Karlı bir eylül gününe doğan güneşin altın renkli ışıkları, bulutların gölgesiyle örtülü Roma'nın semalarını aydınlatıyor, şehir merkezine inen sisli, soğuk havanın teni kesen ve solunan havanın metal kokusuyla harmanlanmış, ferahlatıcı etkisi size her daim canlı olduğunuzu hissettiriyordu. Her daim...
Yüksek heykelleri olan bir binanın tepesinden şehri izlerken göremeyi umduğu kişiyi arıyordu; bulunduğu yerin yakınlarındaki Mason derneğinde üyeliği bulunan büyücüye aktarması gereken bilgiler vardı. Gizli ve önemli bilgiler... Bakanlığın Muggle yönetimine dair olan fikirlerinin ne derece iyi niyetli olduğu tam olarak bilinemese de bunun tamamıyla saf duygulardan oluşmadığı aşikardı. Büyücü dünyasının muggle yönetiminin çeşitli dallarını etki altına akmak istemesi bir çok büyücü ve cadı tarafından 'Barbarlık!, Muggle düşmanlığı!' olarak tanımlanarak uygulamaya karşı çıkılsa da Sihir Bakanlığı dur durak bilmiyor, kendini son derece profesyonel bir şekilde örtbas ederek ideallerini gerçekleştirmeye devam ediyordu. Şu an için sihir dünyasının hiç bir şeyden haberdar olmaması olası kargaşayı önlüyordu ancak Sihir Bakanlığının mutlak gücününü devlet yönetiminde de kullanmak istemesi işlerin ileride daha karmaşık olacağını belli eder nitelikteydi. Bakanlığın tüm bunları yapması için çok titiz davrandığına inanan Christopher, Mason derneklerinde görevlendirdikleri büyücüler tarafından derin devleti etki altına alabilmeyi amaçladıklarını sezinliyordu. Eğer tüm düşündüklerini söylerse Azkaban'a yollanacak kadar da suçlanabilir pozisyonda olduğunu, Bakanlığın, işin son derece başında olduğu bu günlerde, ne amaçladığını bildiği kadar iyi biliyordu. Luminight'ların tüm büyücü ve cadılara karşı aldıkları tavırların giderek artması da cabasıydı. Sorunlar hem muggle dünyasında patlak verecek hem de sihirli dünyalarının içerisinde beliriverecekti. Fazlasıyla can kaybının olacağı öngörülüyordu ancak geçmişi her defasında karşısına çıkarken yaptıklarını sorgulayamaz hale geldiğinden şimdiki görevini sorgulamadan yerine getirmeyi umuyordu; her ne olursa olsun devam ediyordu...
Yeterince bekledikten sonra merkezin kıyıısnda kalan eski kiliseye doğru hareket eden kolaylıkla seçilebilecek, tuhaf harekerleri olan adamı farketti. Hiç vakit kayvetmeden hayalbozan büyüsünü üstüne uyguladıktan sonra adamın yanına buharlaştı. Her ne kadar adamın, bir büyücünün mugglelara benzemek için 'itinayla' giyinmiş halinden aradığı büyücü olduğuna inansa da bir şüphe payına yer verip, aceleci davranmamaya özen gösteriyordu.
Birlikte yürüdükleri bir kaç dakikanın ardından takip ettiği adamın yolunu aniden değiştirmesiyle dar bir sokağa geldiler. Tarihten kalan eski bir kemerin üzerinde 'Tanrının olmadığı yer' yazan taş kapısından içeri girdiler. Hızlıca geçtikleri bakımsız, moloz dolu avlunun sonunda aşağıya inen taş merdivenlerin başında beklediler. Takip ettiği ve büyücü olduğunu sandığı adamın yorgun hali uğraştığı işin onu çok yorduğunu düşündürüyordu Christopher'e. Adamı incelemeye devam ederken merdivenlerin indiği, karanlık yerden elinde tuttuğu bir el feneri ile takım elbiseli birisinin çıktığını gördü. Yüzünü tamamıyla görebildiğinde şaşırmamak elde değildi. Görevi için günler öncesinden buraya geldiğinde gazetelerde gördüğü bakanlardan birinin ta kendisi karşısında duruyor ve takip ettiği adama olan şükranlarını eğilen bedeniyle sunuyordu.
"Sizi beklemiyordum."
"Beklentilerinizi karşılayamamak beni derinden üzdü." Sesinin ve el hareketlerinin abartılı halleriyle Christopher'in takip ettiği adamın pek etkin biri olduğunu belli ediyordu; karşısındaki adamın suratını kızartan bu davranışları pek serinkanlı yapacak kadar...
"Ben sadece-"
"Merkez verdiğiniz kararlardan memnun değil. Aptalları gereksiz yere umutlandırdığı kanısındalar." Gür başlayan sesini monoton bir düzeye çekmesini ilgiyle izledi Christopher; az önce takip ettiği çelimsiz adamın bu şaşırtıcı tavrını...
"Öyle mi, peki neden onlar gelip benim yerime karar vermiyorlar?"
"Fazla sorgulamayın, sonucunun ne olacağını biliyorsunuz."
Bakanın az önceki saygın tavrını yitirmiş, bezginliğinin, işine her an müdafa edilmesinin kızgınlığını sesini her cümlesinde arttırarak ifade ederken yaşlı, çelimsiz büyücü sıkıcı bir nutuk dinlermişcesine kafasını kontrolsizce sallıyordu. Sonrasında bu sallayışlar, vişne çürüğü rengindeki pardüsesinin içinden çıkardığı asasını bakana doğru sallamasıyla durdu. İmperius lanetine maruz kalan bakan, yaşlı büyücünün dediklerini, yapması gerekenleri anlatan emirlerini dinledikten sonra, her nereye gidiyorsa, merdivenlerin indiği, geldiği yere geri döndü.
Christopher artık aradığı kişinin bakımsız avludan taş kapıya doğru yürümeye başlayan çelimsiz, yaşlı adam olduğuna emindi. Bakanlığın verdiği gizli mesajı ona iletmek için de oldukça uygun bir yerde olduklarından üzerindeki hayalbozan büyüsünü kaldırıp yaşlı adamın önüne patronusunu, kılıç dişli kaplanı, gönderdi. Önü kesilen adam bir an için yaşadığı telaşla etrafına bakarken Christopher'i, elinde asasıyla, gördüğünde şaşkınlığı bir kat daha arttı.
"Sen de kimsin?"
"Beni bakanlık gönderdi, size vermem gereken bir mesaj var. Luminight isyanı ile ilgili."
Christopher'in sözlerini dinledikten sonra rahatlayan ama tedirginliği sürekli gözlerinde gözlenen yaşlı, çelimsiz, kısa boylu adam elini az önce şaşkınlığının sebebi olan büyücüye uzattı. Chris hiç tereddüt etmeden yaşlı büyücünün elini tutuğunda bir iğnenin deliğinden geçirildi ve yüksek tavanlı, çeşitli mozaiklerle, heykellerle süslenmiş, soft renklerin ağır bastığı, oldukça aydınlık bir yere cisimlendiler. Parlak, muhteşem -kurtuluşa dair- resimleri üzerinde barındıran marleylere basarak yaşlının gittiği yere doğru, onu yine takip ederek, gitti. Admın büyük, kestane ağacından yapılmış, en az yer döşemesi kadar parlak masasına oturduğunda eliyle o masanın önündeki, bulundukları mekana son derece uyumlu, kan kırmızısı, kadife kumaşla kaplanmış, yumuşak koltuğu göstermesiyle, tanımadığı, yabancı olduğu bu mekandaki şu anki yerini öğrenmiş oldu. Tedirginlik sırası şimdi Christopher'e gelmişti. Evinde olduğundan, daha da rahatlamış görünen adamın ilgili bakışlarının ardından, bakanlığın Christopher'e, karşısındaki yaşlı büyücüye vermesi için, verdiği mesajın bulunduğu, muggleların kripteks'ine benzeyen bir aleti parlak masanın üzerine koydu. Yaşlı adam pardesüsünün uzun kollarını yeninin üzerine kadar çekilmesini sağlayacak kadar kaldırdıktan sonra masanın üzerinde duran aleti eline aldı. Christopher'in ten hafızası olduğu bu alet, yaşlı adamın ellerinin arasında açıldı. Yaşlı adamın, aletin açılmasının ardından bir şey dinliyormuşcasına kafasını sallaması, bakanlık tarafından verilen bu mesajın sadece ilgili kişiye duyulduğuna dair fikri olgusallaştırıyordu. Bu mesajı duymayı umaduğundan hayal kırıklığına uğrayan Chris, biraz daha bekledikten sonra yaşlı adamın veridiği, içine başka bir mesaj koyduğu, aleti aldı. Kendisine uzanan eli bir kez daha tuttuğunda ilk karşılaştıkları yere cisimlendiler. Az önceki gittiği yer'in konrtrolsüz cisimlenmeleri önmelek için koruyucu büyülerle büyülenmiş olduğunu apaçık anlayabiliyordu; yaşlının ona mesaj hakkında söylediklerini de...
-Pop!-
Konu: Bakanlık Görevi 
C.tesi Eyl. 17, 2011 10:28 am