Günün erken saatlerinde yola çıkmıştı Hera.Tek istediği biraz uzaklaşmaktı.Güneç yeni doğuyordu.İnsanlar daha derin uykularından uyanmamışlardı.Eline orta boy büyüklükte bir valiz aldı.Bir kaç gün için yeterliydi.Üzerinde siyah bir hırka, beyaz t-shirt ve kot pantolonu vardı.Valizi arabasının bagajına yerleştirdi ve yola koyuldu.Özel bir arabaydı Hera'nın arabası dış görünümü normal bir araba gibi gözüksede özellikleri öyle değildi.
Karşısına çıkan ilk otele gitmeyi düşünüyordu Hera.Ki öylede oldu.Le Petru Hotel'di.Yeni gibiydi.Daha önce olsaydı kesinlikle hatırlardı.Arabayı durdurup, valizini almaya gitti.Etrafı inceleyerek otelin kapısından girdi.Resepsiyonda minyon, sevimli bir bayan vardı.Yanına gidip kibar bir şekilde bir oda istedi.Kız anahtarları ve giriş formunu ona uzatırken tanıdık bir ses duydu.
''Niobe.'' Ahh bu sesi kesinlikle tanıyordu.Sesi duymasıyla başını sesin geldiği yöne çevirmesi bir olmuştu.Fernando Petru.Eskiden az şey yaşamamışlardı.Kontrollü bir sesle karşılık verdi Hera ''Fernando?Ne işin var burada?'' Kesin bir kız arkadaşıyla gelmişti ama yinede sordu bu soruyu Hera.