Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Melynda Precious ~ω~

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Melynda Precious
Yedek Profesör
Yedek Profesör
Melynda Precious


Mesaj Sayısı : 45
Gerçek İsim : İlgi
Sihirsel Soy : Melez
En Belirgin Özellik : Hormonları.
Rpg Puanı :
Melynda Precious ~ω~ Left_bar_bleue85 / 10085 / 100Melynda Precious ~ω~ Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Melynda Precious ~ω~ Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Melynda Precious ~ω~ Right_bar_bleue

Melynda Precious ~ω~ Empty
MesajKonu: Melynda Precious ~ω~   Melynda Precious ~ω~ Icon_minitimePaz Nis. 24, 2011 12:20 pm

*Başka bir sitede yaptığım rpden alıntıdır. Kurgu+rp

G e ç m i ş t e n b i r g ü n ~

Hiç ağlamak yerine şarkı söylediniz mi? Ya da bağırmak, kızmak, sevinmek, şaşırmak yerine? Hiç huzur buldunuz mu notalarda? Benliğinizin derinlerde sakladığı sırları açtınız mı melodilere? İçinizi ısıttı mı müzik soğuk anlarda? Rüzgarların çığlığı, yaprakların ezgisiyle harmanlanıp ulaştı mı kulaklarınıza? Dinlediniz mi hiç, çevrenizi, doğayı, evreni? Vuku buldu mu içinizde ki duygular ritmlerde? Sessizliğiniz tizleşti mi doruklarda? Kalp atışlarınız dolandı mı satırlarda?

Herhangi bir gün olabilirdi, herhangi bir an olabilirdi ve O farketmeyebilirdi. Ama hayatında ilk defa doğru yerde ve doğru zamandaydı. Tanrı nefesini doğaya bahşetmişken ve doğa vahşi ama bağışlayıcı harmonisini sunarken kulakları işitiyordu. Hiç olmadıkları kadar net bir şekilde duyuyorlardı sesleri. Sadece kulakları değildi. Kalbi, gözleri, ağzı, burnu. Müzik vücud bulmuştu adeta. Arsız ve günahkar bir kızın ıslak ve yumuşak dili gibi süzülüyordu kapalı dudaklarından içeri isteklice. Davetsiz gelen bir misafir gibi giriyordu kalbine. Milyonlarca renk de kareler olarak diziliyordu gözlerine. Aldığı hava kadar berrak ve usulca doluyordu göğsüne. Tüm benliği ve hücreleri piyona tuşlarına tepki veren tellerdi. O milyarlarca sesten biriydi ve Tanrı onun tuşuma basmaktaydı. O bir yan flüt de son notaydı ve Tanrı ona üflüyordu. İşte o an anladı, içindeki ve herşeyin içindeki ezgiyi. Herkes büyük bir orkestranın parçasıydı, her enstrümanın bir tuşu, teli veya notası. Herkes Evren'in sesiydi.

Bu kutsal ezgi herkesin içindeydi. Anlamıştı. Birinin mutlu bir anında mırıldandığı iki üç satırlık rap parçasında, kızgınlığını tellere sertçe vurduğu bir metal parçasında yada çocuğuna huzur vermeye çalışan bir annenin ninnisinde. Her yer bununla örülüydü. Ve o bunu içinde bularak yaşadı. Yıllar boyunca notalara sığdırdı hayatını. Size göre kağıt parçası, müspette sayılabilecek parşömenlerdeydi duyguları. O buna bu kadar inanmışken, çevresindekileri de aydınlatmaya çalışır buluyordu kendini. Paylaşılamayacak derece de özel bi'şey olsa da her insana serpiştirilmiş bir lütuftu bu.

Ve bir gün sevdiği birinin dudaklarından dökülürken bir kaç satır, beyninde oluşuveriyordu fikir.


"I swear that I can go on forever again
Please let me Know that my one bad day will end .."


Yol gösterme, mutluluğa davet etme fikri.


Böylece Virgo'yu kurmaya karar verdi. İçinde yaşadığı coşkuyu herkesle paylaşmak, tarif edilemez duygu bütünlüğünü insanlara anlatmak istiyordu. Varla yok arasında gidiş gelişlerinde yaşadığı bocalamaları aşmasına yardımcı olan şey müzikti. Bir çok insanın o durumda olduğunu biliyordu içten içe. Onlara çözüm sunabilme fikri küçük bir çocuğun şekere duyduğu heves kadar coşkulu ve doyumsuzdu.
Sabırsız ruh halini dile getirmesine gerek bile yoktu. Hızlı ve telaşlı adımları onu ele veriyordu. Merdivenleri inerken insanlara çarptığını biliyordu. Ama duracak vakti yoktu. "Özür dilerim" demekle yetindi sadece, hızını dahi kesmeden. Bi'dahakine daha kapsamlı bir özür dilemesi gerektiğini de beynine not etmişti.

Çıplak teni sert ve haşin rüzgarın kırbaçlarına maruz kalıyordu. Saçlarının yaramaz çocuklar gibi oynaşıp yüzünü baştan aşağı kapatma çabalarına engel olmak için ellerini önlerine siper etti. Gözleri milyarlarca renkteki ışık oyunlarına aldanmaksızın tek bir görüntüye kitlenmişti. O'na..

Şu an için adımlarının mı yoksa kalbinin mi daha hızlı olduğunu bilemiyordu.Bunu anlayacak vakti de yoktu. Vücudu olması gereken oymuş gibi düşünmeden O'na kayarcasına gidiyor, tüm Dünyasını ikiye bölüyordu. O ve diğerleri. Bu ayrım başka bir zaman aklına gelse gülüp geçebilirdi ama şu an için en mantıklı şey gibi gözükmüştü gözüne.

Islak çimlerin ayaklarının altında çıkardığı sesler sinir bozucuydu. Nedense O'na sessizce yaklaşmak, şaşırtmak belki de gülümsetmek istemişti. Şimdiyse daha aralarında ağaçlar varken geldiği anlaşılmıştı. Yüzünü gelen kişiye dönmüş olsa da mesafe küçük mimiklerini görünmez kılmıştı. Bu duruma lanet etti. Göz kapaklarının hareketi bile kalbini uçururken mimiklerinden mahrum kalmak? Büyük haksızlıktı.

Daha da hızlanarak taparcasına sevdiği kişiye uzattı kollarını. O'nu sarmak, sıcak teninin kokusunu hissetmek ve dudaklarının büyüsüne kapılmak istiyordu. Heyecan, özlem, tutku ve aşk doluydu. Tüm duyguları bir kişiye çıkıyordu. Sadece tek kişiye.
Elleri daha da uzandı ve...

"Ahhhhhhhhh!"

Nefes nefeydi. Göğsü melankolik bi'şekilde kalkıp iniyordu. Gözlerini açmazsa eğer son gördüğü kare hep onunla kalır gibi hissediyordu. Ama zifiri karanlık kuşatınca göz kapaklarını, yavaşça aralandı gözleri. Yine yeni yeniden görmüştü O'nu. Artık görebileceği tek yerde, rüyasında. Bir kabus sayılabilir miydi bu? Oh hayır, O'nun olduğu herşey bir lütuftu. Öyle olmalıydı. Ve öyle olacaktı.
Kalbinde hissettiği yoğun duygular artık ağır geliyordu. Sıkışan ve kesişen ruh halleri patlamaya hazır bir bomba gibi, beklemekteydi. Sessizlik anları ona çığlıkları anımsatıyordu. Neye nasıl tepki vereceğini kestiremese de en iyisini umuyordu.
Daha fazla düşünmesi gereksizdi. Yada düşündüğünü dile getirmesi. Gözlerini sıkıca kapatıp tekrar yatağına uzandı. Uyumak, uyumak, uyumak istiyordu. Uyumalıydı. Tekrar mutlu olmalıydı. Sahip olduğu tek şey buydu ve bunu sonuna kadar kullanmalıydı. Öğlen güneşinin sıcaklığı ayaklarına vuruyordu. Evet herkes için normal bir gündü, uyunmaması gereken bir zamandı. Ama onun için değildi. Şuan da uyuyacaktı. Daha sonra da uyuyacaktı. Her zaman uyuyacaktı. Aptal mıydı yada hastalıklı? Elinizde sadece anılarınız kalsa, siz ne yapabilirdiniz ki?
Kimse itiraf etmese de yapılabilecek en iyi şeyi yapıyordu. Bunu biliyordu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Beatricia Gallagher
Yönetim
Yönetim
Beatricia Gallagher


Mesaj Sayısı : 584
Gerçek İsim : Yağmur
Patronus : Kuğu. Sihirsel Soy : Melez.
Özel Yetenek : Görücü.
En Belirgin Özellik : Ayşinsever
Rpg Puanı :
Melynda Precious ~ω~ Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Melynda Precious ~ω~ Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Melynda Precious ~ω~ Left_bar_bleue50 / 10050 / 100Melynda Precious ~ω~ Right_bar_bleue

Melynda Precious ~ω~ Empty
MesajKonu: Geri: Melynda Precious ~ω~   Melynda Precious ~ω~ Icon_minitimePaz Nis. 24, 2011 1:25 pm

Betimleme: 30 / 26
Renk ve Paragraf Düzeni: 10 / 8
Uzunluk: 5 / 5
İmla Düzeni: 10 / 4
Anlatım: 30 /25
Kurgu: 15 / 13

Toplam:
85

Girişi çok beğendim, çok yaratıcı sözler vardı. Yalnız r yerine neden kesme işareti kullandığınızı anlayamadım. Yazım hataları vardı, çok az noktalama hatasıda vardı ama bunlar çok önemli değildi. Genel olarak güzel bir rpydi. Godrics Hollow RPG'ye hoşgeldiniz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://twitter.com/#!/yagmurayyildiz
 
Melynda Precious ~ω~
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» M | Precious ~ω~

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Karakter İşlemleri :: Puan Belirleme-
Buraya geçin: