Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Katliam

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Belissa Dorrell
Ölüm Yiyen
Ölüm Yiyen
Belissa Dorrell


Mesaj Sayısı : 9
Gerçek İsim : Yağmur
Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Kibirli
Rpg Puanı :
Katliam  Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Katliam  Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Katliam  Left_bar_bleue50 / 10050 / 100Katliam  Right_bar_bleue

Katliam  Empty
MesajKonu: Katliam    Katliam  Icon_minitimePaz Tem. 03, 2011 5:56 pm

    Elini solgun teninde gezdirirken buz mavisi gözleriyle aynadaki yansımasını izledi. Ne zamandan beri bu kadar zayıftı? Ya da bu kadar çökmüştü? Daha yirmi bir yaşında olmasına rağmen otuz yaşında bir cadı gibi görünüyordu, aslında bunun çehresindeki ifadeyle alakası vardı. Aynaya bakarak çehresine gamzelerini belirginleştirecek bir tebessüm yerleştirdi genç cadı. Daha iyi. Çekmecesindeki fondöteni çıkararak gözlerinin altındaki mor-kahverengi halkaların üzerinde gezdirdi. Bu muggle malzemesinin bu kadar işine yaraması ilginçti. Ama adı üstünde, muggle malzemesi. Onlar kadar değersiz ve basitti. Tiksinti dolu bir ifadeyle ahşap çekmecesini tekrar araladı. Fondöteni eski yerine yerleştirirken dikkatini köşeye iliştirilmiş kız kardeşinin resmi çekti. Svétlena. Onu ne zamandır görmemişti? Kim bilir ne kadar büyümüş ve güzelleşmişti, henüz on üç yaşındaydı genç kız. Belissa'nın aksine Beauxbatons Sihir Akademisi'nde eğitim görüyordu. Ailesi onun Hogwarts'ta okumasını istemiyorlardı, Belissa gibi olmasını daha doğrusu. Onlara göre onun 'böyle' olmasının nedeni okuduğu okul, edindiği arkadaşlardı. Bunları düşünürken istemsizce gözlerini devirdi Belissa. Her ne kadar onun Hogwarts'a gitmesine karşı çıksa da içten içe buna memnun olmuştu. Onun gibi olmamalıydı Svét. Ondan daha iyi şartları hakediyordu, onun gibi her an diken üstünde olmamalıydı Svét. Ona zarar verecek insanlardan uzak olmalıydı. Peki Bell? Ölüm yiyenlerin arasına katılırken düşünmediği düşünceler istemsizce belirdi gözlerinin önünde. Onun hayatı? Daha yirmi bir yaşında olmasına rağmen tonlarca düşmanı vardı, sokakta belirdiği anda ona asasını çeken bir dolu insan. Buna rağmen ölüm yiyen olmaktan vazgeçemezdi, bundan vazgeçerse sonuç belliydi. Ölüm.

    Gözleri tekrar aynadaki yansımasıyla buluştuğunda düşüncelerinden sıyrıldı, derin bir iç çekerek yüksek topuklularının üzerinde dönerek Mad'ın odasına doğru ilerledi. Bakışları genç kızın bakışlarıyla kesiştiğinde çehresinde küçük bir tebessüm oluştu. Kendi üzerindeki kısa elbiseyi çekiştirerek düzelttikten sonra duvara yaslanarak genç kızın hazırlanmasını bekledi. Bir yandan da pembe dudaklarını aralayarak konuşuyordu.

    "Hadi Mad. Passion ve Crystal bizi bekliyor."

    Sabırsızca kolundaki saate vurdu, yaklaşık on beş dakika sonra buluşma noktalarında olmaları gerekiyordu. Mad hazırlıklarını tamamladığında -en sonunda- iki genç cadı evlerinin önündeki koruma büyülerini aştılar. Ki bu uzun bir yürüyüş gerektiriyordu, Mad onun gibi mesleği yüzünden yadırganan ve hoşlanılmayan biriydi. En sonunda buluşma noktalarına cisimlendiklerinde gözleri iki tanıdık silueti aradı. İlk gördüğü Passion oldu, dikkat çekmeyecek gibi değildi zaten. Muggle'lara uygun kıyafeti, kusursuz fiziği ve yüzüyle kolayca dikkat çeken biriydi. Crystal'in ise ondan aşağı kalır yanı yoktu. İkisi de oldukça dikkat çekicilerdi, onlara doğru ilerlerken gözlerini tedbirlice etrafta gezdirdi. En sonunda uygunsuz birinin olmadığına kanaat getirince onların önünde durdu.

    "Merhaba."

    Belli etmese de canı sıkkındı, Roma'dalardı. Küçüklüğünün geçtiği yer. Ailesinin yaşadığı yer. Daha önce buraya defalarca gelmişti ve açıkçası Roma'ya gelmeyi o önermişti. Özellikle Venedik'e. Bir ihtimal bile olsa Svét'i görmek istiyordu, onun yazdığı mektuplara neden cevap vermediğini. Onunla neden görüşemediğini, ve tonlarca şeyi açıklamak. Çektiği ızdırap gün geçtikçe artarken bunu bir zerre bile olsa hafifletmeliydi. Parmaklarında oynadığı asasını eliyle sıkıca kavrarken sıkıntıyla etrafa bakmaya devam etti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Madolen D. Orlêans
Büyücü
Büyücü
Madolen D. Orlêans


Mesaj Sayısı : 148
Gerçek İsim : precioslove,devi.
Sihirsel Soy : Safkan.
En Belirgin Özellik : Çok güzel asdfghj.
Hım, çok sinsi görmediniz bu kadar sinsisini.
Rpg Puanı :
Katliam  Left_bar_bleue98 / 10098 / 100Katliam  Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Katliam  Left_bar_bleue49 / 10049 / 100Katliam  Right_bar_bleue

Katliam  Empty
MesajKonu: Geri: Katliam    Katliam  Icon_minitimePaz Tem. 03, 2011 6:56 pm

    Parmaklarını kalın içki şişesinin etrafında döndürdü Madolen. Ağır, keskin bir içkiden iyisi olamazdı sivri topuklu mavi ayakkabılarını giydiğinde. Gece mavisi teninde büyüleyici bir şekilde parlarken üstüne baktı. İç çamaşırlarıyla oturmuş içiyor, onu bu hale sokan kişiyi düşünüyordu elinde olmadan. Marien Denovva. Onu okuldan attıran kız, öfkeyle bardağı sıktı ve hıncını alamayarak yere doğru fırlattı. Yere dökülen içkiler ve kırık cam parçalarıyla beraber etrafa saçılan bardağa öfkeyle baktı. Umursamayarak raftan çektiği iki şişeyle odasına yöneldi. Yamuk bir biçimde dönen merdivenlerden yavaş adımlarla çıktı ve en baştaki basamağa oturdu. İlk şişeyi bir anda kafasına dikti, nefes almadan yarım şişeyi sömürdü adeta. Bıkkınlıkla bakan mavi gözlerini şişeye dikti. Neden her zevk verici şey bu kadar kısa sürmeliydi? Birkaç yudum daha alıp kendini odasına attı. Yatağına uzandığı gibi şişeyi bitirdim camdan aşağı fırlattı. Kusursuz bir hedef yeteneği vardı, büyükte bir içki şişesi koleksiyonu. İkinci şişeyi açmadan şöminenin üstüne bıraktı. Ellerini alnına götürdü, bunu her gün yapıyordu. Hayatını ve neler kaçırdığını gözünün önünden geçiriyordu. İyi anlarından çok kötü anlarının olması ona zevk veriyordu. Kullandığı cadılar, göz göze gelmeden sadece zevk için öldürdüğü mugglelar,yaptığı lanetler ve yakışıklı büyücüler. Sıkkın bir şekilde yatağına baktı, aylardır sadece uyumak için kullandığı yatağına. Asla sadece zevk için yaşamış biri değildi fakat yaşamının çoğunun zevkle geçtiği belliydi. Ona göre uzun gelen bir zamandır bu işlerle uğraşmamıştı. Kendini dizginlemeye çalışıyordu ama alkolden uzak duramıyordu. Bunla bir sorunu yoktu, çoğu kişinin bu halde olduğunu biliyordu. Zaten o sadece zevk için içiyordu, istediği an içmeyi durdururdu. En azından öyle düşünüyordu.

    Yatağından kalkıp içki şişesini aldı, açtı ve bir kaç yudum içti. Saate baktı. Acele etmesi gerektiğinin farkındaydı ama pek umursuyor gibi durmuyordu. Dolabına doğru gidip yaklaşık on elbise çıkarttı. Aralarında üstünde iri bir kurdele olan, beyaz-gri tonlarda mini bir elbiseyi seçti. Dışarı çıkmak için fazla iddalı durduğundan üstüne siyah bir ceket aldı. Kapıyı çekti, iç çamaşırlarını üstünden fırlattı ve siyah üste yapışan başka bir çift giydi. Üzülerek mavi topuklularına bu kıyafete onlar gitmezdi. Dolaptan siyah bir çiftini çıkardı aynı modelin. Geniş bir koleksiyonu vardı sivri uçlu topuklular konusunda. Elbisesini üstüne geçirirken içeriye Belissa girdi. İyi, eski bir dosttu o. Her ne kadar güven duymasa da güvenilir olan sayılı kişilerdendi. Pembe rujlu dudaklarını araladı.

    "Hadi Mad. Passion ve Cyrstal bizi bekliyor."

    Madolen onu hiç umursamayarak ceketi üstüne geçirdi. Daha makyajını bile yapmamıştı. Büyük, görkemli aynalı masasına oturdu ve asasıyla bütün rafları ortaya çıkarttı. Yaklaşık yüz tane küçük raf arasından siyah göz kalemi ve rimeli buldu. Alımlı kirpiklerini rimelle belirginleştirdi. Göz kalemini sevmezdi ama hafif bir şekilde uygulanırsa çekici dururdu. Gri-siyah farından hafifçe sürdü ve kırmızı bir allık kullandı. Hafif kırmızı, parlatıcı bir ruf sürüp birkaç ayrıntıyla daha uğraştı. En sonunda işi bitince topluklularını ayağına geçirip kalktı, hazırdı. İki cadı koruma büyülerini aşmalarının ardından hızla cisimlendiler. Cyrstal ve Passion orada duruyordu. Lissa tekrar rujlu dudaklarını araladı.

    "Merhaba."

    Selamlaşmalarının ardından herkesin yüzünde bir "ne yapacağız?" bakışı vardı. Crystal uygun bir yer bulmayı ve birkaç içki almayı önersede Mad çoktan içmişti ve eğlenmeye hazırdı. Önce etrafa biraz bakındı. Kimseden ses gelmeyince orada öylece dikilmeye devam ettiler. Mad ortalığı karıştırmaya hazırdı. İtalya onun üçüncü sınıfa kadar yaşadığı, berbat anılarla dolu bir ülkeydi ve bundan gerçekten rahatsızdı, buraya bir olay lazımdı.

    "Siz ne yaptınız bilmiyorum ama ben çoktan içtim ve eğlenmeye hazırım. Etrafınıza bakın, sakin şehir İtalya. Mugglelar güvenle dolaşıyorlar, pis yaratıklar. Hepimiz onlardan nefret etmiyor muyuz. Kargaşa vaktidir."

    Yüzüne muzurca bir gülümseme yerleştirdi. Diğerlerine "Dur!" demeye vakit bırakmadan asasını çıkartıp bir fırtına büyüsü yaptı. Etraf karmaşık suratlarla doluyken bir mugglelı öldürmüştü bile. Davet eden bir sesle bağırdı, kendini duyurmak istercesine.

    "Sıra sizde!"


    *Aceleye geldi çok üzgünüm.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Katliam
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Dünya Şehirleri :: Roma :: Venedik Ada Şehri-
Buraya geçin: