Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 & paris ve iş

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Madolen D. Orlêans
Büyücü
Büyücü
Madolen D. Orlêans


Mesaj Sayısı : 148
Gerçek İsim : precioslove,devi.
Sihirsel Soy : Safkan.
En Belirgin Özellik : Çok güzel asdfghj.
Hım, çok sinsi görmediniz bu kadar sinsisini.
Rpg Puanı :
& paris ve iş  Left_bar_bleue98 / 10098 / 100& paris ve iş  Right_bar_bleue
Düello Gücü :
& paris ve iş  Left_bar_bleue49 / 10049 / 100& paris ve iş  Right_bar_bleue

& paris ve iş  Empty
MesajKonu: & paris ve iş    & paris ve iş  Icon_minitimeCuma Mart 04, 2011 4:47 pm

& paris ve iş  Clemenceavix& paris ve iş  Ifzk90

Kişiler: Androméda Monica Belle & Madolen D. Orlêans
Zaman: 13:00
Mekan: Paris, Pierre Kafe. Kalabalık duran fakat içten içe boş bir yer, hava güneşli.




***







    Akşamüstü saat bir sularında elimle bir kitapla Paris’in hoş köşelerinden birindeydim. Modern bir şekilde dekore edilmiş bu kafe pekte kalabalık değildi. Boş masaların üzerindeki yarı dolu bardakların üstüne konan sinekler tıkırtı yapıyor tahta zemin gıcırdıyordu. Kitabın içine tıkıştırdığım kişi listesi yavaşça kitap sayfalarının arasına sürtünerek düşüyordu. Ani bir hareketle onu tutmaya çalışırken kağıt parmağımı kesti. Kişi adları ve yanlarındaki adreslere arkadan bakan muggle’a dönüp “Ne bakıyorsun?” dercesine bir bakış attım. Gözlerimi muggledan ayırıp kâğıda diktim, yaşlı bir bayanın Merlin’in asasına sahip olduğunu kim bilebilir ki? Bunu herhangi biri keşfetmeden onu kadından almalıydım. Tabii bu pek kolay olmayacaktı. Hafıza sorunlarına sahip olan kadın onu aile yadigârı sanıyordu. Basit bir büyüyle genişletilmiş çantamın içine omzumun en uç noktasına kadar kolumu soktum. İnsanlar bana tuhaf tuhaf bakarken kaşlarımı havaya kaldırarak “Rujumu arıyorum.” dedim. Çantamın içinden hedef listesini çıkarttım ve tonton bayanı ilk sıraya ekledim. Bir iç çekişle etrafı gözlemledim Monica hala gelmemişti. Oysaki benim hedef listem kabarıyordu. Yanıma gelen garson kadından bir fincan kahve daha rica etmemin ardından tekrar çantamın içine gömüldüm. Tam başımı da çantamın içine sokacakken kadın önüme vanilyalı kahvemi koydu. Kahvemi yudumladım ve kendi kafamda planlar kurmaya başladım, o valiyi atlattıktan sonra bu kadın epey kolay olacaktı. Çok özlü iksir işime yarardı. Bir parfüm firmasındaki kadının kıyafetleri, görünüşü ve tabii deneme çantası işime yarardı. Bu tür kadınları tanırdım, karar vermeleri uzun sürer. Fazla iyi niyetlidirler ve bu çok yazık. O parfümleri denerken lavabo nerde diye sorup tüm evi kurcalamaya vaktim olacaktır. Kitabıma geri döndüm, bu sefer kitabıma listeme değil. Dolandırıcı iki çetenin büyük elçiyi nasıl dolandırıp makamını ele geçirdiğini anlatan bu polisiye romana fazla sarmıştım. İkisi de oldukça sinsi tiplermiş, çocukluğunda dahi arkadaşlarını kandırıp sınıf başkanlığına oturmuşlar. Aslında bu romanı okurken çok fazla kıkırdadım ve hala kıkırdıyorum. Her ne kadar gerçek bir olay kaleme dökülsede herhalde yazar bilmediği yerleri çocuksu hayal gücüne bırakmış. Yani ayakkabısını koklatarak adam bayıltmak? Saçma romanımdan ayrılıp kafenin barının üstündeki saate baktım. Monica geç kalmıştı, ürkmeye başlamıştım. Biri onu fark ettiyse ve büyü yapmaya vakti olmadıysa başı dertte demekti. Yutkundum ve bir kağıda seçenekleri sıraladım; a) Biri onu gördü oda büyü yaptı. b) Biri onu gördü büyü yapmadı polise gitti orda büyü yaptı. c) Bir büyücü onu gördü, sihir bakanlığında şu anda. Zaten genelde pozitif alamam böyle olaylar iyice beni negatif olmaya zorluyor.Kahvemi son yudumunu yudumladım ve kapının gıcırtısını işittim. Monica diğer kimliği ile kafeye girdi ve karşıma oturdu, “Selam.” Gözlerimi ona diktim biraz geç kalmıştı ve bunu oda fark etmişti “Bari değdi mi?”



En son Madolen D. Orlêans tarafından Perş. Mart 17, 2011 5:02 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cynthia Weitz
Vampir
Vampir
Cynthia Weitz


Mesaj Sayısı : 2904
Gerçek İsim : Esin.
Patronus : Kedi Sihirsel Soy : Safkan.
Özel Yetenek : Metamorfmagus
En Belirgin Özellik : İnatçı.
Rpg Puanı :
& paris ve iş  Left_bar_bleue93 / 10093 / 100& paris ve iş  Right_bar_bleue
Düello Gücü :
& paris ve iş  Left_bar_bleue47 / 10047 / 100& paris ve iş  Right_bar_bleue

& paris ve iş  Empty
MesajKonu: Geri: & paris ve iş    & paris ve iş  Icon_minitimeCuma Mart 04, 2011 7:25 pm

“Pekala, o zaman bu iş tamam.” dedim gülümseyerek. Büyük bir firmanın müdürüyle neredeyse bir saattir konuşuyordum. Bütün olay sadece birkaç kahve ve çarpıcı gülümsemelerden ibaret olamamıştı işte. Adam zekiydi, ancak yine de çalıştığım her aptal gibi saftı ve para lafını duyunca gözü dönüyordu. Büyük ihtimalle karşısında duran bir kadın yüzünden bu kadar zorlamıştı kendini. Kimi zaman kahvenin yanında alkolde içmişti ve şimdi masanın arkasındaki sarışın ve kısa bir elbise giymiş kadından başka bir şeye bakmıyordu. Dikkatimi bozmadan bacak bacak üstüne attım ve çantamı kapadım. “Harika bir yatırım yaptınız Mr. Luché, inanın.” dedim harika bir İngiliz aksanıyla. Fransızca bilmemem büyük bir sorundu ancak genellikle işadamlarını hedef aldığım için hepsi İngilizce biliyor oluyordu. Adam gözlerini benden ayırmadan “Elbette, elbette.” dedi hızlıca. Hafif bir Fransız aksanı vardı tonunda. Alkolü şimdiden fazla kaçırmıştı ve sekreterine bütün randevularını iptal etmesini söylemişti. Ne sanıyordu ki, onunla burada kalıp oynaşacağımı falan mı? Beş dakika içinde çıkmazsam Diana meraktan çatlardı. Hızlıca konuşma kısmına geçtim. “Mr. Luché, paranızın bende güvende olacağından emin olabilirsiniz-” İnandı, ne tatlı! “Ancak gitmem gerekiyor, sekreterim bir mesaj bırakmış, beni çağırıyorlar.” Söylemiş miydim? Ona bir bankada çalıştığımı ve emrimde bir yığın adam olduğunu söyledim. Ancak tabi söylediğim tek yalan bu değildi. Mesela adımı Charlotte Cistré sanıyordu, sonra beni uzun boylu, sarışın ve kendi tabiriyle bir ‘fıstık’ sanıyordu. Sürekli kimlik değiştirirdim, bu seferde adımı özenle seçmiştim. Her zaman baş harflerinin aynı olmasına dikkat ederdim mesela, Charlotte Cistré, Violet Véledian, Sasha Svyler.. Hoşuma gidiyordu, benim suçum değil. Ayağa kalktım ve çantamı koluma astım. Mr. Luché da beni görür görmez ayağa fırladı. “Hayır, hayır, hayır! Gidemezsiniz! Hemen mi? Hayatta bırakmam.” dedi Fransızca ile karışık bir şekilde. Çantayı elimden alıp masaya koydu. Bende sessizce küfür etmekle yetindim. Şapşal adam, o çantanın içinde birkaç milyar dolar para olduğunun farkında değil miydi? Çantayı masanın üstüne bıraktıktan sonra yanıma geldi ve ellerini boynuma koydu. Tanrım, bu kadar yakın olmak zorunda mı? diye düşündüm alkol kokusunu duyduğumda. Midem alt üst olmuştu bile. Birkaç saniye gözlerime baktıktan sonra sert bir şekilde beni öptü. Ne hoş, zaten yapmadığım işler listesinde patronun tekiyle yiyişmek kalmıştı evet. İterek karşılık verdim ve sinirliymiş gibi davrandım. “Ne cüret?!” diye bağırdım kıpkırmızı olmaya özen göstererek. İşe yarar yeteneklerimden biride buydu zaten, istediğim zaman ağlayabiliyor ya da sinirlenebiliyordum. Adam tekrar beni tutmak istercesine ellerini uzatınca iki adım geri attım. Yüzüme gelen perçemi hızlıca geriye doğru ittirerek söylenmeyi sürdürdüm. “Mr. Luché, bana kalırsa Fransız içkileri size biraz fazla geliyor! Kendinize gelmenizi rica ediyorum.” Bunları söylerken bir yandan da masaya yaklaştım ve çantamı tekrar koluma astım. Adam ise hala şaşkınlıkla bana bakıyordu, tek kelime edemez olmuştu. Güneş gözlüklerimi masadan aldım ve havalı bir biçimde burnumun üstüne oturttum. “İyi günler!” dedim hızlıca kapıyı açıp dışarı çıkarak. Sekreteri görünce nazik bir biçimde selam verdim ve gülümsedim. Topuklu ayakkabılarımla olabildiğince iş kadını formatında binadan dışarı fırladım. Aslında şu ana kadar yaptığım en eğlenceli dolandırıcılıktı, şimdiye kadar asılmaya kalkan olmamıştı. Kim bilir, belki Paris’i bu yüzden seviyordum? Olabildiğince ilginçti, kesinlikle.

Kendimi tekrar Paris sokaklarına attığımda ilk fark ettiğim şey bulutların dağılmış olduğuydu. Ben binaya girdiğimde hafif bir yağmur çiseliyordu, şimdi ise hiç bulut kalmamıştı ve ileride hafif bir gökkuşağı görülüyordu. Sokaklardaysa çiftler el ele yürüyor, birkaç köpek çimenlerde koşturuyor ve işlerine gitmekte olanlar hızlı adımlarla dümdüz ilerliyorlardı. Sıradan bir Paris sokağı; aşıklar ve işçiler. Aslında iş kadını gibi giyinmiş olup gülümseyerek ilerleyen sadece ben vardım çevrede. Etrafı izliyor, bir çeşmeye para atarak dilek falan tutuyordum. Çok eğlenceliydi. Üstelik yanımda bir ton para vardı, mutsuz olmam için hiçbir neden yoktu. Kendi kendime sırıtarak bir sokağı döndüm ve iki adamla karşılaştım. “Kahretsin.” dedim sessizce. Bu adamları daha önce görmüştüm, iki gün önce dolandırdığım insanlar listesindelerdi, kesinlikle. “Hey, sen!” dedi biri beni görünce. Tekrar aynı sarışın olmakta hata etmiştim, lanet olsun! Arkamı dönüp koşmaya başladım, topuklu ayakkabılarıma da bol bol sövdüm. Sanırım sivri topuklu ayakkabı giymek için yanlış günü seçmiştim. Birkaç sokaktan hızlıca dönerek koşmaya devam ettim ama bir türlü peşimden ayrılmıyorlardı. Bi’ ara göz ucuyla birinin ortadan kaybolduğunu gördüm, önüme çıkmayı planlıyor olabilir diye hemen yanımdaki ikinci el kıyafet dükkanına daldım. Soyunma kabinlerinden birine girerek perdeyi çektim. Adamların içeri girdiğini ve beni tarif ettiklerini duydum. Sonra kabinlere doğru ilerlediler. O kadar yakınımdalardı ki nefeslerini duyabiliyordum. “Charlotte?” diye bağırdı biri. Kadınlardan biri kabinin içinde çığlık atsa da hızlıca perdeleri çekiştirmeye başladılar. Hızlıca ayakkabılarımı çıkartıp topuklarını kırdım, bu şekilde koşmam daha kolay olurdu. Şansıma kabinlerin öbür tarafına doğru gidiyorlardı, koridorun ucunda olduklarında fırlayarak kapıya yöneldim. “Hey, işte orda!” diye bağırdı bir tanesi. Kahretsin, tekrar! “Ah, bu ne şık bir şapkaymış.” dedim yanından tavuskuşu tüyüne benzer bir şey sarkan şapkayı alarak. Saçlarımın üstüne koydum ve büyük yüzüklerden bikaç tane aşırdım. Ana caddeden hızlıca aşağı inerken on beş dakika boyunca aralıksız koştum. Onları atlattığımdan emin olunca nerede olduğuma bakındım. Neyse ki Hotel du Nord’un hemen önündeydim, Diana ile bulaşacağım kafe hemen iki sokak aşağıdaydı. Saçımı düzelttim ve topukları kırık ayakkabılarla hızlıca Café Pierre’e ilerledim. İçeriye girdiğimde Diana’yı bulmak hiç zor olmamıştı. Kahverengiye kaçan sarı saçları ve masmavi gözleri ile bıkkın bir şekilde bir kitaba dalmıştı. Üstünde Paris’in ünlü mağazalarından dolandırdığımız para ile aldığımız kıyafetler vardı; kot pantolon, topuklu ayakkabılar ve krem rengi fırfırları olan lacivert bir tişört. Sırıtarak masaya oturdum, büyük ihtimalle berbat halde görünüyordum. Şapkanın tüyü kulağımı gıdıklıyordu, gözlüğüm neredeyse burnumun ucundaydı ve Chanel’dan aldığım güzelim ayakkabıların topukları yoktu. Sırıtarak bana bir çanta uzattı, daha doğrusu bir şekilde askılığa benziyordu, hani şu kuru temizlemeden aldığınız kıyafetlerin üstünde olanlardan. “Teşekkürler, bu iş kadını olayı canımı sıkmaya başlamıştı.” dedim kıyafetleri alarak. Tuvaletlerin birine girdim ve hızlıca üstümü değiştirdim. Diana benim için bir elbise seçmişti, üstelik asla itiraz edemeyeceğim bir çekiciliği vardı elbisenin. Yeşildi ve boyu dizlerimin bir karış üstünde bitiyordu, omuz bölümüyse iplerle bağlanmıştı ve belinde bir kurdele vardı. Kırık ayakkabılarımı çıkartıp ona uyumlu bir çift sandalet ile topuklu ayakkabı arasında olan bir şey geçirdim ayağıma. Uzun siyah boncuklu bir zinciri de hoş duracak bir biçimde boynumdan geçirdim ve bileklik ile aşırdığım yüzüğü taktım. Ardından gözlerimi yumup eski halimi hayal ettim. Metamorfmagus olmak dolandırıcılıkta gerçekten işe yarıyordu. Canımın istediği gibi şeklimi değiştirebiliyordum, ne kadar hoş! Bir yığın kıyafet ve makyaj kullanarak değişmektense tamamen rahat bir şekilde bir sarışın oluyordum, bir kızıl. Ancak şimdi tamamen eski halime dönmeyi istemiştim, tekrar uzun kahverengi saçları ve yeşil gözleri olan bir kıza. Aslında gözlerim önceden yeşil değil kahverengiydi, ama metamorfmagus olduğumu keşfettiğimde yeşil yapmıştım ve asla kahverengiye döndürmeye çalışmayacaktım. Derin bir nefes aldım ve gülümseyerek tuvaletten çıktım. Diana’nın yanındaki ikinci boş sandalyeye çantayı attım ve diğerine de oturdum. "Nasıl geçti?" diye sordu Diana gülümseyerek. Ellerimi masanın üstünde birleştirdim ve sırıtarak “Hallettim ve gerçekten çok basit oldu, adam şapşalın teki.” dedim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://godricshollow.yetkin-forum.com/lejant-f75/esin-asdf-xd-t1
Madolen D. Orlêans
Büyücü
Büyücü
Madolen D. Orlêans


Mesaj Sayısı : 148
Gerçek İsim : precioslove,devi.
Sihirsel Soy : Safkan.
En Belirgin Özellik : Çok güzel asdfghj.
Hım, çok sinsi görmediniz bu kadar sinsisini.
Rpg Puanı :
& paris ve iş  Left_bar_bleue98 / 10098 / 100& paris ve iş  Right_bar_bleue
Düello Gücü :
& paris ve iş  Left_bar_bleue49 / 10049 / 100& paris ve iş  Right_bar_bleue

& paris ve iş  Empty
MesajKonu: Geri: & paris ve iş    & paris ve iş  Icon_minitimePaz Mart 06, 2011 10:54 am

Kendimi ve biricik suç ortağımı tekrar güvende hissediyorum. Söylediğine göre adam pek şapşalmış. Zaten bunlara çalışmak gerek, kandırılması kolay tipler. Ona verdiğim elbiseden tatmin olmuş gibiydi. Aslında o elbiseyi herkes beğenirdi. Çok tatlı bir yeşil rengi vardı, askılıydı. Göğüs altından başlayan kocaman bir kurdelesi vardı. Bende yanıma öyle bir elbise almalıydım dercesine iç çektim. Üstümdekinden memnun olmadığımdan değil ama eğer kot yerine kot etek falan olsaydı ilkokul çocuklarına benzerdim. Topuklular beni kurtarıyordu bu kıyafette. Monica geri dönüp oturdu ve listeyi ona verdim. Kıkırdadı, yeni hedefimizi sevmiş gibiydi. “Kadın epey yaşlı ve sanırım psikolojik sorunları var.” dedim Monica bana ne gibi anlamında bir bakış fırlattı “Merlin’in değneğini aile yadigarı bir oyuncak sanıyor.” dedim gözlerimi devirerek. Monica “Epey şapşalmış.” diyerek kıkırdadı. Realist bir tepki. Dikkatimi toplayamamıştım “Topukları kırdın çünkü geçenkiler seni gördü değil mi?” dedim fısıldarcasına. Cevap vermedi tam gözlerimi havaya kaldırıp ukala bir tavırla “ben demiştim” diyecektim ki Monica beni susturdu “Ne yani şimdi ilkokuldakiler gibi ben demiştim mi diyeceksin?” dedi ayıplayarak. İç çektim ve lafıma devam ettim “Plan hazır, bu sefer üçüncü kimliğini kullanmana da gerek yok.” dedim. Her halinden belli oluyordu Monica sevinmişti. Her halinin peşinde epey insan vardı zaten birini daha istemezdi. “Bizim yerine başkaları yanacak.” dedim ve gözlerimi kısıp kıkırdadım. Yaptıklarının suçunu başkasının çekmesi, ne güzel şey. Monica parmaklarını şaklattı. Dediğine göre mutlu olunca transa giriyormuşum. Kafamı toparladım ve planımı hatırlamaya çalıştım. Monica yorulmuş gibiydi “Bak ne diycem biraz dinlenelim ve hedef listesine birilerini ekleyelim bitkin gözüküyorsun.” dedim. Monica içindeki sevinci göstermeyerek olur anlamında başını salladı. Garsonu çağırıp iki sütlü çay ve vanilya kremalı, muzlu pasta sipariş ettik. “Eee, madem daha buradayız şu işin ayrıntılarını öğreneyim.” dedim. Henüz hiç iş adamını dolandırmamıştım. Meta kimliğim yoktu ve çok özlü iksirler bu durumda tehlikeliydi. Monica konuşmaya başladı ve tüm olayı bir çırpıda anlattı. “Ah, inanamıyorum. Herif gerçekten onunla oynaşacağına mı inanmış?! Aslında pek şaşırmadım mugglelar kendilerini bu tür şeylere çok kaptırıyorlar. Kendilerini dram-aşk filmlerinden fırladıkların sanıyorlar.” dedim acıyarak. Cidden aşşağlıklardı bu tipler. Sesimi toplamak açısından öksürdüm, planımı anlatmak istiyordum ama rahat değildim işte. İnsanların evine çok girmişizdir ama bu plan dolandırmaktan çok çalmak olacaktı. Bu yüzden yeni bir plan yapmalıydım. Monica’ya oyalansın diye romanımı verdim ve düşünmeye koyuldum. Eve girme kısmı tamamdı ama sonrası birimiz kadını oyalarken öbürünün asayı bulup gitmesi hırsızlıktı. Onu yerine asanın üstünü bir boyayla kaplayabilirim diye düşündüm. Kadına dönüp bunun güzel bir parfüm malzemesi olduğunu bunun için yirmi papel vereceğimi söylersem kadın sevinip satacaktır -sanırım-. Evet, plan oldukça saçmaydı ama kim demiş işe yaramaz diye? Tarih boyunca mugglelar saçma sapan şeylere kanmışlardı sonuçta. Hele o kurt mevzusu neydi, kırmızı pelerinli kız mı? Ah, zeki olmayanlar diye iç geçirdim. Ardından kitabı Monica’nın elinden kaptım. “Artık dinlendin herhalde, sıra işte.” dedim ve yüzümü buruşturdum. Sözlerim şapşal bir tekerleme gibi çıkmıştı. Ardından sözüme devam ettim “Bu sabah Sihir Bakanlığı’na uğradım. İksir bölümünden biriyle satranç oynadım ve o geniş çantada tam yirmi beş şişe çok özlü iksir var.” dedim üzüntülü bir iç çekişle sözüme devam ettim "Eskiden St. Mungo’dan aşırırdım ama artık şüphelendiler ve iksir bölümünde yalnızca tedavi amaçlılar kaldı.” dedim kinle. O yasasın sahibini intikam listeme eklemeliyim, ne çok listem var. Monica’dan yeni bir parmak şaklatmasıyla konuya dönüyorum “Bir parfümeri şirketinin kapı kapı dolaşan iki elemanı yerine geçeceğiz. Kadının evine girip hepsini sen ona denetirken ben yukarıya çıkıp asayı bulacağım. Üstüne bir parfüm sıkıp boyarım kadına da parfüm malzemesi derim. Yirmi papele Merlin’in asası elimizde olur Monica.”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cynthia Weitz
Vampir
Vampir
Cynthia Weitz


Mesaj Sayısı : 2904
Gerçek İsim : Esin.
Patronus : Kedi Sihirsel Soy : Safkan.
Özel Yetenek : Metamorfmagus
En Belirgin Özellik : İnatçı.
Rpg Puanı :
& paris ve iş  Left_bar_bleue93 / 10093 / 100& paris ve iş  Right_bar_bleue
Düello Gücü :
& paris ve iş  Left_bar_bleue47 / 10047 / 100& paris ve iş  Right_bar_bleue

& paris ve iş  Empty
MesajKonu: Geri: & paris ve iş    & paris ve iş  Icon_minitimeÇarş. Mart 16, 2011 4:02 pm

“Bir parfümeri şirketinin kapı kapı dolaşan iki elemanı yerine geçeceğiz. Kadının evine girip hepsini sen ona denetirken ben yukarıya çıkıp asayı bulacağım. Üstüne bir parfüm sıkıp boyarım kadına da parfüm malzemesi derim. Yirmi papele Merlin’in asası elimizde olur Monica.” dedi Diana sırıtarak. Aslında daha çok kurnazca bir gülüştü. Diana'nın hakkını vermem gerektiğini söylemeliyim, genellikle mantıklı fikirler bulma işini hep o yapardı. Ben sadece rol yapıyordum, o kadar. "Tamam, bana uyar." dedim kafamı sallayarak. Merlin'in asasını alacağımız bunak bir kadın, ne kadar kötü olabilirdi ki? "Nerede oturuyormuş?" diye sordum unuttuğumu farkederek. "Paris'te tabi. Listenin birinci sırasında yer almasının nedenlerinden biri." dedi bir garsona el sallayarak. Kendisine adını bilmediğim bir içecek söyledi, bende kadının "Spécial!" diyerek kendini yırttığı bir içeceği söyledim. Tadı güzeldi aslında, çilekli sütün çok garip bir şekilde kahve ve çikolata ile karıştırılmış versiyonu gibiydi. Bir yudum alıp elimi Di'ye uzattım, bana gideceğimiz kadının kağıdını verdi. Adres, kadın hakkında bi'kaç önemli bilgi falan. "Şimdi mi gidiyoruz, yoksa yarın mı?" dedim kafamı kaldırarak. "Birazdan çıkarız." dedi bardağını eline alarak.

*Allah'ım gittikçe kısalıyor bu rpler. :D İlki dev gibiydi bu ufacık. .P Neyse, ne yapıcaz şimdi? O kadına gidicez mi gitmicez mi onu şeedemedim de, o yüzden kısa yani. :D
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://godricshollow.yetkin-forum.com/lejant-f75/esin-asdf-xd-t1
Madolen D. Orlêans
Büyücü
Büyücü
Madolen D. Orlêans


Mesaj Sayısı : 148
Gerçek İsim : precioslove,devi.
Sihirsel Soy : Safkan.
En Belirgin Özellik : Çok güzel asdfghj.
Hım, çok sinsi görmediniz bu kadar sinsisini.
Rpg Puanı :
& paris ve iş  Left_bar_bleue98 / 10098 / 100& paris ve iş  Right_bar_bleue
Düello Gücü :
& paris ve iş  Left_bar_bleue49 / 10049 / 100& paris ve iş  Right_bar_bleue

& paris ve iş  Empty
MesajKonu: Geri: & paris ve iş    & paris ve iş  Icon_minitimePerş. Mart 17, 2011 4:58 pm

"Şimdi mi gidiyoruz, yoksa yarın mı?" beklemeye niyetim falan yoktu, bir haftadır işe çıkmamıştım ve içimde kıpırdayan o hisleri tarif etmek çok zordu. Im ne desem ki? Aç, susamış ah evet bu güzel. Dolandırıcılığa susamıştım. Bardağımı elime aldım ve "Birazdan çıkarız." diyerek mırıldandım. Evet bu iş zevkli olacaktı. İçeceğimden bir yudum aldım. Acı Fransız kahvesi vanilyayla birleşmiş, Üstüne muzlu krema eklenmiş gibiydi. Ah bu bardağı bitirmeden hiç bir yere ayak atmazdım ben. Bardağın dibine geldiğimde dudağıma bulaşan kremayı yumuşak bir mendille sildim çantamı salladım. "Hareketlen iş vakti!" dedim. Bir günde iki işle onu biraz yoruyordum ama olsun bu zevkli olacaktı.


***
RP "Ziyaret ve Asa" adlı başlıkta devam edecektir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
& paris ve iş
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Pixie Paris Xidor

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Dünya Şehirleri :: Paris :: Pierre Kafe-
Buraya geçin: