Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Kevin Marquéz

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Kevin Marquéz
Seherbaz
Seherbaz
Kevin Marquéz


Mesaj Sayısı : 146
Gerçek İsim : Cem.
Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Araştırmacı, İyilikçi, Mükemmelliyetçi
Rpg Puanı :
Kevin Marquéz Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Kevin Marquéz Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Kevin Marquéz Left_bar_bleue50 / 10050 / 100Kevin Marquéz Right_bar_bleue

Kevin Marquéz Empty
MesajKonu: Kevin Marquéz   Kevin Marquéz Icon_minitimePerş. Kas. 04, 2010 9:40 am

Hava kararmaya başlıyorken gökyüzünün yüksek bir gürültü ile gürlemesinden sonra bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu şehre.Jared elini cama dayayarak etrafa bakınmaya başlamıştı. Kendinden geçmiş bir şekilde tüm düşünceleri aklından atıp sadece bir noktaya odaklanarak bakakalmıştı. Gök gürültüsünden ve yağmur damlalarının cama vuruşundan başka bir ses yoktu etrafta. Gecenin sessizliğinden biraz ürkmüş olsa da hayattan kopmuş bir biçimde sadece yolun ortasındaki bir noktaya odaklanmış bir şekilde bakmaya devam ediyordu. Sanki orada birşey varmış gibi dakikalarca oraya bakmıştı. Saat 11:56 olmuştu. Yaklaşık 1.5 saattir cama dayanmış o noktaya bakıyordu. Eli cama dayanmaktan bembeyaz kesilmiş, bileğindeki tüm damarlar belirginleşmişti. Vücudunu kaplayan soğuğu hissetmiyor gibi o noktaya bakmaya devam ediyordu. Etraftan geçen insanlar onu farketmiyordu. Görünmezlik duygusuna kapıldı. Saat 11:58 olmuştu. Yağmur damlaları şiddetini arttırmış, rüzgarla birleşip kuvvetli bir şekilde cama vuruyorlardı. Jared bir çeşit transa geçmiş gibiydi. Hiçbirşey hissetmiyordu. Yaşama dair hiçbir belirti göstermeden cama dayanmış bir şekilde dışarıya bakmaya devam ediyordu. Saat 12'ye yaklaşıyordu.

Dışarıda küçük bir çocuk geziyordu. Jared'ı farkedip cama doğru bakmaya başladı. Fakat Jared çocuğu farketmeden aynı şekilde cama bakıyordu. Birden hava aydınlanmaya başladı. Yağmur ve rüzgar sesi durmuştu. Etraf son derece sessizdi. Jared birden sarsılarak yere devrildi. Bir yaşam belirtisi hissetmişti kendisinde. Doğrularak bembeyaz kesilmiş eline baktı. Kolu bembeyazdı. Bileğinde damarlar şişmiş, beyazlığın içerisinde yeşil bir yılan gibi belirmişlerdi. Jared elini üzerindeki sweatin cebine koyarak ısınmasını sağladı. Saat gece yarısı olmasına rağmen hava oldukça aydınlıktı. Etrafta mavi bir aydınlık vardı. Jared saate doğru bakmaya başladı. İlerlemiyordu. Birkaç saniye önce tik tak sesleri gelen saat şimdi durmuştu. Masaya doğru yürüdü. Kumandayı eline alarak televizyona doğrulttu. Ve açmaya çalıştı. Fakat açılmıyordu. Duvara yönelip yürümeye başladı. Işığı yakmaya çalıştı. Fakat elektrik kesik gibiydi. Merdivenlerden yavaşça aşağıya indi. Askıdan paltosunu aldı. Asası paltonun cebindeydi. Paltosunu üzerine giydikten sonra kapıyı aralayarak dışarıya çıktı.

Yağmur damlaları havada donmuş bir şekilde duruyordu. Jared ürkmüştü. İlginç bir manzaraydı. Yağmur damlası bile havada donmuşken o istediği gibi kıpırdıyordu. İleride camın önünde duran çocuğu farketti. Çocuğa doğru yaklaşıp yüzüne baktı. Yüzünde mavimsi bir renk vardı. Gökyüzü gibiydi. Jared kafasının üzerindeki bir yağmur damlasına eli ile dokundu. Anında yere düşmüştü. Jared ne olduğunu anlamış olmalıydı. Zaman donmuştu. Fakat o neden donmamıştı? Büyücü olduğundan dolayı mı donmamıştı? Yoksa başka sebepler mi vardı? Tüm bu soruları cevaplamak için gitmek istediği yere konsantre oldu. Birkaç saniye sonra bulunduğu yerde biraz toz bulutu bırakmıştı. 'Şak' diye bir ses ile gitmek istediği yerde olduğunu farketti. Diagon Yolu. Her daim büyücüler ile dolu olan sokak. Jared köşeyi döndükten sonra sokağa girmişti. Etraf sessizdi. Etraf Jared'a oldukça yabancı geliyordu. Köşeyi döndükten sonra gördüğü manzara onu mutlu etmemişti. Herkes donmuş bir şekilde duruyordu. Tekrar konsantre olarak geriye döndü.

Etrafta bir hareket vardı. Zaman devam ediyordu galiba. Jared çocuğa baktı, fakat hiçbir değişiklik yoktu. Hala donmuş bir şekilde duruyordu. Bu arada ileride kendisine doğru hızla yaklaşan birşey vardı. Kırmızı ve siyah renkli bir cisim kendisine doğru yaklaşıyordu. Asasını doğrulttu. Karşısındaki varlık asayı görünce yavaşlayarak durdu. Acayip bir yaratıktı. Yaratık Jared'a doğru yaklaşıp konuşmaya başladı.
" Demek büyücüsün. Mavi saatte ilk defa bir büyücü görüyorum. Özelliğinin ne olduğunu merak ettim şimdi. Çünkü bir büyücünün özel gücü de güçlüdür." diyerek mavi gözlerini Jared'a yönelterek baştan aşağıya süzdü. Jared bu konuşmadan oldukça rahatsız olmuş, aynı zamanda hiçbirşey anlamamıştı. Yaratığa doğru sert bir şekilde bakarak " Biraz daha açık konuş. Çünkü söylediklerinden hiçbirşey anlamıyorum. Evet büyücüyüm. Fakat bu mavi saatte neyin nesi? Neden herkes dondu sadece ikimiz hareket edebiliyoruz? " şeklinde sorular kümesini yaratığa yöneltti. Yaratık sinirlenmiş bir şekilde ona doğru bakarken Jared asasını biraz daha yükselterek yaratığı korkutmaya çalışıyordu. " Tamam anlatacağım. Mavi Saat özel olan kişilerin içerisinde bulundukları bir zaman dilimidir. Gece yarısından sonra bu kişiler bir saat istediklerini yapabilirler. Yani normallerden bir saat daha uzun süre yaşarlar. Gün onlar için 25 saattir. Fakat çoğu özel insan bu saati uyuyarak geçirdiğinden bu özelliklerini farketmezler bile. Bu arada ikimiz deyip durma. Bizden başkalarıda var. Ben Mavi saatin yaratıklarından biriyim. Normal hayatta görünmem. Gece bu saat ortaya çıkarım. Ve tek amacım gececileri yani sizi öldürmektir. Fakat şu anki avım sen değilsin. Bu geceden sonra senin içinde geri geleceğim." dedikten sonra hızla uzaklaştı. Jared afallamış bir şekilde etrafa bakınarak eve girdi. " Ben özelim." diye haykırdı. Fakat sadece kendisi duymuştu bunu. En kısa zamanda diğer gececileri bulmayı hedefliyordu. Evet en kısa zamanda onları bulacaktı. Bu şekilde düşünürken gök gürültüsü duyuldu. Yağmur devam ediyordu. Jared pencereye yöneldi. Çocuk gözlerini oğuşturarak yoluna devam ediyordu. Gece karanlığını tekrar göstermişti. Hayat devam ediyordu.


En son Kevin Marquéz tarafından Cuma Kas. 05, 2010 4:19 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Diana Swennie Rosenbaum
Cadı
Cadı
Diana Swennie Rosenbaum


Mesaj Sayısı : 2028
Gerçek İsim : Ayşin.
Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Duyguları ile hareket etmesi.
Rpg Puanı :
Kevin Marquéz Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Kevin Marquéz Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Kevin Marquéz Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Kevin Marquéz Right_bar_bleue

Kevin Marquéz Empty
MesajKonu: Geri: Kevin Marquéz   Kevin Marquéz Icon_minitimePerş. Kas. 04, 2010 3:34 pm

Rol oyununuzda adınız geçmediği için özel mesaj yoluyla kanıtlamalısınız.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://godricshollow.yetkin-forum.com
Diana Swennie Rosenbaum
Cadı
Cadı
Diana Swennie Rosenbaum


Mesaj Sayısı : 2028
Gerçek İsim : Ayşin.
Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Duyguları ile hareket etmesi.
Rpg Puanı :
Kevin Marquéz Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Kevin Marquéz Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Kevin Marquéz Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Kevin Marquéz Right_bar_bleue

Kevin Marquéz Empty
MesajKonu: Geri: Kevin Marquéz   Kevin Marquéz Icon_minitimeCuma Kas. 05, 2010 2:49 pm

Puanlama bölümümüzde yalnızca bir rpnizi puanlayıp yazıyoruz puanınızı, birini seçiniz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://godricshollow.yetkin-forum.com
Diana Swennie Rosenbaum
Cadı
Cadı
Diana Swennie Rosenbaum


Mesaj Sayısı : 2028
Gerçek İsim : Ayşin.
Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Duyguları ile hareket etmesi.
Rpg Puanı :
Kevin Marquéz Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Kevin Marquéz Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Kevin Marquéz Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Kevin Marquéz Right_bar_bleue

Kevin Marquéz Empty
MesajKonu: Geri: Kevin Marquéz   Kevin Marquéz Icon_minitimeCuma Kas. 05, 2010 5:05 pm

Betimleme: 25/30
Renk ve ParagrafDüzeni:8/10
Uzunluk: 5/5
İmla Düzeni: 9/10
Anlatım: 25/30
Kurgu: 13/15
Toplam: 85
 
Somut betimlemeler güzeldi ancak tek eksik, şu yaratıktı. Nasılbir şey olduğunu merak ettim doğrusu.
Renklendirmen gözümü yordu ancak paragraf düzenin güzeldi.
‘şey’ her zaman için kelimeden ayrı yazılır. (‘Bir şey’ gibi.)
Anlatımın akıcıydı, okurken sıkılmadım.
Kurgun da yaratıcıydı ancak boşluklar vardı. Mesela, gecenin osaatinde bir çocuğun dışarıda işi ne?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://godricshollow.yetkin-forum.com
Kevin Marquéz
Seherbaz
Seherbaz
Kevin Marquéz


Mesaj Sayısı : 146
Gerçek İsim : Cem.
Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Araştırmacı, İyilikçi, Mükemmelliyetçi
Rpg Puanı :
Kevin Marquéz Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Kevin Marquéz Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Kevin Marquéz Left_bar_bleue50 / 10050 / 100Kevin Marquéz Right_bar_bleue

Kevin Marquéz Empty
MesajKonu: Geri: Kevin Marquéz   Kevin Marquéz Icon_minitimePtsi Kas. 08, 2010 9:30 am

Geçmiş, şuan ve gelecek. Her zaman karıştırılan üç kelime. Kimse bunları ayırt edemez. Belki şuanı yaşıyor olabiliriz ama yaşadığımız an geçmişin tozlu sayfalarının birinde, bir kenarda birkaç sözcük olarak sıkışmış olabilir. Yani bazen şuan olarak yaşadıklarımız geçmiş olabilir, eskiden yaşanmış bir hikayenin tekrarıdır belki de...

Karla kaplı, üç insanın yanyana zor yürüyebileceği derecede dar, etrafını evler kuşatmış sokakta ilerliyordum. Kar hâla büyük bir hırs ve istekle yağmaya devam ediyordu. Ben ise botlarımı kara batarken çıkardığı o sesi kulaklarım minnetle karşılıyordu. Hafif üşüyordum ama üstümdeki siyah mont ve altındaki kazak üşümemem konusunda bana epey yardım ediyordu. Evlerin çatısının kenarlarında birikmiş olan kar gözümü korkutmuyor değildi. Bembeyaz ve yüksekçe duvarlar oluşturmuşlardı adeta evin çatısının kenarında. Bu yüzden hep ortadan gitmeye özen gösteriyordum. Yol arada birkaç kere miyavlayan kediler hariç boş ve sessizdi. Zaten gecenin yarısında kim bu karanlık ve gizemli sokakta gezinirdi ki. Evler iki veya üç kattan oluşuyordu genelde. Boyaları pek belli olmuyordu ama beyaz olduğunu tahmin ediyorum. Tek bir ışık olmaksızın körü körüne ilerliyordum. İlk geçişim değildi burdan belki de o yüzden rahattım belki de sadece düz bir sokak olduğu için bu karanlık ortamda rahatça ilerleyebiliyordum. Nerdeyse yarım saattir yürüyordum. Her zaman aynıydı evler ve ağaçlar, sokak sadece bunlardan ibaretti. Kar artık botlarımın içine dolmuştu ve rahatsızlık veriyordu. Artık bu durumdan nefret etmeye başlamıştım. Ayaklarım üşümeye başlamıştı. İçimden asamı çıkartıp bir büyüyle bu durumdan kurtulmak geçiyordu ama muggleler bunu farkedebilirdi. Bu karanlık ve zor dönemde kendimi gizlemeliydim. Biraz daha yürüdükten sonra diğer evlere göre nispeten dar ve uzun bir evin önüne gelmiştim. Ev diğer evlere göre daha koyu renkliydi ve her katta bulunan üç pencere hariç dışarıyla bir bağlantısı yok gibi görünüyordu. Hatta hiç ışık olmaması sanki evde kimse yaşamıyor süsü veriyordu. Etrafı bir süzdüm. Eski ama dayanaklı ahşap kapının önündeydim. Etrafda meraklı gözlerin olmadığına ikna olduktan sonra kapıya iki kere hızlı bir kere yavaş vurdum. Bir süre bekledim. Bu arada gökyüzüne dalmıştım. Gecenin karanlığın, sonsuzluğa ulaştığı yere. Sadece seyre dalmıştım izliyordum. Ay dolunay halindeydi. Yıldızlar çevresini kuşatmıştı sanki ama karını boşaltan bulutlar yüzünden net görünmüyordu. Kapının ardından biraz yaşlı, yorgun ve buğultulu bir ses yükseldi.
"Kim var orada?" diyordu tedirgin ses. Birkaç saniye sustum ve sadece bekledim. Sonra da kısık ve net bir şekilde "Amca benim aç artık şu kapıyı dondum." diyebilmiştim. Titriyordum derken soğuk artık her yerime işlemişti ve dışarda kalıp bu ıstırabı daha fazla çekmek istemiyordum.

Kapı yavaş bir şekilde aralandı. İlk önce karanlıkta rengi belli olmayan sadece parlayan bir çift göz göründü sonra da sonuna kadar açıldı. Birkaç adım atıp içeriye girdim. Kapı ardıma kapandı rüzgarın etkisiyle. Gürültülü bir şekilde kapanan kapının ardında karanlık bir koridor ve koridorun etrafında kurulmuş odalar vardı. Karşımda ise ihtiyar bir adam. İlk önce belimi sımsıkı tutan bir çift el hissettim. Sıkı sıkı sarılıyordu amcam bana. Bu sıcaklığı bu samimiyeti özlemiştim. Karanlık zamanlar samimiyetsizliği ve soğuğu berebarinde getiriyordu. Artık bu tür karşılamalar ender görünüyordu. Ellerimi kaldırdım ve aynı şekilde karşılık verdim. Gözlerimi kapamış özlemle beklediğim bu anın tadını çıkartıyordum. Bir müddet öyle kaldık bana saniyeler gibi gelse de en az üç dakika öylece beklediğimizi biliyordum. Ev sıcaktı ve hemen içim ısınmıştı. Ama
hâla ıslaktım. Montumun cebindeki uzun sayılabilcek, karanlıkta rengi belli olmayan ama desenleriyle kendini belli eden bir asa çıkardım. Üstüme doğru tutup birkaç kelime mırıldandım. Artık üstüm de kuruydu ve ben bu kuruluğu özlemiştim. İhtiyar önce davranıp dar koridorda ilerlemeye başlamıştı. Ben de ardından ilerliyordum. Koridor dardı ve iki duvarında da resimler vardı. Aile geçmişinden fotoğraflar. Ordaki insanlar bile aynı çerçevede buluşmuş dış dünyada olan biteni konuşuyorlardı ve bunu yaparken de fısıldaşıyorlardı. Bu fısıltılar insana rahatsızlık veriyordu. Koridorda tak-tuk sesleriyle birlikte yavaş adımlarla bir müddet yürüdük. Birkaç kapı geçtik ve koridorun sonundaki odaya girdik. Mutfaktı burası. Hiç ses çıkmıyordu. Ocağın üstünde büyü ile kaynatılan bir çaydanlık ve tencere vardı. Yemek hazırlanıyordu mütevazı bir havası vardı. Mutfağa girince sağda duvar karşılıyordu bizi duvarda gene çerçeveler vardı ama içleri boştu. Sanki bütün fotoğraflardaki insanlar koridorda buluşmuştu. Sol tarafda da eski bir ahşap masa vardı. Etrafını çevreleyen 4 tane sandalye. Sandalyeler ve masa kahverengiydi çok net görülüyordu. Tavanda asılı duran bir gaz lambası nahoş bir ışıltı sunuyordu etrafa. Pencere yoktu ve bunaltıcı bir havası vardı. Karşı köşede ise birkaç tezgah ve ocak vardı. Küçük bir mutfaktı ama tamamen hoş ve şirin sayılabilirdi. İhtiyar ocakta pişmekte olan yemeğini kontrol etti ve o buğulu sesiyle konuşmaya başladı "Bir şeyler yemek istersin, acıkmışsındır diye düşünmüştüm." dedi kibarca. Konuşmaya üşenip sadece kafamı evet anlamında salladım. Boğazım kurumuştu tezgaha doğru yöneldim. Musluğu hafif açtım ve orada duran bardağın birine su doldurdum. Suyun dolarken sesini dinledim. Hafif bir dalgınlık sonucu soğuk olan su taştı ve ellerimle buluştu. Musluğu kapatıp elimdeki bardağı ağzıma götürdüm. Su soğuktu ve ben de henüz çok ısınmış sayılmazdım ama boğazımın kuruluğu acı vericiydi. Suyu bir seferde bitirip bardağı tozlanmaya başlamış olan tezgaha bıraktım. Suyun gırtlağımı temizlemesini bekledim bir süre için sonra da yaşlı masaya doğru yürüdüm. Bir sandalyeyi kendime doğru çekip oturdum. Yarım saattir karda yürüyordum ve artık bacaklarım isyan ediyordu. Bu dinlenme de bana çok iyi geliyordu. Siyah kotun altındaki bileğim acıdan kıvranıyordu adeta.

Bir müddet sonra önüme eski bir tabak geldi ve bir o kadar eski çatal ve bıçak. Muggle yemeği pişirmişti. Bir tabak makarnaydı önüme gelen. İhtiyar karşımda duran sandalyeye gıcırtılar eşliğinde oturdu. Masa üç dört gündür silinmiyordu ve toz tutmaya başlamıştı. Çatalı makarnanın üstünde götürdüm. Bir süre gezdirdim. Çatal metaldi ve gaz lambasının yaydığı hafif ışık yüzünden parlıyordu. Birkaç makarna alıp ağzıma götürdüm. İhtiyarın sesini kulaklarımda işitmeye başlamıştım. "Seni görmeyeli uzun zaman olmuştu evlat. Sen buraya işin düşmedikce gelmezsin ne oldu anlat bakalım." diyordu o herzamanki buğulu sesiyle. Birkaç makarnayı daha ağzıma götürdüm. Evet ben buraya işim düşmedikce gelmezdim ve geldiğimde bu yüzden kendimde suçluluk hissederdim ama amcamın tavırları bu suçluluk hissini bastırmaya yeterdi. Onu hiçbir zaman anlayamamıştım hep kendi halinde kalmıştı belki gençliğinde yeri göğü inleten bir büyücüydü ama artık bu evde yanlız başına kendi kendine yaşayan bir muggle gibiydi. Ben ise artık bir süre burda onun yanlızlığını paylaşacaktım. Tabağımın yarısını bitirmiştim ve amcam benden cevap bekliyordu. Daha fazla bekletmemeye karar verdim."Bir süre seninle burda kalacağım. Nedeni çok uzun bir hikaye. Şimdi anlatamam ama yarın ilk işim bunu anlatmak olacak." demiştim. Pek inanmayan gözlerle izlediğini farkedip "Söz veriyorum. Şimdi çok yorgunum, ikinci katta bana ait bir oda olduğunu hatırlıyorum. Biraz uyumam gerekiyor." demiştim. Sesim ne ince idi ne de kalın ama kibar ve biraz soğuk çıkıyordu. Sadece kafasını sallamıştı cevap verme gereksinimi duymamıştı. Ben de bu durumdan epey hoşnut kalmıştım. Tabakda birkaç makarna kalmıştı onları da ağzıma götürdüm ve masadan kalktım. Dar koridora doğru yönelmeden önce amcama son bir kez baktım. Yaşlı ve yorgun görünüyordu. Kafasındaki saçlar artık dökülmeye başlamıştı omzu çökmüş göbeği hafiften çıkmaya çalışıyordu. Haline biraz acıdım ve koridora yöneldim.

Çerçeveler içindeki kalabalıklar son bulmuş herkes kendi çerçevesine çekilmişti. Koridorun sağındaki merdivenlere yöneldim. Merdivenler ahşapdı ve her hareketimde gıcırdıyordu ve ben bundan rahatsız olmaya başlamıştım. Yedi merdiven kadar çıkmıştım ve beni yine eski ve tozlu bir koridor bekliyordu. Burda da fotoğraflar vardı ve burdaki çerçevelerde yaşayanların büyük çoğunlu uyumuştu bazıları arada meraklı gözlerle beni süzüyor ben geçtikten sonra fısıldaşmaya başlıyorlardı. Koridorun sağındaki odaya girdim. Oda karanlık değildi en azından mutfaktan aydınlık sayılırdı. Bir gaz lambası vardı ve pencereden dolunay şeklindeki ayın ışığı süzülüyordu. Odanın ortasında bir yatak yerleşmişti. Tabanlarında gazte küpürleri dağılmıştı. Odanın duvarlarında hiç çerçeve yoktu. Sağ tarafında ahşap bir masa duruyordu. Masanın hemen yanında tavana kadar uzanan bir dolap ve yatağın başında da küçük bir komidin. Üstümdeki montu çıkardım ve öylece yatağa doğru atladım. Yatağın yayları eskimişti ve hafif bir gürültüyle gıcırdıyordu. Başığımı yumşacık yastığa koydum ve gözlerimi kapadım. Artık benim için gün bitmişti.

Rp Out: Rp'mi kendi ağzımdan anlattım.Umarım sorun olmaz.



En son Kevin Marquéz tarafından Ptsi Kas. 08, 2010 8:05 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cynthia Weitz
Vampir
Vampir
Cynthia Weitz


Mesaj Sayısı : 2904
Gerçek İsim : Esin.
Patronus : Kedi Sihirsel Soy : Safkan.
Özel Yetenek : Metamorfmagus
En Belirgin Özellik : İnatçı.
Rpg Puanı :
Kevin Marquéz Left_bar_bleue93 / 10093 / 100Kevin Marquéz Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Kevin Marquéz Left_bar_bleue47 / 10047 / 100Kevin Marquéz Right_bar_bleue

Kevin Marquéz Empty
MesajKonu: Geri: Kevin Marquéz   Kevin Marquéz Icon_minitimePtsi Kas. 08, 2010 7:59 pm

Öncelikle, RPG'yi çok beğendim. Kurgu sadeydi fakat çok iyi anlatılmıştı. RPG'yi tam yerinde bitirmişsin bana kalırsa, tebrikler.

Betimleme: 30/30
Renk ve Paragraf Düzeni: 10/10
Uzunluk: 5/5
İmla Düzeni: 10/10
Anlatım: 30/30
Kurgu: 15/15
Toplam: 100.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://godricshollow.yetkin-forum.com/lejant-f75/esin-asdf-xd-t1
 
Kevin Marquéz
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kevin Adrian Rosenbaum
» Valentina Marquéz.*
» kevin aldaraz
» James Kevin Lynn
» Kevin Adrian Lorenz.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Karakter İşlemleri :: Puan Belirleme-
Buraya geçin: