Cynthia Weitz Vampir
Mesaj Sayısı : 2904 Gerçek İsim : Esin. Patronus : Kedi Sihirsel Soy : Safkan. Özel Yetenek : Metamorfmagus En Belirgin Özellik : İnatçı. Rpg Puanı : Düello Gücü :
| Konu: Violet Emily Clanthe Çarş. Ekim 21, 2009 5:03 pm | |
| ‘Hadi ama!’ diye bağırdım gülerek.
Nerede olduğum hakkında en ufak bir fikrim yoktu.Tek bildiğim, ikizimin tam önümde durduğu ve ben onu bir yere götürmek için ikna etmeye çalıştığımdı.
Sahne değişti.
İkizim gitmişti. Her yer kararmıştı ve karşımda bir adam duruyordu. Rüyalarımı kabusa çeviren adam , karşımda haince gülmeye başladı. Siyah saçlı ve uzun boyluydu. Kendimi çok kısa hissetmeye başlamıştım. O güldükçe geriye dönüp koşmak istedim.
Hızla soluyarak uyandım. Her gece , aynı adam rüyalarıma giriyordu ve pek iyi kalpli birine benzediği asla söylenemezdi. Kim olduğunu bilmiyordum. Sadece rüyalarımda görmüştüm.
Saçlarımı gözümün önünden çekerek derin bir nefes aldım. Geceydi ve kardeşim yan odada herhangi bir kabus görmeden uyumaya devam ediyordu. Başımı çevirip saate baktım. 04:20. Tekrar uyumaya çalışırsam gözümün önüne o adamın geleceğini biliyordum. Biraz su içmek bahanesiyle yatağımdan kalktım ve kapıya doğru ilerledim.
Koridor, bitmek bilmez bir yol kadar uzundu. Geceleri bir ucunu diğer ucundan görmek fazlasıyla zordu. Merdivenlerin olduğu yere doğru ilerledim. Yavaş yavaş ilerlerken , adamın kim olabileceğini düşünüyordum. Tek bildiğim bir akrabamızdı. Ama onu hiç görmemiştim. Maddie’nin odasının önünden geçtim, en azından birileri iyi bir uyku çekiyordu.
Aile resimlerinin yanından geçerken olabildiğince ileri bakmaya çalıştım. Bu resimler beni hep korkuturdu. Korkunç bir ressamın elinden çıkmış gibiydi. Büyükkannem Anne ve büyükbabam Eleazar korkunç insanlardı. 13 yıl boyunca bütün ailem kardeşim ve benimde korkunç birer insan olacağımızı düşünmüşlerdi. Fakat ben öyle düşünmüyordum.
Bir resmin önünden geçerken durdum. Resim örtülmüştü. Buradan ne zaman geçsem ürperirdim. Babam asla açmamamı söylerdi. Ama artık burda değildi , ve tabi annem de. İkisinin bir yangında öleli 1 yıl oluyordu. Koca malikanede sadece Maddie ve ben vardık.
Merakıma yenilerek örtünün ucundan tuttum. Karşıma ne çıkacağını tahmin bile etmeden örtüyü indirdim.
Korkunç bir çığlık bütün malikaneyi inletti. Tablodan geliyordu ses. Resimde siyah saçlı bir adam vardı , avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Garip olan tarafı ise , resmin bağırmasıydı. Ağzından tükürükler çıkıyor , gözleri dönüyordu. Geriye doğru hızla giderek tökezledim ve düştüm. Sakar olmaktan nefret ediyordum ama o an düşündüğüm tek şey çığlığın kulaklarımda çınlamasıydı.
Zar zor bir kapı sesi duydum. Maddie’nin bu tarafa geldiğini tahmin ederek kafamı çevirdim. Elbette bu gürültüde uyanmıştı. Hatta birkaç sokak ötede uyuyan kaldı mı diye merak bile etmiştim ister istemez.
Maddie'nin bana doğru koşarak geldiğini gördüm. Ama artık başım dönüyordu ve hiçbir şeyi net göremiyordum. Birisi kollarımdan tutarak beni yerden kaldırdı. İkimiz nereye gideceğimizi bilmeden merdivenlere doğru koşmaya başladık. Evin kapısını geçtik. Bahçeden bile ses duyuluyordu.
Bunun bir kabus olmasını dileyerek koşmaya devam ettim. Evden yeterince uzaklaşıncaya ve sesi duymamaya başlayıncaya kadar koştuk. Hava aydınlanmaya başlamıştı. Ancak durunca geceliklerle dışarı çıktığımızı fark ettik.
‘Oraya bir daha asla geri dönmem.’ Dedim Maddie'ye. O da aynı fikirde görünsede inkar etti.
‘ Bütün eşyalarımız orada , eninde sonunda gitmek zorundayız. Yanımızda para bile yok.’
Somurttum. Elbette haklıydı. Ama evimize gitmeye hiç bu kadar isteksiz olmamıştım. O portre de neydi? Ve asıl önemlisi, resim nasıl hareket ediyordu? Bir çeşit videoya benzemediğinden emindim, veya holograma. İstemesemde kim olacağını düşünmeye başladım.
Rüyalarımda gördüğüm adama çok benziyordu. Belki de oydu. Emin olacak kadar uzun süre tabloya bakamamıştım. Evde hiç böyle bir şeyin olduğunu görmemiştim. Kısacası , hayatımın neden korkunçlarla dolu olduğunu anlamaya başlamıştım.
‘O tablonun orada ne işi vardı?’ diye sordum.Nefesim düzelmeye başlamıştı. Bir parka gelmiştik. Banklardan birine oturdum.
‘ Bilmiyorum.’ Diye cevap verdi umutsuzca. Ardından hızlıca devam etti. ‘Sanırım babamın bir tabloyu indirmekte zorlandıklarını duymuştum. Emin değilim. Ama böyle bir şeydi. Bir tabloyu neden indiremesinler ki? Bahsettikleri bizim evdeki tablolarsa çok yüksekte bile durmuyorlar.’
İkimizde susup kendi düşüncelerimize daldık. Hava artık yeterince aydınlanmıştı.
‘En azından biraz sakinleşip oraya gidelim. Belki Martha bizimle gelmeyi kabul eder.’
Martha , tam 6 yıl bize bakmış olan bakıcıydı. Emekli olma zamanı gelse de sürekli ziyaretlere gelirdi. En azından yanımızda biri varken o kadar korkmayacağımızı düşünüyordum.
‘Tamam, en iyisi öyle yapmak’ diye onayladı beni. Sonra hafif bir istekle devam etti. ‘ En azından eve gidene kadar onun yanına gidelim... Şuan parkta sabahın 6‘sında gecelikleriyle oturmuş iki kızız.’
Üstümüze baktım. Ne kadar korkmuş olsamda, gülmemi hiç kimse engelleyemezdi. Neşelenmek amacıyla kahkaha atmaya başladık. Çok aptal göründüğümüzün farkındaydık. Ama bazen korkuları gizlemek için gülmek işe yarıyordu.
Diken üstündeymişim gibi ayağa fırladım ve Maddie'nin kolundan tuttuğum gibi çekmeye başladım. Bir yandan da konuşmaya devam ediyordum
‘En azından Martha’nın evine daha çabuk varırız.’ Dedim sırıtarak.
Martha , evimizden 13 blok ötede oturuyordu. Neyse ki Martha’nın evine doğru koşmuştuk. Evden 5 blok uzaklaşmıştık bile.
Tam 3 saat sonra , eve doğru isteksizce yürüyordum. Martha , Maddie ve bana kıyafetler vermişti ve şimdi yanımızdaydı. Beyaz kıvırcık saçları ve tıknaz bedeniyle ilk görüşte bakılsa bile çok iyi huylu birinin izlemini uyandıracağı kesindi. Ve şimdi bizimle yanımızdaydı. İstemeden gülümsedim. Bize yardım etmekten hiç kaçmıyordu.
Bahçe kapısını görünce derin bir soluk aldım. Sesler kesilmişti. Ne olmuştu acaba? Birileri gürültüden rahatsız olup polis falan mı çağırmıştı? Belki de evde kimseyi bulamayınca eve bir şekilde girip tabloyu susturmuşlardı. 2.’nin imkansız olduğunun farkındaydım. Ne yapabilirlerdi ki?
Bahçe kapısını ürkerek açmaya yeltendim. Ne kadar istesemde elim havada kaldı. O kapıyı açmak bile istemiyordum.
Martha gülümseyerek kapıyı itti. Ardından ev kapısını kendisinde bulunan yedek anahtarla açtı.
Ev, herzamanki gibi görünüyordu. Sarı ve turuncu koltuklar evin bir köşesine dizilmişti. Yanındaki raflarınsa sadece bir ucu girişten görülüyordu. Güneşin içeri dolmasıyla , sarıya boyalı duvarlar , daha da sarı görünmeye başlamıştı.
Maddie'ye dönüp baktım. Yüzündeki ifade benim kabus görmediğimi maalesef kanıtlıyordu.
‘Haydi kızlar , 3. kata çıkıp neler olduğuna bir bakalım.’ Dedi Martha en sevecen sesiyle.
Merdivenlerden çıkarak 3. kata vardık. Her katta sanki hortlak görecekmişiz gibi koridorlarına bakmıştık ikimiz. Tablonun önüne doğru ilerledik. Orda olması gereken yerine baktım.
Tablo orada değildi. Ama gece yaşananların kalıntısı olan devrilmiş vazo , yerde duruyordu. Tablonun olması gereken yerin tam önünde durarak şimdi boş olan duvara baktım. Not vardı.
‘Daha oyunun başındayız...’
Bunun saçma bir rüya olmasını o kadar çok isterdim ki...
****************************************************************************************************************************************** İlk defa böyle bişey yazdım yazarken kafayı yiyordum valla. :D
Edit: Eklemeyi unutmuşum. Çok renklendirme yapmadım. Çoğunlukla düşünce olduğu için saçma durur diye. :DAştım kendimi , bunu hikaye yaptım xD Şimdilik 2. bölümdeyim ama yazıcam baya xD | |
|
Elyssa Lizzié Raymond Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Mesaj Sayısı : 1507 Gerçek İsim : Şeyma. Sihirsel Soy : Melez Rpg Puanı : Düello Gücü :
| Konu: Geri: Violet Emily Clanthe C.tesi Ekim 24, 2009 9:06 am | |
| Betimlemelerin fena değildi. Bunun sışınd daha mat renkler kullanmanı tavsiye ederim. Konusunu beğendim . Fakat her iki cümleye bir , bir satır atlayıp aşağıdan başlaman hiç estetik dormuyor. Boşluk bırakmasan daha iyi olur. Puanlama Sistemi: Betimleme: 30 / 22 Renk Düzeni: 20 / 10 İmla Düzeni: 20 / 17 Anlatım: 30 / 21
Toplam : 70 puan ^^ | |
|
Elyssa Lizzié Raymond Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Mesaj Sayısı : 1507 Gerçek İsim : Şeyma. Sihirsel Soy : Melez Rpg Puanı : Düello Gücü :
| Konu: Geri: Violet Emily Clanthe Cuma Ocak 22, 2010 3:10 pm | |
| Rpg dershanesine yazdığın rpg2yi beğendiğimden dolayı yeniden puanlama yapabilirim. İstersen yeni rpg koyabilirsin ... ^^ | |
|
Diana Swennie Rosenbaum Cadı
Mesaj Sayısı : 2028 Gerçek İsim : Ayşin. Sihirsel Soy : Safkan En Belirgin Özellik : Duyguları ile hareket etmesi. Rpg Puanı : Düello Gücü :
| Konu: Geri: Violet Emily Clanthe C.tesi Ocak 23, 2010 5:08 pm | |
| Betimleme: 23/30 Betimlemeler hoş, ama daha iyi ve sık olabilirdi.
Renk ve Paragraf Düzeni: 7/10 Renklendirmeni beğendim. Üç satırda bir satır atlaman güzel durmamış ama.
Uzunluk: 10/10 Uzunluk idealdi. Beğendim. ^^
İmla Düzeni: 18/20 Saat yazarken, araya iki nokta(:) değil, nokta(.) konur. Ayrıca, virgülden önce değil, sonra boşluk bırakmayı daha mantıklı buluyorum. Yazım yanlışı göremedim fazla. Gördüklerim de dikkatsizliktendi diye düşündüm.
Anlatım: 23/30 Anlatımın, akıcıydı. Hoşuma gitti. Ancak, biraz devrik cümleler kurman daha iyi olur anlatım için.
Toplam: 81
En son Diana Swennie Rosenbaum tarafından C.tesi Ocak 23, 2010 5:14 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
|