love b i t e s .

Konu: love b i t e s . Cuma Ağus. 12, 2011 10:58 am

Cassandra C. Tears & Macniej Climatice

Konu: Geri: love b i t e s . Cuma Ağus. 12, 2011 11:54 am

Yavaş adımlarla ilerliyordu genç cadı. Planlana vakitten önce geldiğinin farkındaydı ama umursamıyordu. Biraz beklemekten zarar çıkacağını düşünmüyordu. Etrafa bakındı, at kuyruğu olarak topladığı saçlarını serbest bıraktı ve çantasından çıkarttığı tarakla saçlarını düzeltti. Yutkundu, aslında Macniej çok ilginç biriydi. Belki de bu yüzden ilgisini çekmişti. Sıradanlıktan ve Adrian'dan sıkılmıştı. Ve Macniej kesinlikle sıradan değildi. Aslında ondan ürküyordu belki, çünkü geçen sefer dudaklarında kan görmüştü. Mendiliyle dudaklarını sildikten sonrada yara falan yoktu. Genede ondan korkmuyordu, işler ters giderse onu öldürürdü. Bunu daha önceden de yapmıştı. Sadece ondan ürküyordu, bunu kabullenmeliydi. Mavi gözleri etrafı hızlıca tarıyordu. Bir an önce Macniej'i görmek istiyordu. Aslında ondan biraz korkuyor olabilirdi ama bunu asla itiraf edemezdi. Mini şortunun üstüne geçirdiği salaş, kuş desenli bir ceket vardı. Ceketin altındaysa şeffaf siyah bir bluz vardı. Topuklu siyah ayakkabılarının çıkarttığı takırtı onun ruhunu dinlendiriyordu, bu yüzden birkaç tur atıp durdu. Takır, takır takır. Çantasından bir ayna çıkarttı, dolgun, kırmızı rujla süslenmiş dudaklarına ve uzun siyah kirpiklerine baktı. Kendine gülümsedi. Bu sefer gerçekten çabalayacaktı, pes etmeyecekti. Kendinden emindi, bu sefer olacaktı. Yerini aya bırakmış olan güneşe hüzünle baktı. Karanlık, şimdi Mac onun güzel mavi gözlerini nasıl görecekti? Arkasında bir şey hissetti, bir soğukluk. Hızla arkasına döndü ve gülümsedi.

"Selam Mac."

Aslında sıradan giyinmesine karşın oldukça seksi gözüküyordu. Altına giydiğin pantolonun üstüne bir gömlek geçirmiş, siyah bir kravat takmıştı. Cass gözleri parlayarak ona baktı. Ne tatlı bir çift olurlardı!

Konu: Geri: love b i t e s . Cuma Ağus. 12, 2011 2:04 pm

Randevulardan olabildiğine nefret ediyordu Mac. Issız sokakta yürürken yeni bastırılmış açlığı ona korkun bir acı veriyordu. Bütün bunlar bir yana tek düşündüğü Cassandra ile buluşmaktı. Sebebini bilmediği bir şekilde uzaklaşmayı denediği her seferde Cassandra'ya bir o kadar daha yakınlaşıyordu. Kızın bakışları, sesi, saçları ve tabiki de sınırları, duvarlarıyla birlikte Mac'in önüne serdiği ruhu ona Phoenix'i hatırlatıyordu. Fakat tek sebep onun için bu değildi. Mac derin düşünmekten vazgeçti o an çünkü o kadar derine indiğinde her şey berbat olurdu. Parmaklarını saçları arasından geçirirken Mac gömleğine taktığı kravatı biraz aşağı çekti ve ardından bir iki düğmesini açıp bulunduğu çatıdan aşağıya atladı. Turuncuya dönük saçları ve sabırsız tavırları ile sokağın içerisinde kıpırdanan Cassandra'nın hemen arkasında onu ürkütmek üzere yavaşça yaklaşırken birden kızın içerisine yerleşen ürperti ile kız hızla Mac'e doğru döndü. Kızın gülümsemesi akabinde uzun zamandır sevdiği sesini işitti. "Selam Mac."

Kızın gözleri Mac'i kısa bir süre süzerken Mac kıpırdamadı. Bunu insanlar hep yapardı ve Mac buna alışkındı. Yani bir vampiri incelerken insanlar daha gergin oluyordu. Cassandra'nın tahminleri konusunda şüpheliydi, bir önceki görüşmelerinde dudağının hemen kenarında kalan kan damlacığını Cassandra farketmişti. Kızın üstüne başına dikkat etti bir an ve karnına o an saplanan sancı, tarif edemediği derecede can yakıcıydı. "Biraz daha kapalı bir şeyler bulamadın mı güzelim." Gülümsemesi çok sahteydi. Kızın üstü başına baktıkça içinde sıkışan bir şeyler, sinirlerinin daha da gerilmesine ve ona bakabilecek herkese saldırmaya hazırlanmasına meydan veriyordu. Gülümsedi bütün bu düşünceleri geriye iterek, çünkü kıskançlık ona hiç iyi şeyler yaptırmıyordu. "Nasılsın bakalım, zeki Ravenclaw?"

Konu: Geri: love b i t e s . Cuma Ağus. 12, 2011 2:51 pm

"Biraz daha kapalı bir şeyler bulamadın mı güzelim." Cassandra odaklanmış gözlerini başka yöne doğrulttu ve dümdüz dudaklarını yukarıya doğru kıvırıp sevimli bir gülümseme oluşturdu. Cassandra tatmin olmuştu, dikkat çekiyordu ve bunu seviyordu. Aslında yaptığı şeyin tehlikesinin farkındaydı, ne olduğunu bilmediği garip bir kişiyle kurmaya çalıştığı ilişki. Ama umursamıyordu, sadece biraz yenilik istiyordu. Yada büyük bir yenilik. Ayrıca Mac ona güzelim demişti, içinden bir ses Yaşasın! derken diğeri Aptal olma! diyordu. Cassandra ise Kapa çeneni! diyordu kendinden çok Mac'e odaklanmaya çalışarak. "Nasılsın bakalım, zeki Ravenclaw?" Cassandra birkaç adım geri attı. Kurnazca bir gülümseme belirdi yüzünde. Bu genelde iyi olayların habercisi değildi. Ne diyeceğini bilmiyordu gözüktüğünün aksine. Küçük bir çocuk gibi gözükmek istemiyordu Mac'e. Yutkundu, ilk defa korkuyordu, ama sadece birazcık.

"İyiyim." dedi ve ardından dikleşti. Cesaretini topladı ve Mac'in cevap vermesine vakit kalmadan Cassandra tekrar konuşmaya başladı. "Biliyor musun Mac çok zekiyimdir. Ama zekamı derslere kullanmam. Çok dikkatliyimdir, her şeyi anlarım. Mesela geçen sefer bir şey fark etmiştim." Cassandra birden her şeyi anlatmak istemedi, yutkundu. Geri çekildi, şu anda birazcık ama çok azıcık korkuyor olabilirdi, belki. Mac'a tekrar baktı. Çok yakışıklıydı! Belki de bu söylediklerinden sonra onu sonsuza dek kaybedecekti. Ama durmaya niyeti yoktu. Cesaretini tekrar topladı, Mac'in yüzüne bakmadan etrafa göz gezdirdi. Birden, ne yaptığını bilmeden söyledi. "Vampir olduğunu biliyorum. Yani sanırım. Peki kaç yaşındasın?" Gözlerini kapattı, ne yapmıştı? Birine öylece çıkıp "Sen vampirsin, kaç yaşındasın üç yüz falan mı?" denilemezdi ki! Korkmuyordu, ürküyor ve birazcıkta üzülüyordu. Ya ısırırsa? diye düşünmeden de edemiyordu ayrıca... Cesaretini toplayıp tekrar Mac'in yüzüne baktı. Ve ifadesini tarif edemezdi, gözleri doldu. Hemen arkasını döndü ve elleriyle gözlerini sildi. Bunu yapacak kadar şapşal olduğuna inanamıyordu. Ondan ötesi bunu yaptığına inanamıyordu...

Konu: Geri: love b i t e s . Cuma Ağus. 12, 2011 7:43 pm

Genç kızın acemice yutkunuşu ile Mac'in içerisinde yer değiştiren birkaç duygu heyecanlanmasına yol açtı. Bu kızın tavırları, yaptığı her şey onun dengesinin alt-üst olmasına sebep oluyordu. Gerilediğinde Mac onu korkutmuş olabileceğini düşündü ve içi garip bir biçimde titredi."İyiyim." Kızın cesaretlenen bedeni, kalp atışlarının dizgine girmesi ile gevşedi fakat buna çok meydan vermeden hızla sırtını dikleştirmişti. "Biliyor musun Mac çok zekiyimdir. Ama zekamı derslere kullanmam. Çok dikkatliyimdir, her şeyi anlarım. Mesela geçen sefer bir şey fark etmiştim." Kız kısa bir tereddütle sarsılırken yüzündeki ifade Mac'in sinirlerinin gerilmesine sebep olmuştu. Düşündüğü şey başına geliyor olmamasını umarken dişlerini sıktı. Çenesi parçalanacak gibi bir görünüme sahipti. Buna emin olduğunu farketti o an Mac. Çünkü sıkmaya başladığı çenesi sızlıyordu. Demekki bir vampirin de canı acıyabiliyordu. Haddinden fazla zorladığında. Kız derin bir nefes aldığında Macniej dakikalardır nefes almadığını farketti. İhtiyacı yoktu. Hızlı bir şekilde ufak bir nefes aldı. "Vampir olduğunu biliyorum. Yani sanırım. Peki kaç yaşındasın?"

Kız gözlerini kapattığı an Macniej binleerce düşünce içerisine düşmüştü. Cassandra'nın boynunu koparabilirdi. Onun sesini çıkarmasını engelleyerek bedenine sahip olabilir, sonra da kanını emebilirdi. Sadece bedenine sahip olabilirdi, sadece kanını emebilirdi. Açıklama yapıp boynunu emebilirdi. Her türlü şeyi yapabilirdi ve bu bir anlığına duraklamasına sebep oldu. Ne kadar tehlikeli bir erkek, ne kadar tehlikeli ve katil ruhlu bir yaratık olduğunu o an anladı Mac. Hemde hiç olmadığı kadar farketmişti."Bir vampiri ters köşeye yatırmamalısın Cassandra. Eğer acemi ve telaşlı bir vampirse, senin ince, taze boynunu bir kerede kırıp kanını emebilir..." Kızın gözlerinin içerisine baktı içlerindeki acıyı görebiliyordu. Telaşı ve hızlanan kalp atışları eşliğinde hızı kollarından hızlı bir şekilde kendisine çekti. Kollarını sıktığının farkındaydı fakat bu sadece ufak bir sızı verecekti ona. Ya da ileride bir morluk. Şuan bunu düşünmek istemiyordu. Kızı öptü hızlı bir şekilde, acımasızca. Çattığı kaşları yumuşarken kızın beline sardığı ellerini hızlı bir şekilde gevşetti. Kızın bedeni kendisine paralel bir şekilde hareket, biçim alırken Mac kızın vücudunda dolaşan kan ile heyecanlandı. "Fakat eğer atmayan kalbinde sana dair bir şeyler filizleniyorsa, öpebilir de..." Kızın gözlerinin içerisine baktı haşin öpücüğün ardından, bütün hiddeti ile. Onu hızlı bir şekilde kucağına aldı ve iki sokak ilerideki, büyük, 13 katlı binanın tepesine çıkardı.

Konu: Geri: love b i t e s . Cuma Ağus. 12, 2011 8:43 pm

"Bir vampiri ters köşeye yatırmamalısın Cassandra. Eğer acemi ve telaşlı bir vampirse, senin ince, taze boynunu bir kerede kırıp kanını emebilir..." Cassandra ne diyeceğini bilmiyordu, ne diyeceğinden öte ne yapacağını bilmiyordu. Yani ne yapabilirdi ki? Kaçamazdı. Mac ondan hızlıydı. Onu anında yakalayabilirdi. Eğer ölürse, Mac'i suçlamayacağına dair bir söz verdi. Eğer ölürse bu tamamen onun hatası olacaktı. Bedenin her yerine yayılan ürperti onu rahatsız ediyor Kaç! diye çığlıklar atıyordu. Ruhunu umursamadan, tüm cesaretiyle Mac'in karşısında dikiliyordu. Macniej elleriyle Cassandra'nın kollarını kavradı. Evet biraz, sıkıyordu ama Cassandra o anda gerçekten bunu önemsemiyordu. Macniej dudaklarını Cassandra'nın dudaklarına bastırınca kız birden ne yapacağını bilemedi. Her şey hızlı ve biraz sert bir biçimde oluyordu. Cassandra yavaşça gözlerini araladığında Macniej'in çatık kaşlarının yumuşadığı, hatta nerdeyse normal bir görünüm aldığını düşündü. Macniej 'in kolları yavaşça Cassandra'nın beline doğru iniyordu, Cassandra ona uyum sağlamaya çalışıyordu. "Fakat eğer atmayan kalbinde sana dair bir şeyler filizleniyorsa, öpebilir de..." Cassandra gülümsememek için kendini zor tutuyordu. Bu sırada Mac onu kucağına aldı ve hızla epey yüksek bir yere, çatıya çıkarttı.

Cassandra birkaç adım geriledi. Evet belki Macniej onu korkutmuyordu ama çatıda olmaktan kesinlikle korkmuştu. Bedeninde yayılan korkuyu, Macniej'e hissettirmemeye çalışıyordu. Bunda pek başarılı olduğu söylenemezdi, bedenini Mac'e dayadı ve ellerini sımsıkı tuttu. Evet korkuyordu, düşmekten belki de Macniej'ın onu atmasından korkuyordu. Aklına gelmeden edemiyordu. Ya Macniej onu kandırmışsa? Bu düşünceleri aklından attı ve sadece Mac'e odaklandı. Ona güvenmeye çalışıyordu ama bunu beceremiyordu ve Macniej bunu hissetmiş gibiydi. "Sanırım, sana sorucağım birkaç soru var. Öncelikle, kaç yaşındasın?" Birbirlerine çok yakın duruyorlardı, Cassandra, Macniej'in onun sıcak nefesini kesinlikle hissettiğine emindi. Aslında sorduğu sorunun uygunsuz olup olmadığını düşünmeye başlamıştı. Yani vampirlere yaş sorulur muydu? Macniej'in ellerini yavaşça bıraktı ve ellerini Macniej'in beline doladı. Böylesi hem daha samimi hem daha güvenli oluyordu. Cassandra'nın aklına birden bir anı geldi. "Seni hatırlıyorum. Ben o sene daha yeni başlamıştım. Sen evlenecek olan şu yakışıklı çocuktun." Cassandra birden ağzını kapattı, fazla mı açık sözlü olmuştu? "Yakışıklı çocuk" tamlamasıyla sınırları aşmamış olmayı diledi. "Sevgiline ne oldu?" dedi ve gözlerini Macniej'in soğuk bakışlarına dikti. Birden gözlerini kaçırdı, irileşmiş ve ürkmüş tavrının Macniej tarafından görülmemiş olmasını diledi. Ve korktuğu seçeneği dile getirdi. "Onu sen mi öldürdün?" Cassandra birkaç adım geriledi fakat ellerini Macniej'in belinden çekmedi.

Konu: Geri: love b i t e s . Paz Ağus. 14, 2011 5:45 pm

Çatıya çıktıklarında Cassandra birkaç adım geriledi Mac'den uzağa. Fakat Macniej bunu farkeder farketmez sert bakışlarını düzene sokmak için çabalamaya başladı. Ancak kızın bedeni kendisine paralel bir güzellikte yakınken ve ellerini sımsıkı tutarken bu konuda Mac oldukça zorlanıyordu. Cassandra'nın güzel yüzünün kasılması akabinde Mac onun dudaklarını takip etti. "Sanırım, sana sorucağım birkaç soru var. Öncelikle, kaç yaşındasın?" Fiziksel yakınlıkları Mac'i tedirgin etmeye başlamıştı. Zira karnı pek tok sayılmazdı ve Cassandra onu bir şekilde heyecanlandırıyordu. Kızın sorduğu soru ile gülümsedi Macniej. Kızın yaşını düşündü bir an, aralarında pek yaş yoktu. Hatta iyice düşündüğünde, Mac'in mezun olacağı sene Cassandra'nın Hogwarts'daki ilk senesi olduğunu farketmesi pek süresini almadı. Tam o an Cassandra'nın titreyen ve ifade değiştiren yüzü ile Macniej irkildi. "Seni hatırlıyorum. Ben o sene daha yeni başlamıştım. Sen evlenecek olan şu yakışıklı çocuktun." Mac, evlilik kelimesini duyduğu an kaşlarını çattı ve kızın kendisine yapışmış olan bedeninden kendisini el verdiğince uzaklaştırdı. Fakat kızın elleri onun beline dolanmıştı ve Mac'in kaçabileceği pek bir alan yoktu. Kızın suratından geçen duygu furyası eşliğinde Mac onun kapanan dudaklarından bakışlarını çok uzak bir yere çevirdi. Ancak aniden kendisine yönelen soru kanının donmasına -en azından emdiği kadarının- sebep olmuştu. "Sevgiline ne oldu?" dedi kız. Ve o an gözlerini Mac'den kaçırdığını farketti. Zaten gerilen sinirleri hemen akabinde yöneltilen soru ile tavanlara doğru yükseldi. "Onu sen mi öldürdün?"

Mac ilk başta gözlerini kıza çevirmedi fakat kızın kendisinden uzaklaşması ile birlikte sinirli bir biçimde başını çevirdi kıza. Mac ölümcül bir öfkeyle başbaşaydı. Kızın oracıkta boynunu kopartmayı hayal etti bir an. Hızlı, acısız. Fakat kıza karşı beslediği küçük elektrik dalgaları bir an dev bir şimşeye döndü ve beynine binlerce iğne şeklinde battı. Yüzlerce kez, ard arda. "Sen ne dediğinin farkında ..." cümlesini bitirmekte bile zorlanıyordu kelimeler boğazına tıkanmış, onu her türlü huzur sağlayacak etkinlikten kaçırıyordu. Kıza doğru döndüğünde, kızın elleri sarılırcasına beline yerleşti. Fakat Mac o anki siniriyle kızı kollarından tuttu sıkı sıkıya. Bu sefer gerçekten acıtıyor olma imkanı vardı. " Gerçekten seven bir erkekten bunu yapmasını asla bekleyemezsin Cassandra! Lanet olsun, kahrolası hiç pembe dizi falan izlemedin mi sen? Hep aşık olan adamdan şüphelenirler fakat o sevdiği kadın için her şeyi yapmaya hazırken onun ölümüyle yıkılmıştır!" Öfkesi sesi ile birlikte yükselirken iyice delirmek üzereydi. "Benim böyle bir adam olduğumu mu düşünüyorsun Cassandra!" dedi acı içerisinde inleyerek. Gücü bitmişti, yıllardır herkesten ve her şeyden üstün gördüğü gücü en sonunda bitmişti. artık karanlık ve korkunç bir vampir değil, güçsüz bir genç adam duruyordu kızın karşısında. Aciz, kendini suçlu hisseden. Aralarında uzunca bir sessizlik geçti. Kendini açıklama yapmak zorunda gibi hissediyordu Macniej. "22 yaşındayım, yaklaşık 5 yıldır ise 17 görünüyorum. Phoenix ise... Evlenmemize 10 gün kala, bir muggle hastalığında öldü... Yeterli mi Cassandra? Tatmin olduğunu umuyorum."

» Lethal Love Rpg
» Elizabeth Love Enchanted~
» Elizabeth Love Enchanted