz vermedi mi?Tüm bu kadar insan denizin kurbanı değil mi?Tüm bu uçsuz mavilik hoşuna mı gidiyor?Lacheeeeeeeeeeee(Korkak)”diye haykırdı.İnsanlar işlerini sürdürüyor,başını kaldırmayı aklından geçiren olmuyordu.”Klasik bir sinir boşalması” gözüyle bakıyordu herkes buna.Okyanuslar,denizler çok yaşatmıştı bunu bu insanlara.Temizlik yapanlar temizliğine devam etti şarkılarını mırıldanarak,çalışanlarsa çalışmalarına.Kaptan iki denizciye işaret ederek kızı kollarından davratıp odasına yollattı. Anickha haykırıyordu “Lacheeeeeeeee” ve kaptan da haykırıyordu “Yelkenler foraaa!” Çoğu zaman teslim olmak istemez insan kadere,ya teslim olmak tek seçenekse?Yorgun gövdesiyle saatlerce yatağında uzandı,tek damla yaş aklamıştı gözlerinden.Milyonlarca kez düşündüğü planını hatırladı yine,gülümsedi sinsice.Odasının kapısını açıp ”Gel bana.” diye seslendi hayvani bakışlara sahip adamlardan birine.Tereddütün bir saniye sürmediği adam yanındaydı.”Baban” dedi.Bir nebze de olsa korku duymuş olmalıydı.Diğerlerinin aksine biradan göbek büyütmemiş bu oğlana bakıp gülümsedi Anickha “Köpekbalıkları yese yeridir.” Ahmaklığı tavan yapmış adamın ellerinin Anickha’nın beline dolanması bir saniyeyi almamıştı.”Babam” diye haykıran Anickha sayesinde adamın refleks olarak geri dönmesi de bir saniye almamıştı.Hatta Anickha’nın içinden hançerini çıkarıp sırtına saplaması da.Hırsını biraz olsun almıştı. Duygularını biraz olsun yok eden insan kendini boşluğa bırakmaz mı?Cesedin başına oturup sadece gülümseyebildi Anickha.Acı acı,içler acısı,çok acı…Gülümserken gözlerinden bir damla yaş geldiğinde heyacenla ellerini sanağına götürdü “İşte” diye haykırdı.güverteye koştu.”İşte Papa.Ben,ben varım.”Sevinçle sarıldı babasına.Nefretini yutkunarak “De l'homme(insan) gibi.” diye haykırdı.Anlam veremeyen denizciler ve kaptan şaşkınca baktı.Gördüler ki gülüyor,gülümsüyor Aneckha. Elindeki tek gözyaşına sarılı Aneckha ufuk çizgisine baktı.Midesi bulandı buradan,gemiden,okyanusun ortasında yaşamaktan.Hep olduğu gibi.Kokuyu tarif etmeye çalıştı “Tuz,deniz ve leş.” Güvertenin ucuna geçti sessizce.”Papa” diye haykırdı Aneckha.Bıraktı kendini denize.Denizin nefesleri küfrettiren tuzuna,leşine.Kimse müdehale edecek zaman bulamadı,kimsenin bulmasını da arzu etmemişti.Huzur içinde soğuk sulara gölümdü,üzerine güneş battı.
Dipnot;Metni ilk olarak worldde yazdım.Fransızca kelimeler çeviri olduğu için ve çevirdiğim yerde boyutları büyük olduğu için ancak küçültebildim,renklendiremedim kusura bakmayın. dipnot2;Güzel bir rp olmadı farkındayım fakat sürekli olan aynı sıradanlıktan bıkmış birisini anlatmak istedim.Yani okurken bir kız var bunalıyor ve intahar etti düşünmenizi istemem. dipnot;biliyorum dipnotlardan sıkıldınız ama bende sıkılmama rağmen belirtmeliyim ilk olarak wolrdde yazdığımdan sanırım biçimi bi farklı.Farklı yerlerde ayırıyor.Aralarda çok boşluk var düzeltmeye çalıştım elimden geldiğince. | |
|
J. Christopher Newell Seherbaz
Mesaj Sayısı : 1671 Gerçek İsim : iq T Patronus : Smilodon Sihirsel Soy : Safkan En Belirgin Özellik : Cesaret Rpg Puanı : Düello Gücü :
| Konu: Geri: Aneckha-Aneckha Çarş. Şub. 02, 2011 6:48 pm | |
| Betimleme: 3o/29 Renk ve Paragraf Düzeni: 1o/8 Uzunluk: 5/4 İmla Düzeni: 1o/7 Noktalama işaretleri, noktalamalardan sonra olmayan boşluklar... Anlatım: 3o/27 Aslında iyi ama bu rp'de sekteye uğramış gibi... Kurgu: 15/15
Toplam Rol Oyunu Puanı 1oo/9o GH'ye hoşgeldiniz. İyi rp'ler, efsunlu günler. | |
|