Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Hogwarts Konseri

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Robert de Marqué Albusan
Hogwarts Müdürü
Hogwarts Müdürü
Robert de Marqué Albusan


Mesaj Sayısı : 2741
Gerçek İsim : Robert de Marqué Albusan
Patronus : Zümrüdüanka Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Albus Dumbledore Hayranı
Rpg Puanı :
Hogwarts Konseri Left_bar_bleue97 / 10097 / 100Hogwarts Konseri Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Hogwarts Konseri Left_bar_bleue66 / 10066 / 100Hogwarts Konseri Right_bar_bleue

Hogwarts Konseri Empty
MesajKonu: Hogwarts Konseri   Hogwarts Konseri Icon_minitimeÇarş. Haz. 15, 2011 10:07 am

Yine bir duralayış... Yine sessizlik... Yine yalnız ve sonsuz uğultusu duyuldu ormanın, Kara Göl'ün dalgaları ise güneşin umut getiren ışıklarını ağırlıyordu. Sonra uğultulu hışırtı tekrar başladı.

Saat on bir civarıydı. Robert odasındaki pençe ayaklı masanın üzerinde oturmuş ve okulun eski müdürü ve Robert'in hayat boyunca örnek aldığı kişi olan Profesör Albus Dumbledore ile sohbet ediyordu. Güneş tepeye doğru yaklaşırken Robert konseri bir an için aklından çıkarmıştı ki Profesör Dumbledore'un uyarısıyla birden aklına geldi.

Profesör Dumbledore olmasaydı Mr. Phoenıx' e ve Mrs. Querin'e çok büyük bir görgüsüzlük yapmış olacaktı. Hemen hazırlanmaya koyuldu ve anka tüneğinin yanında duran mor pelerinini gece mavisi cüppesinin üzerine özenle yerleştirdi. Ayakkabıları her zamanki gibi -cüppenin altında görünmese de- parlaktı. Masasının üzerine bıraktığı maun asasını alarak açık duran düşünseli dolabını mühürledi ve asayı asa cebine koydu. Parfüm sıkmasına gerek yoktu zaten odasını dolduran kadim çiçek kokuları bunu bir gereksinim olmaktan çıkarıyordu.

Birkaç dakika sonra her şey hazırdı. Cüppesiyle uygun, gece mavisi ve üzerinde altından pırıltılar taşıyan büyücü şapkasını takmış ve yanından hiç ayırmadığı yakut kakmalı, altın işleme bastonunu yanına almıştı. Profesör Dumbledore'a başıyla selam vererek odasının meşe kapısını çekti ve Hogwarts merdivenlerinde yolculuk başlamıştı.

Yaklaşık beş dakika sonra şatonun gizli geçitlerinin de büyük yardımıyla zemin kattaki Balo Salonu kapısının önündeydi. İçeriden gelen seslere bakılırsa içerisi çoktan öğrencilerle dolmuştu. Robert normalde öğrencilerin arasına girerek onları tedirgin etmeyi -Robert her ne kadar öğrencilere iyi davransa da öğrenciler Robert yanlarındayken tedirgin olurlardı- tercih etmezdi; ancak Balo Salonu' na mümkün olabildiğince hızlı girmeliydi ve en hızlı yol da buydu. Büyük meşe kapıyı iterek araladı ve Balo Salonunun parıltılı dünyasına adım attı. Attığı her adımda kendisini tanımayan birkaç birinci sınıf öğrencisinin titrediğini hissediyor ve elinde olmaksızın gülümsüyordu.

Sahneye ulaşıncaya kadar gördükleri arasında dikkatini en çok çeken kafa kafaya vermiş bir grup Slytherin olmuştu. Robert'in içinde bir kuşku büyümüştü. Bu gruba dikkat etmek gerekiyor gibiydi ve edecekti. Sahneye çıkmayı başardığında saat tam on ikiydi ve Hogwarts Saat Kulesinin çığlıkları boğuk da olsa ulaşıyordu kulaklarına.

Öğrenciler olabildiğince ses çıkarıyordu sanki. Bu durumda Robert'in sesini sihirsiz duyurması bayağı zordu. Kendisi için hazırlanmış olan zencefilli balkabağı suyundan bir yudum alarak kuruyan boğazını yumuşattı ve asasını boğazına doğrultarak: "Sonorus!" diye fısıldadı. Ses tellerinde büyük bir gücün kıpırtılarını hissetti. Bu büyüden hep rahatsız olmuştur zaten. Sonra salona dönerek: "Evet, sevgili Hogwarts öğrencileri, profesörleri ve çok değerli misafirler öncelikli olarak hepinize hoşgeldiniz demek istiyorum!" dedi ve salonda başlayan alkışların bitmesi için birkaç saniye bekledi; ancak Hogwarts öğrencilerinin alkışları bitmek bilmiyordu.

Devam eden alkışta tekrar konuştu: "Evet, çok teşekkür ederim. Şimdi size söylemek istediğim birkaç şey var. Sanırım bu konserin amacını en iyi açıklayan sözler yıllar önce yine bu salonlarda söylenmişti. Şimdi size o sözleri aktarıyorum: Zırla! Tırla! İncik! Boncuk!" Yaşı biraz büyük olan öğrenciler ve yetişkinlerin çoğu ne demek istediğini anlamıştı; fakat diğerleri şaşkın gözlerle bakıyordu etrafına. Robert'in meraklarını gidermeyeyse hiç niyeti yoktu. Gülümsedi ve tekrar söze başladı: "Ve son olarak, bugün buraya bizim için gelen iki büyük müzisyeni davet ediyorum: Madam Rosepery de Querin ve Bay Henry Phoenıx!" sözünü bitirmeden alkışlar başlamıştı. Doğrusu Hogwarts öğrencileri bu konuda oldukça iyiydi.

İşte müzisyen çift geliyordu...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://godricshollow.yetkin-forum.com
Henry Phoenix
Büyücü
Büyücü
Henry Phoenix


Mesaj Sayısı : 318
Gerçek İsim : Uygar
Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Düşüncesini dile getirebilme.
Rpg Puanı :
Hogwarts Konseri Left_bar_bleue95 / 10095 / 100Hogwarts Konseri Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Hogwarts Konseri Left_bar_bleue48 / 10048 / 100Hogwarts Konseri Right_bar_bleue

Hogwarts Konseri Empty
MesajKonu: Geri: Hogwarts Konseri   Hogwarts Konseri Icon_minitimeÇarş. Haz. 15, 2011 11:11 am

Paristeki otel odasındaydı Henry. Geniş camın karşısında, güneşin parlattığı Eyfel Kulesine bakarak viskisini içiyordu. Saattine baktı ve hazırlanması gerektiğini anladı. Bugün, Hogwarst'ta güzel bir eğlence vardı. Kendilerinin çaldığı bir eğlence. Öğrencileri eğlendireceklerdi. Sınav streslerini üzerlerinden atmak için çok güzel bir fırsat diye düşündü Henry. Hemen arkasını döndü ve gardırobuna doğru ilerlemeye başladı. Gardırobu açtığında içinde envayi çeşit kıyafet vardı. Sanki buraya sonuza dek yaşayacakmış gibi kıyafet getirmişti, sebebini bilmeden.

İçlerinden beyaz bir cüppe buldu. Beyaz güzeldi, sade bir renkti ve insanların onu görmesini kolaylaştıracak bir renkti. Üzerine geçirdi. Parlatılmış olan siyah, resmi ayakkabılarınıda giydi ve üzerine açık mavi bir pelerin geçirdi. Keman çantasını aldı ve artık hazırdı.

Gitmek istediği yer olan Hogwarts'ı düşündü ve bir anda "Pof!" Hogwarts'ın tam önündeydi. Şato, bu eski şato sanki hâla o genç ruhunu taşıyordu, hiç eskimemişti, içindeki öğrenciler onu her daim genç kılıyorlardı. Öyle bir şatoydu ki burası, büyü dünyasına çok büyük değişiklikler getirebilecek olan öğrenciler yetiştiriyorlardı. Güneş, şatonun her bir camına yansıyor, çok güzel bir görüntü oluşturuyordu. Hızlı ve kendinden emin adımlarla içeriye girdi. Eski anılarından hatırladıklarıyla Balo salonunun kapısını buldu; "İşte başlıyoruz." Derin bir nefes aldı ve Profesör Albusanın; "Ve son olarak, bugün buraya bizim için gelen iki büyük müzisyeni davet ediyorum: Madam Rosepery de Querin ve Bay Henry Phoenıx!" Büyük Balo Salonunu kapısından adımını içeriye attığında etrafındaki dört uzun masadaki her öğrencinin alkış tuttuğunu gördü. Bu onu gururlandırmış ve kendine bir güven getirmişti.

Sahneye vardığında Profesör Albusan'ın elini sıkarak kendisine teşekkür etti. Alkışlar devam ederken keman çantasını kenara koydu ve içinden kemanıyla arşe'sini çıkarttı. Kendini hazır hissettiğinde; "Ihım"

Hafif ama yavaş bir solo attıktan sonra aniden canlı bir soloya geçiş yaptı ve durdu. "Hepinize geldiğiniz için teker teker teşekkür ederiz. Mezun olduğumuz okulumuz da, Hogwarst'ta bir gün konser vereceğimiz hiç aklımıza gelmemişti, Rosepery'le. Ancak buradayız işte!" Diyerek tebessüm etti alkışların arasından. Ve sözüne devam etti; "Madam Rosepery Dé Querin'in bir yakını büyüc dünyasına veda ettiği için benimle birlikte gelemedi." Herkesten bir üzüntü nidası çıktı. "Ancak ilerleyen saattlerde umarız ki, bize katılır."

Tekrar arşesini havaya kaldırdı. Kemanını özenli ve ciddi bir şekilde çenesinin altına yerleştirdi. Arşe'yi eliyle tutmuyordu. Eli arşe'nin üstünde, havadaydı. Bir kaç kere ileri geri, akoru kontrol ettikten sonra.

Rusya ordusunun yazıp bestelediği, Kalinka şarkısına ilk girişini yaptı. Çok yavaştan başlayıp, hızlıya doğru giden bu şarkı, öğrencileri gerçekten sevindirecekti. Müzik hafiften hızlanıp, temposu belli olunca, elleriyle eşlik eden öğrenciler oluştu, gittikçe daha hızlanan şarkıyla birlikte öğrencilerin yüzü gülmeye, ve tempoyla birlikte herkes bir el çırpma sesi yükseliyordu. Tempo belliydi. Sadece gittikçe hızlanıyordu.

Gittikçe hızlanan tempoyu bir anda kesip, yavaş bir solo attıktan sonra tekrar eski tempodan devam ederek hızlanan şarkıya devam etti Henry. Öğrencilerin hoşuna gidiyordu, belki de herkes yavaş bir şarkı bekliyordu, Balo'da, ama karşımda genç bir kitlesi vardı, yavaş bir şarkıdan girmek gerçekten en büyük hata olurud bir sanatçı için. Önce gençleri kendime ısıtmalı ve onlarla anlaşmalıydım. Şarkının en hızlı temposuna geldiğimde bir kez ve son kez daha arşeyi hızlıca kendime çektikten sonra selam verdim; "Hepinize tekrardan Teşekkür Ederiz!"

Arşe'yi tekrar hazırladığım da, Metallica grubunun herkesce sevilen şarkısnı çalmaya başladım. Nothing Else Matters. Bu şarkıyı her ne kadar bir rock grubu yapmış olsa da şarkı türü slow'dur, şarkıyı herkesin sevme sebebide budur. Huzur vericidir. Şarkıyı çalmaya devam ederken bir yandna öğrencileri gözlerimle süzüyordum. Eski anılarıma dalıp gitmişken bir yandan şarkıyı çalıyordum.

***Edit: Öğrenciler buradan sonra rp bırakabilirler.***
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://godricshollow.yetkin-forum.com/
 
Hogwarts Konseri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Hogwarts RPG
» Hogwarts Çalışanları
» Yeniden Hogwarts...
» & Hogwarts'ın Kalbi
» Sayı:1 |Hogwarts Gazetesi

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Mantar Pano :: Düşünseli :: Rol Oyunları-
Buraya geçin: