Düğün salonu.

Kate'in Elbisesi:

Düğün salonuna saatler öncesinden gelmişte cadı. Sağolsun annesi onu okuldan alıp Biricik Penelope Ablasının düğününe getirmişti erkenden. Zamanlı mı zamansız mı olduğunu kestiremediği bu düğün hakkında kesinbir fikri varsa o da zamanın hazırlanmak için ona yetmemiş olduğuydu. Gelin odasında gelin yokmuş gibi ikide bir aynaya bakıyor ve bir şey yapamadığı saçlarını elinin arasına alıp çaresizce annesine mızmızlanıyordu "Anne resmen saçım ber-bat!" Sevgi ile ellerini saçlarının arasına atan annesi bal gibi bir tonda mırıldanmıştı "Bakmama izin ver tatlım." Annesinin sihirli elleri ve bir kaç filtre ile sıkı bir tokanın ardından tepeden toplanmış sıkı bir at kuyruğu ile en azından az önceki halinden iyi gözüküyordu.

Gelinin eteğinin tutacak olmanın hesecanı ile etrafta bir oyana bir buyana dolanırken annesinden ses geldi "Tatlım hadi git Frances'i bul. Senin musafirin sayılır. Ve kim gelmiş bak." Bu ; hadi burdan uzaklaş arkadaşca konuşacağız demekti ve Lucy onu anlıyordu. Arkadaşlar birlikte olmaktan hoşlanırdı. Ne kadar nefret etse de uzaktan kuzeninin yanına gidecekti ve annesi arkadaşı ile son bekar dakikalarını paylaşcaktı.

Uzaktan kuzeni olan Frances'in yanında onun arkadaşları ile sohbet edip ilahi bir meleğin onu kurtarmasını bekliyordu cadı. Ve o sıra Tanrı onu duymuş gibi ilahi melek mi bilinmez ama Lucy'nin kurtarıcı meleği yolladı. "Lucy" diye tanıdık bir ses belirdi ve Lucy sevinçle arkasını dönüp bu meleğin kim olduğuna baktı. Gördüğü kişi karşısında tatminkarca gülümsedi ve Frances'e aşağılarcasına bakıp Veronica'nın yanına doğru ilerledi ve ona sevinçle sarıldı. "İyi ki geldin Veronica. Uzaktan kuzenim Frances ile biraz daha vakit geçirsem kusabilirdim."