Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Eduard J. S.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Eduard Justin Skullmagic
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Eduard Justin Skullmagic


Mesaj Sayısı : 1
Gerçek İsim : Emre.
Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Özelliklerini belli edenler kendi sonlarını hazırlarlar.
Rpg Puanı :
Eduard J. S. Left_bar_bleue98 / 10098 / 100Eduard J. S. Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Eduard J. S. Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Eduard J. S. Right_bar_bleue

Eduard J. S. Empty
MesajKonu: Eduard J. S.   Eduard J. S. Icon_minitimeÇarş. Şub. 09, 2011 9:32 pm

Bölüm 1 ~ Gerçekleri Görmek

Düşünceleri arasında akışkan bir madde gibi geçip gidiyordu; hızla ilerliyor, bir tanesine takılıp kalmadan diğerine geçiyordu. Normal bir insan değildi, aslında insan değildi. Bir büyücünün soyundan gelen pislik bir vampirdi ama o bunları bilmiyordu. Kendini normal bir insan sanıyordu, tam yirmi dokuz yıldır. Yirmi yaşında beri yüzünde bir değişiklik olmamıştı, bunu etrafındakiler fark ediyordu fakat o, bunları düzgün beslenmeye bağlıyordu. İçten içe çektiği o ıstırabın nedenini bilmeden yaşıyor, herkesten bunu gizliyordu. Kan… Canının kan istediğini anlayamıyor, kan içmemenin verdiği acıyı dindirmek için ilaçlar kullanıyordu. Düşüncelerinde sabitleşememesine neden olan, kararsızlıklar yaratan ilaçlar, onu her an daha fazla yıpratıyordu.

Güneş ışığı altında ezilen küçük bir kutu şeklindeki ev, turuncuya kaçan bir sarı tonu ile boyanmıştı. Pencerelerindeki uzun perdeler, ışığın içeri girmesini engellemeye çalışıyor fakat başarısız oluyorlardı. Kenarlarından sızan ışık, Eduard’ın beyninde, vücuduna saplanmış birer kazık kadar acı yaratıyordu. Her saniye acısı artsa da saatin sabah yediye gelmesini bekledi, ardındansa kendini toparlayarak güneş almayan bir odaya geçti Eduard. Saat yediydi, babasının onu terk ettiği saat üzerinden geçen yirmi ikinci yıl da böylelikle geçmişti.

Karanlık odada saatlerce dolaştı. Gözlerini kapamış olsa da ezberlemişti odanın her detayını. Ne ufak çıkıntılara takılıyordu ne de yerdeki karınca yuvasını bozuyordu. Ayakları altında ezilen tahta gıcırtıları, kulağını tırmalamıyordu artık. Odayla bütünleşmişti. Ve bedeninde dolaşan o vampir kanının etkileri, kendini gösteriyordu. Habersizdi, hiçbir şeyden haberi yoktu. Bedeni yine bir ağrıya maruz kaldı. Yere düştü, parkeler büyük bir gıcırtı ve karıncaların kaçışmasıyla eş zamanlı göçtü. İçerisi karanlıktı, odadan çok daha karanlık. Toprağın içindeydi, ne bekleyebilirdi ki başka?

Etrafını bir koku sarmıştı; çürümüş et kokusu. Burnundan dolan hava ile gelmiş, midesini bulandırmıştı ama hâlâ gitmemişti. Çok keskin bir kokuydu, insanlar bile fark edebilirdi ancak hiçbiri ne kokusu olduğunu ilk saniyede anlayamazdı. Eduard, tanıdık bir koku olduğunu düşündü ama ne olduğunu anlaması için birkaç salisenin geçmesi gerekti, saniye değil. Nereden tanıyabilirdi ki bu kokuyu? Merak etmişti, düşündü. Geçmişine dönmeyi denedi. Başaramadı, çürük et kokusuyla dolu bir anıyı bulamadı beyninde. Kendinden korktu; böyle bir şeyi tanıdığı için, kendinden habersizce tanıdığı için. Sonra içinde bir şeyler olduğunu fark etti.


Bölüm 2 ~ Vampir Isırığı

Gece, güneş ışığını bir yorgan gibi örtmüş, karanlığı hâkim kılmıştı. Eduard, cübbesini giydi, asasını aldı ve parmaklarını birbirine sürterek ortadan yok oldu.

*

Sessizliğin altında ezilen küçük kasaba, birbirleri ile yapboz parçaları gibi birleştirilmiş ağaçların sarmaladığı çember içerisinde sıkışıp kalmış; şehirden kopmuştu. Küp şeklindeki kutuları andıran sevimli evler üzerinde hâkimiyet kuran karanlık güneş ışığı ile bir süre inzivaya çekiliyor, gece olduğunda tekrar görevine dönüyordu; evlerin ışıklarını etkisizleştirmek için. Burası pek tekin bir yere benzemiyordu, aslında bir büyücü kasabası için kendini fazlasıyla karanlığa bırakmıştı.

Parlayan iki yeşil göz, detayları belli olmayan ince bir yüz... Siyah cübbenin tekinsizliği ile sarmalanan vücut, üzerinde taşıdığı büyük düşüncelerin ağırlığı ile bir köşede duruyordu. “Karanlık yok olacak bu gece.” Cübbenin içinden çıkartılan yirmi sekiz santimetrelik asa üzerindeki gümüş işlemelerle -bir fraktalı andıran- dikkat çekiyordu. Gümüş işlemelerin üzerine çarpan ay ışığı insanın gözünü kamaştırıyor, asadan fışkıran alevler ay ışığından parlak olmak için çabalıyordu.

Ağaçlardan oluşan çember, yerini alev çemberine bırakmıştı; ağzını kapatarak evleri yavaşça yutacak olan alev çemberine. Hızla kapanıyordu çember, hızla yok oluyordu evler. Burası büyücü köyü değil miydi? Neden hiçbiri çaba gösterilmiyordu, neden ateşler boştan farkı olmayan evleri yutuyordu? Yoksa içerdekiler uyuyor muydu? Şimdiden yanmaya başlamıştı evler, evlerin içindekiler. Çığlıklar; acı ile karışmış ince bağrışlar... Çığlıklar duyuldukça bebekler ağlıyor; sessizlik gittikçe bozuluyordu fakat kimse çığlıkları duymuyor muydu alevler onları kül yapana dek? Ölüm hızla geliyor, taş evlerin içine sinsice giriyordu; sevginin sıcaklığından yararlanarak içeri rahatlıkla giren alevlerle.

Yangın karanlığı parçalayarak etrafı aydınlatmaya başlamış, birkaç seherbaz olayın başlamasını anında haber alarak buraya cisimlenmişti. Bu kadar çabuk mu? Daha bir dakikadır yanıyordu her yer. Burada ya bir ajan olmalıydı ya da bir büyü. Eduard, belini yavaşça doğrulturken parmaklarından gelen şaklamayla ortadan yok oldu. Eduard’ın sessizce yok oluşu her yeri kaplamış alevler üzerinde hiçbir etki yapmıyordu. Seherbazların ağızlarından çıkan sözcüklerin oluşturduğu büyüler ateşleri alaşağı etmek için çabalasa da işe yaramıyor, bazen ters teperek sahibi olan seherbazı birkaç metre geriye fırlatıyordu. Alevlerle savaş devam ederken gece daha yeni başlıyordu.

Alevler, evleri bir vampir gibi ısırmış; enerjilerini, kan emer gibi emmişti.


Bölüm 3 ~ Hain

Cisimlendiği yer bir karargâhtı. Lambanın yaydığı loş ışık, pürüzsüz ciltlerin üzerine düşerken ipek kadar yumuşak olmayı unutmuyor, narince orada duruyordu. Nefes alış verişlerin duyulabildiği, kalp atışlarının fark edildiği, insanın kalbini korkuyla dolduran soğuk hava, ışık kadar yumuşak değildi; önündekilere hızla çarpıyordu. Büyük ve yuvarlak ahşap masanın etrafını sarmış sandalyeler, parlayan parkelerin ziyaretçisi, siyah cübbeli insanların ev sahipleriydiler. Siyah cübbeliler arasında yangının sorumlusu Eduard da vardı; yeşil gözlerinde parlamaya hazır alevlerle birlikte. Ağzını yavaşça hareket ettirmeye başladı ve sesi tüm odayı doldurdu. “Aramızda bir casus var. Kim olduğunu biliyorum fakat onu kanıtlayamadığım için suç sayılacak yaptıklarım, iftira sayılacak söylediklerim. Seherbazlara yakalanmadım bu gece fakat bu gidişle hepimiz yakalanacağız. Hain durdurulmazsa hepimiz öleceğiz!” Konuşması ardından ağzının içi yanmaya başladı, bir tür susuzluk sarmıştı sanki bedenini. İstediğiyse başka bir şeydi. İstemsizce atıldı tam karşısındaki adamın boynuna, fısıldadı. “Lordum, sizsiniz hain. Bunu bizden gizlemeyin!” Söylediklerini bitirdiği anda sarıldığı boyna geçirdi dişlerini, damarı parçaladı. Üzerine çevrilmiş asaların her birinden binlerce büyü saçıldı, hiçbiri düzgün bir etki yapmadı. Kanını emdi, sonra dudaklarını yalayarak uzaklaşmaya başladı. Rahatlamıştı, korkusu yoktu. Haini yakalamış, açlığını bastırmıştı. Vampirliğini ortaya çıkarmıştı.

Yürüyordu sessizce tahta döşemeler üzerinde, karargâhta. Kapıya doğru ilerliyordu, üzerine doğru gelen büyülere aldırış etmeden. Fark etmediği şey ise arkasından koşan büyücüydü, elinde bir kazık duruyordu. Sapladı, Eduard’ın bedeni garip bir şekilde değişime uğrayarak orada yayıldı. Düşünceleri ise o saniye tekrar geldi beynine.

Neler yapmıştı? Birkaç saniye önce söylediği şeyler ile uyuşmayan hareketleri onu hain olarak göstermeye yetmişti. Şimdi ise ölüyordu. Tanrı, yine bir pislik yapmış ve en iyilerini onlar içinden almıştı. Gerçeği görebileni kendi yanına çekmişti, düşman gibi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://birdeliningozunden.wordpress.com/
J. Christopher Newell
Seherbaz
Seherbaz
J. Christopher Newell


Mesaj Sayısı : 1671
Gerçek İsim : iq T
Patronus : Smilodon Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Cesaret
Rpg Puanı :
Eduard J. S. Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Eduard J. S. Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Eduard J. S. Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Eduard J. S. Right_bar_bleue

Eduard J. S. Empty
MesajKonu: Geri: Eduard J. S.   Eduard J. S. Icon_minitimePerş. Şub. 10, 2011 1:15 pm

Betimleme: 3o/3o
Renk ve Paragraf Düzeni: 1o/1o
Uzunluk: 5/4
İmla Düzeni: 1o/9

Noktalamalar...
Anlatım: 3o/3o
Kurgu: 15/15


Toplam Rol Oyunu Puanı
1oo/98


GH'ye hoşgeldiniz. İyi rp'ler ve sihirli günler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Eduard J. S.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Eduard
» Eduard A. Clyford

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Karakter İşlemleri :: Puan Belirleme-
Buraya geçin: