Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 İhanet.

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
Drujaine
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Drujaine


Mesaj Sayısı : 46
Gerçek İsim : Pelin.
Sihirsel Soy : Vampir o.
En Belirgin Özellik : Acımasız. Taş gibi birde.
Rpg Puanı :
İhanet. Left_bar_bleue96 / 10096 / 100İhanet. Right_bar_bleue
Düello Gücü :
İhanet. Left_bar_bleue48 / 10048 / 100İhanet. Right_bar_bleue

İhanet. Empty
MesajKonu: İhanet.   İhanet. Icon_minitimePaz Mart 06, 2011 7:44 pm

İhanet. Wah6pv İhanet. Dlgkxu İhanet. 29vays4 İhanet. 16awk81
Zacharias Lorenz & Drujaine & Enrichetta Centoni & Christopher Aurora
Zaman : Gece.
Yer : Orman.
    Puslu gecenin derinliklerinde kaybolmuştu adeta. Av başlamıştı bile. Bu geceki kurbanını koluna takmış, ayaklarının götürdüğü yere gidiyordu. Sarhoş adam başına geleceklerden habersizdi. Avını iyi seçmişti yine. Yakışıklı erkekleri tercih ederdi genelde. Bu gün de diğerlerinden farklı değildi. Yer olarak ormana gidebilirlerdi. Adamın buna bir şey diyeceğini sanmıyordu. Kolundan tutarak sürükledi onu. Elini kalçasına koymasına izin verdi. Neden acele ediyordu bunu yapmakta ? Eskisi gibi rolünü oynamak isterdi. Neden yapamıyordu bunu ? İç sesi kibirli bir tonda söylendi. Zac'i unutamadın da o yüzden. Bunu düşünmeyi reddediyordu. Ona bağlanması mümkün değildi. Ama üzerinde derin bir iz bırakmıştı. O geceden sonra onu tekrar aramış ama bir türlü bulamamıştı. Sonra da vazgeçmeye zorlamıştı kendini. Kafasını buna takmamaya çalışıyordu. Gelmiş ve geçmişti. Onun dünyasında işler böyle yürürdü zaten. Hala Londra'da olması tehlikeliydi. Zac, Bakanlığa onu sızdırmışsa kötü olurdu. Gerçi yapsaydı Drujaine'i çoktan bulurlardı. Sallanarak yürürken, yanındaki adamın anlamsız sözlerine kahkaha atmak ve cilveleşmekle yetiniyordu. Halinden gayet memnundu. İçindeki sızıdan uzaklaştı. Patika yolundan ayrılmışlardı. Onu etkilemek için vakti yoktu. Zaten havasında da değildi. Arzuladığı kanıydı şuan. Kalp atışları onu baştan çıkarıyordu. Zac'in ki gibi değil ama. İç sesine aldırmadı. İyice derine gittiklerini düşündüklerinde adamın arkasından beline sarıldı sinsice.

    " Sakin ol hayatım, kendini bana bırak. "

    Adamın kulağına fısıldarken iştah kabartan kokusunu içine çekiyordu. Yakasından sertçe tutup kendine çevirdi. Kalp atışları beyninde yankılanıyordu. Birazdan huzur bulacaksın zavallı insan. Yosun yeşili gözlerindeki arzuyu inceledi ilk. Burnunu boynuna bastırıp kokladı ve öptü vahşice. Bu onu sarhoş etmesine yeterdi. Dudakları boynunu buldu. Nazikçe geçirdi dişlerini. İlk başta anlamaması onu hayal kırıklığına uğratmıştı. Uzun sürmedi. Adam, karşı koymaya çalıştıkça daha sert davranıyordu ona. Saçından kavrayıp hareket etmesini önledi. Onu engellemeye çalışan kolları yer çekiminin etkisiyle yere düşmüştü bir kaç saniye içinde. Vücudu bir çuval gibi kollarında sallanana kadar kanını sömürdü. Cansız bedeni yavaşça yere bırakırken etrafını saran tanıdık koku kendine gelmesini sağladı. Kim olduğunu anlaması hiç zor olmamıştı. Yüzünü saran gülümsemeye izin verdi. Ses tonundaki alaycılığın içinde çok daha farklı duygular da vardı.

    " Seni çok özledim. "




En son Drujaine tarafından Salı Mart 08, 2011 6:17 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Vincent Slyfield
Seherbaz
Seherbaz
Vincent Slyfield


Mesaj Sayısı : 42
Gerçek İsim : Ozan.
Sihirsel Soy : Safkan.
En Belirgin Özellik : Sakinliği.
Rpg Puanı :
İhanet. Left_bar_bleue90 / 10090 / 100İhanet. Right_bar_bleue
Düello Gücü :
İhanet. Left_bar_bleue45 / 10045 / 100İhanet. Right_bar_bleue

İhanet. Empty
MesajKonu: Geri: İhanet.   İhanet. Icon_minitimePaz Mart 06, 2011 8:36 pm

    Otel odasının eski püskü yatağında paslı yayların omzumu paralamasina izin veriyordum aynı zamanda lüks bir otelde kalmama iznimizin olmadığı için bakanlığa içimden sitem ediyordum. Genel iş prösedürleriymiş. Hangi ölüm yiyen bizim bir otelde kalacağımızı tahmin edip uykumuzda boynumuza sarilabilirdi ki? Üstüne üstlük tüm takım üyeleri şehrin farklı semtlerinde kalırken... Bu düşüncelerimi bir kenara bırakıp iki gün önce ki vampir kızı düşünmeye başlamıştı.  Yeniden... Drujaine... İsmini iç sesim tekrarlayip tekrarlayip duruyordu, bilinç altımda ondan aşağı kalmıyordu hani. İki gündür kızın ruyalariyla uyanıyor, adını fisildarken uyanıyordum. O kız beni alıp götürmüştü o geceden beri rahat nefes aldırmamıştı. Aşık olduğumu kabul etmek istemiyordum. Daha bir hafta önce onun ırkından vampirleri yakalamak için görevlere gönderilirken şimdi tüm benliğimi almasına izin veremezdim. Düşüncelerime katılmayan kalbim şiddetle bana karşı koymak istercesine atmıştı. Ardından başım zonklamaya başlamıştı. Gerçeklerinle başa çıkamazsın. İç sesim yine iş başindaydı. Sanki burnuma kızın enfes kokusu gelmişti bir an, anında yenik düşmüştüm iç sesime... Onunla olmalıydık.  Otelin eski penceresinin icinden çıkan Işık hüzmesini gördüğüm anda ayaklanmistim. Takım arkadaşımın aşina olduğum sesini duyduğum gibi iki gün önce izlerini kaybettiğimiz karanlık yandaşların bulunduğu ormana cisimlenmem bir olmuştu. Üstümde siyah bir pelerinle takım arkadaslarımın koştuğu yone doğru kovalamacaya başlamıştım. Onlardan erken hareket edemediğim için arkaya düşmüştüm, kıdemli seherbaz arkasını dönüp burada beklememi bağırdı. Büyülü sözlerle kovalamacayı daha yakından takip etmek için kaçanların yanlarına cisimlenerek gitmeye başlamışlardı. Ben ise arkada kalıp bu yône kaçan biri olursa yakalamak üzere gorevlendirilmistim. Ormanın biraz derinliklerine sag tarafa sapmıştım ki bir ses kulağımı doldurmuştu. Ani bir hareketle sesin geldigi yone cisimlendim. İki insan vardı. Daha doğrusu bir vampir ve birazdan ölecek olan bir insan. Bu günlerdir düşündüğüm kız Drujaine'idi. Adamın belini sarmıştı. Uzun boylu adam ise kızın kalçalarını sarmıştı elleriyle. Etrafımda ki her şey silinmişti bir an. Beynime sıçrayan kanı hissedebiliyordum. Aşık oldugumu düşündüğüm kız gözlerimin önünde başka bir erkekleydi. Biraz sonra sehvet ve istekle adamın boynunu koklayip dişlerini acimasizca tenini yirtarak geçirmişti. Ellerimi yumruk haline getirmiştim. Aşamdan isteksizce ışıklar çıkmaya başlamıştı. Işini bitirmesini beklemiş daha sonra ona doğru yaklasmistim. Adamı kurtarmaya calışmamın bir anlamı yoktu, kızın tenine dokunduğu an olmuştu zaten o. Fakat ölen sadece bu adam degildi benim için bu kızda belki ölmüştü. Her şeyi yapabilirdi fakat bu, fazlaydı. Sözleri dalga niteligindeydi sanki. Nefretle yere, toprağa tükürdüm. " Zevkini bölmüyorumdur umarım. Yoksa bekleyip başka adamlarla sevişmeni izlemem mi gerekiyordu? ". Arkamı dönüp gitmeliydim belki. Kızın dediklerini duymak istiyordum fakat. Belki de son kez duyacaktım onu.


En son Zacharias Lorenz tarafından Ptsi Mart 07, 2011 3:12 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Drujaine
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Drujaine


Mesaj Sayısı : 46
Gerçek İsim : Pelin.
Sihirsel Soy : Vampir o.
En Belirgin Özellik : Acımasız. Taş gibi birde.
Rpg Puanı :
İhanet. Left_bar_bleue96 / 10096 / 100İhanet. Right_bar_bleue
Düello Gücü :
İhanet. Left_bar_bleue48 / 10048 / 100İhanet. Right_bar_bleue

İhanet. Empty
MesajKonu: Geri: İhanet.   İhanet. Icon_minitimePaz Mart 06, 2011 9:01 pm

    Adamın nefret dolu sesi içine işledi. Tahmin etmeliydi. Kim olsa böyle yapmaz mıydı ? Gözlerini kapadı. Hala arkasının dönük olması tehlikeliydi, evet. Zac, istese şuan onu öldürebilirdi. Belki de yapmalıydı. Böylece acı çekmekten, ona özlem duymaktan kurtulurdu. İçine bir bitkinlik çöktü. Daha demin yaptığı şeyden iğrenmişti. Ama bu onun suçu değildi. Kan, doğasında vardı. Belki evet adamla biraz yakınlaşmıştı. Sadece kanı için. Zac, anlamamıştı bunu. Ona böyle davranmasından nefret etmişti. Bunun için yaptığından da nefret etmişti. Onu böyle görmesini istememişti. Tam da zamanında ! Evet, onunla karşılaşmak istemişti. Ama bu şekilde değil. Ona dönüp bakışlarıyla karşılaşmaktan korkuyordu. Hayal etmesi bile düşünmesine engel oluyordu. Ama ona dokunmak.. Herşeyden çok istemişti bunu. Onu tekrar bedeninde hissetmek için her şeyi yapabilirdi. Ama bu şimdi çok zor olacaktı. Kendisini affedeceğinden bile emin değildi. Hızlıca Zac'e döndü. Bakışları yerdeydi ama. Yüzüne bakabilecek cesareti göstermiyordu. Ellerini iki yanına serbest bıraktı ve bir adım attı ona. Aralarında çok az bir mesafe olmasına rağmen çok uzak gelmişti şimdi. Deniz mavisi gözlerini koyu renk otlara dikti. Düşüncelerini toparlamaya çalışıyordu. Masum davranmaya çalışması o kadar işe yaramayacaktı şimdi. Denemeye değerdi. Gözlerini aceleci olamayan bir tavırla Zac'in gözlerine ulaştırdı. Bakışlarındaki anlam hayal ettiğinden de kötüydü. Sanki.. Bir yabancıydı o. Yumruklarını sıktı. Şimdi ne yapacaksın, güzelim ? İki gün önceki geceyi aklında tutmaya çalışıyordu. Zac'in onu sevdiğini düşünmesi yarasını dindiriyordu az da olsa. Sen öyle san, nefretini göremiyor musun ? Atmayan kalbine çivilenen bu adam için kolay kolay pes edemezdi. Onun için hazırdı savaşmaya. Daha deminki yırtıcı halinden eser kalmamıştı.
    " Zac.. Ben.. Beni böyle görmeni istemezdim. "
    Konuşurken sesi titredi istemsizce. Sana inanması için bir sebep söyle. Bir adım daha attı ama adamın soğukluğu onu itiyordu geriye sanki. Zorla nefes aldı. Onu gördüğünden beri aynı görünüyordu. Daha çekici ve bakışlarının değişmesi dışında. O geceye geri dönmek isterdi. Belki iradesini kullansa bunlar olmazdı. Ama onu da göremezdi hiç bir zaman. Son konuşmalarının olmasından korkuyordu şimdi. Yırtıcı bir hayvandan, küçük savunmasız bir kıza dönüşmüştü Zac'i görünce. Buna hala alışamamıştı. Gözlerinin dolduğunu hissediyordu. Yalvarıyordu adeta.
    " Kendimi kontrol edebilseydim, ederdim ! İnan bana, lütfen. Konuş Zac ! "
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Vincent Slyfield
Seherbaz
Seherbaz
Vincent Slyfield


Mesaj Sayısı : 42
Gerçek İsim : Ozan.
Sihirsel Soy : Safkan.
En Belirgin Özellik : Sakinliği.
Rpg Puanı :
İhanet. Left_bar_bleue90 / 10090 / 100İhanet. Right_bar_bleue
Düello Gücü :
İhanet. Left_bar_bleue45 / 10045 / 100İhanet. Right_bar_bleue

İhanet. Empty
MesajKonu: Geri: İhanet.   İhanet. Icon_minitimePaz Mart 06, 2011 9:47 pm

    Bir yanım söylediklerine inanmak için yanıp tutusuyordu. Diğer yanımsa öfkeyle, yönünü şaşırmış bir nefretle dönüp yürümemi emrediyordu. Böyle olması gerekiyordu belki. O bir vampirdi ve yasamak için kana ihtiyacı vardı, bu da baska adamlari, insanları masum, suçlu ayırt etmeden ihtiyaclarını gidermesi için bir araç haline getireceğini sürdürmesi gerekliliğini getirirdi. Fakat o gece beni öldürmemişti. Belki de en çok Ümit veren bu olmuştu. Onu gercekten özlediğimi şimdi fark ediyordum. Bir kaç adım ötemde bana yalvaran gözlerle bakan bu vampiri gercekten özlemiştim. Vücudunun keskin soğukluğu beni rahatsız etmek yerine kendime getiriyordu. Bakışlarıysa beni çok farklı diyarlara götürmesi için açılan bir kapiydi sanki. En son ne zaman birine böyle bağlanmıştım? Daha önce duygularımı bu kadar yoğunlaştırmama neden olan bir şey olmuş muydu merak ediyorum. O kadar uzun zamandır insanlarla sadece işim gereği muhattap oluyordum ki bu tür bağları unutmuştum. Ne yapmam gerektiğini hayatım boyunca tam anlamıyla bilmiyordum. Önümde seçenekler var miydi ondan bile bir haberdim. Belki şimdi çekip gidebilirdim bu sefer vicdanım buna izin verirdi, gördüklerimin etkisindeydim hala. Öfkeyle hareket ettikten sonra pişman olur muydum acaba? Bir iki gün kızı görmedim diye uykusuz geceler geçirmiştim, şimdi onu bu halde bulmuşken dediklerini göz ardı edip yoluma devam mı etmeliydim? Hem yapacak bir gorevimde vardı. Gerçi bu konuda endişe etmiyordum. Zaten buradan geçmeye çalışan birisi olursa fark edebilirdim. Yine de bizden kaçan heriflerin buraya döneceği fikri bana çok uzak geliyordu. Ormanda izlerini kaybettirmek konusunda ustaydilar. İki kere elimizden kaçmayı becermişlerdiler. Kız bana doğru bir kaç adım atmıştı. Yaklaşmaya çalışıyordu fakat çekiniyordu. Belki de bir kez tenime dokunsa bir daha onu bırakamaz hale gelirdim. O kadar güzel geliyordu ki bana kız. Bembeyaz teni göz aliciydi. Kendine has kokusunu bu mesafeden alabiliyordum. Bir parfüm ya da kokudan bahsetmiyordum. Kendi kokusuydu beni cezbeden. Sıcaklığımı dizginleyebilen bir tek onun soğukluydu. Karşı konulamaz görünüyordu. Ona doğru bir adım atmamı engelleyen tek şey aklımda ki görüntülerdi. Cansız bedeniyle yere serilmiş olan herifin ellerinde görmemdi kızı. Ne sacmaliyorum diye dusunmeden edememiştim bu ceset hakkında hemen bir şeyler yapılmalıydı. Fakat şimdi hiç bir şey yapacak durumda değildim. Kıza ya bir adım atacaktım ya da sonsuza dek kapatacaktım bu yeni yazılmaya başlanmış defteri. Ormanın sık ağaçlarının dallarını yalayip gecti şiddetli bir ruzgar. Daha sonra sırtıma beni ittirmek istercesine vurdu soğuk yel. Pelerinimin uçlarını havalandırmıştı. " Sadece kanım için miydi ? Her şey kendi ihtiyaclarını gidermen için bir araç olmam sebebiyle mi gerçekleşti Drujaine? Söyle ki bileyim, sana olan icimde ki bu bağı koparmamda yardımcı olur belki ". Bu fikri dile getirirken bile kalbim acımıştı sanki. Onu kaybetmekten korktuğumu fark etmiştim. Elim dudaklarima gitmişti. Ovalamak zorunda kalmıştım. Acimisti. O gecenin bir hatirasiydi bu yara. Kızın dişlerinden kalan bir izdi.  


En son Zacharias Lorenz tarafından Ptsi Mart 07, 2011 3:16 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Drujaine
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Drujaine


Mesaj Sayısı : 46
Gerçek İsim : Pelin.
Sihirsel Soy : Vampir o.
En Belirgin Özellik : Acımasız. Taş gibi birde.
Rpg Puanı :
İhanet. Left_bar_bleue96 / 10096 / 100İhanet. Right_bar_bleue
Düello Gücü :
İhanet. Left_bar_bleue48 / 10048 / 100İhanet. Right_bar_bleue

İhanet. Empty
MesajKonu: Geri: İhanet.   İhanet. Icon_minitimePtsi Mart 07, 2011 3:13 pm

    Dedikleri kalbini acıtmıştı. Büyücünün eli dudaklarına gitti. O geceki hatıranın anısına dokunurken dikkatle bakıyordu ona. Hala ona doğru yaklaşmaması kafasını karıştırıyor, acısını ikiye katlıyordu. Ona kanı için mi sahip olmuştu ? Sonsuza kadar sürecek olan açlığını dindirmek içni miydi bu olanlar ? Hayır, bunu kabul edemezdi. Çok daha farklı şeyler yaşıyordu içinde. Kanının onu hiptonize ettiği bir gerçekti ama ondan daha önemli şeyler vardı. İçten bağlanmıştı ona. Sanki asla bırakamayacakmış gibi. Ona şimdi böyle davranmasına neden üzülecekti ki başka ? Her hangi biri olsa çoktan çekip gitmişti buralardan. Ama yakalanma tehlikesini bile bile Londra'da kalmış, onu beklemişti. İki gün boyunca onu görememek sinirlerini bozmuştu. Ve açlığı geliyordu aklına. Susuzluğunu gidermesi gerekmişti. Bu kanında vardı. İnsanlara acımamak. Bu büyücüde özel olan şeyi çözememişti. Neden onu da diğer kurbanları gibi öldüremiyordu ? Her şeyden çok karıştırmıştı kafasını bu olay. Son iki gündür ondan başka bir şey düşünemez olmuştu. Eğer uyuyabilseydi rüyalarını süsleyecek bu adam, şimdi karşısında durmuş bir açıklama bekliyordu ondan. Ne diyebilirdi ki ? Sana esrarengiz bir şekilde aşık oldum ve bu gerçekten canımı yakıyor. Hayır, seninle kanın için yatmadım, bundan daha fazlası Zac. Gözlerini yumdu. Bunları haykırarak demek isterdi ama bir türlü çıkmıyordu sözcükler ağızından. Belki de yalan söylemeliydi. Bu ikisi için de acısız olurdu. Ya, tabii. Eğer sadece kanını istediğini yüzüne vurursa arkasını döner ve bir daha gelmezdi. Düşünce boğazında düğümlendi sanki. Bunu yapması en doğrusuydu. Herkesin kendi yoluna gitmesi en sağlıklısı olurdu. Bunu söyleyerek fedarkarlık yapacaktı ona. Evet, evet söyleyecekti. Ona gitmesini söylemek için ağzını açtı. Bir kaç saniye zorlamak zorunda kaldı beynini. Yapamazsın, çünkü sen bencil bir yaratıksın, Drujaine. Yapamıyordu. Çıkmıyordu sözcükler ağzından. Evet, o sadece kendini düşünüyordu. Yokluğunda ne yapacağını bilmiyordu çünkü. Buna katlanamazdı. Beyni ile kalbi arasında gerçekleşen savaşı kimin kazandığı belliydi. Bir çok anlam ifade eden derin gözlerine dalmak istiyor, ellerinin yine bedeninde gezinmesini istiyordu. Ama ilk önce ona inanmasını. Bunun zor olduğunu biliyordu en az onun kadar. İstemsizce bir adım daha attı. Beyni ona büyücüye yaklaşmasını emrediyordu. Kendine hakim olmak oldukça zordu. Aklından geçen kelimeler, dudaklarından döküldü.
    " Hayır, Zac. Bundan çok daha fazlasıydı bana yaşattıkların. Ben.. Ben sana aşığım, Zac. "
    Bunları söylediğine inanamıyordu. Sözcükleri geri alabilirmişcesine ağzını kapattı eliyle. Bunlar gerçeklerdi. Bunu kendisi bile kabul edemese de ona olan saplantısı boyutunu aşmıştı. Başka açıklaması yoktu. Ona bağlanmıştı. En son ne zaman hissetmişti bu duyguyu ? Bir yüzyıl önce mi ? O kadar yabancıydı ki. Söylediklerinden cesaret alarak bir kaç adım daha attı. Aralarındaki mesafe kapanmıştı. Tam karşısındaydı şimdi. Sıcak nefesini yüzünde hissettiğinde dokunuşlarını da hatırladı tekrar. Elektrik çarpmışcasına titredi. Elini kaldırdı yavaşça. Kusursuz bir şekilde yaratılmış elmacık kemiğini okşadı adamın. Dokunuşuna kendisi de heyecanlanmıştı. Biraz uzaklarında duran cesede göz attı. Gözlerinin içine bakıyordu. Konuşurken hapsolmuştu tekrar onlara.
    " O, açlığımı dizginlemem içindi. Dokunuşlarının hiç bir değeri yoktu bende. Kendini değersiz bir insanla kıyaslayamayacak kadar önem ifade ediyorsun gözümde. "
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Enrichetta Centoni
Luminight
Luminight
Enrichetta Centoni


Mesaj Sayısı : 70
Sihirsel Soy : Soysuz.
En Belirgin Özellik : Dengesiz.
Rpg Puanı :
İhanet. Left_bar_bleue80 / 10080 / 100İhanet. Right_bar_bleue
Düello Gücü :
İhanet. Left_bar_bleue40 / 10040 / 100İhanet. Right_bar_bleue

İhanet. Empty
MesajKonu: Geri: İhanet.   İhanet. Icon_minitimePtsi Mart 07, 2011 5:08 pm

Küçük evinin tüm pencerelerini açmış, güneş ışıklarının son etkisinin tadını çıkartıyordu. Odaya dolan soğuk hava çıplak kollarını jilet gibi yalasa da zayıf güneş ışıklarının teninde yarattığı yoğun his her zaman olduğu gibi daha ağır basıyor titremesini engelliyordu. Kış güneşinden bir kere daha nefret ettiğini tekrarladı bilmem kaçıncı kez. Kendisini yazın olduğu kadar iyi hissettirmiyordu. Tıka basa yemek yemek ama doymuşluk hissini tadamamaktan farksızdı bu. Canını sıkmaktan başka bir işe yaramıyordu. Eğer bedeninin ihtiyacı olmasa, öleceğini bilmese kışın güneşten uzak durmayı bile tercih edebilirdi. Birde bu şehre neden geldiği sorusu vardı tabi. Sahi bu sorunun cevabını kendisi bile bilmiyordu. ‘Lanet Londra!’ diye mırıldandı sakin bir tonla. Eski bir beton yığınını andıran apartmanın en üst katında pencerenin kenarındaki yumuşak koltuklarından birine oturmuş güneşin batarken şehrin üzerinde oluşturduğu ışık oyununu izliyordu. Kısacık (!) ömrü boyunca yaşadığı tecrübeleri göze alınca son günlerde kendisini etkileyecek bir şeylerin bulunması fazlasıyla zordu. Hayatına bile son verebilecek kadar umursamaz bir tavır takınıyordu. Birden bire açılan kapıyla irkilip yerinden sıçradığında dakikalar boyunca kendine gelmeyi bekleyip evine bu şekilde giren kişiyi önemsememişti bile. Başını kaldırıp yüzüne dökülen saçlarının arkasından az önce büyük bir gürültüyle duvara çarpan kapıya baktı. Eşikte duran ve kendisine gülümseyen son gözdesinin bu sevimli gösterisi kaybolan güneşin yerini karanlığa bırakmasının da etkisiyle zaten en uç noktada duran sinirlerini etkilemişti. Yinede gülümsemeden edemedi. Bayat ve kuru bir gülümseme olsa da kendisinden yaşlarca büyük adamın olgun olmayan bu tavırlarına verebileceği başka tepki yoktu. Kapıyı kapatarak odayı birkaç adımda aşıp dudaklarına ufak bir öpücük bırakmasını adamın göstermediği olgunluğu takınarak beklemişti. Zira saatler en fazla günler sonra biticek bile olsa ilişkilerde dengenin her zaman sağlanmasından yanaydı düşünceleri.

“ Üzerini değiştir. Bu gece birazcık yaramazlık yapıcaz. “

Adamın muzur bir şekilde kıvrılan dudaklarını heyecanla parıldayan gözlerini inceledi. Pek sağlıklı bir ruh halinde olmaması, adamın bu gece kendisinden yapmak istemeyeceği bir şey istemesiyle yaşadıkları bu şeyin bitmesine neden olacaktı. Orası kesin.

xxx

Ormanın kanıksanamaz ürkütücü görüntüsü tuhaf bir şekilde uyarılıp canlı kalmasını sağlıyordu. Gecenin bu saatinde kendi ırkından kalabalık bir grupla karanlığın en yoğun şekilde hissedildiği, adını bile bilmediği ağaç yığınında çomaklılardan kaçarken kendini çokta mutlu hissettiği söylenemezdi. Birlikte olduğu adamın eğlence anlayışının bu olması bile yaşadıklarını gözden geçirmeleri için yeterli bir sebepti. Buraya gelmeden önce bile kıza birkaç kadeh şarap içirmiş bu şekilde daha rahat davrandığını söylemişti. Haklıydı da. Tanrının bile görmediği bu ormanda dakikalar önce başlarını belaya sokmuş seherbazlardan kaçarken normalde olmayacağı kadar rahat hareket ediyordu. Diğerlerinden daha yavaş adımlarla ilerlerken bir ses duyduğunu sandığında olduğu yerde kalakalmış büyük bir tereddütle boğuşuyordu. Bakışlarını kendini çoktan unutmuş gibi gözüken gruptan çekip sesin geldiğini tahmin ettiği ağaçlığa odaklamıştı. Meraklı bakışlarını tereddütlü adımlarının takip etmesi ise uzun sürmemişti. Topuklu ayakkabılarının altında ezilen toprağın ritimsiz gıcırtısı sanki sakin olması için elinden geleni yapıyor gibiydi. Saniyeler sonra şahit olduğu görüntü bunun aksinin gerçekleşmesi için daha ağır basmıştı. Henüz kendisini fark etmeyen biçimli siluetlere kısık gözlerle baktı saniyeler boyunca. Sonrasında beni görün diye bağıran adımlarının sesli olabilmesi için elinden geleni yapmıştı. Kendisi için karanlık birer siluetten başka hiçbir şey ifade etmeyen dişi vampir ve seherbazın bakışları üzerinde buluşup amacına vardığında yerdeki cansız bedeni izliyordu. Ellerini beline, deri elbisesinin üzerine yerleştirip gece boyunca aralamadığı dudaklarını dilini kullanarak kuruluğundan kurtardı. Dudaklarını aralayabilmesi için ufak bir çaba göstermesi gerekmişti. “ Anlaşılan parti burada daha erken başlamış. “ dedi tekdüze bir sesle.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Vincent Slyfield
Seherbaz
Seherbaz
Vincent Slyfield


Mesaj Sayısı : 42
Gerçek İsim : Ozan.
Sihirsel Soy : Safkan.
En Belirgin Özellik : Sakinliği.
Rpg Puanı :
İhanet. Left_bar_bleue90 / 10090 / 100İhanet. Right_bar_bleue
Düello Gücü :
İhanet. Left_bar_bleue45 / 10045 / 100İhanet. Right_bar_bleue

İhanet. Empty
MesajKonu: Geri: İhanet.   İhanet. Icon_minitimePtsi Mart 07, 2011 6:45 pm

    Tamda ne eksik diye düşünürken beni bir adım gerileten şey hızla toprak zemini döven ayak sesleri olmuştu. Dudaklarımın arasından lanetli bir kaç söz havaya doğru fısıldanmıştı. Vücudum kas katı kesilmişti, eğer takım arkadaşlarımdan biri beni ve kızı bu cansız cesetle yakalarlarsa hayatımın geri kalanını ya kaçak bir şekilde geçirirdim ya da azkaban hapisanesinden ruh emicilerin öpücüğünü tadarak. Adeta yerime çivilenmiş bir şekilde sesin geldiği tarafa doğru bakışlarımı dikmiştim. Elimi hızlı bir hareketle cübbemin iç çebindeki asama yönelmişti. Şimdi elim asama temas ediyordu fakat onu dışarı çıkarmamıştım, eğer takım arkadaşlarımdan biri çıkarsa karşıma bu hiçte hoş karşılanmazdı. Gerçi öyle bir durumun gerçekleşmesinden sonra her şey birer birer önemini kaybetmeye başlayacaktı zaten. Adımların hızlandığını duydum, doğrudan buraya geliyordu. Acaba yakalamakla görevli olduğum esrarengiz kimselerden biri miydi? Adımları tanıdık gelmiyordu, eğer yakalama iznimin olduğu biri çıkarsa hiç düşünmeden asamı çekip Drujaine'le beni görmeden kıs kıvrak yakalayabilirdim. Saniyeler sonra karanlık silüetin belirginleşip acımasız gözlerle bize doğru bakan bir kız olduğunu seçebilmiştim. Gözlerimi kısmam gerekiyordu onu tam olarak görebilmem için, aramızda mesafe vardı. Zifiri karanlıkta yaratıklar kadar iyi görmek fena olmazdı hani, bariz bir dezavantajım vardı. Aklım artık olasılıklarla uğraşmıyordu, bir düello hazırlığı içine girmiş sayıyordum kendimi. Avantaj ve dezavantajlarımı gözden geçirmeye başlamıştım bile. Bu aniden çıkan kız bizim aradığımız grubun arasındaydı fakat asıl isim daha buralarda değildi. Grubun başını yapılı bir erkeğin çektiğini biliyorduk, bir kovalamaca sırasında yüzünü kısmende olsa görebilmiştim. Asıl görevimiz onu kıskıvrak yakalamak olacaktı. Sözlerinin ardından beni bir kaç adım daha sendeletecek bir durum gerçekleşmişti. Bu sefer tamamen hapı yutmuştum. Kızın yanında karanlıkta aniden beliren adamın yüzünü tanımıştım. Bu herif haftalardır aradığımız grubun başıydı... Asamı çekip ona doğrultmuştum. Durumu kendi lehime çevirmeye çalışıyordum. " Senin benimle birlikte gelmen gerekiyor bayım. ". Sakinliğimi korumaya çalışıyordum, bakanlık kuralları önce nazik davranmam gerekiyordu, komik. Oysa ki dalga geçiyordum. Kötü bir durumda olduğumuzu bile bile hemde...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Caleb J. Prophet
Uçuş Profesörü
Uçuş Profesörü
Caleb J. Prophet


Mesaj Sayısı : 108
Patronus : Fok. Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Düşüncelerini, asla hareketlerine yansıtmaz.
Rpg Puanı :
İhanet. Left_bar_bleue97 / 10097 / 100İhanet. Right_bar_bleue
Düello Gücü :
İhanet. Left_bar_bleue49 / 10049 / 100İhanet. Right_bar_bleue

İhanet. Empty
MesajKonu: Geri: İhanet.   İhanet. Icon_minitimePtsi Mart 07, 2011 7:23 pm

Nefesi, çürümüş karanlıkta kaybolmuş bir çiçek misali; zorlanırcasına çıkıyordu bedeninden. Süzülüyordu gökyüzüne, güneşi çağırırcasına. Islanıyordu gözleri, göz bebeklerinde uyumuş nemle birlikte. Mavi gözleri, yaşarıp solmuş karanlıkta bir güneş gibi parlıyordu. Yürüyordu ormanın içinde usul adımlarla, gözlerinden süzülen birkaç damla yaş ile birlikte. Karanlıkta daha iyi görebiliyordu, sürekli tetikte kalabilmek için ise gözlerini sürekli açık tutması gerekiyordu. Bu yüzden yaşarıyordu gözleri, ormanda olmasınında büyük bir etkisi vardı. Derin bir nefes alıyordu, ıslak toprak kokusunu ciğerlerine çekiyordu. Karanlığı içine çekmek ona ne kadar rahatsızlık veriyorsa da, derin bir nefes gerçekten iyi geliyordu. Sesler... Yaklaşan sesler, seslere yaklaşan ayaklar. Ayak tabanlarına yayılan kan, toprağın ayaklarında oluşturduğu his... Her ne kadar ayakkabı giyse bile hissedebiliyordu. Sese yaklaşıyordu, daha fazla... Yaklaştıkça yaklaşmıştı, sonunda gelmişti seslerin dibine. Hiç çekinmeden ağır ama kendinden emin adımlarla girmişti 3 kişinin olduğu yere. Ellerini karnını önüne kadar kaldırıp, bir kaç arası uzun alkış sesi duyulmuştu ormanda. Chris'in alkışlarıydı bunlar, yüzünde kendinden emin ve alaycı bir gülümseme ile gözlerini kısmıştı. Alaycı gülümsemesi yerini cümlelere bırakırken "İyi akşamlar hanımlar... Ve siz Bay Lorenz. Sizi burada görmek ne kadar güzel, hem de bir vampir ve benim tarafımdan olan Enrichetta ile. Oh bu da ne, bir de ölü ha? Bu gerçekten güzel bir süpriz Bay Lorenz." kıstığı gözlerini yavaşça açmıştı... Bu sırada Zacharias " Senin benimle birlikte gelmen gerekiyor bayım. " diye sormuştu Christopher'a. Christopher ise tekrar bir alaycı gülümseme yerine küçük bir kahkaha patlatıvermişti. Ormanda birkaç kere yankılanmıştı kahkahası. Gülerken yukarı kaldırdığı kafasını bir anda aşağı indirirken yüzünde oldukça ciddi bir ifade vardı Christopher. Göz bebekleri küçülmüş ve çıldırmışcasına bakıyordu. "Beni ancak ben istersem seninle görebilirsin!" demişti sert bir şekilde. Yüzündeki sert ifade tekrar eski halini alırken, göz bebekleri büyüyordu. Sakinleşiyor ve beklemeye başlıyordu. Dikkatli olmalıydı çünkü karşısında ki bir vampir ve asası olan bir seherbazdı. Boş bir anında saniyeler içinde ölebilir veya yere seriebilirdi. Tetikteydi... Her an herşey olabilirdi, bunu biliyordu ve ne olursa olsun kendini teslim etmeyecekti. Güneş doğduğunda güç gene onun olacaktı, yakınlarda bir ışık yandığında güç gene bedenini dolduracaktı. Güç gene ellerinde olacaktı, kullanacaktı gücünü. Son nefesine kadar, arzusu özgürlüğü için var olacaktı...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Drujaine
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Drujaine


Mesaj Sayısı : 46
Gerçek İsim : Pelin.
Sihirsel Soy : Vampir o.
En Belirgin Özellik : Acımasız. Taş gibi birde.
Rpg Puanı :
İhanet. Left_bar_bleue96 / 10096 / 100İhanet. Right_bar_bleue
Düello Gücü :
İhanet. Left_bar_bleue48 / 10048 / 100İhanet. Right_bar_bleue

İhanet. Empty
MesajKonu: Geri: İhanet.   İhanet. Icon_minitimeSalı Mart 08, 2011 5:07 pm

    Onlara doğru yönelen ayak sesleri, gözlerini Zac'in gözlerinden ayırmasına neden oldu. Tehlikenin yaklaştığını hissetmişcesine ayak seslerine doğru döndü. Lanet olsun. Endişesinin nedeni Bakanlık'tan birilerinin olabileceği ihtimaliydi. Yoksa.. Tuzağa mı düşmüştü ? Zac'in bunu yapabileceğine inanmayı reddetti. Ama başka açıklaması yoktu. En azından şimdi gelmiyordu aklına. Sesler yaklaşmıştı. Donmuştu adeta. Kaçması gerektiğini biliyordu ama Zac'i burada bırakamazdı. Bir kaç saniye sonra çalıların arasından çıkan silüet ağzından vahşi bir tıslamanın çıkmasına neden oldu. Karşısında beliren yüzü görmeyi tahmin etmemişti. Hele de burada. Kadının cam gibi bakışları yerdeki cesede kaymıştı. Bu kadar dikkatsiz olması onun suçuydu. İleriye atılıp kadının boğazını parçalamak için neler vermezdi. Ama grup halinde dolaşmalarını hissetmişti sanki. Az sonra kadının geldiği yerden çıkan bir kaç adam daha iç güdülerinin haklı olduğunun kanıtıydı. Düşünerek hareket etmek için çaba harcadı. Zac'in söyledikleri sessizliği bıçak gibi kesti. Grubun başındaki adama hitap ediyordu. Adamın gözlerindeki alaycılık oldukça barizdi. Demek Zac bu yüzden buradaydı. Onu aramak için falan gelmemişti. Görevdeydi. Adamın dedikleri en az büyücü kadar kendisinin de sinirlendirmişti. Gözleri iki Luminight arasında gidip geliyordu. Saldırıp işini bitirmeyi düşündü. Zac'in önünde mi ? Emin ol seni daha çok sevecektir, güzelim. Luminight'a doğru bir adım attı sinsice. Av isteğinin kabarması işleri oldukça zorlaştırıyordu. Gecenin etkisiyle koyu bir maviye dönen gözlerini kızın üzerine dikti. Ses tonu fazla tehditkardı.
    " Seni beklemiyordum, Enrichetta. Uzun zaman oldu gerçekten. Bir saniye, burası senin için fazla karanlık değil mi ? "
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Enrichetta Centoni
Luminight
Luminight
Enrichetta Centoni


Mesaj Sayısı : 70
Sihirsel Soy : Soysuz.
En Belirgin Özellik : Dengesiz.
Rpg Puanı :
İhanet. Left_bar_bleue80 / 10080 / 100İhanet. Right_bar_bleue
Düello Gücü :
İhanet. Left_bar_bleue40 / 10040 / 100İhanet. Right_bar_bleue

İhanet. Empty
MesajKonu: Geri: İhanet.   İhanet. Icon_minitimeSalı Mart 08, 2011 7:45 pm

Belinin iki yanına koyduğu elleri uyuştuğunda elbisesinin üzerinden çekerek vücudunun iki yanında sallanmalarına izin verdi. Dudakları sıkı ve düz bir çizgi halini almış, bakışları içinde bulunduğu durumla tezat bir biçimde sakindi. Kendinden emin, olup biteni izlerken tercihi sessizlikten yana olmuştu. Gözleri sürekli kendisine fazlasıyla anlamsız gelen sözcüklerin sahiplerini takip ediyordu. Beyni ise büyük bir hızla kafasında dönen entrikalarla doluydu. Elinde bu gece yaptıkları şeylerin saklanmasını ve bu işten yırtmalarını hatta belki de daha fazlasını sağlayacak harika bir koz vardı. Tek yapması gereken ihtimalleri en mantıklı şekilde değerlendirip gecenin aleyhlerine bitmesini sağlamaktı. İki adamın en az ormanın ürkütücülüğü kadar ciddi ses tonu kendisini düşüncelerinden alıkoyduğunda odaklanması gereken birden fazla düşünce olması canını sıkmıştı. Bakışlarını konuşmalara ilgisizmiş gibi gözükerek güzel vampirin bal rengi saçlarına ve kusursuz suratına yönlendirdi. Kendisi pek fark etmese de rahatlığı Chris.’ten kaynaklanıyordu. Yanında kendi ırkından birinin olması cesaretini daha fazla arttırarak emin bir tavırla hareket etmesini sağlıyordu. Bakışları istemsiz olarak da olsa dişi vampirin bakışlarıyla kesiştiğinde dakikalar sonra kızın kendini hedef alan sözcükleri birbirine sıkıca bastırdığı dudaklarından engel olamadığı bir kahkaha dökülmesini sağlamıştı. Vücudunun karanlıktan etkilenerek zayıflamasının herkes tarafından bilinmesinden bir kere daha hoşlanmayarak abartılı tebessümü yüzüne bir maske yerleştirmişçesine yok oldu. Suratındaki tüm kaslar gerildiğinde huzursuzluk bedeninin en uç noktasına kadar yayılmıştı. Kısılmış gözlerini yerde yatan soğuk cesede çevirdi. “ Gecenin kimin için fazla karanlık olduğu hiçbir zaman belli olmaz. “ dedi buz gibi bir sesle. Yüzüne sahte bir tebessüm kondurduğunda kızın gözlerine bakıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Vincent Slyfield
Seherbaz
Seherbaz
Vincent Slyfield


Mesaj Sayısı : 42
Gerçek İsim : Ozan.
Sihirsel Soy : Safkan.
En Belirgin Özellik : Sakinliği.
Rpg Puanı :
İhanet. Left_bar_bleue90 / 10090 / 100İhanet. Right_bar_bleue
Düello Gücü :
İhanet. Left_bar_bleue45 / 10045 / 100İhanet. Right_bar_bleue

İhanet. Empty
MesajKonu: Geri: İhanet.   İhanet. Icon_minitimeSalı Mart 08, 2011 8:51 pm

    Etraftaki gerilimin arttığını havadan uçuşan sözlerden bile anlayabiliyordum. Kelimeler tek anlamlılıktan çıkmıştı adeta, harflerin arasına nefret dolu duygular karışmıştı. Ok gibi gerginleşmişti etrafımda ki vücutlar. Sanki herkes beni bekliyor gibiydi. Bir hareketi, en küçük cüretkar bir hareketi. İşime gelmezdi. Belki bir kaç dönme dolap çevirip bu olaydan kazasız bir şekilde kurtulabilirdim. Luminight olduğunu tahmin ettiğim bu iki yaratıkla pekala başa çıkabilirdim, fakat bir düellonun başlaması demek, takım arkadaşlarımın saniyeler içinde yanımda belirmesi demekti. Sadece o iki luminightla karşılaşmış olsam, hiç bir yalana gerek kalmadan, onları kaçarken yakaladığımı söyleyebilirdim fakat şimdi durumlar farklıydı. Yanımda birde vampir vardı. Tek gün içerisinde seni kendine bağlayan vampir. Ayrıca birde ceset. Kendimi haklı çıkarmak için oyun oynamaya devam edersem, bu işin ucu herkese dokunacaktı. Bu kişilerin arasında Drujaine'de vardı. Bu riski göze alamazdım, şu iki yaratık göründüklerinden daha zeki çıkarlarsa bir şekilde dönüp dolaşıp vampire veya bana kesilebilirdi bu lanet işin cezası. Oysa ki burada olmam bir tesadüftü, vampirinde burada olması bir tesadüftü. Belki de bunu kanıtlayabilirdim. Ancak vampire karşı hissettiklerimi saklayamazdım, ya da onun bir insanı öldürürken görüpte hiç bir şey yapmadığımı nasıl açıklayabilirdim? Belki bir kaç küçük yalanla, fakat bu bir cinayetti. Dönme dolaplarla saklanılmayacak türden hemde. Sakinliğimi koruyordum, yüz hatlarımın kasılmaması için yüzüme bir maske takmıştım adeta. Gergin sayılabilirdim, fakat düşünebildiğim sürece kötü bir duruma düşmezdim. Yapmam gereken onlara bir göz dağı vermekti, durumun gidişatına bağlı olarak bu olayı buraya gömmekti. Tabii, gömebilirsem.. Beklemenin sırası değildi Drujaine ve adını bilmediğim kız Luminight geriliyorlardı. Sözleri duygusuz olsa da yüzlerinden seçebiliyordum endişelerini. Ama onların kavgasını izlemeyecektim. Asamı tek saniye içerisinde kız luminighta çevirip, aklımda ki planı uygulamaya başladım. Aynı anda Drujaine'in önüne bir adım atıp ona siper görevi yapmıştım. " Bombarda, Maxima. ". Sesimin şiddetli olmasına karşın, sakince telafuz etmiştim, içimdeki büyü gücünü asamla birlikte salıvermiştim...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Caleb J. Prophet
Uçuş Profesörü
Uçuş Profesörü
Caleb J. Prophet


Mesaj Sayısı : 108
Patronus : Fok. Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Düşüncelerini, asla hareketlerine yansıtmaz.
Rpg Puanı :
İhanet. Left_bar_bleue97 / 10097 / 100İhanet. Right_bar_bleue
Düello Gücü :
İhanet. Left_bar_bleue49 / 10049 / 100İhanet. Right_bar_bleue

İhanet. Empty
MesajKonu: Geri: İhanet.   İhanet. Icon_minitimeSalı Mart 08, 2011 9:43 pm

Avuçlarında büyüyen çocuğu serbest bırakmıştı hayatına, ışığı bir kez almıştı avuçlarına. Tatmıştı, zaferin o tatlı tadını; ışığı iliklerinde hissetmişti. Vücuduna yayılan küçük kıvılcımları hala hissedebiliyordu. Gece olmasına rağmen, savaşma arzusu hiç bitmeyecekmiş gibi içinde yanıyordu. Gündüzden kalma son gücünü kullanarak hala bir şeyler yapabileceğini hissediyordu. Bu sırada vampir ile Enrichetta atışmaya başlamışlardı bile. Derin bir nefes daha alıp verirken, bu ikisinin birbirlerini tanıdıklarını farketmişti Christopher. Gözleri, uzakta bile olsa bir ışık kaynağı arıyordu. Sömürüp, avuçlarına alabileceği tek bir ışık bile olsa ona yeterdi. İnsanlara göre daha üstün olan vücudunu kullanarak, ışığın gücünü seherbaza gösterebilirdi. Ama görünürde hiçbir şey yoktu. Düşünce dalgaları, zihninin içinde suya atılan taşın suda yarattığı inanılmaz etki gibi yayılıyordu. Bir defa daha ölü birisini görmüştü, ruhu bedeninden ayrılmış bir canlı. Boş bir atık sadece bedeni. Tekrar kullanılamaz, bir ruhu barındıramaz. Bu düşünce bile iliklerini ürpertmeye yetiyordu Christopher'ı çünkü ölmekten korkuyordu, çünkü daha yapması gereken şeyler -hayalleri- vardı. Aptal bir cengaver değildi, öne atlayıp ölmeyi bekleyemezdi, ölümü yenmeliydi. Ecelin tek sahibi kendisi olmalıydı, ecel olmalıydı. Bunları düşünürken, ortamda ki tek sert hareketi hissetmişti vücudu. Enrichetta'ya doğru kalkmış bir asayı görüyordu gözleri ve Bay Lorenz'in ağzından dökülen bir çift kelime. Vücudu istem dışı atmıştı kendini belkide ileriye doğru, bir Luminight'ın ölümüne göz yumamayacak kadar cesareti vardı içinde. Enrichetta'yı itmişti son gücüyle ileriye doğru, kendisini ise yere doğru atmıştı. Üzerinden geçen büyü, hemen arkasında büyük bir patlama yaratmış ve sırtına ağaç parçalarının çarpmasına yol açmıştı. İçinden "İşte başladık ama güç yok, uzaklaşmalıyız" diye geçirirken dudakları "Enrichetta kaç!" diye bağırmaya başlamıştı. Kıvrak bir hareketle ayağa kalkarken, patlamanın etkisiyle etrafa savrulan odunlardan büyük bir tanesini gözüne kestirip üstüne atılmıştı. Vücudu Luminight'ların özelliklerini gösteriyordu adeta. Bir insana göre gerçekten fiziksel üstünlükleri vardı. Büyük odun parçasını iki eliyle kaldırıp, vücudunun sağına doğru çekmişti. Sert bir şekilde tüm vucuduyla odunu seherbaz ve vampirin olduğu alana doğru fırlatmıştı Christopher. Bu onları oyalarken, kendisi de Enrichetta'nın koşması gereken istikametin ters tarafına koşacaktı. Böylece takip edilmeleri zorlaşacaktı. Ellerinde bilgi vardı, gerçekten seherbaza karşı tehilekilerdi ama bu durumda yapabilecekleri tek şey kaçmaktı...

"Gene görüşeceğiz Bay Lorenz..."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Vincent Slyfield
Seherbaz
Seherbaz
Vincent Slyfield


Mesaj Sayısı : 42
Gerçek İsim : Ozan.
Sihirsel Soy : Safkan.
En Belirgin Özellik : Sakinliği.
Rpg Puanı :
İhanet. Left_bar_bleue90 / 10090 / 100İhanet. Right_bar_bleue
Düello Gücü :
İhanet. Left_bar_bleue45 / 10045 / 100İhanet. Right_bar_bleue

İhanet. Empty
MesajKonu: Geri: İhanet.   İhanet. Icon_minitimePerş. Mart 10, 2011 5:53 pm

    Asamdan çıkan büyünün ışıltısı, saniyeler sonra hedefine vardığını belli etmişti, güçlü bir patlama ve yıkım sesi, ardından köklerinden devrilerek yere yığılan bir kaç ağaç. Demek onlara denk gelmemişti büyü. Bunu amaçladığım söylenemezdi, doğrudan bir büyü saldırısının onlar üstünde işe yaramayacağını zaten tahmin edebiliyordum. Her ne kadar büyük dezavantajlara sahip olsalarda vücutlarının üstünlükleri sayesinde kurtulabilirlerdi, elbette kaçarak. Kıvrak, oldukça güçlü bedenlere sahip oldukları konusunda bilgilendirilmiştik fakat sınırları konusunda bir fikrimiz yoktu hala. Durum bu şekilde olmasaydı onlarla biraz daha oyalanabilirdim, fakat ne olay buna izin verirdi ne de onların bana nefes aldırmak gibi bir niyetleri vardı. Yıkımın kaldırdığı toz zaten karanlıktan dolayı bozuk olan görüşümü iyice berbatlaştırmıştı. Onları gördüğümüzden beri ne olduğumuz yerden çok ayrılmamıştık, bunun sayesinde tahmin etmeye çalışıyordum onların nerede olduğunu. Anlaşılan yerlerinde durmak onlara göre değildi. Saniseler birbirlerini kovalamaya başladıkça içimde ki adrenalin yükselmeye başlıyordu, hoşuma gitmişti. Bu şartlar altında çalışmayalı uzun süre olmuştu, hemen hemen görüş alanım 0, ellerinde bana kullanabilecekler bir bilgi, benim vücudumdan çok daha kuvvetli bir beden... Havada güneşte olsa kahkaha atabilirdim herhalde, tabii izin verirlerse. Kulağıma şiddetli bir ses gelmişti, doğrulttuğum asamın gösterdiği yönde. Sanki havayı yararak bana doğru hızla gelen bir şey vardı. Gözlerimi ani bir hareketle kısmıştım, fakat karanlık hareket eden bir silüetten başka hiç bir şey görünmüyordu. Refleks sayılabilecek bir hareketle, ağzımdan büyülü kelimeleri havaya fısıldamıştım tekrar. "Bombarda Maxima!". Yaklaşık 7-8 metre ötemde bir patlama olmuştu. Büyü bize doğru yaklaşan her neyse gürültülü bir biçimde karşılamıştı. Bana ve Drujaine doğru uçuşan odun parçalarını görebiliyordum, tam üstüme doğru büyük bir tanesi yola çıkmıştı bile. Kaçmalıydım, en azından yana atlamalıydım. Ancak o kadar büyük çaplı bir şeydi ki bu kırık ağaç parçası hiç şansım yok gibi gözüküyordu. Tek bir adım geriye atmıştım, başka zamanımda yoktu biraz sonra darbeyi karşılamam gerekecekti. Ki Drujaine büyümün etkisiyle hızı kesilmiş olan parçanın önüne geçip iki kolunu öne doğru uzatıp ağaç parçasının ikiye bölünmesine neden oldu. Bir siper görevi yaparak iki yana uçmasını sağladı odunun. Ona borçlanmıştım. Hemen sonra zifiri karanlığın içinde yankılanan bir ses duydum. Erkek Luminight'ın sesi tehtitkar bir biçimde etrafa yayılmıştı. Yüzümde ki gülümsemeyi saklayamamıştım. "Sabırsızlanıyorum...". Fısıldamıştım sadece, takım arkadaşlarımın duyması riskini göze alamamıştım. Aynı zamanda bu durum benim, bizim içinde bir tehlike arz ediyordu. Onlardan kaçması gereken sadece Luminightlar değildi. Drujaine doğru hızlı bir kaç adım atarak kolunu sıkıca yakaladım. " Korkma. ". Olayın etkisi ses tonuma yansımıştı, neşeliydim. Büyük ormanda Drujaine'in görüşü ve hızı rehberliğinde kaçmaya başlamıştık, belki büyüyle burdan çok uzaklara gitmek saniyemizi almazdı. Bense riskli yolu seçmiştim... Gerçekten, onlarla karşılaşmak benim için bir zevk olacaktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İhanet.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Dünya Şehirleri :: New York :: Ormanlık Alan-
Buraya geçin: