Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Puslu Hava En Yakın Arkadaşın Olur Yanlızlığında

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Vanya Yalenchka
Dükkan Sahibi
Dükkan Sahibi
Vanya Yalenchka


Mesaj Sayısı : 18
Gerçek İsim : İrem la beeen :D
Patronus : Sırtlan Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : --
Rpg Puanı :
Puslu Hava En Yakın Arkadaşın Olur Yanlızlığında Left_bar_bleue80 / 10080 / 100Puslu Hava En Yakın Arkadaşın Olur Yanlızlığında Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Puslu Hava En Yakın Arkadaşın Olur Yanlızlığında Left_bar_bleue40 / 10040 / 100Puslu Hava En Yakın Arkadaşın Olur Yanlızlığında Right_bar_bleue

Puslu Hava En Yakın Arkadaşın Olur Yanlızlığında Empty
MesajKonu: Puslu Hava En Yakın Arkadaşın Olur Yanlızlığında   Puslu Hava En Yakın Arkadaşın Olur Yanlızlığında Icon_minitimeSalı Ağus. 23, 2011 1:06 pm

    Genç cadı Paris'in eski sokaklarını hızla arşınlıyordu. Tek istediği Black&Silver Bar'a ulaşmaktı ve düşünmekti. Çalışmayan bir motoru andıran beyni iflas etmek üzereydi. Gözleri boş boş bakmaya o kadar alışmıştı ki, kendisi bile aynaya bakınca bir anlam veremiyordu bakışlarına. Açık mavi gözleri uçsuz bucaksız bir okyanusu andırıyordu. Biraz hareket gerekliydi, duygu. Ama bu beden duygudan yoksun olmaya o kadar alışmıştı ki. Kalpsiz bir tenekeydi onun bedeni. Gülüyordu belki, ağlıyordu ama hissedebiliyor muydu? Hayır, hissedemezdi ki o. Kalbini yıllar önce gömmüştü. Küçük bir kutuya kapatıp toprakla bütünleşmesini seyretmişti.

    Sabahın ışıkları henüz ulaşmıştı barının camlarına. Cebinden anahtarı çıkardı cadı. Kapıyı büyük bir titizlikle açtı ve toplanmış masalara baktı. Her şey yerli yerindeydi. Bara girdiğinde kapıyı da arkasından kapattı. Büyük pencereden görünen Eyfel kulesi her zamanki gibi göz kamaştırıcıydı. Cadı tezgahın arkasına geçti ve kendisine en koyusundan bir kahve yaptı. Ruhu gibi koyuydu içtiği, yoğun sıvıda. Sıcak sıvı ağzını ve boğazını yaktı cadının ama cadı hissetmedi, yine hissetmedi. Alıştığı bu hissizlik onu sonsuz bir karanlığa hapsetmişti.

    Pencerenin önünde ki masanın üzerine yatırılmış sandalyeyi aldı ve yere yerleştirdi, üzerine yorgunlukla çöktü. Fincanın sıcaklığı elini yakmaya başlamıştı, masaya koydu. Ve boynundaki kolyeyi çıkarttı. Kolyenin içini açtığında iki resimle karşılaştı, biri bayan diğeri adam dünyanın en mutlu insanlarıymış gibi gülümsüyorlardı. Biraz aşınmış, resimleri parmağıyla okşadı. "Çok uzun zaman geçti Spencer." Diye fısıldadı kendi kendine. Resim hareketlendi ve başını salladı. Sonra eliyle saçlarını düzeltti ve tekrar gülümsedi. Sonra cadı onun yanındaki kendi resmine baktı, tüm içtenliğiyle gülüyordu o zamanlar. Şimdiyse sadece gülüyordu.

    Genç cadı kolyeyi kapatıp tekrar boynuna geçirdi. Başını geri attı ve gözlerini kapattı. Derin bir nefes aldı, gelen gözyaşlarını kovmak için kirpiklerini kırpıştırdı. Ama gözyaşları birden akmaya başladı, göz pınarlarından. Yaş cadının yanaklarını okşuyordu ve pembemsi dudağına değip geçiyordu arsız bir sevgili gibi. Sonra feryatlar yükseldi, kusursuz dudaklarından. "Hayır, hayır... Ah, Spencer..." Cadı kendisine kızdı birden "Nasıl, nasıl böyle bir aptallık ettim. Bunu nasıl becerdim? Ona nasıl öfkelendim?" Cadı elleriyle yüzünü kapattı ve hıçkırıkları uzun süre sürdü. Çok uzun süre...

    31 Aralık 2007 - Moskova

    Genç cadı Moskova'nın karlı sokaklarında mutlu bir şekilde ilerliyordu, yanındaki genç adamın koluna girmişti. Başı da adamın omzundaydı. Yüzündeki gülümseme hiç olmadığı kadar sıcacıktı, neredeyse karları bile eritebilecek bir samimiyet içeriyordu. Mavi gözlerini adama çevirdi, adam da kahverengi gözlerini kızın pürüzsüz yüzünde dolaştırdı. "Eğleniyor musun?" Dedi adam usulca. Cadı başını salladı ve adamın yanağına bir öpücük kondurdu "Hemde çok. Bu hayatımda geçirdiğim en güzel doğum günü." Adam dudaklarını birbirine bastırıp başını salladı sonra tekrar gözleri Vanya'nın gözleriyle buluştu "Sana bir hediye alamadım, üzgünüm." Aslında almak istiyordu ama söyleyeceği şeyler vardı ve konuşmadan sonra hediye vermek akıllıca olmazdı.

    Vanya adamın dolgun dudaklarına odaklandı "Hediye mi? Ama sen bana hediyemi verdin." Adam ona merakla baktı, ne olduğuna anlam verememişti. Vanya onun bakışını görünce kıkırdadı "Yoğun çalışmalarını bir kenara atıp benimle doğum günümü kutluyorsun. Bu benim için en büyük hediye." Adam tekrar başını salladı. Romantik bir şey söyleyemeyecek kadar bulutluydu kafası. Ama bir şey söylemeliydi ve söylemesi gereken şeyi biliyordu. Genç kızın saçlarını yüzünden çekti ve resmi bir şekilde geri çekildi "Konuşmamız lazım Vanya." Dedi adam, yine resmi bir tonla. Vanya bir anda başından aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissetti. Bu resmiyet havasını onda ilk kez seziyordu ve bundan hoşlanmamıştı. Üstelik konuşmamız lazım sözü genelde ayrılıklardan önce söylenen iki sözcüktü. Vanya bütün bu düşünceleri dağıtmaya çalıştı ve başını salladı. Adam nereden başlayacağını bilemiyordu. Ağzını açtı ve sonra tekrar kapattı "Hadi Spencer, söyle." Elini adamın kolunda gezdirdi. Bu hareket adamı yolundan çıkartacaktı neredeyse. Vanya'nın her dokunuşuyla titriyordu ve onunla olması gerektiğini anlıyordu. Ayrıca onu korumalıydı, çünkü Vanya'nın her insan gibi kırılgan olduğunu düşünüyordu. Kızın büyü yapabildiği konusundan bir haberdi ve onu korumak istiyordu, sadece korumak.

    "Vanya... Sen ve ben... Biz, be-beraber olamayız." Sesindeki kararsızlık o kadar belliydi ki bunu küçük bir çocuk bile anlayabilirdi. Ve Vanya'ya da anlamıştı. "Ne?" "Ayrılmalıyız Vanya." Bu sözler Vanya'nın kalbini neredeyse durdurmaya yetecekti. Nefes alması güçleşiyordu yine de nefes almaya çabaladı. "Sen ne söylediğinin farkında mısın?" Dedi Vanya güçlükle. Adam başını salladı. Bütün duygularını gizlemişti yine. Vanya onun gözlerinden hiçbir duyguyu sezemiyordu. Ama adam Vanya'nın tüm duygularını görebiliyordu. Kızın yüzünden öfke, umutsuzluk, kırgınlık, hüzün akıyordu. Duyguları o kadar çabuk değişiyordu ki adam bir nokta koyması gerektiğini fark etti. "Bak bunu burada ve bu şekilde bitirmek istemezdim, üzgünüm." Sonra cevabı bile beklemeden ayağa kalktı ve geldikleri yönden tek başına çekip gitti. Ancak kalbini Vanya'yla bırakmıştı. Ne var ki Vanya'nın kalbi parçalara ayrılmıştı. Ağzı bir santim kadar açıktı ve zorlukla nefes alıyordu. Gözyaşları sessizce akıyordu. Sessiz ve vahşi...

    15 Ocak 2008 - Moskova

    Cadı hala terkedilmek duygusunu aşamamıştı biraz hüzünlüydü ama öfke fazlaydı. Bir açıklama bile yapılmadan terk edilmişti. Üstelik hayatları gayet güzel gidiyordu. Ya da o öyle sanıyordu. Kendi kendisine demek ki bir sorun vardı dedi. Demek ki ilişkilerinde bir pürüz vardı. Cadı dışarı bakıyordu ve manzaraya odaklamaya çalıştı. Yılın bu zamanı Moskova hep güzel olmuştu. Bu güzellik içinde bin bir türlü felaket de barındırıyordu. Ayrılık gibi...

    Kapının ısrarla çalınması birden böldü kasvetli düşüncelerini.Yerinden hızla kalktı ve kapıyı açtı. En yakın arkadaşı Danielle gelmişti. Gözlerinde korku vardı ve titriyordu "Vanya konuşmalıyız." Dedi ve içeri geçip koltuklardan birisine oturdu. Nasıl söyleyecekti? Spencer'ın öldüğünü nasıl söyleyecekti? Ölüm haberleri nasıl söylenirdi ki? Merakla bakan arkadaşını fark etti ve onunda oturmasını öneri. Vanya oturdu ve arkadaşını bekledi. "Vanya, Spencer'le ilgili konuşacağız." Vanya'nın meraklı gözleri hemen alevlendi. "Onun hakkında konuşacağım bir kelimem bile kalmadı." Danielle ısrarlı bir şekilde hızlı hızlı konuşmaya başladı. "Sana bir haber vereceğim ama ne tepki alacağımı bilmiyorum. O yüzden doğrudan söylemem en hayırlısı olacak. Spencer, dün gece... Dün, gece, evinde... Öldürülmüş." Danielle birden ağlamaya başladı. Ve Vanya... Zavallı kızın tüm bedeni titremeye başladı. Bütün anılar beynine hücum etmişti, ilk öpüşmeleri, birlikte geçirdikleri geceler, mutlu anılar... Hepsi bir bir Vanya'nın gözlerinin önünden geçiyordu. "Hayır, hayır olamaz." Diye fısıldadı ve o da ağlamaya başladı. arasından titrek bir sesle konuşmaya başladı "Sana bir mektup b-bırakmış, al." Dedi ve titrek hareketlerle mektubu Vanya'ya uzattı. Vanya ise mektubu hemen ellerine alıp kokladı. Çünkü bu sayfalara Spencer'ın elleri değmişti, dokunmuştu. Mektubu açmakla açmamak arasında gidip geldi ve sonunda açmaya karar verdi ve sessizce okumaya başladı.

    Sevgilim, her şeyim, Vanya'm...
    Şu öfkelisindir bana senden neden ayrıldım diye. Haklısın da, hiçbir şey açıklamadım çünkü. Ama şimdi merakını gidereceğim. Tabii bunu okuyorsan şu an yaşamıyor olacağım büyük ihtimalle. Bu bir veda mektubu çünkü. Bu benim vasiyetim.
    Uzun süredir tehdit ediliyordum. Bir katil vardı ve bana acı çektirmeyi görev edinmişti. Etrafımdaki çoğu kişiyi katletti. Sıranın sana geleceğinden korktum. Diğer dedektifler seni koruyacaklarını söylediler ama buna inanmadım. Seni kimse koruyamazdı benden başka. Aslında silah taşıma yetkim bile yok, komik değil mi? Yinede seni koruyacağıma dair yemin ettim. Ve senden ayrıldım. Ama sana hala aşığım Vanya. İlk günkü kadar taze aşkım. Ama eğer bu ilişkiyi sürdürseydim, aşk ikimize de zarar verecekti ve bu benim yüzümden olacaktı. Seni yaşatmalıydım Vanya. Ben nefes almasam bile şu anda senin nefes aldığını bilmek ruhumu topraktan çıkarıp senin yanına uçuruyor. Senden beni affetmeni beklemiyorum, sadece seni hala sevdiğimi söylemek istedim. Kalbim artık atmasa bile, nefes alamasam bile ben tamamen sana aidim. Sadece seninim. Ve... Seni seviyorum. Her şeyimle seni seviyorum...


    Günümüz - Paris

    Geçmiş ona zarar veriyordu. Ama o geçmişine aşıktı. O birlikte olması gereken adama aşıktı. Ve o adam artık ölüydü. Dudakları morarmış, teni her zamankinden beyaz bir ölü. Hatta şu anda çürümüş cesedi ve korkunç iskeletiyle aşık bir adamdı o. Vanya'nın burnunda Spencer'ın kokusu tüttü bir anda. Onun yanında olduğunu hissediyordu. Ama Vanya ona dokunamıyordu, göremiyordu. Spencer'ın ölümünden yana 4 yıl geçmişti, acısı hala tazeydi. Evet, bir muggle'a aşık olmuştu. Bundan mutluydu çünkü böyle bir aşkı ancak bir mugglela birlikte tadabilirdi. Yalnızca bu aşkı Spencer'la tadabilirdi... Ve şimdi o yoktu, yanlızca Vanya vardı. Sadece Vanya...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Puslu Hava En Yakın Arkadaşın Olur Yanlızlığında
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Dünya Şehirleri :: Paris :: Black & Silver Bar-
Buraya geçin: