"Haydi ama Ely! Ağaç oldum burada!" diye bağırdım bıkkınlıkla. Malikhanenin kapısında Elyssa'yı bekliyordum on dakikadır. Dümdüz, siyah elbisemin askısını düzelttim. Elimle saçımın buklesiyle oynamaya başladım. O sırada farkettim, saçım sarı ve dalgalıydı. Bu halimle kolayca farkedilirdim. Hemen kızıl saça odaklandım. Saçım, kızıl ve düzdü şimdi.
Elyssa da gelmişti. Onun daha turuncumsu ama kızıl olduğu sezilen bir saç rengi vardı.
"Haydi, gidelim artık." dedi sabırsızlıkla. Gözlerimi devirerek:
"Evet, ben de öyle istiyorum zaten." dedim muzip bir ses tonuyla ve sevimli bir yüz ifadesi takındım. İlk önce gülümsedi bu tavrıma.
"Off! Tamam geldim işte." dedikten sonra derin bir nefes aldı ve "Gidelim." dedi. Gözlerimi kapatıp odaklandım, Domuz Kafası'nın insanın midesini kaldıran yoğun kokusunu ve boğucu havayı düşündüm. Gözlerimi açtığımda, Domuz Kafası'ndaydım, Elyssa da yanımdaydı. Yüzümü buruşturdum.