Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 TABLO

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Marie Claire D'Vour
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Marie Claire D'Vour


Mesaj Sayısı : 1
Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : mutlu
Rpg Puanı :
TABLO Left_bar_bleue80 / 10080 / 100TABLO Right_bar_bleue
Düello Gücü :
TABLO Left_bar_bleue0 / 1000 / 100TABLO Right_bar_bleue

TABLO Empty
MesajKonu: TABLO   TABLO Icon_minitimeCuma Haz. 24, 2011 1:50 am

Sıradan bir gün. Ve önümde şimdilerde sadece betondan ibaret ünlü Brin malikânesi... Bir zamanlar neşe saçan duvarlar içinde üzgün bir surat. Artık kimse uğramıyor deniyor buralara. Ne kadar doğru bilemiyorum. Fakat malikânenin içindekiler de unutulmuş artık. Miss Brin’in öldüğü söylendi. Ve konu kapandı. Herkes de buna inanıyor. Neden inanmasınlar ki? Şatafatlı malikânede unutulmuş kadın. Kime ne? Ve katili bilinmeyen yüzlerce ölü… Fakat ben biliyorum. Biliyorum ki öldürülen onca insan ve benim tüm ailem burada! Mahvolan yaşamım bu malikânede yaşayan, adı unutulmuş o kadının eseri. Yüzleşme vakti geldi. Miss Brin sonsuza dek saklanamazsınız!

Kapının önünde midem biraz daha bulanıyor. Büyük demir kapı artık örümceklerin bir numaralı sığınağı olmuş. Örümcek ağının her detayında rutubet var ve gizlenemeyecek yalnızlık...
Neyse ki bin bir güçlükle kapıya elimi koyabiliyorum. Sanki nefretimi, kinimi, tüm düşüncelerimi kabullenircesine gıcırdayarak açılıyor kapı. Ne düşündüğüm gibi bir lanet ne de bir bubi tuzağı! Ağır kokuyor etraf, aradığım yaşanmışlığı bulamamışçasına buruşuyor yüzüm. Burnumu kapatarak tozlu yerleri siliyorum, ayaklarımla son savaştan beri basılmamış gözüken koridora bakarak... Geleceğimi tahmin etmiş olmalı.
Derin bir iç çekip merdivenlere doğru bir yola koyuluyorum. Bu malikanenin her köşesi keşfedilmemiş bir orman kadar aç bir şekilde benim 38 numara ayaklarımı ve yuvası büyük kahverengi gözlerimi bekliyor. Gri-siyah odada saniyelik bir yeşil çarpıyor gözüme. Hızla geri dönüyorum. Aradığımı bulmak istercesine umutla etrafa bakınıyotr gözlerim. Heybetli duvarlarda yok olmaya yüz tutan yeşil kumaş parıltısını görüp rahatlıyorum bir anlığına. Sonra içimdeki kuşku yeşeriyor yeniden ya orada bir şey varsa? Olağan Slytherine cesaretiyle yaklaşıyorum biraz daha. Elimin iç tarafıyla kumaşın üzerinde gezini-yorum. Her zaman dikkat ettiğim o hastalık derecesinde titizliği bir kenara bırakarak. Avucumu gezdirdikçe açılan kumaşa hayretle bakıyorum.
Bu dünyadan değil gibi gözüküyor normal değil gibi. Dalıp gidiyorum. Arkamdan gelen o olağanüstü sesi duyuncaya kadar “Hoş geldiniz Miss D'Vour”

Hızla geriye dönüyorum sesimin titremesine engel olmaya çalışarak: “Miss Brin s-siz misiniz?” Kadın kıkırdıyor. “Henüz doğumda öldüğü söylenen ikiz kardeşimden bahsediyor olmalısınız herhalde Miss D'Vour” Caroline’nin yüzüne dikkatle bakıyorum. Bunun fotoğraflarda gördüğüm güzel yüz olduğuna o kadar da eminim ki. Ama kadın Ms. Brin olmadığını söylüyor. Gözlerimin sağlıklı olduğunu biliyorum ve o fotoğraf... Emin olmak istercesine soruyorum: ”İlk adınız Anna değil mi, efendim?” O kadar güzel gülümsüyor ki onun fotoğraflarda gördüğüm “O” olduğuna inanmam imkânsız gibi. “Evet, küçüğüm, ilk adım Anna lakin hayat hikâyem hiç de sandığınız gibi değil. Beni dinlemek için zaman ayırabilir misiniz acaba?” Buraya gelirkenki kinimin ve nefretimin aksine garip bir merakla yaklaşıyorum kadına. Benimle doğrudan olmasa da güçlü bir bağlantısı olduğu hissine kapılıyorum. Kapıldığım bu his beni heyecanlandırıyor. Heyecanlandığımı kabullenircesine midem ters yüz oluyor aniden. Ve ardından garip bir ses. Duyulmamış havası veriyorum ve bu gri-siyah odadaki tabloya bakıyorum. Güneş ışıltılarının ağaçta yeniden hayat bulması ve yağlı boyanın tablodaki ahenki. Burası güzel bir yer...
Başlamadan önce sormak istediğim sorular var fakat bu kibar kadını yormak istemediğimden evet diyorum, lütfen devam edin Miss Birn. Anlatacağı çok uzun bir hikâyeymiş gibi davranışları var. Ben ise kısa bir açıklama bekliyorum. Aradığımın o olmadığını anlamış durumdayım. Hayalkırıklığını içimde yaşıyorum ve önümde duran benim dışımda bu malikanedeki tek canlıya merakla bakıyorum, büyük bir merakla. Düşündüklerimi anlamışçasına
bana bakarak gülümsüyor “Marie, meleğim
söylemek isterim ki benim anlatacağım her şey senin geçmişindir. Bunları
bilmeni istemezdim, ama ne yazık ki bilmelisin. O yüzden bu tatlı
kadıncağızı çok iyi dinlemelisin.”
Ona ilk adımı söylediğimi
hatırlamıyordum ayrıca kullandığı cümleler benim cümlelerim. "Sen" diyorum hafif içerlemiş bir edayla elimdeki mendili katlıyorum: "Benim aklımı okudun." “Evet, canım yapmak zorundayım, benim işim bu. Ben bir zihinfendarım.” Sonra bir şey unutmuşçasına heyecanla gözlerini kırpıştırıyor “Ah Marie, bebeğim, ne kadar dikkatsizim sana oturacak bir sandalye getireyim.” Yavaş adımlarla malikânenin içerilerine doğru ilerliyor gözlerimle onu takip ediyorum sonra ne yaptığını merak etmeye başlıyorum. Hiç bir normal büyücü gidip sandalyeyi kendi eliyle getirecek kadar aptal olamaz. “Miss Birn bir an önce buraya gelir misin?”Sonra kaba davrandığımı düşünüp ekleyiveriyorum; lütfen. İçeriden hala adım sesleri geliyor. Pat ve yeniden pat. Miss Birn sonunda geliyor. Hayalkırıklığımla boğuşuyorum ve ardından merakım artıyor. İkisini bir arada yaşıyorum ve sinirlerimin yükseldiğini hissediyorum. Gerginim. Çünkü arkada bir şeyler planlamış gibi geliyor bana. Melek yüzlü Miss Birn; artık o kadar da melek yüzlü değil. Ben bu
planın ne olabileceğini düşünürken o sakin bir edayla sandalyeyi kumaşın
olduğu yerin karşısına koyup oturmamı işaret ediyor ve daha ben tam
olarak oturamamışken anlatmaya başlıyor;

“Farketmediğinin farkındayım tatlım fakat ben canlı bir insan değilim. Öyle gibi gözüküyor olabilirim çünkü tam olarak bir hayalet olduğum da söylenemez." Yutkundu söyleyeceklerini düşünüyor gibi gözüküyordu. "Ben bu malikânede dünyaya geldim. Claire o zamanlar burası zamanının en ünlü mekânlarından biriydi. Bu kadar ünlü bir malikâne nasıl bu kadar kolay unutuldu aklım almıyor hala! Katherine gerçekten iyi iş başardı. Bak şekerim, ben doğarken annem ölmüş bence henüz bebekken bile çok güçlü olan kardeşim yüzünden oldu bu. Beni doğurtan şifacı diyor ki ben doğmadan tam önce bir beyaz ışık parlamış ve ne olmuşsa ikiz beklendiği halde sadece ben doğmuşum. Fakat ben kız kardeşimin aslında hiç var olmadığına inanmadım. Çünkü benimle birlikte yaşıyordu, hissediyordum. Varlığı
gittikçe farkedilir olmaya başlıyordu. Sonra on bir yaşına gelen her
büyücünün gittiği gibi ben de Hogwarts'a gittim. Cesurdum Claire o
kadar cesurdum ki. Tam bir Slytherine kızıydım. Ve sonra seçimler oldu.
Seçmen şapka kafama daha değmeden bağırdı; Slytherin. İnanabiliyor musun ben artık bir Slytherindim. Yanlış binaya seçildiğimi bir an için bile
düşünmedim. Sonuçta seçmen şapka hiç yanlış yapmamıştı. İçimde kötüyü aramaya koyuldum. Orda öyle bir şey olmadığını bile bile. Ve kardeşim boş durmuyordu. Zamanla onunla bütünleştim. Ben Caroline'dim ama beni yöneten oydu. Yanlış kişilerle arkadaş oldum, yanlış işler yaptım Claire. Ruhumun bir köşesinde bendim ve buna isyan ediyordum. Fakat
çığlıklarım bastırılıyor, hıçkırıklarımı kimse duymuyordu. Claire hapis yaşamak nasıldır bilir misin? Ben müebbete hüküm giymiştim. Üstelik suçsuzdum da. Ve sonra babanla tanıştım. Mükemmel bir insandı bebeğim ve ben ona ilk görüşte âşık oldum. Tabi o da bana. Fakat farklı biriydi Claire gerçekten farklıydı daha ilk görüşte benim kim olduğumu, neler çektiğimi anlamıştı. İnsanın ruhunun içini görüyor ve orda yalnız olmadığımı biliyordu. Bana yardım etti. Onu gördükçe, onunla birlikte oldukça güçleniyor kız kardeşimi yenmeye bir adım daha yaklaşıyordum. Onunla evlenmek istedim fakat ailem izin vermedi çünkü düşman ailelerden geliyorduk. Ve biz de gizlice evlendik. Çok mutluydum.
Sonra sana hamile olduğumu öğrendim. Aradan 8 ay geçmiş ya da
geçmemişti." O anda bir yumruk yemişe döndüm yutkundum ve tabloya sadece o güneşli tabloya odaklandım; fakat kulaklarım hala dinliyorlardı. "O sıralarda annemin ölüm haberini aldım ne kadar yıkıldım.Bilemezsin. Onunla hiç görüşmemiş, bir özür bile dilememiştim. Canım benim. Ve sonra sen geldin bebeğim. Yanımızda bir tek şifacı bile yoktu. Ve ben güçsüzdüm, yıkılmıştım. O ise içinde taşıdığı kin ve nefretle güçleniyordu. Ve doğumda beni yendi Claire. Ruhum ikiye bölündü. Fakat tam bir bölünme olmamıştı bu. Ben ondan daha canlıydım ve artık bir koftiydim. Sevmişti Claire. Ben hiç anlayamadım ama babanı o kadar çok sevmişti ki. Kıskançlık onun gözünü kör etmişti. Dışarıya çıkar çıkmaz bana saldırdı; fakat baban beni korumak için atıldı.”
Ona bakmadan bile güzel gözlerinin buğulandığını görebiliyordum. Gülümsemesinin burukluğunu.


“Kahroldu Claire ve kendini o perdenin arkasındaki dünyaya attı. Senin daha çok onun çocuğu olduğunu iddia etti; çünkü sen bir çatalağızsın bebeğim. Seni onun izni olmadan koruyabilecek ya da yetiştirebilecek özelliklere sahip değildim artık. Bir akşam seni dünyada güvenebileceğim tek kişi olan Katherine’e bıraktım ve gittim. Sana annelik yapamadım Claire bundan sonra da yapamayacağım. İnan bana bu mümkün olsaydı bir saniye bile durmaz seni yanıma alırdım. Çok üzgünüm bebeğim, yapamadığım her şey için..."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Beatricia Gallagher
Yönetim
Yönetim
Beatricia Gallagher


Mesaj Sayısı : 584
Gerçek İsim : Yağmur
Patronus : Kuğu. Sihirsel Soy : Melez.
Özel Yetenek : Görücü.
En Belirgin Özellik : Ayşinsever
Rpg Puanı :
TABLO Left_bar_bleue100 / 100100 / 100TABLO Right_bar_bleue
Düello Gücü :
TABLO Left_bar_bleue50 / 10050 / 100TABLO Right_bar_bleue

TABLO Empty
MesajKonu: Geri: TABLO   TABLO Icon_minitimeCuma Haz. 24, 2011 8:06 am

Betimleme: 24/30
Renk ve Paragraf Düzeni: 6/10
Uzunluk: 5/5
İmla Düzeni: 7/10
Anlatım: 25/30
Kurgu: 13/15

Toplam:80

Kurgu iyiydi, ilk olaylar çok hızlı gelişmiş gibi geldi ama sonra her şey yerine oturdu. Yine de son kısmında bir şeyler daha ekleyebilirdin, o anki ruh halini felan. Anlatımın iyiydi ama betimlemeye daha çok yer vermelisin.

Aramıza hoşgeldin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://twitter.com/#!/yagmurayyildiz
 
TABLO
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Karakter İşlemleri :: Puan Belirleme-
Buraya geçin: