Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Sorular

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
Matthias Collins
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Matthias Collins


Mesaj Sayısı : 21
Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Hırslı
Rpg Puanı :
Sorular Left_bar_bleue92 / 10092 / 100Sorular Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Sorular Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Sorular Right_bar_bleue

Sorular Empty
MesajKonu: Sorular   Sorular Icon_minitimePerş. Tem. 14, 2011 2:27 pm

    'İhanet iyi başlar, ama sonunda kendine ihanet eder.'

    "Javier Davies'e."

    Çocuğa çaktırmadan sarışın büyücüyü gösterdi, Javier gözlerini Pensieve'e diktiğinden kendisini fark etmemişti. Birinci sınıf öğrencisine biraz beklemesini söyledikten sonra yemeğine geri döndü Matt. Daha doğrusu çatalıyla patates püresine işkence etmeyi sürdürdü, iştahı kaçmıştı bir kere. Tek yaptığı yanında gevezelik eden çocuğun söylediklerine başını sallayarak onaylamaktı. Aslında onun ne dediğini bile bilmiyordu, ara sıra duyduğu bir kaç sözcük vardı tabi. 'Cadı' , 'Londra' . Saçma bir konu hakkında olduğu çok barizdi, ve zamanını bu gerzek çocukla harcayacak değildi. Önündeki tabağı geriye iterek ayağa kalktı. Kalkarken kaçamak bir bakış fırlattı Aphrodite'e, ama güzel cadının gözleri Teia'nın üzerinde olduğundan kendisini fark etmedi. Genç kıza bir kaç saniye daha baktıktan sonra adımlarını Slytherin Ortak Salon'una doğru çevirdi

    2 Saat Sonra

    "Matt."

    Jackson'ın onu dürttüğünü duysada omuz silkeyerek ters yöne döndü, ona ettiği küfürleri dudağını ısırarak engelledi. Onunla kavga edecek havasında değildi, tek istediği yalnız bırakılmaktı. Diğerlerinin bununla ilgili dalga geçmelerini önemsemiyordu. Aşık Matt. Platonik aşkı tarafından reddedilen çocuk. Diğerleri Aphrodite ile yaşadığı hiçbir şeyi bilmeselerde bu dokundurmaları sinirini bozuyordu. İçlerinden birisine yumruk atmamak için kendisini epey zorlaması gerekiyordu. Ve en sonunda, belki de ilk kez sinirlerine hakim olmayı başardı. Jackson en sonunda kendisine birkaç küfür savurup yatakhaneden çıkınca tekrar sırt üstü döndü.
    Gözlerini tavana dikmiş düşünmeye devam ediyordu büyücü. İki saattir yaptığı tek şey buydu. İçeriye girip duran arkadaşları veya diğer dış etkenler bunu kesememişti. Yine de bu düşünceler bir işe yaramamıştı, ürettiği teorilerin hepsi birbirinden saçmaydı. Çözüm yollarının hepsinde çıkmaz sokağa çıkıyordu. Kapı bir kez daha açıldığında düşüncelerinden sıyrıldı, kolundaki saate dikti gözlerini. 19.48. Yaklaşık on iki dakika sonra Davies ile buluşması gerekiyordu. Büyücüyü bekletmek istemiyordu, özellikle konuşacaklarının ciddi bir konu olacağı düşünülünce. Yattığı yerde doğrularak üzerindeki beyaz çarşafı kenara attı. Düğmelerinin yarısı açık olan mavi gömleğini düzeltti. Evet, böyle daha iyiydi.

    Ortak Salon'a uğramadan zindanlara doğru ilerlemeye başladı, yine de ortak salonun önünden geçerken tanıdık kahkahaları duymasını engelleyemedi. Aslında kulaklarını tıkayıp bu seslerden uzaklaşmak istiyordu. En azından bir süreliğine kendisini rahat bırakamazlar mıydı? Omuz silkerek dikkatini başka tarafa çekti, portrelerdeki insanlar gibi. Onların bitmek bilmeyen homurdanmaları da oldukça sıkıcıydı aslında. Zindanlara geldiğinde Javier'ı orada gördü, ne diyeceğini bilemeden birkaç saniye duraksadıktan sonra büyücünün yanına gitti. Javier kendisinin aksine Ravenclaw'da okumasına rağmen kafa dengi bir çocuktu. Hatta kendi Slytherin'li arkadaşlarından çok daha iyi bir arkadaştı. Bu yüzden onu kırmaya filan niyeti yoktu, bir kerelik bile olsa ciddi bir biçimde konuşabilirdi değil mi? Çocuğun önünde durdu, omuzuna dostça bir yumruk attıktan sonra gülümsemek istese de çene kasları bu isteğine uymadı. Tek yapabildiği dudaklarını aralayıp hesap sorarcasına konuşmak oldu.

    "Ne halt yiyorsun Davies? Mati ile olanları gördüm."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Javier Davies
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Javier Davies


Mesaj Sayısı : 17
Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Rahat
Rpg Puanı :
Sorular Left_bar_bleue97 / 10097 / 100Sorular Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Sorular Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Sorular Right_bar_bleue

Sorular Empty
MesajKonu: Geri: Sorular   Sorular Icon_minitimePerş. Tem. 14, 2011 5:49 pm

    Parlak mavi gözler dolaştı birkaç saniye için uzun Ravenclaw masasında. Tanıdık onlarca gözün arasından Mati’nin derin okyanus mavisi gözlerini hemen çıkarabileceğini biliyordu. Ama karşılaşamadı o bildik sıcak bakışlarla Javier Davies. Hayal kırıklığıyla önündeki tabağa çevirdi bakışlarını tekrar. Kızarmış tavuk parçasını çatalıyla parçalayarak ağzına ancak bir kuşun alabileceği küçüklükte bir parça attı. Güldüğünde karşısındakinin boğazının düğümlenmesine sebep olan beyaz dişleriyle öğütmeye başladı tavuğu. Dilinin algıladığı tattan midesi bulanmış olacak ki balkabağı suyundan aldığı büyük yudumla yuttu hemen yüzünü buruşturarak. Yanında konuşan Igorr’a anlamadığını belirten bir bakış attı ve gözlerini bir masa ötedeki Slytherin topluluğuna çevirdi. Onca öğrencinin arasından parlak altın sarı saçlı, beyaz tenli güzelliği bulmak hiç de zor olmamıştı. Yakışıklı yüzüne yayılan sıcak gülümsemeyle izlemeye başladı cadıyı. Hala elinde döndürdüğü çatalını tabağa atarak bittiğini belirtti ve boşalan eliyle sarı saçlarını karıştırdı.

    Eli saçlarında oturmuş mucizevi sevgilisinin çeteyle dedikodu yapmasını seyrederken oturduğu yerden bile ancak çene hizasına gelen bir başın önene geçmesiyle dağıldı dikkati. Kibirli bir bakışla ne istediğini sordu birinci sınıf öğrencisine. Cevap olarak eline tutuşturulan kağıdın Pensieve’den gelmesini umdu önce cadıyı özlemişti ve küçük bir kaçamak ruh haline çok iyi gelebilirdi. Ama son yarım saattir cadıyı izliyordu ve o dakikalar içerisinde çeteden başka kimseyle konuşmadığı da su götürmez bir gerçekti. İkinci şık olarak aklına Mati geldi. Birkaç gecedir aklından çıkmayan cadıyla artık konuşma vakitlerinin geldiğini belli ki o da fark etmişti. Aslında durumları pek abartılacak bir şey değildi.En azından Javier açısından. Ama belli ki o geceden beri karşısına çıkmayı reddeden Mati için durum böyle değildi. Uzun ve güçlü parmaklarıyla dörde katlanmış notu açtı. Tanıdık bir el yazısının yazdığı kelimeleri gözleri büyük bir şok içerisinde takip etti. Sayfanın en alt köşesine saat iliştirilmişti. Gözleri salonda notun sahibi olan Matthias Collins’i aradı ve buldu da. Tam kapıdan çıkmakta olan büyücünün peşinden gitse yakalayabilirdi ama şokun etkisiyle olduğu yerde yumruklarını sıkmakla yetindi. Notta mekan yazmadığına göre zindanlarda olacaktı genç yılan. Bakışları son bir kez Pensieve’e kaydı cadının da gözleri onun üzerinde olduğundan bir anlığına buluştu gözleri gülümseyen cadıyla. Ama sadece bir anlığına fal taşı gibi açılmış gözlerini heman kaçırdı ve yanındaki Igorr’a bir şeyler homurdanarak rüzgar gibi çıktı salondan. Eğer Matthias olanları öğrenmişse en azından arkadaşı olduğu için sırrının güvende olduğunu umuyordu genç kartal. Tek yaptığı ortak salonda oturup geleni geçeni izlemekti büyücünün iki saat boyunca. Oturduğu lacivert pufun önündeki sehpaya yayılmış olan çeşitli ders kitapları sadece göz boyuyordu. Elinde tuttuğu daha mürekkep yüzü görmemiş tüy kalemini çenesinde dolaştırarak surat asıyordu. O kadar dalmıştı ki yan masadaki bir grup kızın ona bakarak kıkırdadığının farkında bile değildi. Düşüncelerden sıyrılıp kolundaki saate göz attı. Vaki gelmişti. Bakalım Matthias ne yumurtlayacaktı.

    Zindanlara inerken tereddütlüydü. Sonuçta oralar Pensieve’in mekanıydı ve görülme ihtimalleri çok yüksekti. Matthias’ı alıp söyleyeceklerini başka bir yerde dinlemeyi düşündü. Zindanlara vardığında genç yılanı göremedi. Daha gelmemişti zaten dakik olan Matthias değildi hiçbir zaman.Bir duvara yaslandı ve ayağıyla tempo tutarak beklemeye başladı. Artık sıkılmaya başlarken yılan göründü ve hiç gecikmeden dilinin altındakileri çıkardı. Zaten konunun bu olduğunu önceden anlamış olan Javier şaşırmadı. Boş bakışlarla süzdü büyücüyü. Kızmış mıydı? Kendi sevgililerine bu durumu her an yaşatan Matthias Collins’in böyle bir hakkı yoktu tabii ki. ‘’Sakin ol Collins. Sağlam kafayla yaşanan şeyler değildi.’’ Tek yaptığı saçlarını karıştırmak oldu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Matthias Collins
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Matthias Collins


Mesaj Sayısı : 21
Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Hırslı
Rpg Puanı :
Sorular Left_bar_bleue92 / 10092 / 100Sorular Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Sorular Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Sorular Right_bar_bleue

Sorular Empty
MesajKonu: Geri: Sorular   Sorular Icon_minitimePerş. Tem. 14, 2011 7:51 pm

    Çocuğun suratında ufak bir değişiklik olacağını düşünse de çocuk aynı donuk ifadeyle kendisine bakmayı sürdürüyordu. Kaşları istemsizce havaya kalktı, anlaşılan büyücü düşündüğünden daha zekiydi. Zaten bir Ravenclawa öğrencisinden başka bir şey beklemesi de anlamsızdı. Çocuk ellerini sarı karışık saçlarında gezdirirken karşılık olarak dudaklarından bir şaşkınlık nidası fırladı. Bir şeyler söylemek istese de dudaklarını araladığı anda kapaması bir oldu, koridorun en ucundan kendilerine doğru gelen üç kızı gördüğünde başı onlara doğru çevrildi. Ama düşündüğü gibi gelen kızlar Pensieve veya Aphrodite değildi, onların aksine üç tane dördüncü sınıf öğrencisiydi. Kızlar kendilerine bakarak kıkırdarken gözlerini devirmemek için kendisini zorladı. Aynı ifadeyi Javier'ın yüzünde de görünce gülümseyerek baktı arkadaşına. Bunları sarhoşken yapmış olduğu oldukça barizdi, çünkü oyundan hemen sonra olmuştu. Sarhoş bir şekilde daha önce yaptığı şeyleri hatırlayınca ona içten içe hak verdi. Aslında bunun neden umurunda olduğunu bile bilmiyordu, Pensieve sıradan bir dostuydu. Ama teknik olarak Aphrodite'in en yakını olduğu düşünülünce, Pens'in üzüntüsü Aphrodite'i de üzecekti. Onun üzülme düşüncesi yerinde rahatsızca kıpırdanmasına neden oldu. Ciddi bir ifade takınmak için uğraşsa da büyücünün yüzündeki umursamaz ifade bunu engelliyordu.

    "Nasıl bu kadar umursamaz olduğunu anlamıyorum Javier-"

    Cümlesini yarıda keserek doğru sözcüğü aradı, duygularını asla doğru anlamda söyleyemeyen birisiydi Matt. Zaten başına gelenlerin çoğu bu yüzden olmuyor muydu? Yani, oyun akşamı olanlar. Düşünceleri savuşturmak için başını iki yana salladı, sabah aldığı sözü hatırlattı kendisine. Bir şeyi unutmak için en iyi yöntem onun üzerinde durmamaktı. Ve şimdi de bunu yapmalıydı. Koridorun karşısından gelen bir çift ikinci sınıf öğrencisini daha görebiliyordu, ama her zaman olduğu gibi ilgisini çekmemişti genç kızlar bu sefer. Tek yaptığı onlara birkaç saniye daha bakmak oldu. Herhangi bir tepki beklemesine rağmen hiçbir şey olmadı, anlaşılan büyücünün düşünceleri gibi kalbi de değişmişti. Bunun düşüncesi bile rahatsız ediciydi, özellikle ömrünün çoğunu kibirli bir Slytherin'li olup, kızları elde etmek için uğraştığı düşünülünce. Boğazını temizleyerek başka şeylere odaklanmak için uğraştı, ama açık renk gözler kendisini bulduğunda kelimeler otomatik olarak ağzından süzüldü.

    "Yoksa kızdan etkilendin mi?"

    Kritik bir soru olduğunun farkındaydı, etraftaki gerginliği dağıtmak için bir gülümseme takınmak için çabalasa da başarılı olamadı. Yüzü hala aynı donuk ifade ile gerilmişti. Büyücünün vereceği cevap oldukça önemliydi, bu yüzden onu düşünceleriyle yalnız bırakmak için ona arkasını dönerek gözlerini boş koridorda gezdirmeye başladı. Zindanlar her zamankinden daha ıssız görünüyordu, geniş koridorda gördüğü tek siluet iki minik öğrenciye aitti. Onların tanıdık biri olma olasılığı oldukça az olduğundan umursamadı. Oyunlarını sürdürmeye devam edebilirlerdi, kendilerini rahatsız etmedikleri sürece.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aphrodite Monteque
Durmstrang V. Sınıf
Durmstrang V. Sınıf
Aphrodite Monteque


Mesaj Sayısı : 829
Patronus : Johnny Depp'in burnu. Sihirsel Soy : Depp kan.
Özel Yetenek : YOK
En Belirgin Özellik : Johnny Depp'i tavladı. Var mı dahası?
Rpg Puanı :
Sorular Left_bar_bleue98 / 10098 / 100Sorular Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Sorular Left_bar_bleue49 / 10049 / 100Sorular Right_bar_bleue

Sorular Empty
MesajKonu: Geri: Sorular   Sorular Icon_minitimeCuma Tem. 15, 2011 6:44 pm

    Küçük bir kahkaha attı Iona’nın anlattıklarına. Gözlerini devirerek masanın ortasında duran büyük bir kasa çileği kendi tertemiz tabağının ortasına koydu. Karşısında oturan Adrian’ın attığı kınayan bakışa omuz silkti ve büyük bir iştahla attı çileği ağzına. Gülümseyerek bir çilek daha aldı kalbinin rengi olan siyaha boyanmış parmaklarının arasına. Wieslaw ve Adrian’ın sohbetlerine katılmak istedi. Tatil planı yapıyorlardı büyücüler. Gözlerini devirdi ve yüzündeki gülümseme soldu. Tatil yaklaştığı halde bir planı olmadığını o an fark etti. Sanki ne yapabilirdi ki? Bir yere tatile giderdi ya da İsviçre’ye dönerdi. Çarpıcı gölün kıyısındaki gösterişli evi çok cazip görünüyordu o an. Uzun zaman önce büyük ihtimalle kendi hataları yüzünden katledilen ailesine ait Monteque Malikanesi’nden daha cazip. Oraya gitmezdi yine senelerdir gitmiyordu zaten. Gerçi büyük ihtimalle tatilinin bir kısmını O’Sheila Malikanesi’nde Pensieve’in dizinin dibinde geçirirdi. Sonra çeteyi toplayarak küçük bir tatil yaparlardı. Eğer zaman kalırsa Cenevre’ye dönerdi. Belki ablasından sıkılan Pensieve ona eşlik ederdi. Adrasteia ve Iona’nın da böyle bir teklifi reddedeceğini sanmıyordu. Solan gülümsemesi yenilendi. İkinci çileği de ağzına attığında doyduğunu hissetti. Kahvaltıda hiçbir şey yememişti ve şimdi de yediği tek şey iki tane kan gibi kırmızı çilekti. İştahı yoktu bu aralar. Zümrüt yeşili gözleri Wieslaw’ın birkaç kişi ötesinde oturan Matthias Collins’e kaydı. Katladığı küçük bir parşömen parçasını birinci sınıf öğrencisinin tekine veriyordu. Notun kime gittiğini öğrenmek için büyücünün bakışlarını takip etti ama salonun diğer ucunda olmasından başka bir şey anlamadı. Anlaşılan Aphrodite’i elde edemeyince başka binalara sarmıştı büyücü. Birden tadı kaçtı ve çevresindekilere bir şeyler mırıldanarak ayrıldı masadan.

    ‘’Hey, Jav. Javier!’’ Galiba kulaklarını çevresindeki seslere kapatmıştı önünden rüzgar gibi geçen kartal. Suratını asarak omuzlarını silkti. Farklı biriyle gerçekleştirilecek ufak bir muhabbet iyi gelebilirdi. Yavaşça zindanlara giden merdivenlerden indi. Acaba sigarasını nereye koymuştu cadı? Büyük ihtimalle ortak salona attığı cübbesinin envai çeşit şey bulunduran cebindeydi. Ya da çantasının ön gözünde. Parolayı fısıldayarak geçti yılanların sardığı portreden. Hızlı adımlarla odanın en dibindeki koltuğa attı kendini. Hiç vakit kaybetmeden Slytherin armasıyla renklendirilmiş siyah cübbesini kaldırdı ve küçük bir arayıştan sonra tahmin ettiği gibi eline geldi metal tabaka. Gümüş ve yeşilin muhteşem uyumuyla oluşturulmuş bir tabakaydı. Sol alt köşesindeki süslü M harfi ise bir aile yadigarı olduğunu seriyordu gözler önüne. Aldırmadan açtı tabakayı ve kalan son iki sigaradan birini kavradı. Asasının ucundan çıkan alevle yaktı ve büyük bir açlıkla çekti zehirli dumanı içine. İlk başta yanan boğazı zevk verdi cadıya. Çok özlediği belliydi. Bir an sonra akciğerlerini kaplayan pis havayı dışarıya verdi ve bomboş olan ortak salonu da zehirledi kendisi gibi. Koltukta biraz daha yayılarak art arda çekti nefesleri içine. Akciğerleri de kalbi ve tırnakları gibi simsiyahtı artık. Simsiyah, karanlık. Bir süre sonra iyice kısalmış sigaradan son nefesi çekmek için kaldırdı elini. Kaşları çatıldı ve dudağı büküldü sonra. Bilekliği yerinde yoktu. Hemen başını yere eğdi ve yılan motifli gümüş bir halka aramaya başladı yerde. Lanet olsun. O kadar özel bir bileklik olmasa da çok seviyordu cadı. Cenevre’de bir satıcıda şans eseri rastlamıştı ve hemen edinmişti kendisine. Tabakasını tekrar cübbeye yerleştirerek ayağa kalktı. Elindeki izmariti asasıyla yok etti ve arkasında zehirli bir ortak salon bırakarak çıktı delikten. Çıkmasıyla birlikte Pensieve’le burun buruna gelmesi de bir oldu. Sevindi ve sırıtarak bilekliğinin hikayesini açıklamaya koyuldu. Daha cadı ağzını açmadan onu zindanların en derinlerine doğru götürdü. Günün büyük bir bölümünü orada geçirdiğine göre başlamak için uygun bir yer gibiydi.

    '’İşte, Pens. Bu seninki. Sanırım tanrı beni bu aşıkları buluşturduğum için ödüllendirmeli.’’ Küçük bir kahkaha eşliğinde siyah parmaklarıyla Javier’ı gösterdi. Büyücünün yalnız başına zindanlarda ne işi olabilirdi ki? Bu soruyu koridorda onu duymadığı için payladıktan sonra sormaya karar verdi. Tam dudaklarını aralamıştı ki sarı bir şey görüş alanına girdiğinde tekrar kapattı. Sarı biri, Matthias Collins. Büyücünün yakışıklı yüzünü görünce önce şaşırdı ama hemen bakışlarını kaçırdı. Gülme sırası Pensieve’deydi galiba. Sesli gülen cadı Aphrodite’e imalı bir bakış aldı. Karşılığını da kayan bir çift zümrüt yeşili gözle aldı. Gergin ve suskun bir ortamda konuşmaya meraklı değildi. Gözlerini yere dikti ve araştırmaya başladı. İşte orada, duvarın dibinde parlayan gümüş bir halka. Sevinçle uçtu duvar dibine. Halkayı aldığı yere oturu ve hasar var mı diye incelemeye başladı. Bir süre sonra sıkıntıyla Pensieve’e baktı. Sevgilisinin yanında yüzünde gülücükler açmış bir biçimde dikiliyordu. Matthias’a bakmayı reddetti ve tekrar bilekliğe döndü.


En son Aphrodite Monteque tarafından Paz Tem. 17, 2011 12:56 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Pensieve O'Sheila
Durmstrang V. Sınıf
Durmstrang V. Sınıf
Pensieve O'Sheila


Mesaj Sayısı : 107
Gerçek İsim : Yağmur
Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Değişken.
Rpg Puanı :
Sorular Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Sorular Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Sorular Left_bar_bleue50 / 10050 / 100Sorular Right_bar_bleue

Sorular Empty
MesajKonu: Geri: Sorular   Sorular Icon_minitimeC.tesi Tem. 16, 2011 11:06 am

    Elinde tuttuğu çatalı döndürmeye devam ederken gözleri Ravenclaw masasında ki Igorr'a takıldı, ardından Javier'a. Onunla göz göze gelmek için gözlerini ona dikse de büyücü Ravenclaw masasında gezdiriyordu gözlerini. Yaklaşık bir dakika sonra pes etmiş bir biçimde gözlerini devirerek önüne döndü. Önündeki tabağı iterek kendisinden uzaklaştırdı, arkadaşlarına dönüp onların konuşmalarına katıldı. Sıradan, her an yaşadıkları şeylerden bahsediyorlardı. Aslında sabahtan beri konuştukları konuydu hala. Sıkılmış bir biçimde bu sefer Wieslaw'ın Adrian ile konuştukları tarafa döndü. Onların konuşması ilgisini daha çok çekmişti. Yaz tatili. Bu iki kelime içinin neşeyle değil de rahatsızlıkla dolmasına neden oluyordu. Crystal ve Passion ile malikanede geçirecekti tatilini büyük ihtimalle. Üç ay boyunca tek yaptığı odasına tıkanmak olacaktı, sadece hafta sonları Passion ile beraber farklı ülkeleri gezerlerdi. Sadece o günler onun için eğlenceli olurdu. Diğer günlerse sıkıcı, çünkü Crystal ve Pass, bütün günlerini dışarıda sürterek geçiriyor Pens'in gelmesini reddediyorlardı. Adrian sözünü bitirdikten sonra konuşmak için dudaklarını araladı.

    "Eh, en azından benim gibi sıkıcı geçmeyecek tatiliniz. Tabi beni ziyarete gelirseniz tatilim eğlenceli geçebilir."

    Dudakları yukarı doğru kıvrıldı, genelde tatilinin bir kısmında arkadaşları kendisini ziyarete gelirdi. Daha doğrusu Aphrodite, Iona ve Teia. Ama bu sefer daha büyük bir organizasyon olabilirdi, zaten malikane de gereksiz bir dolu oda vardı. Ve Passion'un birkaç erkeği reddedeceğini düşünmüyordu. Yanlış anlamayın Passion sübyancı filan değildi ama erkek arkadaşlarının çok şeker oldukları konusunda kendisine katıldığını daha önce belirtmişti. Başını tekrar kaldırdığında Javier ile göz göze geldi, ona gülümsemesine rağmen çocuk bakışlarını tekrar Igorr'a çevirdi. Karşılık olarak Pens'te önüne döndü, ikisinin de iyi bir gün geçirmediği oldukça barizdi. Wieslaw ve Adrian kendisini onayladığında halinden memnun bir biçimde teklifini diğerlerine sunmak için dönse de Aphrodite doyduğu hakkında bir şeyler mırıldanarak masadan kalktı. Onun kapıdan çıkmasını izlerken yerinde rahatsız kıpırdandı. Onun iştahını kaçıranın ne olduğunu merak etse de bu soruyu daha sonra sormak için geçiştirdi.

    Yaklaşık iki saat sonra yatakhaneye doğru çevirmişti adımlarını, yemekten sonraki tüm zamanını ortak salonda kızlarla konuşarak geçirmişti. Daha doğrusu Iona ve Teia ile Aphrodite hala ortalarda yoktu. Onu bulup zindanlara götürmekti amacı, hem biraz kafa dinleyebilirlerdi bu sayede. Yatakhanenin kapısını kavradığı sırada kapı ardına kadar açıldı. Bir adım geriye çekilerek kim olduğuna baktığında Aphrodite ile göz göze geldi. İyi bari, onu araması gerekmemişti en azından. Önüne gelen sarı saçlarını iterek genç kızın koluna girdi ve onu zindanlara doğru sürüklemeye başladı, o sırada kız kaybettiği bilekliği hakkında bir şeyler diyordu ama onun dikkatini dağıtan gördüğü tanıdık siluet olmuştu. Yaklaştıkça Javier'ı daha rahat seçebiliyordu ve yanındaki Matthias'ı. İki dostun konuşmak için neden zindanları seçtiğini merak etti, ve ortamın neden bu kadar gergin olduğunu. Ama soruları Aphrodite'in sesiyle bölündü, onun söylediği cümleye karşılık kolunu dürttü. Genç kız Matthias'ı görmüş olacaktı ki suratı şimdiden asılmıştı. "Ödüllendirilmesi gereken benim." Küçük bir gülüşme eşliğinde Aphrodite'in kolundan çıkarak Javier'a yöneldi. Gülümseyerek onun elini kavrayıp bakışlarını Matthias'a çevirdi.

    "İlginç bir ortam seçmişsiniz, tabi yakalanmak istiyorsanız ayrı."

    Başını eğerek karanlık koridora baktı. Onlardan başka kimse yoktu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Javier Davies
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Javier Davies


Mesaj Sayısı : 17
Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Rahat
Rpg Puanı :
Sorular Left_bar_bleue97 / 10097 / 100Sorular Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Sorular Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Sorular Right_bar_bleue

Sorular Empty
MesajKonu: Geri: Sorular   Sorular Icon_minitimeCuma Tem. 22, 2011 12:54 pm

    Etkiledin mi? Kızdan etkilendin mi? Mati'den? şaşkın bakışlarla zindanlarda volta atan büyücüyü izliyordu. Ve düşünüyordu. Mati'nin kalbi gibi sıcacık dudakları kendisininkilerle buluştuğunda kalbine bir sıcaklık yayılmış mıydı? Güçlü kolları sıkıca sarmış mıydı cadıyı? Deniz mavisi gözler okyanusun içinde çırpınmış mıydı? Kararsızlığını gizlemek adına umarsız bir ifade bürüdü yüzünü. Bir anda boşalan bacaklarını da duvara yaslayarak perdelemişti. Ne cevap verecekti ki şimdi. Kararsızlığını ortaya dökmek için araladığı ince dudakları karanlığa dolan neşeli bir sesle tekrar kapandı. Ciddiyetsizlikte üzerine kimseyi tanımadığı Aprodite yine geyiğe vuruyordu işi işte. Gözlerini devirdi ve kendisi gibi gözlerini deviren başka bir cadıya çevirdi bakışlarını. Pensieve’nin güzel yüzü aydınlatmıştı karanlığı. Altın sarısı saçlarını savurarak sessizliği delip çınlayan bir kahkaha attı. Bu melodik ses sanki kalbinde çınlamıştı büyücünün. Güzüne yayılan gülümseme içini ele geçiren sıcaklığın yanında hiçti. O an anladı zaten büyücü. Mati Syra Zemlja. Güzeldi, çok güzeldi. Masumdu, meleksiydi, herkesi etkileyebilecek bir sempatikliğe sahipti. Onu öptüğünde bir an için etkilenmişti evet ama Pensieve O’Sheila. Bencil, kibirli, güzel ve ciddi. Yıllardır bir çok sevgilisi olmuştu. Peşinden koşan, koşturan cadılar. Hiç biri Slytherinli yılan kadar derinden etkileyememişti Javier Davies’ı. Gözlerini hemen yere oturmuş olan Aphrodite’in üzerine dikmiş Matthias’ın bakışlarını yakalamaya çalıştı. Sorusunun cevabını bakışlarıyla vermeye çalıştı. Hayır.

    Mavi gözlerini siyah göz makyajıyla büyülenmiş gri gözlere dikti ve güçlü kollarıyla sardı yanına gelmiş olan cadıyı. ‘’Ödüllendirilmelisin, beni yakaladın O’Sheila.’’ Gülücükler saçan kızın kırmızı dudaklarını kendininkilerle esir aldı. Gözleri kapanmış cadının saçını okşayarak sevgiyle öpmeye başladı. Orada, tam da orada nefes almadan bir hafta, üç ay, birkaç yıl sadece öpüşebilirdi cadıyla. Özlemi ağır basmıştı ki büyük ihtimalle Aphrodite’den gelen hafif imalı öksürüklere bile aldırmadı. Ama belli ki Pensieve’in umurundaydı insanı fazla kıl edebilen Aphrodite’in yorumu. Suratını asan büyücüden usulca ayrıldı cadı. Belki de kızı alıp boş bir yerlere gitmeliydi. Hem bu sorunlu çifti de yalnız bırakmış olurlardı. Gerçi o zaman çıkacak olan savaştan kimin sağ çıkacağı da merak konusu olurdu. Aradan çekilip bu savaşı izlemenin eğlenceli olacağından emindi. Pensieve ne derdi acaba? Kollarını arkadan cadıya doladı ve çenesini omzuna koydu. Birkaç dakika daha kalıp kaçırabilirdi kızı sonra. Sessizliği dağıtmak amacıyla araladı bu sefer dudaklarını. ‘’Peki siz iki cadı, ne yapıyorsunuz bu zindanlarda?’’ Saçma bir soru sorduğunu bir ev cini bile anlardı. Zindanlar, onların yeriydi zaten. Yılanların ini gibi. Asıl kendisinin burada ne işi vardı? Neden geldiğini hatırladı ve suçluluk duygusuyla daha sıkı sardı cadıyı. Canını acıtmamayı umuyordu ama gevşetmeye de niyeti yoktu. Sarı saçların şekersi kokusunu içine çekerken başka kimsenin kendisini bu kadar ele geçiremeyeceğinin farkındaydı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Matthias Collins
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Matthias Collins


Mesaj Sayısı : 21
Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Hırslı
Rpg Puanı :
Sorular Left_bar_bleue92 / 10092 / 100Sorular Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Sorular Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Sorular Right_bar_bleue

Sorular Empty
MesajKonu: Geri: Sorular   Sorular Icon_minitimeCuma Tem. 22, 2011 5:06 pm

    Elini dağınık sarı saçlarından geçirirken Javier'ın cevabını bekliyordu hala. Aynı anda zindanlarda volta atmaya da devam ediyordu. Gece başladığından beri ilk kez Javier'ı buraya neden çağırdığını merak etti. Kendisi de onun gibi değil miydi? Bir kız ile sevgiliyken bir sürü kızı öpmemiş miydi? Evet. Daha önce bunun defalarca yapmıştı, sonuçsa kötüydü. Belki de ilk kez için bir merhamet duygusu belirmiş, çiftin ayrılmaması için kendi çapında çırpınıyordu. Tabi kendi tarzında. Bir bakıma büyücüden hesap sorarak yapıyordu bunu. Çocuğun cevap vermemesi gayet normaldi, bir an için cevabının umurunda olmadığını söyleyip ortak salona dönmeyi düşündü. Ama aynı saniyede, tanıdık bir ses düşüncelerinin bölünmesine kalbinin sıkışmasına neden oldu. Birkaç saniye öylece durduktan sonra arkasını dönüp sesin sahibine baktı. Ama kız ona bakmak yerine eliyle Javier'ı gösteriyordu. Onun kendisini fark etmemiş olma ihtimali bile midesinin bulanmasına neden oldu. Önüne gelen sarı saçlarını iterken gözleri kızın üzerinde gezdirmeye devam etti. Her zamanki kadar güzeldi cadı. Zümrüt yeşili, badem biçimindeki gözlere sahipti, ki bu gözlere büyülenmiş bir biçimde çok uzun süre bakabilirdi, koyu kumral saçlara sahipti. En son gördüğünden daha iyi durumdaydı, uykusuz geçirdiği günler azalmıştı anlaşılan.

    Bakışları onunkilerle kesiştiğinde ona gülümsemek istese de donmuş bir ifadeyle dikilebildi sadece. Gülümsemesinin yüzsüzce olacağına karar vererek tekrar Javier'a döndü. Büyücünün bakışları üzerindeydi. Başını fark edilmeyecek bir biçimde iki yana sallamıştı, bir saniye sonra bakışları tekrar kız arkadaşına dönmüştü. Bakışları bir kez daha Aphrodite'e döndüğünde kızın çoktan yere oturduğunu gördü, bu tanıdık hareketi yerinde rahatsızca kıpırdanmasına neden oldu. Yumruk yaptığı elini duvara bastırarak gizlerken yanlarında öpüşen çifte bakmamaya çalışıyordu. Bunun yerine gözlerini pencereden dışarıya dikti. Düşündüğünden daha geç olmuştu anlaşılan. İki genç kızın burada ne aradığını merak etti içten içe. Yine bir köşede dedikodu yapmak için mi gelmişlerdi? Gerçi bu Teia ve Iona yokken mümkün değil gibiydi. Kendisinin sormak istediği soruyu Javier sorunca rahatlamış bir nefes aldı, onların klasik gece gezilerinden biri olma olasılığı yüksekti. İki cadının cevabını merakla beklemesine rağmen bunu belli etmemeye çalıştı. Sırtını soğuk duvara yasladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aphrodite Monteque
Durmstrang V. Sınıf
Durmstrang V. Sınıf
Aphrodite Monteque


Mesaj Sayısı : 829
Patronus : Johnny Depp'in burnu. Sihirsel Soy : Depp kan.
Özel Yetenek : YOK
En Belirgin Özellik : Johnny Depp'i tavladı. Var mı dahası?
Rpg Puanı :
Sorular Left_bar_bleue98 / 10098 / 100Sorular Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Sorular Left_bar_bleue49 / 10049 / 100Sorular Right_bar_bleue

Sorular Empty
MesajKonu: Geri: Sorular   Sorular Icon_minitimePaz Tem. 24, 2011 11:17 pm

    Gözlerini ellerinden ayırmadan oturuyordu cadı. Tırnaklarıyla kolayca soyulan ojesini kazımaya çalışırken kollarını koala gibi cadıya dolamış ve şu haliyle oldukça midesini bulandıran Javier ve büyücünün kollarının arasında striptizci gibi kıvrılıp vücudunu çocuğa yaslayan sürtük Pensieve'in başarına bakmamaya çalışıyordu. Birinin boğazına dilini sokmak uygulamada çok güzel olabiliyordu ama pek de izleme taraftarı değildi Aphrodite Monteque. Artık rahatsız olmaya başladığında hafifçe öksürdü ve onlara küçük düşürücü bir laftan kaçmaları için üç saniye fırsat verdi. Belli ki Aphrodite’in diline düşmen istemeyen cadı büyücünün dudaklarını serbest bıraktı ama kollar hala yapışıktı. Omuz silkti ve çekinerek başını Matthias’a çevirdi. Neyse ki büyücü etrafı izliyordu da bakışları rahatsız edici bir biçimde buluşmadan çocuğu inceleyebildi cadı. Ona mı öyle gelmişti yoksa saçını mı kısalttırmıştı büyücü? Evet, daha kısaydı saçları ve bu ona erkeksi bir hava katıyordu. Ne kadar daha seksi olabilirse o kadar işte. Gözleri de farklıydı, daha yorgun ve daha bezgindi sanki. Dudaklarının halinden anlaşılacağı gibi biraz da ciddiyet akıyordu. O dudakların tadına bakmıştı cadı, birçok hemcinsi gibi. Ama bunu kendi isteğiyle yapmıştı, kendisi. Hayal kırıklığı ve kızgınlıkla doldursa da bu öpücüğü devamını da getirmek isterdi. Kendisini kınayarak gözlerini duvara çevirdi ve devirdi. İçmeden de saçmalayabiliyordu. Javier’ın sesiyle kendisine geldi ve soruya Pensieve’den önce atladı. ‘’Hava almaya geldik Javier. Asıl sen ne halt yiyorsun burada? Yılanların inine düştüğünün farkında mısın, kartal?’’ Başını arkaya atıp küçük soğuk bir kahkaha attı. Pek neşesi yoktu bu aralar ve her lafı iğneleyici gibiydi. Bir süre kusuruna bakılmaması gerekiyordu. Belki de psikolojik destek almalıydı tekrar. Bunu aklına not etti unutacağını bile bile.


En son Aphrodite Monteque tarafından Ptsi Ağus. 01, 2011 8:27 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Pensieve O'Sheila
Durmstrang V. Sınıf
Durmstrang V. Sınıf
Pensieve O'Sheila


Mesaj Sayısı : 107
Gerçek İsim : Yağmur
Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Değişken.
Rpg Puanı :
Sorular Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Sorular Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Sorular Left_bar_bleue50 / 10050 / 100Sorular Right_bar_bleue

Sorular Empty
MesajKonu: Geri: Sorular   Sorular Icon_minitimePaz Tem. 24, 2011 11:27 pm

    Javier'ın cevabı üzerine yüzünde küçük bir tebessüm oluştu. Büyücünün dudakları kendininkilerinin üzerine kapandığında ellerini çocuğun boynuna kilitleyerek kendisine daha çok çekti. Sırtına duvara yasladı, bir süre elini çocuğun sarı saçlarında gezdirdi, ta ki Aphrodite'in öksürüğü anı bozana kadar. Gerçi bu Javier’ın umurunda değil gibiydi, onun öksürüklerini duymamazlıktan gelebilirdi. Yine de küçük bir kararsızlığın ardından sıkıntılı bir biçimde ondan ayrıldı, Aphrodite'in iğneleyici laflarını dinleyecek havada değildi. Duvar ile Javier’ın arasından çıkıp kusursuz suratına göz attı. Her zamanki gibi cezp ediciydi, eh ara sıra nedensiz kıskançlık krizlerine girmekte haklıydı cadı. Sürekli yanınızdan geçerken erkek arkadaşınıza bakıp kıkırdayan kızlar olsa siz de öyle yapardınız. Matthias ve Aphrodite'in olduğu tarafa döndü, ikisi de konuşmayı reddederek başka şeylerle uğraşıyorlardı. Aphrodite bilekliğiyle oynarken Matthias gözlerini dışarıya dikmişti. Cidden ikisinin de psikolojik tedaviye filan ihtiyaçları vardı. Sırtlarını dönüp küsmedikleri kalmıştı bi. Onlara küfür etmek için dudaklarını araladığında Javier'ın kendisini saran kollarını hissetti. Bu hareket bile rahatlamasına neden olmuştu, çocuk çenesini omzuna dayayınca gülümsedi. Onun varlığını hissetmek hoşuna gidiyordu. Ellerini Javier'ın karnında birleştirdiği ellerinin üzerine koydu, bedenini onunkine iyice yaslarken yüzünde halinden memnun bir ifade vardı. Sorusuna cevap vermek için dudaklarını araladı. Ama Aphrodite kendisinden önce davranmıştı, gözlerini kısıp cadıya baktı, son günlerdeki gerginliğini her yerde gösteriyordu. “Bilindik bi’ gece turu. Ama bu kadar güzel geçeceğini beklemiyordum.”

    Bakışları bir kez daha Matthias ve Aphrodite’in arasında gezindi. Onları konuşturmak için aklında binlerce teori oluşmuştu, eh birini denemekten zarar gelmezdi. Tabi bir hata yapıp tartışma oluşturmak isteyeceği son şeydi. Javier kendisini saran kollarını iyice sıkılaştırınca gülümsedi. "Matthias, tatil için bir planın var mı?" Çabucak konuya girmekte hatalıydı belki de, yine de umursamadı. Genelde yaz tatilinin bir bölümünü arkadaşlarıyla geçirirdi. Tıpkı önceki üç sene Aphrodite , Iona ve Teia ile geçirdiği gibi. Bu yıl Javier'ın da katılacağı kesinleşmişti, zaten büyücünün katılmama gibi bir ihtimali yoktu çünkü gayet hoş planlar yapmaya başlamıştı bile. En sonunda Matthias'ın bakışları üzerine sabitlendiğinde tekrar konuştu. "Eğer yoksa seni bize davet etmem sorun olmaz sanırım, geçen yıl beni reddettiğini unutmadım bu arada." Gözleri istemsizce devrildi, çocuk geçen yaz ona attığı mektuba cevap bile vermemişti. Tabi bunun sonucunda Pens'ten epey küfür yemişti. Yine de içten içe bu sefer reddedilmeyeceğini umuyordu. Pekâlâ, şimdi tek yaptığı surat asıp oturmak olabilirdi ama genelde eğlenceli bir tipti. Düşündüklerini bir kez daha çocuğa aktarmak için dudaklarını araladı. "Hem bu sefer kızlar arasında olmayacaksın. Javier'da geliyor, değil mi Javier?" Hala başını omzunda tutan Javier'a döndürdü başını çok hafifçe. Çocuğun asıl amacını anlayacağını umuyordu, sonuçta onun da Aphrodite ve Matt'in arasındaki olan garip olaylardan haberi vardı. Hı, bir de Wieslaw ve Adrian'ı da çağırmak istediğini söylememişti daha. Gerçi bu konuda kararsızdı, o ikisinin yerine Igorr'u çağırmak istiyordu. Hem Iona için, hem de çocuğun karşı konulamaz sempatisi için. Hem Javier'ın Igorr'u tercih edeceğine emin olduğundan, kısa bir tereddüdün ardından Adrian ve Wieslaw'ı aklından sildi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Javier Davies
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Javier Davies


Mesaj Sayısı : 17
Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Rahat
Rpg Puanı :
Sorular Left_bar_bleue97 / 10097 / 100Sorular Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Sorular Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Sorular Right_bar_bleue

Sorular Empty
MesajKonu: Geri: Sorular   Sorular Icon_minitimeCuma Tem. 29, 2011 10:05 pm

    Kollarının arasındaki Pensieve’in tapılası dudaklarını aralayarak kendisine cevap vermesini beklerken Aphrodite karşılık vermişti büyücüye. Cadının kendini beğenmişliği ve agrasifliği üzerindeydi anlaşılan. Aynı şekilde cevap vermek için ağzını açtığında sevgilisinin burada yaptıklarının çok ötesinde bir büyü gibi olan sesiyle kapattı tekrar. Her zamanki kibarlığıyla arkadaşının gerginliğini geçiştirmeye çalışarak cevapları büyücüyü hiç kimse konuşmamış gibi. Güzüne yayılan aşk dolu sıcak bir gülümsemeyle daha sıkı sardı cadıyı, kendini durduramıyordu ve tek yapabildiği canını acıtmamaya çalışmaktı zaten. Ortamın suskunluğundan faydalanan Pensieve tekrar konuyu değiştirme çabasına girmişti. Keyfi yerindeydi cadının belli ki ve zindandakilerin de keyiflerini yerine getirmeye kararlı olduğu anlaşılıyordu. Matthias’ı davet etmesine bir bakıma sevinmişti büyücü. Pensieve’le baş başa olmak isterdi tabii ki ama çetenin tatilde diplerinden eksik olmayacağını bildiğinden iyi anlaştığı başka bir hemcinsinin de yanında bulunması hoşuna giderdi. Başka kimleri davet etmişti acaba cadı. Tatilini zehir etmeyecek birilerinin olmasını umarak Matthias’ın cevabını beklemeye başladı. Gözlerini tepkisini merak ettiği Aphrodite’e çevirdiğinde onun cevabı pek de merak etmediğini fark etti. Ya da en azından çevresindekileri buna inandırmaya çalışıyordu. İnce şekille kaşlarını çatmış hala elindeki dairesel nesneyle oynuyordu. Dikkatli incelediğinde cadının bileğinden çıkarmadığı Javier’ın yılanların sevişir gibi bir görüntü oluşturduğunu iddia ederek dalga geçtiği bilekliğinin olduğunu fark etti. Bunu bileğinden çıkardığını itiraf etmeliydi ki hiç görmemişti büyücü. Omuzlarını silkti ve Matthias’la Aphrodite’in durumlarını nasıl düzeltebilecekleri yolunda teoriler üretmeye girişti. Cadıyla büyücünün arasında tam olarak neler geçtiğini bilmiyordu ama Pensieve’in onların kavga ettiklerinden ya da anlaşamadıklarından bahsettiğini hatırlar gibiydi. Şurada şu anda onları burada baş başa bırakıp gitme fikri hoşuna gitti. Bu Aphrodite cadısına bir iyilik yapmak için değildi gerçi. Pensieve’le biraz baş başa kalmaları gerekiyordu ve böyle durumlar yaratmakta pek de zorluk çekmeyen Aphrodite’in de böyle bir şeye ihtiyacı olduğuna kendini oldukça inandırmıştı. Yine de nezaketen Matthias’ın da birkaç cümle kurup Pensieve’in teklifini kabul etmesini beklemeye karar verdi. "Evet dostum. Hadi ama geliyorsun.’’ Emri vaki yapmayı severdi büyücü. Matthias’ın da bu tatil için özel planları olduğunu düşünmüyordu. Hele de Aphrodite’le birlikte olmak gibi bir şansı varken.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Matthias Collins
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Matthias Collins


Mesaj Sayısı : 21
Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Hırslı
Rpg Puanı :
Sorular Left_bar_bleue92 / 10092 / 100Sorular Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Sorular Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Sorular Right_bar_bleue

Sorular Empty
MesajKonu: Geri: Sorular   Sorular Icon_minitimeC.tesi Tem. 30, 2011 8:19 am

    Aphrodite'in cevabından sonra gözlerini deviren Javier'a döndürdü gözlerini. Bir şeyler söylememek için kendisini sıktığı belliydi, tıpkı kendisinin de gülmek isteyip gülemediği gibi. Alt dudağını ısırarak kendisini engelledi. Zaten Pensieve lafa dalarak Aphrodite'in cevabını geçiştirmişti, onların birbirlerine bağlılıkları kıskandırıcıydı aslında. Birbirlerinin kusurlarını gayet güzel bir biçimde örtüp, her konuda birbirlerini savunuyorlardı. Ki bu Slytherin öğrencisi bir grup kız için epey zor bir durumdu. Pensieve'nin ince sesini duyduğunda başını ona taraf çevirdi. Cidden, birbirlerini seviyorlardı tamam, ama bu kadar yapışık olmak zorundalar mıydı? En azından kendisi böyle aciz durumdayken biraz daha anlayışlı olabilirlerdi. Yine de bir şeyler söylemesini engelledi ve cadının cümlesini bitirmesini bekledi. Ah, tatil. Genelde tatilini ailesinin malikanesinde geçirirdi, ki bu oldukça sıkıcı olurdu. Kendisinden beş yaş büyük biri ablaya sahipti, Savannah. Malikanede bir tek onunla kalırdı, çünkü ailesi Fransa'da yaşıyordu ve umurlarında olmadığı da bir gerçekti, tıpkı Matthias'ın onları umursamadığı gibi. Yaklaşık beş yaşından beri ailesini en fazla bir hafta görmüştü. Onun bu kadar sevgisiz, umursamaz olmasında bunun da etkisi vardı. Hiç sevgi veya ilgi duymayan birisinden bunları başkalarına beslemesini bekleyemezsiniz. Ve şimdi, tam bir kıza karşı doğru düzgün bir şeyler beslerken onun kendisini geri tepmesi de ne kadar şansız olduğunun bir kanıtıydı.

    Pens konuşmayı bitirdiğinde derin bir iç çekti, tüm tatilini Savannah ile geçirmek zorunda değildi. Bu oldukça cazip bir teklifti aslında, değerlendirmeyi oldukça istiyordu. Çete bir yana, Javier sevdiği dostlarından birisiydi. Onunla zaman geçirmek her zaman eğlenceli olmuştu. Elini saçlarının arasında gezdirirken gözlerini kırpıştırıp düşüncelerinden sıyrıldı. Javier'ın cümlesinin ardından hem Pens hemde Jav'ın gözleri üzerine kilitlenmişti. Yüzündeki kararsız ifadeyi görmüş olacaklardı ki ona bakmayı kestiler. Pens'in arkasını dönüp Javier'ı oyalamasından yararlanarak başını çaktırmadan Aphrodite'e çevirdi. Hala bileğindeki bileklikle oynuyordu, gözleri istemsizce bilekliğe kaydığında iki tane yılanın bulunduğu bir bileklik olduğunu fark etti. İşte onun dikkatini çeken özelliklerinden birisi daha, diğer kızlar gibi cici şeyler giyinmek yerine değişik olmayı tercih ediyordu. Ona bu kadar bağlanmasının bir nedeni de buydu işte, diğerlerinden farklıydı. Kendisini reddeden ilk kız olmasının dışında bir sürü farklı özelliği vardı ve bunlar oldukça cezp ediciydi.

    Kızın umursamaz hali yerinde rahatsızca kıpırdanmasına neden oldu. Cadıya bilekliğinin güzel olduğunu söylemek için dudaklarını aralasa da kararını değiştirdi. Cadı zaten yeterince gerginken onun canını daha da sıkmak istemiyordu. Daha birkaç gece önce incelediği kusursuz hatlara bir kez daha göz gezdirdikten sonra tekrar önüne döndü. Sıkılmış bir şekilde Javier ile Pensieve'nin öpüşmelerini bitirmelerini bekledi. En sonunda onların gözleri üzerine kilitlendiğinde gözlerini yere dikti. "Tabii, olabilir." diye mırıldandı. Sesi oldukça kısık olsa da duymuşlardı anlaşılan. Pens'in çok hafifçe el çırptığını , Javier'ın ise rahatlamış bir nefes aldığını duydu. Peki Aphrodite? Hala yanı soğuk halini korumaya devam ediyordu cadı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aphrodite Monteque
Durmstrang V. Sınıf
Durmstrang V. Sınıf
Aphrodite Monteque


Mesaj Sayısı : 829
Patronus : Johnny Depp'in burnu. Sihirsel Soy : Depp kan.
Özel Yetenek : YOK
En Belirgin Özellik : Johnny Depp'i tavladı. Var mı dahası?
Rpg Puanı :
Sorular Left_bar_bleue98 / 10098 / 100Sorular Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Sorular Left_bar_bleue49 / 10049 / 100Sorular Right_bar_bleue

Sorular Empty
MesajKonu: Geri: Sorular   Sorular Icon_minitimeC.tesi Tem. 30, 2011 3:30 pm

    Sözlerini geçiştirmeye çalışan Pensieve'e gücenmişti genç yılan. Çocuk gibi omuzlarını silkip dudaklarını büzdü. Aslında birkaç küfür savurup mekanı terk etmek bile o an mantıklı bir fikirmiş gibi gözükmüştü gözüne. Bilekliğiyle uğraşmayı bırakıp kollarını kavuşturdu. Mini eteğine dikkat ederek ayaklarını öne doğru uzatıp bilekiğine uygun gümüş bir halhalla süslediği ayak bileğini diğerinin üzerine attı. Buraya Pensieve’le biraz sohbet edip kafasını dağıtmak için gelmişti gergin ve neşeden uzak bir ortamda surat asmak için değil. Eski benliğine dönmek için ortamı dağıtmaya karar verdi. Sıkkın ve sıkıcı Aphrodite de bir yere kadardı tabii ki. Yüzüne sahte bir gülücük oturtup geniş dudaklarını aralamıştı ki Pensieve’in sesi tekrar yutturdu sözlerini. Matthias’ı yaz için davet etmek mi? Cadı davet ettiği büyücünün vereceği cevapla o kadar ilgileniyordu ki Aphrodite’in attığı çıldırdın mı bakışını fark etmedi bile. Derin nefes alarak başını önüne eğdi ve ilgilenmemeye çalıştı cadı. Matthias’la bir tatil çok eğlenceli olabilirdi. Birkaç gece öncesine kadar yanında çok eğlendiği bir arkadaşı ve baştan çıkarmaktan hoşlandığı bir karşı cinsti o sonuçta. Taa ki ona gereksiz yere güvenmeye başlamayıp, değişik duygular beslemeye başlayana kadar. Gördüğünde yüzünde gülücüklerin açması, teninin tenine değdiğinde içini bir sıcaklığın kaplaması, onun diğerleri gibi olmamasını umması gibi saçma şeyler işte. Belki o gece yanlış anlamıştı büyücüyü. Ama yanıldığını düşünmüyo4rdu ve yaptıklarından da pişman değildi. Zaten ciddi bir ilişkiye ihtiyacı yoktu şimdi. Hiçbir zaman ihtiyacı yoktu ki. Çete vardı işte yanında. Pensieve, Iona ve Adrasteia. Bütün hayatı boyunca ona yetebilecek muhteşem arkadaşlar. Ve kendini eğlendiren farklı faklı karşı cinsler. Belki yazın Matthias’a olan kızgınlığı biraz hafiflerdi de onu da diğerleri gibi görebilirdi. Yaz için başlı başına bir eğlence olabilirdi. Başını kaldırmadan yüzüne yayılan işveli gülümsemeyi saklamaya çalıştı. Javier’ın lafa karışıp biraz ısrar etmesinden sonra kabul etti büyücü de daveti. Derin nefes aldı yüzündeki sahte gülücüğü bozmadan başını kaldırdı. Zoraki bir gülümseme olsa bile baş döndüreceğini biliyordu. ‘’Peki ya Adrian’a ne dersin Pens. Ya da Wieslaw. Gerçekten harika olabilir. Çok eğleneceğimize eminim.’’ Cadının yemek masasında bu iki büyücüyü davet ettiğini duymuştu bu da bir taktikti işte. Hem Adrian ve Wieslaw’la istediği kadar eğlenevbilirdi. Bu iki büyücü hiçbirşeyi sorun etmezdi.


En son Aphrodite Monteque tarafından Ptsi Ağus. 01, 2011 8:26 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Pensieve O'Sheila
Durmstrang V. Sınıf
Durmstrang V. Sınıf
Pensieve O'Sheila


Mesaj Sayısı : 107
Gerçek İsim : Yağmur
Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Değişken.
Rpg Puanı :
Sorular Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Sorular Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Sorular Left_bar_bleue50 / 10050 / 100Sorular Right_bar_bleue

Sorular Empty
MesajKonu: Geri: Sorular   Sorular Icon_minitimeC.tesi Tem. 30, 2011 7:17 pm

    Javier cümlesini bitirdiğinde gözleri Matthias'a odaklanmıştı, aynı şekilde Aphrodite'in de kendisine pis bakışlar attığını biliyordu. Ama umurunda olduğunu söyleyemezdi, eğer bir şeyler yapmazlarsa o ikisinin birbirlerini öldüreceklerinden kuşkuluydu. Ki ikisinin de Azkaban'a tıkılması pekte cazip bir fikir değildi. Önüne gelen sarı saçlarını geriye doğru iterken Matthias'ın tereddütlü bakışlarıyla karşılaşınca iç çekti. Gözlerinden düşüncelerini okumuştu büyücünün, kuşkusuz düşünmek için zaman istiyordu. Başını fark edilmeyecek bir şekilde sallayıp ona arkasını dönüp Javier'a odaklandı. Bir elini çocuğun yüzünde gezdirirken yüzüne iyice yaklaştı. "Mükemmel bir yaz olacak." Onun cevabını beklemeden dudaklarını onunkilere bastırdı, eğer büyücüyü oyalamak istiyorsa bu en iyi yöntemdi. Onun belinde sıkılaşan elini hissettiğinde Aphrodite'in arkadan küfür ettiğini duyar gibiydi, gerçi bu da umurunda değildi. Cadı zaten ikisini bu gece yeterince engellemişti. Matthias boğazını temizleyene kadar onu öpmeye devam etti, en sonunda onun karar verdiğine emin olduğunda ona taraf döndü.

    Matthias'ın karşısındaki yere çömelip kısa şortuna aldırmadan bacaklarını öne uzattı. Büyücü birkaç saniye tereddütün ardından dudaklarını araladığında gözlerini kırpıştırdı. Büyücü en sonunda cevabı verdiğinde rahatlamış bir nefes aldı, aynı anda Javier'ın da gevşediğini görünce ona dönüp gözlerini devirdi. Kendisiyle zaman geçirmeyi bu kadar az istediğini bilmiyordu. Gereksiz triplere girmemeye karar kılıp tekrar önüne döndü. Bu sefer Aphrodite ile göz göze gelmesini engelleyememişti. Cadının yüzünde büyük bir tebessüm olmasına rağmen sahte olduğu oldukça barizdi. En azından Pensieve bunu anlıyordu, sonuçta en yakın arkadaşıydı, her hareketini en ince ayrıntısına kadar biliyordu. Aphrodite dudaklarını aralayıp gözlerini direk kendisine diktiğinde oturuşunu dikleştirdi. Onun bir kez daha laf sokmasını kaldıracak gibi değildi, zaten gece boyunca bu gergin ortamda bulunmaktan rahatsızdı. Onun cümlesini tamamlamasının ardından gözlerini direk Javier'a dikti. Matthias'ı istiyor olma ihtimali gayet normaldi çünkü büyücü gayet kafa dengi biriydi. Ama Wieslaw için aynı şeyi söyleyemezdi çünkü büyücü yavşama duygusunu bir türlü engelleyemiyordu.

    "Ben... Bilmiyorum, Igorr daha uygun olur diye düşündüm, hem Iona için."

    Evet, böyle olmalıydı. Wieslaw'ın sürekli gözlerini rahatsız edici bir biçimde üzerinde gezdirmesine dayanacağını sanmıyordu. Yoksa yaz boyunca iyice gerileceği de bir gerçekti. Aphrodite'e tekrar döndüğünde cadının yüzündeki gülümsemenin iyice sivrileştiğini fark etti. Cadının hedefi belliydi, Matthias'ı kıskandırmak. Gözlerini devirmemek için alt dudağını ısırdı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Javier Davies
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Javier Davies


Mesaj Sayısı : 17
Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Rahat
Rpg Puanı :
Sorular Left_bar_bleue97 / 10097 / 100Sorular Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Sorular Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Sorular Right_bar_bleue

Sorular Empty
MesajKonu: Geri: Sorular   Sorular Icon_minitimePtsi Ağus. 01, 2011 11:06 am

    Cadının yumuşak dudaklarının kendininkileri sardığını hissettiğinde gafil avlandı büyücü. Cadının onu bu kadar baştan çıkarmaya hakkı yoktu. Özellikle kendisini tutması gerekenin Javier olduğunu düşününce. Ama itiraz etmedi tabii ki. Cadıyı daha tutkuyla öperek büyük ellerini ince bele doladı. Cadının deyişiyle 'Mükemmel bir yaz olacak'tı gerçekten. Büyücü yaz ile ilgili planlarına dalmışken dudaklarında oluşan boşlukla tekrar gerçek dünyaya döndü. Cadının belinden çektiği elini yumruk yaparak hırladı. İster istemez cadının ondan ayrılmasına sinirlenmişti. Ama Matthias'ın yaz teklifini kabul etmesiyle tekrar rahatlamıştı. Ne olursa olsun bir grup cadıyla -özellikle bu çeteyse- bir yaz geçirme fikri sağlığa zararlıydı. Aphrodite'in neşeli bir sesle tekrar sessizliği bozması şaşırttı büyücüyü. Bu ana kadar suratını asmış sessizce oturan cadı, şimdi etrafa klasik gülücüklerinden saçıyor ve yaz için planlar yapıyordu. Bu cadının anormal olduğu konusunda okulun yarısından çoğuyla hemfikirdi anlaşılan. Ayrıca cadının ortaya attığı isimlerden de pek hoşlanmamıştı. Belki Adrian evet ama kendini beğenmiş Wieslaw. Onun da gelmesi halinde Pensieve'i alıp Karayiplere falan kaçırabilirdi. Bu daha çok hoşuna gider miydi büyücünün? Evet. Fakat Pensieve'in olağan bir şekilde bu teklifi reddetmesiyle fikirleri de suya düştü. Eğilerek kulağına muhteşem diye fısıldadı cadının. Igorr gerçekten çok iyi bir fikirdi. Ve Igorr'un Iona aşkını bilen Javier ister istemez çocuk için sevindi. Igorr o kadar saf ve temiz bir çocuktu ki Iona'ya çok iyi gelebilirdi. Yere oturmuş olan Pensieve'in yanına ilişti yavaşça. Haddinden fazla uzun olan bacakarını cadınınkilenin yanına uzattı. Kollarını Pensieve'e dolarken Matthias'ı izliyordu. Çiftten yana bakmıyordu, Aphrodite'e bakmayı ise tamamen reddediyor gibiydi. Büyücü için son derece can sıkıcı bir ortam olduğu kesindi. Ve Aphrodite için de. Bu cadı ve büyücünün en kısa zamanda bir araya gelmesi kesinleşmişti artık.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sorular
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Cevapsız sorular

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Mantar Pano :: Düşünseli :: Rol Oyunları-
Buraya geçin: