Sessizlik

Karanlık hava yine aydınlanmıyordu. Yine sessizdi ve yine...Yine soğuktu.

Hafif bir yağmur yağıyordu o gün.Excellent Wand'da tek ses yağmurun cama vurma sesiydi. Örümcekler yine oldukları yerde-tavanda- öylece duruyordu. Sanki cansızdı Excellent Wand.

Devin,üst katta bardakları temizliyordu. Hiç müşteri olmadığı zamanlarda temizlik için asasını kullanmazdı. Yine öyle yapıyordu. Elindeki haddinden fazla köpürmüş bez ile bardakları siliyordu. Arada birde öflüyordu. Sanki sessizliği bozmak istiyordu.
Kendisiyle konuşmak istiyordu fakat kendisi ile konuşacak bir tek geçmişi vardı. Onuda kendine anlatmaktan bıkmıştı. Sıkılıyordu.

Son bardağa geçiyorduki kapının gıcırdamasını duydu. Bunu anlaması 10 saniye aldı. İlk önce başını kaldırdı,sonra umursamazca eğdi ve sonra yine
kaldırdı. Bir müşteri gelmişti. Böyle inanıyordu. Sıkıntısı geçebilirdi. Belki kavga ederdi. Adrenalin dolu bir kavga. Veya konuşacak birisi. Sıradan bir müşteri olsa da yeterdi. Yeterki sesi çıksın.

Koşturur bir şekilde aşağı indi(inerken birçok tozu havalandırdı) ve abartılı bir ses ile "EXCELLENT WAND'A HOŞGELDİNİZ."dedi.Tam o anda karşısındakini tanıdı.Excellent Wand'ın devamlı müşterilerindendi.
Adı Niobe idi.Devin onu iyi tanırdı.Fazla samimi birisi değildi fakat içten içe bir çılgınlıkla dolu gibiydi.Devin onda en çok bunu severdi.

"Yalnız bildiğin gibi burada kan içilmez." dedi Devin gülümseyerek ve ellerini birbirine çarparak.Çünkü Niobe bir vampirdi.

"Ne istersin?" dedi Devin neşeli bir ses ile yanlarında duran masayı
göstererek.Uzun süren sessizliğin sona ermesinden memnundu.

Hera,Devin'ın gösterdiği masaya oturdu. Menüye bakmasına ya da Devin'ın ona müdahale etmesine gerek yoktu. Hera her zaman gelirdi ve Devin onun ne içeceğini biliyordu. Fakat sormak zorundaydı. İş prensibi...

''Bir bira istiyorum.Bugün burası fazla ıssız.'' dedi Hera gülümseyerek.

Devin yine sırıttı ve "Doğru bir seçim." dedi alaycı ses tonu ile.
Sonra ufladı ve "İkinci söylediğine gelirsek,gayet haklısın.'...fazla ıssız' derken bile biraz az söyledin." dedi.
"İnsanlar kavga etmek için bile gelmiyor." dedi ve kaşlarını kaldırarak "Sana kurbanda yok." diye güldü.

Sonra yukarı koşar adımlarla çıktı. Adımları tozları havalandırdı ve Devin'ın genzini yaktı. Merdivenleri ve tozları sövdü. Ardından içki şişelerinin durduğu raflara yöneldi. Normalde kitap olması gereken raflarda içki vardı. Devin bunu,ilginç olsun diye yapmıştı.

İki bira aldı ve aşağı indi. İnerken yine tozlar havalandı ve Devin'ın öksürmesine neden oldu.
Sol eli arkasındaydı. Sağ elindeki birayı Hera'nın önüne koydu.
"Buraların temizlenmesi gerek..." dedi Hera'ya sırıtarak. Asasını çıkardı ve biranın tıpasını açtı.

"Eğer söyleyecek bir yada daha fazla şeyin varsa..." sol elini öne getirdi ve kendine aldığı birayı Hera'ya gösterdi. "...seve seve dinlerim."

"Otursana." dedi Hera gülümseyerek.Devin'da oturdu.Örümcekler artık hareket ediyor,Excellent Wand canlanıyordu.Sonunda konuşacak biri...

"Karışık her şey.Senin gibi bir hayatım yok benim,biliyorsun." dedi Hera.O arada Devin'da evet anlamında başını salladı.

"Ayrıca artık insanlardan beslenmiyorum." dedi Hera.Devin sırıttı ve "Güzel...Bak buna içilir." dedi ve asası ile biranın tıpasını fırlattı.Tıpa biraz sekti ve onların uzağındaki bir masanın üzerinde durdu.

Birasından koca bir yudum içti ve "Peki ne yapıyorsun?" dedi.
"Hayvanlardan bahsediyorsan,insan düşünen bir hayvandır ona göre."

"Öyle değil tam olarak.Kan torbalarından besleniyorum." dedi gülümseyerek.Devin başını anladım şeklinde salladı."Yani tam olarak bırakmış sayılmam." dedi Hera.

Vampirleri her zaman ilginç bulurdu.Acaba bir vampir,insan kanını nasıl arzuluyordu?Bir uyuşturucu bağımlısı gibi bir bağımlılar mıydı yoksa daha mı ağırdı?Geçmişte vampirlerle bir sorunu olmuştu ama onlara hiçbir öfke duymamıştı.Hele Hera'ya hiç.

Yağmur hızını arttırıyordu.Damlaların cama çarpma sesi arttırıyordu.Arada birde şimşek çakıyor,camın içinden ışık sızıyordu.

Devin "Kanı bırakalımda..." derken bir şimşek daha çaktı."Bira nasıl?" dedi gülümseyerek.Bira içine işliyordu.Soğuk bir akşamda soğuk bir bira.En yakın zamanda ateş viskisi getirmeliydi dükkana.Lezzetli tatlılar ve ateş viskisi dışında her şey vardı dükkanda.

"En yakın zamanda ateş viskiside getirteceğim.Bu soğukta iyi gelir."

Hemen üstlerindeki ağya bir sinek yakalanmıştı.Ağın sahibi de yavaş yavaş oraya doğru yaklaşıyordu.

''Evet, iyi fikir.'' dedi Hera.Birasından bir yudum daha aldı.''Ee sen neler yapıyorsun?'' diye sordu.

Devin tüm günlerini biraz
düşündü.Spor,içki,düello,düello,içki,yemek....Sıradan bir hayat.
Sağ gözünü biraz kıstı düşünür gibi.O sırada gözünün önünden bir sinek geçti.Asasını kaldırdı ve bir sineklik kullanırmış gibi sineğe vurdu.Sonra onu asasıyla masadan itti.

"Benim hayatım hep aynı.Zevkli düellolar,eğlenceler,içkiler....Farklı bir şey yok." dedi.
"Seninkinin yanında fazla sıradandır sanırım.Hiçbir olayada karışmıyorum."

Devin tavandaki örümceğe baktı.Şimdi afiyetle avını yiyordu.Bu örümcek ağlarını kaldırması gerektiğini düşündü.Gereksiz yer kaplıyorlardı.İşine gelmiyorduki temizlik.Ne zor bir işti.Temizlik büyülerinide iyi yapamazdı zaten.En yakında öğrenmek üzere aklının bir köşesine yazdı.

"Buraları temizlemek lazım." diye mırıldandı.Sonra sanki Hera yeni gelmiş gibi ona dönerek "Senin hayatın nasıl gidiyor?".Bir şimşek çaktı."Herhangi bir sorun varsa..." dedi şaka olarak.Hera'nın kendisi halledebileceği aşikardı.Öylesine...

''Bunu bir yere not ettim.'' dedi gülümseyerek Hera.Devin da gülümseyerek karşılık verdi.''Hayatıma gelince normal bir şekilde ilerliyor'' dedi düşünceli bir şekilde Hera.Birasından bir yudum daha aldı.

Devin,kendisininki kadar sıkıcı gitmediğini düşünüyordu.Her gün müşteri beklemek...Eskisi kadar çok düello edende gelmiyordu.Gelse bile çoğu Devin'ın gözü kapalı yeneceği kişilerdi.

Devin birasını bir dikişte bitirdi.Sonra içinde kaldımı diye biranın üstünü aşağı çevirdi.Biraz damla aktı."Ah,bitti." dedi gülümseyerek Hera'ya.

"Heralde benim kadar sıkıcı bir hayatın yoktur,yanılıyor muyum?"

Bir şimşek çakmaması üzerine bir an Devin dışarı baktı.Yağmur dinmişti.Artık beklemesi gereken serseriler vardı.Soğuk bir günde güzel bir düello kimin hoşuna gitmezdi?Böyle düşünüyordu.

-RP SONU-