Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Ölüm İyidir, Bizi Ölüm Düşüncesinden Kurtarır.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Rosslyn Dorrell
Durmstrang V. Sınıf
Durmstrang V. Sınıf
Rosslyn Dorrell


Mesaj Sayısı : 5
Gerçek İsim : Yağmur
Sihirsel Soy : Melez
En Belirgin Özellik : Haşarı
Rpg Puanı :
Ölüm İyidir, Bizi Ölüm Düşüncesinden Kurtarır. Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Ölüm İyidir, Bizi Ölüm Düşüncesinden Kurtarır. Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Ölüm İyidir, Bizi Ölüm Düşüncesinden Kurtarır. Left_bar_bleue50 / 10050 / 100Ölüm İyidir, Bizi Ölüm Düşüncesinden Kurtarır. Right_bar_bleue

Ölüm İyidir, Bizi Ölüm Düşüncesinden Kurtarır. Empty
MesajKonu: Ölüm İyidir, Bizi Ölüm Düşüncesinden Kurtarır.   Ölüm İyidir, Bizi Ölüm Düşüncesinden Kurtarır. Icon_minitimePaz Nis. 24, 2011 10:41 am

Patricia B. Jeeves & Kaitlyn Gallagher

Kalabalığın içinde yavaş adımlarla yürüyen cadı kuşkusuz diğerlerinden farksızdı. Sadece görünüş olarak tabii, eğer topluluk aslında onun bir cadı olduğunu öğrense büyük ihtimalle kaçarlardı. Ya da kendisini taşlarlardı. Fakat Milano'nun kalabalık sokaklarında muggle kıyafetleriyle yürürken insanların onun hakkındaki izlenimi normal bir insan olduğu yönündeydi. Belki bir iş kadını. Ne kadarda haksızlardı. Elindeki sigarasını dudaklarına götürerek dumanı içine çekti. Bir süredir mugglelarla yaşadığından onlara benzemeye başlamıştı, kötü alışkanlıkları her gün artsada buna aldırmıyordu Kaitlyn. Hayatının devamını bir muggle gibi sürdürmek umurunda değildi, bu onu kamufle edecekse seve seve yapardı bunu.

Yaklaşık iki yıl önce gelmişti buraya. Burayı seçmesinin özel bir nedeni yoktu aslında. Çoğu kişi onu Fransa'da ararken o iki yılını mugglelarla beraber Milano'da geçirmişti. İlk zamanlar zorlanmıştı, her şeyi büyü yoluyla halleden biri için bu normaldi. Cisimlenemiyordu, gideceği yerlere araç vasıtasıyla ya da yürüyerek gitmek zorundaydı. Evde de olabildiğince az büyü yapıyordu. Büyü yaptığı anda onu bulabileceklerinden korkuyordu. Asası genelde yatak odasındaki eski masanın üzerinde duruyordu. Sadece dışarı giderken yanına alıyordu asasını. Eliyle ceketini cebini yokladı, eline değen sert tahta parçasını hissedince rahatladı. Duygu değişimi yaşadığını belirten hiçbir mimik gerçekleşmemişti yüzünde, solgun yüzü hala aynıydı. Uzun süredir böyleydi Kaitlyn, o kadar uzun süredir gülmüyordu ki gülmek istediğinde çene kasları ağrıyordu.

Yürüdüğü sokağa göz gezdirdi, çoğu kişi Milano-Torino arasındaki hızlı trene yetişmek için koşturuyordu sokakta. Bir grup genç bitişiğinde kahkahalar atarak yürüyorlardı, belli ki içkiyi fazla kaçırmışlardı. Onların yanlarından geçen genç kıza ettikleri saçma iltifatlara omuz silkerek adımlarını hızlandırdı. Topuklu rugan ayakkabılarıyla bu pek kolay değildi bu. Muggle giysilerine hala alışamamıştı, cübbe giyinmeyi özlemişti. Derin bir iç çekiş eşliğinde nereye gideceğine karar vermeye çalıştı. Evden çıkarken aklında bir fikir yoktu, tek istediği biraz kafa dinlemekti. Belki bir kafeye girebilirdi, ya da biraz daha yürüdükten sonra eve dönebilirdi. Karar vermeye çalışırken yürümeye devam ediyordu, en sonunda bir süre önce önünden geçtiği kafeye gitmek için arkasını döndüğünde yüzündeki mimikler gerildi.

Lacivertimsi gözlerle kendisine bakan genç kadınla göz göze geldiğinde onu hemen tanıdı. Tanımaması imkansızdı zaten, o kadar yıldan sonra ezberlemişti çehresini. Ne yapacağını bilemeden birkaç saniye daha orada dikildi. Kaçması gerektiğini bilsede donup kalmıştı, genç kadında kendisinden bir tepki bekliyordu anlaşılan. Onun çehresindeki alaycı tebessüme baktı, tekrar geriye dönüp koşar adımlarla ilerlemeye başladı. Etrafta bu kadar kalabalık varken genç cadının ona dokunmayacağını tahmin ediyor hatta umuyordu. Bulduğu ilk yere girerken içerisinin dolu olmasını ümit etti.Herkes kadar normal davranmak için çabalayarak içeriye girdi. İbadet kürsüsü boştu, anlaşılan herkes büyük salondaydı, oraya saçma sapan bir giriş yaptığı anda kovulacağını bildiğinden ceketinin cebindeki asayı çıkardı. Arkasını dönerek genç cadıya baktı.

Patricia ile çok uzun zamandır tanışıyordu, ilk zamanlar çok iyi anlaşıyorlardı. Kaitlyn'in her sırrını anlattığı birisi olmuştu, birkaç yıl sonraysa daha ciddi şeyler hakkında konuşmaya başlamışlardı. Bir sürü plan yapmışlardı, bu planları gerçekleştirdikleri sırada Kaitlyn yaptıklarının yanlış olduğunu düşünüp planı yarıda kesmişti. Patricia'nın ilk zamanlar bundan haberi yoktu, o haber almadan kaçması gerekiyordu. Aklına gelen ilk yer Milano'ydu. Burada olmasının sebebi karşısındaki genç cadıydı. Ona hırsla baktı Kaitlyn, çocuklarından kopmasının, hayatının mahvolmasını sağlayan genç cadıydı Patricia. Dudaklarını araladı, alaycı bir ses tonuyla konuşurken asasını daha da sıkıca kavradı:

"Patricia. Seni burada görmek ne kadar hoş. Seni özlemiştim."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Patricia B. Jeeves
Büyücü
Büyücü
Patricia B. Jeeves


Mesaj Sayısı : 35
Gerçek İsim : Şeyma.
Sihirsel Soy : Safkan.
En Belirgin Özellik : Kaçık.
Rpg Puanı :
Ölüm İyidir, Bizi Ölüm Düşüncesinden Kurtarır. Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Ölüm İyidir, Bizi Ölüm Düşüncesinden Kurtarır. Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Ölüm İyidir, Bizi Ölüm Düşüncesinden Kurtarır. Left_bar_bleue50 / 10050 / 100Ölüm İyidir, Bizi Ölüm Düşüncesinden Kurtarır. Right_bar_bleue

Ölüm İyidir, Bizi Ölüm Düşüncesinden Kurtarır. Empty
MesajKonu: Geri: Ölüm İyidir, Bizi Ölüm Düşüncesinden Kurtarır.   Ölüm İyidir, Bizi Ölüm Düşüncesinden Kurtarır. Icon_minitimeÇarş. Nis. 27, 2011 4:47 pm

    Daha önce hiç gelmediği, hakkında en ufak fikri olmadığı bir yerde korkusuzca, ama büyük bir amaç uğruna ilerliyordu cadı. Attığı her adımda artan güven duygusuna şaşırıyordu da. Uzun zamandır kendine güvenmekten uzak, içine kapanık biri haline gelmişti. En ufak sese tahammül dahi edemiyordu. Hatta bazen sessizlik bile çileden çıkarıyordu onu. Sessiz kaldığında yapamadıkları, elde edemedikleri beynini yiyip bitiriyordu. Bu hale düşmesine sebep olanın caını alma vaktiydi, geç bile kalmıştı. Ona yeterince yaşama hakkını sunmuştu. Şimdi ise hedefine çok az kalmıştı, seziyordu. Hayatını bir mum gibi söndürecekti kadının. Kaitlyn Gallagher. Artık bu dünyaya dair hiçbir izi kalmayacaktı onun. Patricia'nın bütün planlarını alt üst eden kadına yaşamak haramdı elbette. Saklanmayı iyi bildiğinden Patricia'yı uğraştırmıştı ama elindeydi işte. Kafesine kapatmasına az kalmıştı. Avına yaklaşan bir aslan gibi hissediyordu kendini. Heyecanlı, atik, istekli her şeyden önce aç.

    Ardındaki hareketli dünyaya kapamıştı perdelerini. Kendisine övgüler yağdıran ergen çocukları ise komik buluyordu. Hatta dönüp birine kışkırtıcı gülümseyişiyle bile bakmıştı. Kendini frenleyemiyordu. Çoğunu umutlandırıp sonra umutlarını söndürmek hobi haline gelmişti onun için. Hepsinin aciz varlıklar olduğunu düşünüyor ve ezmekten, zarar vermekten, canlarını yakmaktan çekinmiyordu. Bencilliğin tüm kanına karıştığını düşünebilirsiniz ve bunda çok haklısınız. Tanrının kutsadığı biri olarak görüyor kendini. Kusursuz görmüyor ama, kimse dört dörtlük değildir. Bunun bilincinde farkında. Ama üstün olduğunu da düşünüyor, düşünmüyor hatta biliyor. Duygularını çelik kaplı bir kutuya itiveriyor mesela. Ama bazen hiç ummadığı anda salınsada onlar çoğu zaman ipler elinde. Duyguları açığa çıktığında ise insan evladı olduğu geliyor aklına. Etten ve kemikten yaratıldığı ve en önemlisi atıp duran bir yüreği olduğu. Yaşadıkları geliyor sonra aklına ve yaşayamadıkları. Sonra ağladığına kızmıyor. Evet duygularını saklıyor ama başkalarından. Kendinden kaçamıyor, istemiyor da. Yoksa başkalarına patlar.

    Gezdiği sokakların her detayını kafasında özenle saklıyor. Yürümekten yorulmadı henüz ama böyle devam ederse biraz dinlenmeyi seçebilir. Karşısında arkası dönük cadıya bakıp içindeki kahkaha atma güdüsünü savurmaya çalıştı. Bir an önce işi bitirmek için kadına doğru yöneldi. Ulu orta bile gerçekleştirebilirdi bu ölümü. Bekleyemezdi, bekleyemiyordu. Onu farkeden kadın ise koşar adımlarla ilerlemeye başlamıştı. Patricia daha genç olduğundan atikti ve açığı kolay bir şekilde kapatabilirdi. Kadının peşi sıra bir odaya girdiler. Etraf bomboştu, pek yakında yanan mumlara baktığında buranın bir kilise olduğunu anladı. Tanrıya küçük bir dua gönderirken bunun çok büyük bir günah olduğunu biliyordu. Zaten yanacaktı, o halde dünyada rahat etmek suç olmamlı değil mi? Korkuyla açılan gözlerine baktı Patricia kadının. Ve yüzüne arsız bir sırıtış yaydı.

    "Patricia. Seni burada görmek ne kadar hoş. Seni özlemiştim."

    Kadının korktuğu çatlak sesinden anlaşılıyordu. Onu böyle aciz görmek ise Patricia'nın öldürme şevkini azaltıyordu. Mücadeleci olması korkusuz olması ve korkusuz birini öldürmek... Bir kahkaha atarak savurdu tıslama sesiyle sözcüklerini.

    "Elbette özledin hayatım. Seni görmek ne güzel. Amaa uzun bir yolculuk yapacağız seninle, aslında yalnızca sen yapıcaksın." Asasını çevik bir hareketle çekti ve kadının şakağına doğrulttu.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ölüm İyidir, Bizi Ölüm Düşüncesinden Kurtarır.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Ölüm.
» Ölüm Yiyen Alımları
» Ölüm Kapıyı Çalınca, Açmamak Olmaz.
» Harry Potter ve Ölüm Yadigarları [Ölümcül Takdis]
» Harry Potter ve Ölüm Yadigarları [Ölümcül Takdis], Bölüm II

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Dünya Şehirleri :: Madrid :: Duomo Katedrali-
Buraya geçin: