Açığa Çıkan Sırlar

Konu: Açığa Çıkan Sırlar Paz Tem. 03, 2011 6:39 pm

Aphrodite'in kendisine seslendiğini duysa da aldırmadan yüzünü yastığına gömmeye devam etti. Bu şekilde nefes alması zordu, özellikle bir de çarşafını tüm bedenini örtmüşken. Aphrodite'in sesine karışan Teia ve Iona'nın kahkahalarını duydu, neye güldüklerini merak etmesine rağmen gözlerini sımsıkı kapalı tutmaya devam etti. Yaklaşık on beş dakika sonra Javier ile buluşması gerekiyordu, ama o midesinin bulantısını bastırmak için yatağında tepinip duruyordu. Önceki gece ki oyunlarından sonra kendisini bir türlü toparlayamamıştı, Aphrodite ve Iona ise sanki hiçbir şey olmamış gibi rahatlardı, onların kuvvetli bünyelerini kıskanıyordu Pens. En sonunda Teia'nın melodik sesini duyduğunda gözlerini araladı. Boşluktan süzülen ışıkta saatine baktı. Dokuz buçuk. Javier ile sözleştikleri saatti, eh genç büyücü yine kendisini beklemek zorunda kalacaktı. Her zaman ki dakikliğiyle çoktan buluşacakları yere geldiğine emindi. İsteksizce çarşafı iterek üzerinden sıyırdı, suratsız bir edayla yatağında doğrularak karşısındaki arkadaşlarına bakarak çehresini buruşturdu. Onların homurdanmalarına aldırmadan ayakkabılarını üzerine geçirdi, aynaya bakmak istese de görüntüsünü gördüğü anda gitmekten vazgeçeceğinden emindi. Bu yüzden aynaya arkasını dönüp arkadaşlarına çevirdi bakışlarını. Pembe dudaklarını araladıktan sonra saatine bir kez daha baktı.

"Bir saate buradayım."

Umarım. Javier'ı gördüğü anda moralinin düzeleceğini umuyordu, çünkü buna oldukça ihtiyacı vardı. Bütün gününü çocuk gibi surat asarak geçirmiş ve arkadaşlarının homurdanmalarına maruz kalmıştı. Eh, bir bakıma haklılardı, kim yanında sürekli surat asan biri ister ki? Sıkıntılı halinin önceki gece Leandre ile yaşadıklarının da etkisi vardı. Leandre. Adını anmak bile zaten hassas olan midesini iyice bulandırmıştı, ona kalbini bu kadar açtığına inanmıyordu. Çetenin bile çok az duyduğu sırları ona tüm ayrıntısıyla anlatmıştı. Ah, tabi bir de Lea'nın sırları vardı. En azından ona karşı birkaç önemli kozu olması Pens'i rahatlatıyordu. Her şeyin karşılıklı olduğunu düşününce Lea sırlarını birisine açıkladığı anda o da Lea'nın sırlarını herkese yayardı. Ki bu onun için çokta zor olmazdı, Hogwarts'ta olay yaratacak sırlardı sonuçta bunlar.

Buluşacakları yere geldiğinde kapıda durup birkaç saniye oyalandı, isteksizliğini belli etmemeliydi. Çehresine sahte bir tebessüm kondurmak için uğraşsa da gözlerindeki donuk ifade bunu engelliyordu. Derin bir iç çekişin ardından ahşap kapıyı olabildiğince sessizce araladı. Aynı anda Javier'ın gözleri üzerine sabitlendi. Kapıyı tekrar arkasından kapatırken neden buluşmak için burayı seçtiğini merak etti. Genelde göl kenarı veya daha cazip yerleri seçerlerdi. Boş derslik ise ilginç bir tercihti. En sonunda önüne gelen sarı saçlarını iterek gülümsemek için çabaladı. Ayaklarını sürüyerek Javier'e doğru ilerlerken dudaklarını araladı.

"Merhaba Javier."

Konu: Geri: Açığa Çıkan Sırlar Paz Tem. 03, 2011 9:17 pm

Yaklaşık otuz dakikadır tek yaptığı aynaya bakmak ve düşünmekti. Güçlü parmaklarını dağınık sarı saçlarının arasından geçirirken sıkıntıyla iç çekti, belki de yirminci defa. Mati ile olanları aklından çıkaramıyordu işte. Çok olmamıştı ki daha dün gece öpmüştü genç kız Javier'ı. O çocuksu güzelliğinden beklenmeyecek bir şekilde ifşa etmişti duygularını. Gerçi dün gece beklenmeyenlerin gecesi değil miydi? Mati'yle yaşadıklarından sonra kendisini odaya atmış ve içkinin de etkisiyle fazla kafa yormadan derin bir uykuya dalmıştı büyücü. Ertesi gün ortak salondan çıkmamakla birlikte etrafına bakınmıştı Mati için. Ama belli ki kız gecenin şoklarını atlatamamıştı. Cadıyı yakın arkadaşı Joanna'ya sorduğunda yatakhaneden çıkmadığını ve çıkmayacağını öğrenmişti. Bir anda dizleri boşaldı ve uzun boy aynasının karşısına bağdaş kurarak oturdu büyücü. Başını iki elinin arasına alarak düşünmeye başladı. Pensieve'i aldatmıştı. Hayatında en değer verdiği insana ondan daha değersizlere bile yapmadığı bir şey yapmıştı işte. Gerçi içkinin etkisi büyüktü, Pensieve bunu anlayışla karşılayabilir miydi? Mati ile aralarında asla bir şey olmadığını ve olamayacağını da hesaba katarsak? ''Kıza karşılık verirken hiç öyle düşünmüyordun, Jav.'' Aynadaki yansımanın dudakları kımıldamış ve sesi boş odayı yalayıp geçmişti. Mati'nin saflığı onu çekmişti galiba. Ama dahası olamazdı büyücü O'Sheila'sına tapıyordu. Bakışlarını kolundaki saate çevirirdiğinde tanrıçasıyla buluşma vaktinin geldiğini gördü. Tanrıçalar bekletilmezdi, beklenirdi.

Yavaş yavaş hiç dikkat çekmeden boş dersliğin kapısına ulaştı büyücü. Aynı yere gidiyordu ama hiçbir şey aynı değildi başka. Yanında neşeyle cıvıldayan bir Mati yoktu, seslendiğinde yüzü sevgiyle aydınlanacak bir Pensieve de yoktu etrafta. Kapının kolunu da Aphrodite yerine kendisi çevirmişti zaten. Ev cinleri de iyi çalışmıştı belli ki. Gece olanlardan eser yoktu derslikte. Ne düzensizce yere atılmış minderler, ne devrilmiş boş içki şişeleri ne de alkolü anımsatacak bir koku. Sadece ters çevrilmiş sıralar ve boş bir oda. Sıkıntıyla içeri adımını attı ve en yakınındaki çift kişilik sırayı düzelterek oturdu. Saatine tekrar baktığında Pensieve'i gördü, ona doğru gelme saatiydi. Onu özlemişti, özlüyordu ve özleyecekti. Yanında olduğunda, ona dokunduğunda, benliğini yaşatan kokusunu içine çektiğinde bile özlüyordu onu. Özlüyordu, gelmesini bekliyordu ama yüzüne nasıl bakacaktı güzel cadının? Gözlerini kamaştıran güzelliğinden bakamazken şimdi de utanç mı eklenecekti yanına? Belki de her şeyi anlatmalıydı. Başka bir şekilde öğenmeden önce. Kendininkinden bile iyi tanıdığı melodik bir ses doldurmadan önce kulağını böyle düşünüyordu. Galiba canı sıkkın olan bir tek Javier değildi. Cadının yüzünden, ses tonundan ve sözlerinden de sıkıntılı olduğu anlaşılıyordu. Endişeyle açılan gözlerini endişeli ses tonu tamamladı büyücünün ''İyi geceler Pens, hayatım.'' Hayatı..

Konu: Geri: Açığa Çıkan Sırlar Ptsi Tem. 04, 2011 7:41 am

Gözleri boş dersliğin içinde gezindi, dün gece hiçbir şey yaşanmamış gibiydi. Oysa ki gözleri Iona'nın oturduğu yere kilitlendiğinde çehresi sıkıntıyla buruştu, dün gece oyuna hiç katılmamalıydılar. Her zaman ki gibi ortak salon da oturup birilerini çekiştirmeli ya da bir şeyler içmeliydiler. Öyle olsaydı hepsi bu kadar sarsılmazdı değil mi? Birkaç saniyelik bir tereddütün ardından Javier'ın yanına ilerledi, onun yanına oturup öpmek için hamle yapsa da yüzünde ki sıkıntılı ifadeyi görünce vazgeçti. Onun önüne gelen açık kestane saçlarını geriye atmakla yetindi. Sevgilisinin loş ışıkta parlayan yüzüne baktı, yeşil gözler kendi gözleriyle kesiştiğinde gülümsedi. Onun kusursuz suratına bakarken suçluluk duygusu Pens'i ele geçirmişti. Leandre ile yaşadıklarını ona anlatmak istese de vazgeçti. Leandre'ye verdiği sözü tutacaktı, o tuttuğu sürece. Hem Leandre ve Javier'ın aynı bina da olduklarını ve büyük ihtimalle arkadaş olduklarını düşününce bu iş iyice riske giriyordu. En sonunda derin bir iç çekerek Javier'a sokuldu, başını genç büyücünün omuzuna yasladı. Onun tanıdık kokusu rahatlamasına, oturduğu yerde gevşemesine neden olmuştu. Gözlerini kapatarak konuştu. "Dün gece gelmemeliydik, o lanet oyun çok kötü sonuçlara neden oldu." Yüzü bir kez daha ekşidi, Iona'yı yatıştırmak oldukça zor olmuştu, en sonunda yatıştığındaysa olan olayları en ayrıntısına kadar anlatmıştı. Zaten hassas olan sinirleri bu olayla daha da kötüleşmiş, istemsizce göz yaşlarına boğulmuştu. Iona'nın olayı, Passion ile yaşadıkları. Hepsi aklına gelmişti önceki gece. Sahi Passion ne yapıyordu şimdi? Büyük ihtimalle ev arkadaşı Crystal ile dışarıda sürtüyordu. Araların son günlerde iyi olmamasına rağmen onu özlemişti, geçirdikleri eski günleri de öyle. Abla-kardeş ilişkisinden çok farklıydı onların ilişkisi. Arkadaş gibilerdi kimi zaman, bazen ise birbirlerinin ebeveyni olurlardı. Şimdiyse görüştüklerinde tek yaptıkları donuk ifadelerle birbirlerine bakmaktı.

Javier yanında kıpırdanınca kendisine geldi, düşüncelerinden sıyrılıp gözlerini açtı. Karşısındaki duvara bakarak konuşmaya devam etti. "Sahi biz gittikten sonra ne oldu?" En son Aphrodite'in omuzunda sızsa da etrafa bakındı birkaç saniye de Joella'nın kusmamak için zorlandığını, Glad'ın ve Veronica'nın onunla ilgilendiğini görmüştü. Ama onlar gittikten sonra neler olduğunu öğrenememişti, öğrenmek için ortak salonda sürekli Adrian'ı ve Matthias'ı arasa da iki genç büyücüyü de görememişti. Önüne gelen sarı saçlarını geriye atarken dışarıdan gelen seslere aldırmamaya çalıştı. Büyük ihtimalle bir hayalet -büyük ihtimalle Peeves- etrafı yine birbirine katmakla meşguldü. Ve okul hademesi de onu yakalamakla. Javier'ın cevabını beklerken gözlerini bir kez daha kapadı. Sessizlik canını sıkıyordu, genelde genç büyücüyle her buluşmalarında bu buluşmalar oldukça eğlenceli geçerdi. Şimdiyse konuşacak konu bulmakta zorlanıyorlardı. Başını kaldırmadan konuşmak için dudaklarını araladı. "Canını sıkan ne Le-" Dudağını ısırmamak için kendisini tuttu, Javier'ın yaptığı hatayı fark etmeyeceğini umuyordu. Kısık sesle konuştuğu için şanslıydı. Onun Teia demek istediğini düşünme olasılığı yüksekti. Hem Javier ile birlikteyken Leandre de kimdi? Onun varlığına bile haz etmiyordu. Düşmandı onlar, ve hep öyle kalacaklardı. Çok hafifçe, fark edilmeyecek bir biçimde başını salladıı. O sırada gözleri bandajlanmış koluna kayınca yüzü kızardı, üzerinde Aphrodite'in hırkası olduğu için şanslıydı. Gerçi Javier görse bile uydurabileceği yüzlerce yalan vardı. Yani, Leandre'ye vururken bileğini incittiğini söyleyecek değildi, değil mi? Düşünceleri tekrar Javier'a odaklandı. Başını büyücünün omuzuna iyice gömerken onun tanıdık kokusunu bir kez daha içine çekti.

Konu: Geri: Açığa Çıkan Sırlar Salı Tem. 05, 2011 9:17 am

Sığınacak bir liman ararmış gibi yanına sokulan güzel cadıya sardı kollarını. Eli cadının ipeksi sarı saçlarında gezinirken gözlerini kapattı büyücü. Sadece şu anda bu zamanda donup kalsalardı keşke. Cadı haklıydı, dün gece hiç yaşanmamalıydı. Olanları düşündükce zekasına lanet ediyordu, eğlence arayışlarına ve o geceyi hazırlayan arkadaşlarına. Ama gecenin başlangıcında kimsenin böyle biteceğini düşünmediğine emindi. Kendisi dışında. Bu bir klişeydi; İçerisinde içki olan eğlenceler bir felaketle son bulmak zorundaydı. Tek fark tam tamına on iki genç büyücünün başına bir sayısından daha fazla olay gelmişti. Sorun bu olaylar o geceyle son bulmamıştı. Şu an zaman donmalıydı, çünkü yaşadıklarının bir sonucu vardı. Şu an zaman donmalıydı, çünkü güzel Mati'yi üzmek istemiyordu. Şu an zaman donmalıydı, çünkü kollarındaki cadıya sahipti. Sıkıntıyla nefes almaya başladı. Yaşamak için nefes almaktan çok içindeki sıkıntıların son bulması için alıp veriyordu sanki insana hayat veren varlığı. Kalbi sıkışan bir insan kadar zor nefes alıyordu o an büyücü. Derin nefeslerin sonunda tekrar normal düzenine kavuştu büyücünün yavaşlayan kalbi. Gözlerini açtığında vücudunu ve kalbini ısıtan cadının sarı saçlarını gördü. Saçlarının dipleri daha koyuydu, uçlara doğru açılıyordu. Dikkat çeken bir renk farkı değildi bu.Sadece bir ton daha koyuydu dipleri, cadının kalbi gibi bir ton daha koyu. Cadının yumuşak ses tonuyla odadaki sessizlik bozuldu, dün gece bir saniye bile kahkahaların eksik olmadığı bu odada. Sahi onlar gittikten sonra ne olmuştu ki? Mati'yle ilgilendiği için etrafındakilere bakma fırsatı olmamıştı büyücünün. Sadece derslikte olanları sorduğunu umuyordu büyücü cadının.

''Mati fenalaştı. Tek fenalaşan o değildi sanırım. Ama revire gitmek istemedi. Onunla ilgilendim.'' İlgilendim. Yalan söylemiyordu Javier Carter. Yalandan nefret ederdi ve her gerçeği herkesin yüzüne söyleyebilecek kadar açık sözlüydü. Ama bu yalan sayılmazdı. Ayrıntılara girmeden üstü kapalı geçmiştirmişti olayı. Konuyu değiştirmek için dudaklarını aralarken sözler boğazından geriye kaçtı. Demek ki canının sıkkın olduğu oradan da belli oluyordu. Cadının fısıltısı bir metre öteden duyulmayacak gibiydi ama ağzı sadece bir kaç santim aşağıdaydı büyücüye göre. Cadının sözünü yarıda kesmesi garip gelse de pek aldırmadı. Beynini kemiren yeterince düşünce varken başka birine de ihtiyaç yoktu. ''İyi bir gece geçirmedik, Pens. Iona nasıl?'' Yarım soruya yarım bir cevap. Dün gece en büyük darbeyi Iona Charmaine almıştı. Çetenin kapalı kitabından böyle bir şeyi hiç beklemiyordu. İçkiye dayanıklı bir bünyeye rağmen çetenin dışına hiçbir zaman çıkmayan sırlarını dökmesini beklemiyordu. Gerçi Pensieve ve Aphrodite'in o kadar şaşırmasına ve panik olmasına bakılacak olursa, sır çetenin içine hiç girmemişti. Bütün her şeyi kalbine atarken cadı bir gün patlayacağını biliyor olmalıydı.

Konu: Geri: Açığa Çıkan Sırlar Salı Tem. 05, 2011 10:32 am

Javier konuşmasaydı eğer onun omuzunda rahatça uyuya kalabilirdi, ama düşünceleri genç büyücünün sesiyle kesildiğinde gözlerini hafifçe araladı. Ah Mati, kendisi kadar hassas bir bünyeye sahipti anlaşılan. Onun fenalaşmasına çok şaşırmasa da Javier'ın onunla ilgilenmesi şaşırmasına neden olmuştu. Aynı binada olduklarını bilse de onların konuştuklarını önceki gece haricinde çok sık görmemişti. Genelde yaptığı gibi bir çocuk gibi söylenmedi, kıskançlık duygusunu her zamanki gibi dışarıya vurmak yerine içinde saklamıştı. Javier'ın siniri zaten yeterince bozuktu, yeni bir tartışma istemiyordu. Yine de yerinde rahatsızca kıpırdandı ve normalkinden tatlı, yapmacık bir ses tonuyla konuştu. "İyilik meleği Javier. Revire gittiğimde Joella'yı orada gördüm, o da fenalaşmış sanırım." Sarmalanmış bileğini kaldırarak genç büyücüye gösterdikten sonra tekrar indirdi. Gözlerini tekrar kapattı. Önceki gece içkinin etkisiyle kolay uyuması gerekirken tüm geceyi ayakta geçirmişti. Bunda hissettiği suçluluk duygusunun yanında kolunun ağrısı da etkili olmuştu. Revir görevlisinin verdiği ilaçlar işine yaramamıştı. Yatakhaneye döndüğünde Aphrodite'i orada görmemişti, en sonunda o sabaha karşı geldiğinde gözlerini kapatıp uyuyor rolü yapmıştı. Genç kızın kahkahalarının nedenini merak etse de sabah öğreneceğini bildiğinden aldırmamıştı. Eh, öğrenmişti de sabah. Onun Matthias ile geçirdiği gece az da olsa keyfinin yerine gelmesini sağlamıştı, en azından aralarından birisi mutluydu.

Javier'ın kaçamak sorusunun ardından istemsizce gözlerini devirdi, verdiği yarım yamalak cevap hakkında bir şeyler söylemek istese de dudağını ısırarak bunu engelledi. Iona ile geçirdikleri geceyi tüm ayrıntılarıyla anlatmak istemesine karşın Javier'ın sıkılmasından korkarak özet geçmek için dudaklarını araladı:"Eh, onu sakinleştirmek zor oldu. Şimdi iyi. Yine de anlattığı şey korkunçtu, birinin ona zorla sahip olması." Düşüncesi bile midesinin bulanmasına neden oluyordu, Iona kendisine kıyasla oldukça güçlü bir kızdı, yıllarca bunu içinde nasıl tuttuğunu içten içe merak ediyordu Pens. En sonunda önceki gece patlamıştı Iona, bunun bu şekilde olmasını istemezdi aslında. Aralarında bir sır olarak tutmaları çok daha iyi olacağı kanısındaydı. Önüne gelen sarı saçlarını itti, Javier'ın saçlarında gezinen yumuşak elleri rahatlamasına neden olmuştu. İki gündür içinde bulunduğu sıkıntılı durumdan iyice kurtulmuştu, başını kaldırıp büyücünün yanağına bir öpücük kondurdu. Ödevler iyice yoğunlaşmışken birbirlerini görmeye pek fırsatları olmuyordu, bu hafta içinde geçirecekleri son günün o an olduğunu bildiğinde zamanını daha iyi değerlendirmek istiyordu. Kollarını bir kez daha sıkıca ona dolarken onun konuşmasına fırsat bırakmadan başını bir kez daha kaldırarak dudaklarını genç büyücünün dudaklarına bastırdı. İster istemez özlemişti büyücüyü, Ona biraz daha sokuldu, eli büyücünün gömleğine kaydı. Birkaç saniye onun düğmesini açmak uğraştıktan sonra vazgeçerek elini tekrar saçlarına kaydırdı. Nefes almak için geriye çekildiğinde gülümsedi. Javier'ın kolundaki saate baktığında gitmesi gerektiğini farketti. Alt dudağını çocuk gibi sarkıttı, büyücü omuz silkerek bir kez daha onu kollarına çektiğinde pes etmiş bir biçimde onu öpmeye devam etti. Javier'ın eli beline doğru giderken eli istemsizce büyücünün gömleğine gitti bir kez daha. Ardından kemerine. Büyücüyü öpmeyi bırakıp duraksadı, kararsız bir edayla geri çekildi .

Konu: Geri: Açığa Çıkan Sırlar Salı Tem. 05, 2011 4:12 pm

» Açığa Çıkan Hırs.
» Sarhoşluk Kusurları Açığa Vurur
» Harry Potter ve Sırlar Odası
» Harry Potter ve Sırlar Odası