Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Oh Papatya.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Alexander Matthew Morgan
Durmstrang V. Sınıf
Durmstrang V. Sınıf
Alexander Matthew Morgan


Mesaj Sayısı : 72
Gerçek İsim : İlk.
Patronus : Hidra. Sihirsel Soy : Safkan.
En Belirgin Özellik : Umursamaz.
Rpg Puanı :
Oh Papatya. Left_bar_bleue90 / 10090 / 100Oh Papatya. Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Oh Papatya. Left_bar_bleue45 / 10045 / 100Oh Papatya. Right_bar_bleue

Oh Papatya. Empty
MesajKonu: Oh Papatya.   Oh Papatya. Icon_minitimePerş. Tem. 21, 2011 3:47 pm

Oh Papatya. Alexis_bledel_008 & Oh Papatya. Lucas_till_058
Alexa Diane Sunny & Alexander Matthew Morgan


    Her zamankinden farklı değildi o gün de yeşil cübbesiyle etrafta sırıtan genç çocuk için. Dersten derse girmişti, muhteşem bir ziyafet çekmişti binadaşlarıyla beraber ve şimdi de yatakhanesine dönüyordu. Elinde birkaç parşömen parçasıyla önüne bakmadan ilerliyordu. Ona kasıtlı olarak çarpan kızlar, sırıtarak bakan şımarıklar yine peşindeydi. Oysa onun kafasında zaten belirli biri vardı. Umursamaz tavırlarını bu alanda da sergiliyordu. Bir yandan da içinde karşı koyamadığı sigara tutkusu tavan yapmıştı. Odasına gidip dolabını açmayı istiyordu bir an önce. Tuvalette tek başına, pencereden dışarı bakıp eski günleri hatırlayarak gidermek isiyordu bu tutkusunu. Sigarayı görünce adımlarını hızlandırdı, sarı saçlarını kafasını hızlı bir şekilde iki yana sallayarak düzeltti ve parşömenlerini gözden geçirdi. Tam o sırada, derste aldığı notu sınıfta unuttuğunu fark etti. "Lanet olsun." dedi kendi kendine fısıldayarak ve ardından geriye döndü. Hayalleri yarıda kaldığı için üzülüyordu ve yatakhanesine giden yolu düşündükçe sinirleniyordu. Merdivenlerden hızlı hızlı çıkmaya başladı, çarptığı çocukları umursamıyordu bile. Hogwarts büyüktü, belki de bir daha görüşmeyeceği ve hiç tanımadığı kişilerden özür dileyerek vaktini harcayamazdı. Asıl özür dilenmesi gereken kendiydi çünkü. Annesine yapılanları hatırladı ve sağ yumruğunu sıktı. Dişleri gıcırdıyordu, her annesini hatırladığında aynı şey oluyordu zaten. Merdivenlerden çıkmayı bitirdiğinde karşısına çıkan bir kızdan sıyrıldı ve karşısında bulunan dersliğe doğru güler yüzle ilerlemeye başladı. Açık kapıdan içeri girdi ve sırasını aramaya başladı. Hızlı bir şekilde ders notlarını aldıktan sonra bununla gurur duyarcasına sırtını dikleştirdi ve sınıftan sallana sallana çıktı. Artık yatakhaneye varabileceğini bildiği için gamzesini de ortaya çıkartarak gülümsüyordu sonuna kadar. Ve o sırada, koridorda ilerleyen bir kız gördü. İlk defa bir kıza bakıyordu Matthew Hogwarts'ta. Olduğu yerde durmuştu, yüzü tanıdık geliyordu. Muhtemelen daha önce karşılaşmışlardı fakat Matthew onunla yakından tanışmak istiyordu. Mavi gözlerini kızın mavi gözlerine dikmişti. Kız yanından geçtiği sırada "Hey." dedi biraz kaba bir şekilde. Kız ona döndüğünde bambaşka duygular hissetti kendinde. Kalbinin ilk kez attığını hissediyordu o korkunç günden sonra. Gülümsüyordu, belki de uzun zaman sonra. İlk kez tanımadan birini, kendine bu kadar yakın hissetmişti. Elini ensesine götürdü ve başını sağa eğdi. "Tanışıyor muyduk?" dedi, der demez de pişman oldu. Daha güzel bir giriş yapabilirdi, karşısındaki bebek yüzlü kıza gerçekten ayıp etmişti ve ilk kez utanmanın ne anlama geldiğini anlayabiliyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aredhel Clementé
Beauxbatons V. Sınıf
 Beauxbatons V. Sınıf
Aredhel Clementé


Mesaj Sayısı : 366
Gerçek İsim : İlayda
Patronus : Kartal. Sihirsel Soy : Üvey annesi Muggle Doğumlu, üvey babası da Melez. Öz anne babası safkan büyücüler ama o bunu bilmiyor.
En Belirgin Özellik : Meraklı.
Rpg Puanı :
Oh Papatya. Left_bar_bleue92 / 10092 / 100Oh Papatya. Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Oh Papatya. Left_bar_bleue46 / 10046 / 100Oh Papatya. Right_bar_bleue

Oh Papatya. Empty
MesajKonu: Geri: Oh Papatya.   Oh Papatya. Icon_minitimePerş. Tem. 21, 2011 6:47 pm


    Son dersten çıktıktan sonra Alexa gerindi. "Ah, tanrım! Ne yorucu bir gündü!" En iyi dostu Alexandra da başıyla onayladı. Kızın konuşmaya mecali kalmamıştı. Alexa şanslıydı, Quidditch oynamayı sevse bile, utangaçlığından takıma katılmamıştı. Ama en iyi dostları Alexandra ve Veronica'nın antremanları derslerin üzerine gelince oldukça yorucu oluyorlardı. "Verry nerede yine?" dedi Alexa arkadaşına. Alexa ve Alexandra, asıl adı Veronica olan arkadaşlarına oldukça komik bir lakap bulmuşlardı ve gülmek için bunu sık sık dile getirirlerdi. Ama bu sefer Alexa'nın ağzından sadece yorgun bir ses tonuyla çıkmıştı sözcükler. Alexandra omuz silkti. "Emin değilim. Sürekli meşgul. Ya da öyle şeyler işte." Veronica aynı zamanda Ravenclaw bina başkanlarıydı. Bir sürü görevi vardı. Tabii bunun yanında ikisinden de daha popüler bir kızdı ve çoğu zaman arkadaşlarıyla bir yerlerde olurdu. İki Ravenclaw'lı köşeyi döndü. Oldukça yavaş ilerliyorlardı, yorgunluktan olsa gerekti. Bir anda Alexandra durdu. Alexa onu farkedince yanına gitti. "Bir şey mi var?" Alexandra başını iki yana salladı. Ama zor bir durumda gözüküyordu. "Benim tuvalete gitmem lazım." Alexa fazla ısrar etmedi. Hogwarts'ın koridorlarını ezberlemişti, kendi de gidebilirdi. Alexandra en yakın tuvalete doğru koşarken Alexa iç çekti. Ne olursa olsun, bu yıl bir sürü şey değişmişti. Yeni dostluklardı en önemlisi de. Dostluklar her zaman insanın içini ısıtırdı. Alexa istemsiz bir şekilde gülerek yoluna devam etti. Bu sırada "Hey." diyen bir erkek sesi duydu. Aman tanrım, yine ona sataşacak bir çocuk muydu bu? Alexa arkasını döndü. Evet, tahmin ettiği gibi bir çocuktu, ayrıca gülümsüyordu. Onun gibi mavi gözlere sahipti ama benzeştikleri tek yön oydu. Çocuk ondan oldukça uzundu, yaşına rağmen kasları var gibiydi ve saman sarısı saçlara sahipti. Ayrıca gülümsediği zaman çok tatlı olmuştu... Ne düşünüyordu böyle? Hemen tabanları yağlamalıydı. Ama gözlerini karşısındaki çocuğun gözlerinden ayıramıyordu, olduğu yere adeta mıhlanmıştı. "Tanışıyor muyduk?" dedi çocuk, oldukça tatlı bir hareketten sonra. Sesi bile Alexa'nın midesinde bir şeyleri hareket ettirmesine neden olmuştu. Ne demek istediğini ise çözmek biraz zordu, yüzü Alexa'nın konsantrasyonunu resmen havaya karıştırıyordu. Cadının alt benliğindeki hala normal kalan bölüm, hızla düşünüyordu. Onu sahiden tanımadığı için mi böyle demişti yoksa bu bir tanışma teklifi miydi? Kız böyle şeyleri çözmekte hiç iyi değildi, daha doğrusu aşkta iyi değildi. Aşık olduğu tek kişi bir vampirdi ve ölmüştü. O zamandan bu yana asla aşık olamayacağını düşünüyordu. Ne diyordu? Zaten aşık olmamıştı, asla. Bu çocuğa aşık olamazdı, Alexa ilk görüşte aşka inanmazdı.


    "Sanmıyorum." dedi Alexa bir süre düşünüyormuş gibi yaparak. Aslında bu numara değildi, sadece çocuğun düşündüğünü sandığı şeyi düşünmüyordu. "Ihh, ben Alexa." dedi kız kısaca. Elini uzatmadı. Bu çocuğa hala güvenmiyordu. İnsanlara kolay kolay güvenmezdi, özellikle böyle onu etkileyenlere.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexander Matthew Morgan
Durmstrang V. Sınıf
Durmstrang V. Sınıf
Alexander Matthew Morgan


Mesaj Sayısı : 72
Gerçek İsim : İlk.
Patronus : Hidra. Sihirsel Soy : Safkan.
En Belirgin Özellik : Umursamaz.
Rpg Puanı :
Oh Papatya. Left_bar_bleue90 / 10090 / 100Oh Papatya. Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Oh Papatya. Left_bar_bleue45 / 10045 / 100Oh Papatya. Right_bar_bleue

Oh Papatya. Empty
MesajKonu: Geri: Oh Papatya.   Oh Papatya. Icon_minitimeCuma Tem. 22, 2011 7:50 am


    Kızın ona yaklaşmak istemediğini hissetmişti birden. Kız daha önce tanışmadıklarını söylemişti, o ince ve zarif sesiyle. Yine de Matthew tatmin olmamıştı. O herkese göstermediği gülümsemesi yavaş yavaş yok oluyordu umutsuzlukla. İlk kez tarafını bilmediği, adını umursamadığı bir kızdan böylesine elektrik almıştı. "Ihh, ben Alexa." dedi kız, Alex elini uzatmaya hazırlanırken kızdan bir hareket gelmeyince yine derin bir nefes vererek bu durumdan rahatsızlık duyduğunu belli etti alttan alta. Matthew ilk kez bir kızla tanışmak istiyordu ve kız ona yüz vermiyordu. Bu onun canını acıtmıştı, gururunu incitmişti. Zaten insanlarla arası pek iyi olmayan, onları takmayan Hogwarts'ın içine kapanık havalısı, lakabını çökertme adına karşısındaki kızla yakınlık kurmak istemişti. Sarı saçlarını sağ eliyle arkaya attıktan sonra da amacından vazgeçmemeye karar verdi ve elini uzatmamaya özen göstererek gülümsemeye çalıştı. "Ben de Alexander. Memnun oldum." dedi. İki tane Alex'in karşı karşıya gelmesini kaderin bir oyunu olarak görüyordu. Kızın mavi gözlerine baktı, gülümsemesi düştü. O mavi gözlere yakından bakınca birini anımsıyordu, yaklaşık üç yıl önce kaybettiği birisini. Yutkundu o kızdan gerçekten hoşlanmıştı ve ona bu tür anlamlar yüklemek istemiyordu. Başını iki yana sallayıp düşüncelerinden kurtulduktan sonra kızın ondan hala çekindiğini sezebiliyordu. Kızı bundan uzaklaştırmanın tek yolu, ona kendini daha iyi tanıtmaktı. Kıza döndürdü gözlerini yine, binadaşlarına benzemiyordu hiç. Genelde Slytherin binasına mensup kızlar gözlerine sertçe gözlerine kalem çekerlerdi, iğrenç iğrenç gülüp çevreye rahatsızlık verirlerdi. Çekincesiyse karşısında duran Alexa'nın kendi binasından olmamasıydı ki muhtemelen değildi. Hatta daha da korktuğu, kızın Hufflepufflı olmasıydı. Böyle bir durumda Alexander'ın bütün çabası boşa olurdu, iki zıt binanın arasında düşmanlıktan başka bir şey olamazdı çünkü. Sonra kızın mavi gözlerine baktı ve yavaş yavaş alta doğru indirdi gözlerini, kızın mavi cübbesini ancak o zaman fark etti. Aptallığına kendi kendine güldü, o ana kadar kızın sadece gözlerine bakmıştı çünkü ve ona uzatmadığı eline. Uzun süre konuşmadığını fark etti ve kızın kaçmasından korkarak sohbeti devam ettirme kararı aldı. "Muhtemelen Ravenclaw öğrencisisin değil mi? Ben de Slytherin. Ne güzel." dedi ve sonra söylediği cümlenin aptallığına kendi bile güldü. Emindi ki kız onun gibi sadece Matthew'ın suratına bakmamıştı. Genelde normal insanlar öyle yapmıyordu çünkü. Kıza baktı tekrar fakat kızın hala ona ısınamadığını hissedebiliyordu. Belki de Matthew hızlı hareket ediyordu. Duraksadı ve parşömenlerinin arasına baktı. Orada bir çiçek vardı, annesinin ona verdiği çiçek. Annesi kendi elleriyle toplamıştı ve Matthew'a vermişti o papatyayı. Papatyadan gözlerini ayırdığında tekrar Alexa'ya döndü ve konuşmak istediğini belli ederek atılganlığını gösterdi. "Kaçıncı sınıfsınız?" dedi kibariyetten kullandığını belli ettiği ikinci çoğul şahısla. Ve tekrar kızın gözlerine bakmaya başladı, onu alıp geçmişe ve geleceğe aynı anda götüren o etkileyici gözlere.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aredhel Clementé
Beauxbatons V. Sınıf
 Beauxbatons V. Sınıf
Aredhel Clementé


Mesaj Sayısı : 366
Gerçek İsim : İlayda
Patronus : Kartal. Sihirsel Soy : Üvey annesi Muggle Doğumlu, üvey babası da Melez. Öz anne babası safkan büyücüler ama o bunu bilmiyor.
En Belirgin Özellik : Meraklı.
Rpg Puanı :
Oh Papatya. Left_bar_bleue92 / 10092 / 100Oh Papatya. Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Oh Papatya. Left_bar_bleue46 / 10046 / 100Oh Papatya. Right_bar_bleue

Oh Papatya. Empty
MesajKonu: Geri: Oh Papatya.   Oh Papatya. Icon_minitimeC.tesi Ağus. 13, 2011 1:14 pm

    "Ben de Alexander. Memnun oldum." dedi çocuk Clara'nın oldukça şeker bulduğu bir şekilde saçını karıştırdıktan sonra. Clara konu bulmak konusunda hiç iyi değildi, ayaklarının üstünde ileri geri sallanmaya başlayıp gözlerini yerden ayırmadı. Bir süre sonra durumunun ayarına vardı. Ne yapıyordu o böyle? O soğukkanlılığı ve zeki davranışları nerede kalmıştı? Hemen kendini durdurdu, hala Alexander'dan oldukça uzak duruyordu, çocuğun bundan huzursuz olduğunu farketmişti. "Muhtemelen Ravenclaw öğrencisisin değil mi? Ben de Slytherin. Ne güzel." dedi Alexander aralarındaki sessizliği bölerek. Clara'nın dudakları ister istemez yukarıya doğru kıvrıldı, pek de akıllıca bir cümle değildi bu. Tahmin ettiği gibi, çocuk Slytherinli idi. Ama Slytherinli budalalar gibi görünmüyordu. Bir kere Clara'ya karşı gülümsüyordu, bu çok büyük bir şeydi. Clara'nın köşe bucak kaçtığı, her kişiye bulaşan çocuklar gibi de değildi, nazik birine benziyordu. Clara içten içte onlardan farklı olmasını dilemişti aslında, bunun farkına varırken gülümsemesini durdurdu. Aptal, aptal kız! Bu hiçbir şeyi değiştirmez ki. Senin düşündüğün gibi biri olmayabilir de. Unutma ki onlar iyi rol yapabilir. Clara başını tekrar yere eğdi. O sırada kızın gözleri Alexander'ın kitaplarının arasındaki şeye takıldı. Bir çiçek. Tam olarak bir papatyaydı. Kız bir an Alexander'ın onu kendisine vereceğini sanarak korktu. Neden korktuğunu bilemiyordu aslında, bu yüzden hemen başka bir şeye odaklanmaya karar verdi. Ne yazık ki o anda dikkatini tamamen dağıtacak tek şey çocuğun yüzüydü. Bir an onu gördü diye çok korktu ama Alexander'ın gözleri papatyadaydı. Kız da rahatlıkla yüzüne bakabildi. Masmavi gözlerinin derinliklerinde kayboldu, o sapsarı saçlarını az önce Alexander'ın yaptığı gibi karıştırmak istedi. O sırada Alexander'ın bakışları Clara'ya döndü, kız da ödevini yapmayı unuttuğunu son dakika hatırladığı zamanki gibi irkildi. "Kaçıncı sınıfsınız?" dedi çocuk ciddiyetle. O sırada kızın içine bir kut düştü. Ya çocuk ondan fazla büyükse? Ondan küçük olma ihitmali yoktu, Clara başını iyice kaldırıp ona ancak bakabiliyordu, Alexander'ın ondan büyük olduğundan emindi. Neden endişeleniyordu ki? Onunla çıkmak gibi bir planı yoktu, değil mi? Değil mi? Daha önce kimseyle çıkmamıştı, Alexandra hep onun parşömen kağıtları ve kitaplarla seviyeli bir ilişkisi olduğunu söyleyerek onunla dalga geçerdi. Utançla başını eğdi, çocuğun gözlerine bakmaya daha fazla dayanamıyordu işte. "Üç." dedi kısaca. Alexander'dan bir küçümseme ifadesi gelmeyince Clara cesaretlenip başını kaldırdı ve ona baktı. "Sen?" diye mırıldandı cadı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexander Matthew Morgan
Durmstrang V. Sınıf
Durmstrang V. Sınıf
Alexander Matthew Morgan


Mesaj Sayısı : 72
Gerçek İsim : İlk.
Patronus : Hidra. Sihirsel Soy : Safkan.
En Belirgin Özellik : Umursamaz.
Rpg Puanı :
Oh Papatya. Left_bar_bleue90 / 10090 / 100Oh Papatya. Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Oh Papatya. Left_bar_bleue45 / 10045 / 100Oh Papatya. Right_bar_bleue

Oh Papatya. Empty
MesajKonu: Geri: Oh Papatya.   Oh Papatya. Icon_minitimePtsi Ağus. 15, 2011 1:49 pm


    Kızın üçüncü sınıf olduğunu durunca biraz geri çekilmişti. Gerçi kız ondan hep uzak durduğu içindi bu hareketi. Alex kıza yaklaşmak istiyordu fakat bunu yapamıyordu çünkü kızdan bir karşılık göremiyordu. Alexa oldukça utangaç davranıyordu, bu da Alex'i ürkütüyordu. Bundan önce sadece iki ilişkisi olmuştu, onlar da annesi ölmeden önce yani daha bebek sayılabilecek yaşta çıktıkları minik kızlardı. Uzun bir zaman sonra ilk kez aynı duyguyu hissetmişti, karnında kelebekler oluyordu adeta ve karşısındaki kız ona dünya güzeliymiş gibi görünüyordu. İki yanından sarkan siyah örgüler ve zeytin gibi gözler... Genelde annesininki gibi mavi gözlerden hoşlanan Alex, uzun zaman sonra aradığı hissi bir esmerde bulmuştu. Gerçi o renklerle pek ilgilenmiyordu yine de bunu az da olsa garipsemişti. Kızın ona karşı çekingenliğinden dolayı kendini de ifade edemiyordu. O da utanıyordu ama kız gibi geri adım atmıyordu çünkü bu ilişkiyi gerçekten istiyordu. Ya da kendinden küçük kıza olan platonik aşkını, kendi içinde yaşayabilirdi. Shell ve Brad'e anlatmazsa duramazdı fakat anlatırsa da onunla dalga geçebilirlerdi. Bu Alex'in en son istediği şeylerden biri olurdu. Derin bir nefes aldı ve kızın sorusuna cevap verebilme akıllılığını yaptı. "Beşinci sınıfım ben de." dedi. Ardından düzeltircesine bir açıklamaya koyuldu. "Ama yaş farkı fark etmiyor tabi." dedi ve ardından sustu. Tamam, açık olacaktı ve istediğini yapacaktı ama bu kadar hızlı davranmasına da gerek yoktu. Sonuçta kız da pek hevesli gibi görünmüyordu. Bu yaptığı sübyancılık olarak bile adlandırılabilirdi, belki de taciz. Ve adının tacizciye çıkması, geri kalan üç yılı için pek de hoş olmazdı. Cübbesini çekiştirdi ve tekrar kıza döndü. Parşömenlerinin arasındaki papatyaya kaydı, yine gözü. Annesiyle beraber ölümünden birkaç hafta önce çıktıkları piknikte toplamışlardı bu papatyayı. Ölümünden sonra da bir söz vermişti kendine, bu papatya sonsuza dek burada kalacaktı. Fakat bu yemini bozma vakti geldiğini düşünüyordu. Eli papatyaya gitti, ama sonrasında geri çekti. Kızın parıldayan gözlerine bir kez daha baktı, önce kendini anlatması gerekiyordu, daha sonra araları biraz ısınınca bu papatyayı Alexa'ya verebilirdi.

    "Yanlış anlama ama, ilgimi çektin Alexa. Fazlasıyla. Imm, ne demek istediğimi anladığını umuyorum. Şu anda pek konuşamıyorum, anlarsın."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aredhel Clementé
Beauxbatons V. Sınıf
 Beauxbatons V. Sınıf
Aredhel Clementé


Mesaj Sayısı : 366
Gerçek İsim : İlayda
Patronus : Kartal. Sihirsel Soy : Üvey annesi Muggle Doğumlu, üvey babası da Melez. Öz anne babası safkan büyücüler ama o bunu bilmiyor.
En Belirgin Özellik : Meraklı.
Rpg Puanı :
Oh Papatya. Left_bar_bleue92 / 10092 / 100Oh Papatya. Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Oh Papatya. Left_bar_bleue46 / 10046 / 100Oh Papatya. Right_bar_bleue

Oh Papatya. Empty
MesajKonu: Geri: Oh Papatya.   Oh Papatya. Icon_minitimeC.tesi Ağus. 20, 2011 8:58 pm

    Evet, düşündüğü şey maalesef olmuştu. Alexander ondan küçük bir kızla konuştuğunu görünce geri çekilmişti. Clara paniğe kapılmıştı, kesin Alexander birkaç söz gevelip, bir işinin çıktığını söyleyip uzaklaşacaktı. Clara sakin olmaya çalıştı, ama bunu başaramıyordu. En azından telaşı yüzüne yansımamayı başarmıştı. Cadının gözleri Alexander'a kilitlenmişti, tepkilerini ölçüyordu. Alexander bir süre sessiz durdu, sonra tekrar Clara'nın yüzüne baktı. Kız kulaklarının kıpkırmızı olduğunu hissetmişti. Ondan gerçekten hoşlanmıştı, artık inkar etmeyecekti. Ama Alexander'a da eski hoşlandığı kişi gibi bir şey olursa... Çok korkuyordu, sanki üzerinde bir Çok korkuyordu, sanki üzerinde Alexander'ı üzerinde taşıdığı sorumluluk binmişti. Hayır, Alexander'ı bırakamazdı. Ona bir şey olmasını da istemiyordu. "Beşinci sınıfım ben de." dedi Alexander. Tabii Clara bunu söylemeden önce de anlamıştı. "Ama yaş farkı fark etmiyor tabii."diyerek Clara'yı şaşkına uğrattı Slytherinli çocuk. Belki de sadece laf olsun diye söylemişti. Her an gitmek için can atıyordu. Clara bilemezdi bunu, ama Alexander'ın gözlerinden hiç de öyle olmadığı anlaşılıyordu. Alexander sözlerine devam etti. "Yanlış anlama ama, ilgimi çektin Clara. Fazlasıyla. Imm, ne demek istediğimi anladığını umuyorum. Şu anda pek konuşamıyorum, anlarsın." Clara kıpkırmızı olduğunu hissetmişti. Gülümsemeye çalıştı ama aptalca bir yüz ifadesinden başka bir şey yapamadığını anlayınca yüzünü ifadesizleştirmeye çalıştı. Ama bunu ilk defa başaramıyordu. Bu yüzden kafasını eğip ayaklarına baktı. O sırada Alexander'a ne kadar yakın olduğunu farketti. Farkında olmadan birbirine yaklaşmış olmalıydılar. Kız istemsiz bir şekilde sırıtmaya başladı. Uzun siyah saçları yüzünü kapattığı için şanslıydı. Elini yüzüne götürüp dudaklarını eski haline getirene kadar öyle sırıtmıştı kız sadece. Hiç bu kadar heyecanlandığını, kalbinin böyle hızlı attığını hissetmemişti. Belki o vampire olan aşkı heyecanlıydı, ama burada, böyle onun gibi biriyle ve ona bu kadar yakında birine aşık olmak gerçekten bambaşkaydı. Clara bütün cesaretini toplamıştı. Başını yavaşça kaldırdı, tam o sırada yan tarafından gelen ayak sesleri duydu. Alexandra olanları hiç bilmeden Clara ve Alexander'a doğru koşuyordu. Clara onu görünce reflekssel olarak hafifçe öksürdü ve geri çekildi. Bir an Alexander'ın bakışlarını yakaladı, bunlar duygu dolu veda bakışlarıydı. Alexandra gülümseyerek arkadaşının koluna girdi. "Ah, şey... Merhaba. Tanışmış mıydık?" Clara ister istemez güldü. "Alexandra, bu Alexander." Alexandra güldü, Alexander da gülümsedi. Ardından arkadaşı Clara'ya döndü. "Veronica'yı buldum, hatta bizi çağrıyor. Gidelim mi?" dedi Clara'ya. Aslında gitmeyi hiç istemiyordu. Hem de hiç. Ama Alexandra'yı da kıramazdı. Alexander durumu anlamıştı sanki. Özür dileyen bir şekilde gülümsedi ve saçını o Clara'nın çok sevdiği şekilde karıştırdı. "O zaman... Benim de gitmem gerekiyordu zaten. Görüşürüz o zaman. Umarım." Son kelimesini Clara'ya bakarak söylemişti, gözlerinin önünde eriyecekmiş gibi hissetti cadı. "Umarım görüşürüz Alexander." dedi büyük bir cesaret örneği göstererek. Büyücü başını salladı ve arkasını dönüp gitti. Gözden kaybolana kadar Clara gözlerini ondan ayırmadı. "Ah, Clara! Bu da ne böyle?" Alexandra'nın sözü üzerine onun gösterdiği yere baktı. Koridorda beyaz bir şey vardı. Yanına gidip dikkatlice bakınca onun Alexander'ın papatyası olduğunu gördü. Nazik hareketlerle papatyayı eline aldı ve cüppesinin cebine dikkatlice koydu. "Alexander'ın. Düşürmüş olmalı." Alexandra en iyi dostunun gözlerine baktı. Clara daha önce ondan hiçbir şey saklamamıştı. Ama Alexandra bu sefer ona bir şeyler olduğunu hissetmişti. Clara hızlıca Alexandra'nın yanına geldi ve hiçbir şey olmamış gibi elini omzuna attı. "Haydi gidelim, Verry'yi bekletmeyelim." Alexandra bu sözden tatmin olmasa bile başını salladı ve koridorda yürümeye başladılar. O sırada Clara'nın düşündüğü sadece bir şey vardı. Papatyasını düşürmüştü Alexander, şu anda o Clara'daydı. Onu tekrar görmek için bir nedeni vardı. Ve bu nedene sıkı sıkı tutundu.
    Rp Bitmiştir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Oh Papatya.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Mantar Pano :: Düşünseli :: Rol Oyunları-
Buraya geçin: