Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Kaçış

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
J. Christopher Newell
Seherbaz
Seherbaz
J. Christopher Newell


Mesaj Sayısı : 1671
Gerçek İsim : iq T
Patronus : Smilodon Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Cesaret
Rpg Puanı :
Kaçış Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Kaçış Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Kaçış Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Kaçış Right_bar_bleue

Kaçış Empty
MesajKonu: Kaçış   Kaçış Icon_minitimeC.tesi Eyl. 17, 2011 3:26 pm

Sabahın sert, soğuk, demirin pas kokusu kadar keskin ferahlığını solumanın genzinde oluşturduğu acıyla uyandı James. Doğruldu ve yorganını üzerine aldı; soğuktu. Nefesini havada görebiliyordu. Kısa bir esnemenin ardından çadırın minik penceresinden dışarıya baktı. Yağmur olmadığına sevindi; bu günlerde fazlaca yağmur yağıyordu, aniden başlıyor ve bitiyordu. Şimdi ise bulutluydu ve güneş henüz doğmamıştı.

Günlerdir ilk defa bu kadar fazla uyumuştu; ya da uyuyabilmek için zaman bulmuştu. Sakıncalı sıfatıyla manşetinde resminin bulunduğu geleceği kirli ellerile tutup gözünün önüne tutan o kapkaçırcıyı atlattığı günden beri kaçıyor, her gün yerini değiştirerek iz sürmelerini engellemeye çalışıyordu. Kaçtıktan bir iki gün sonra, gecenin karanlığında, güçlü bir hayalbozan büyüsü yapıp Eva öldükten sonra cesedinin bir kaç gündür bulunduğu yere, Godric's Hollow'daki evine gitmiş, kaçma sırasında gerekli olabilecek her malzemeyi içini sihirle genişlettiği eski okul çantasına doldurmuştu. Geri dönmesi zor olsa da bunu başarmıştı.

Hala yakalanmayışının neredeyse birinci ayı dolarken kendini daha da güvende hissetmesi sebebiyle bu gün daha fazla uyumuştu. Normalde uyuduğundan biraz daha fazla.

Giyinip dışarı çıktığında güneşin bulutlar ve tepelerin arasından doğmakta olduğunu fark etti. Gökyüzünde kızıl, turuncu şeritler oluşturuyor; ormanın yakınındaki gölde parıltılar olarak düşüyordu. Buradan sadece bir kısmını gördüğü göle doğru yürümeye başladı. İyice yaklaştığında asasını; göle doğrultup 'Accio balık' dedi ve ardından onu yukarı savurmasıyla irice bir balık belirdi. Balığı yakalayıp basit bir uçurma büyüsüyle peşine taktıktan sonra gölün dibinde birikmiş çalıların arasından bulabildiği kadar dağ çileği ve böğürtlen topladı. Sabah kahvaltısını bunlarla yapmak için pek az hevesliydi ancak elinden gelenin en iyisi buydu.

Gelidiği yoldan geri dönüp koruyucu büyülerle gizlediği çadırını bulduktan sonra balığı, tek iyi yapabilidiği şey olan sihirle, pişmiş hale getirdi. Çilek ve böğürtlenleri ise, yine asasıyla, yıkadı ve küçük ve birbirinden farklı iki kaba ayırdı. Çadırın girişinde duran masasına oturdu ve yemeye koyuldu. Direnç ve enerji gerekiyordu; bir aranıyor ilanı yüzünden kaçıyordu nasılsa. Ancak aklında üzerine para ödülü konulduğu şeklinde bir fikir vardı. Aksi taktirde bir kapkaçırcı neden yetişkin bir sihirbazı kaçırmak istesin ki? Canına susamış olmalıydı diye düşündü ve sonra kaçmak için ona yaptığı asasız kilitleme büyüsünü hatırladı; deli gibi ne yapması gerektiğini yarı sesli yarı sessiz bir şekilde düşünürken James'in gözlerine bakmasıyla yere çakılmıştı. Sonra da asasını çağırmış (Basit bir sözsüz çağırma büyüsüyle), üzerinde resminin olduğu geleceği adamın kirli elinden kapıp pelerininin içine tıkmış, telaşla oradan ayrılmıştı. 'Gelecek!'...

Masadan hızla kalkıp cadırın tek odasına doğru koşar adım ilerledi. Siyah pelerini demirden yapılmış, dengesi yokmuş gibi görünen yatağının üzerindeydi. Bunu nasıl unutabildiğine şaşıyordu. Yaklaşık bir kaç haftadır pelerininin içinde olmalıydı ve o bunu farketmemiş, hatırlamamıştı. Pelerinin cebinden geleceği alıp okumaya başladığında kalbi hızla çarpmaya başladı.

Önce manşette duran fotoğrafına baktı. Godric's Hollow daki evlerinin bahçesindeydiler. Bu fotoğraf evin ilk günlerinde çekilmişti. Gülümsüyordu ve el sallıyordu. Yanında da uzun ve parlak kahverengi saçlarıyla Eva vardı; öldürdüğü eski eşi. Bu fotoğrafı evinden almış olmalıydılar; çadırı ve diğer malzemeleri almak için döndüğünde yakalanmamış olmasına şükretti; muhtemelen birilerini gözcü olarak oraya koymuşlardır diye düşündü.

Biraz daha resme baktıktan sonra altındaki yazıyı okumaya başladı:

"JAMES CHRİSTOPHER NEWELL - SAKINCALI"

Aranıyor olduğunu bilmesine rağmen yazıyı okuyunca heyecanı daha da arttı; içinde delice kanat çırpan bir sinek kuşu vardı sanki...

"'EVA GREEN' İN ÖLÜMÜ ÜZERİNE SORGULANMAK İÇİN ARANIYOR.'

Bakan'nın bu konu hakkındaki yorumu;
'James - Christopher - Newell adındaki sakıncalının bulunması, Eva Green'in ölümü hakkında aydınlanmamış kısımların netleşmesini sağlayacaktır. Sakıncalının bulunması halinde bulan kişiye bir miktar ödül verilecektir.' şeklinde olmuştu."

Aranıyordu... Bu kelimeyi tekrarladıkça az önceki rahatlık yerini göğsündeki gergin bir banda bıraktı; oldukça gergin bir band.

Eva'yı, biricik eşini öldürmüştü. Katil sıfatını bizzat, kendi elleriyle kazandıktan sonra iyice deliye dönen zihni, kaçmaya başladığından beri bu olayı unutmaya başlamıştı aslında. Ancak gelecekteki resme her baktığında olayı yeniden yaşıyor, gerçeğin maddeselliğinden kaçamıyordu. Eva'yı öldürmüştü. Kendi isteğiyle öldürmemişti aslında: Hastaydı, düşünemiyordu, o zamanlar çok çaresizdi ve şimdi iyile-

Şimdi Godric's Hollow'daydı, gece sattlerinde, evlerinin önünde... İçeri giriyordu. 'EVA!' Sesinin evin duvarlarında yankılanmasının ardından üst kattaki merdivenler tıkırdadı.

'James! Sen m-mi geldin?' sesindeki ürkeklik ve soluksuzluk onun korkusunu ele veriyordu. Eva'nın bu tür karşılamalara alışkın olması gerekirdi belki ama bu seferki başkaydı, bambaşka.

'EVA! YANIMA GEL, canım.' Son sözlerini olağan dışı bir kibarlıkla söylemişti. Ne zamandan beri ondan bu kadar nefret ediyordu?

'İlacını içmedin mi, James?' İçmediğini biliyordu. Daha dün tazelediği iksirini içmemişti. Bu her halinden belliydi. Ya da onu yanlış mı karıştırmıştı '7 kere sağa ve bir kere sola'; böyle yaptığına emindi.

'NEDEN BANA BAĞIRIP DURUYORS-SUN?' ağzından tükürükler saçarak aynı zamanda avazı çıktığı kadar bağırarak konuşuyordu. 'İLACIMI SEN İÇME DEDİN BANA! VE BEN DE İÇMEDİM!' şimdi daha da dengesizleşmiş, sesi daha da kulak tırmalıyıcı bir hal almıştı. 'SENİN SUÇUN BU!'

Eva duyduklarına inanamıyordu. Ona ilacını içmemesini söylemek mi? Bu her zamankinden farklıydı, biliyordu, bu kriz diğerleri kadar basit değildi. Hemen asasına yöneldi; onu herhangi bir -en az zararı olan- lanetle etkisiz hale getirmeliydi. Sonra da, sonra da-

James onun asasını kendisine doğrulttuğunu görünce iyice deliye döndü. Onu öldürmek istemişti, Eva onu öldürecekti! Olamaz, James ölmemeli, ölmemeli...

"Avada Kedavra"

Yeşil ışık asasından çıktı ve merdivenlerde korku içinde, elinde asasıyla duran Eva'nın bedenini sardı. Düşüyordu, bilmediği bir yere doğru çekildiğini hissediyordu; ve son gördüğüyse eşinin, James'in, onu öldürdüğüydü.

O ölmüştü. Bunu isteğiyle yapmamıştı, yapmak istememişti. Onu öldürmek mi? Bunu hiç düşünmemişti. Dizlerinin bağının çözüldüğünü hissetti; yere düştü. İçi acıyordu, yanıyordu. Göğsündeki akkor ateş öylesine güçlüydü ki gökyüzüne doğru feveranla bağırmaya başladı: 'EVA!, EVA BENİ BIRAKMA!'

Güneşli hava aniden bozmuştu. Sabah pusuda bekleyen bulutlar şimdi güneşi saklıyor, ışıklarının gelişini engelliyorlardı. Gökyüzü de feryat ediyordu; şimşek çaktı...

Yağmur başlamıştı; sıcak havanın etkisini altüst edercesine, önceki duygularını hiçe sayıp yeni bir duyguyla onu sararcasına James'in gözlerinden akan damlalara çadırın dışından eşlik ediyorlardı. 'Eva'
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kaçış
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kaçış
» Kaçış - Farklı Bir Kişi
» Kaçış - Farklı Bir Kişi

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Büyücüler Bölgesi - İngiltere :: Godric's Hollow :: Dean Ormanı-
Buraya geçin: