Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Percy Zac Williams

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Percy Zac Williams
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Muggle'sınız lütfen rütbenizi bir an önce belirleyiniz.
Percy Zac Williams


Mesaj Sayısı : 1
Sihirsel Soy : Melez
En Belirgin Özellik : Özgüven
Rpg Puanı :
Percy Zac Williams Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Percy Zac Williams Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Percy Zac Williams Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Percy Zac Williams Right_bar_bleue

Percy Zac Williams Empty
MesajKonu: Percy Zac Williams   Percy Zac Williams Icon_minitimeSalı Şub. 08, 2011 7:31 pm

Daha önce yaptığım bir HP RPG'si ~~~

Pencerelerde asılı olan beyaz perdeler, hiç alışılmadık bir sıcaklık ile gelen güneş ışınları tarafından eritilmek üzereydi. Her yerin karanlık olduğu Gryffindor Yatakhanesi'nde, şimdi Güneş ışınları hakim olmaya başlamıştı. Perdeleri rahatlıkla aşan sıcaklık, iki eşsiz dostun gözüne ilişiyordu.

Birkaç dakika sonra bu rahatsızlık verici durum, iyice ileri gitti ve ikisini de, gürültülü esnemeler eşliğinde onları uyandırdı. İkisi de hemen banyoya gidip yüzlerini yıkadılar ve geri döndüler. Suyun verdiği saf soğukluk iyi gelmişti ikisine de. Ron, arkadaşına dönüp;
"Hermione'yi de alalım ve aşağı inip şöyle uzun bir kahvaltı edelim."
Harry, bir gülümseme eşliğinde bunu kabul etti ve Hermione'yi beklemek için Erkekler Yatakhanesi'nden çıkıp Ortak Salon'a indiler.

Hermione'yi kısa bir süre bekledikten sonra her zamanki zarifliği ile onlara gözüktü ve onlara hitap ederek ;
"Bugün nasılsınız çocuklar?" dedi.
Harry ve Ron herzaman ki alışıldık saşırmış ses tonları ile iğneleyici iltifatlar ederek kısa çaplı bir sohbet başlatmış oldular.
Ron herzaman ki gibi çok acıkmış bir yaratık olduğundan onları zorla sürüklermişcesine onları çekiştirerek kahvaltı yapmaya götürüyordu.


Büyük Salon, her zaman olduğu gibi muhteşemdi. Öğretmenler masasının arkasındaki duvarda 5 kocaman bayrak sallanıyordu. 4 binanın kendi renkleriyle oluşmuş bayrakları ve onların ortasında asılı olan Hogwarts Bayrağı. Öğrenciler, yavaş yavaş doldurmaya başlamışlardı masaları. Öğretmenler yerli yerindeydi, keyifli sohbetler eşliğinde herkes kahvaltılarını yapıyordu.

Harry,Ron ve Hermione de bir yere oturdu. Birlikte olmaları, her zaman onlara bir içtenlik verirdi.
Onlar da eğlenceli bir sohbet eşliğinde kahvaltılarını hızlıca yaptılar, Ron kalkmak istemese de birkaç dakika sonra kalkıp dolaşmaya başladılar. Hermione, söze koyuldu:

"Ben kütüphaneye gidiyorum. Birazdan döndüğümde sizi Göl Kenarı'nda bulurum artık." dedi ve bir gülümseme eşliğinde yanlarından
ayrıldı.

Ron sessizce;

"Zaten başka bir yere gitmesini beklemiyordum."
Harry ona destek çıkarmışcasına kafasını salladı. Gerçektende öyleydi ; kütüphanede çok vakit geçiriyordu. Ron ve Harry çoğu zaman onun için endişeliniyorlardı. Çünkü 1. sınıfta bir Dağ İfrit'i ile başbaşa kalan Hermione ucu ucuna kurtulmuştu.

Belkide gereksiz bir şekilde endişeleniyorlardı ; ama Hermione'yi kaybetmeye göz yumamazlardı.
Hermione'yi artık göremiyorlardı, çoktan gözden kaybolmuştu. Şimdi Büyük Salon'da diğer öğrencilerle yalnız kalmışlardı. Ron hepsini bir gözden geçirdi ; 1. sınıfları gördü ; zamanında onlarda öyle ufak tefek öğrencilerdi. Hatırlıyordu da üç başlı köpeği nasıl atlattıklarını ; müzik yoluyla tabii ki, müzik her canlıyı sakinleştirir. Eski anılara dalmak belki de en yararlı çözümdü. Mazileri hatırlamak... Akla takılmış bir çok sır perdesi için en iyi çözüm bu olmalıydı. Ron dalmıştı, Harry'i duymuyordu. En sonunda Harry dayanamadı ve koluna bir cimcik attı. Ron birden silkindi. Eski anıları hatırlayınca dalmıştı işte öyle... Yaklaşık 15 dakika daha orada oturduktan sonra hızlıca göl kenarına doğru ilerlediler. Okul binasından çıktıktan sonra yeşil çimler üzerinde ilerleye durdular. Birkaç dakika geçmemişti ki oraya varmışlardı. Öğrencilerin hemen hemen hepsi gölü izlemekten çok büyük zevk alırlardı. Orada bir ağacın altında, çimlerin üzerine oturdular. Kısa bir süre içerisinde iki eşsiz dost ; sohbete tutuldular. Zaman hızlıca akıp gitmişti, güneş battı batacaktı.



"Gidip bir kontrol mu etsek?"
Ron'un sesi endişeli çıkmıştı. O, göl kenarında oturmayı çok severdi. Ama şimdi, bunu hiç umursamıyor gibiydi. Aklı Hermione'de kalmıştı anlaşılan.
"Tamam gidip bakalım." dedi Harry.
Hızlı adımlarla kütüphaneye ulaştılar. İçerisi çok sessizdi. Burada bir gariplik vardı kesin. Ve o garipliği fark eden Ron oldu. Hermione'nin kitapları dağılmıştı, masanın üzerinde sarı
renkte bir not kağıdı kalmıştı sadece. Ron, titreyen ellerle kağıdı açıp okudu:




"Bu gece sonların başlangıcı olacak. Karanlık Lord yeniden yükselecek..."

Ron korkudan adeta buz kesilmişti. Elindeki sarı not kağıdı yavaş yavaş savruldu ve yavaşça yere kondu. Elleri, dizleri sanki -30 derecelere mağruz kalmış gibi titriyordu. Sudan çıkmış kedi yavruları gibi isyan ederek : "Hermione tehlike altında... O tehlikede." diye sayıklıyordu. Ron'un şuan kesinlikle bir arkadaş desteğine ihtiyacı vardı. Hermione'ye çok değer veriyordu Ron... Sadece Ron'da değil ; Harry ve diğer herkes.

Ron yaklaşık 5 dakika boyunca kendini toparlamaya çalıştı. Biraz daha iyi hissettikden sonra Ron, Hermione için her fedakarlığı yapmak için bekliyordu. Ron solgun bir sesle :

"Harry... Ona bir şey olmayacak değil mi ? Yani Hermione'ye ?" dedi.


Harry'nin ise kötü şeyler olacağından hiç şüphesi yoktu. Ron'un bu durumu fark etmemesi için her çabayı gösterdi... Ama nafile. Ron elinde sonunda bu durumu anlıyacak ve tekrar kendisini suçlamaya başlıyacaktı. Ama şimdilik Ron'u geçiştirmesi gerekiyordu...

Harry sessizce başını salladı ve ardından "Evet..." dedi.




Harry'nin bunu söylerken içi acıyordu ; ama bunu şimdilik böyle bilmesi lazımdı yoksa çok üzülürdü. Birkaç dakikalığına geçirdiği şokun etkisine kapılan Ron, kendine geldi. İlk düşündüğü şey tabii Hermione olmuştu. Hermione'nin gözlerini sayıklıyordu şimdide... Ne kadar güzel ve zarif olduğunu ve benzeri şeyleri...

Birkaç dakika içerisinde sağanak yağmurdan ötürü sırılsıklam olmuşlardı. Ron'un saçlarından gözlerine su damlaları damlıyordu. Bu oldukça sinir bozucu bir şey olmalıydı. Her adım attıklarında sudan dolayı sesler geliyordu. Havayı delip geçen gök gürültüsü olayı iyice dramatik hale getiriyordu. Çim çok kaygandı ; sağanak yağış sadece onlara zarar vermemişti. Çimler çok kaygan olduğundan ikide bir düşüyorlardı. Hagrid'in kulubesinin hemen ilerisinde patikadan Yasak Orman'ın içerisine doğru iniyorlardı. Yerler sırılsıklamdı ses çıkarmak yürümek çok zor olmalıydı. Bunları düşünürken Harry ve Ron üzerinde ki görünmezlik pelerini iyicene üzerlerine çektiler. Bir süre sonra Ron ve Harry'i Muggle'lar için kaybolmuştu.Kesik kesik nefesler alıyorlardı. Nefes nefese kalmışlardı. Harry'i Ron'un sağlığı için endişeleniyordu... Eğer Hermione'yi bulamazlarsa kim bilir kendine ne yapardı.


Patikada ilerledikleri süreç; onlar için bitmek bilmedi. Ron ve Harry'nin aklında milyonlar düşünce vardı ama tabii bu düşüncelerin gerçekleşmesi bir diğerinin gerçekleşmesi kadar imkansızdı. Yaklaşık yarım saat boyunca yürüdüler. Zifri karanlık vardı; çok sessizdi. Her biri delici bir sesin karanlığı ve sessizliği yaracağı umudunda gibiydiler. Bunları düşündükten hemen sonra ; karanlığı ve sessizliği paramparça eden bir kadın sesi duyuldu. Oldukça Hermione'nin sesine yakın bir tondu. Ne çok kalın, ne çok ince. Ron bu sesi duyduktan sonra daha bir kötü olmuştu. Ama en azından şimdi Hermione'nin yaşama umudu vardı. Harry'i kolundan yakaladığı gibi çekiştirmeye başladı. 45-50 metre ilerde 3 tane figür göründü. Bunlardan 2 tanesi bir erkeği andırıyor ; bir tanesi isede yerde çığlık çığlığa kalmış bir kızı. Ron ve Harry'i hiç durmadan cesurca oraya doğru ilerlediler. Dikkatli baktıklarında onların bir ölüm yiyen olduğunu anladı. Yerde olan kız ise Hermione'ydi. Ron bunun üzerine Harry'i dinlemden iki ölüm yiyenin arasına atladı. İlk ölüm yiyenden önce davranıp; tam göğsüne bir Expelliarmus büyüsü gönderdi. Ama 2. sefer o kadar şanslı değildi. 2. Ölüm Yiyen çok daha hızlı davrandı ve o lanet olası sesi duyuldu :

"Sectumsempra!"

Ron geriye doğruldu savruldu... İlk gördüğü anda heryeri kesilmiş şekilde yerde yatıyordu. Bu görüntülere dayanamayan Harry'i, aynı büyüyü diğer Ölüm Yiyen'e yaptı. Büyüyü yaptıktan sonra azda olsa rahatlamıştı. Hemen hızlıca Hermione'nin eline bağlanmış ipi çözdü bir yandan da :

"İyi misin Hermione ? Seni çok merak ettik" dedi. Hermione tir tir titriyordu, açıkcası pek konuşacak bir hali gözükmüyordu. Hermione' ye destek olarak olarak kalkmasına yardım etti ; ardından hemen ikiside Ron' un yanına koştular. Hermione, Ron'un başında ağlıyordu... Ron bir kolunu kaybetmişti. Üstü başı kan içindeydi, yerde küçük bir çukura kan birikmişti. Çok kan kaybediyordu. İster istemez insanın gözünden yaş geliyordu. Hermione'ye destek olmak için ona sarıldı... Başını okşadı ve başına bir öpücük kondurdu...

Birden bir ses duydular ve arkalarına baktılar ; Harry'nin vaftiz babası, Sirius Black oraya cisimlenmişti. Bu Harry'nin içini çok rahatlatmıştı. Sirius herzaman ki gibi uzun, alev alev saçları ile gelmişti. Üzerinde bu sefer temiz ve resmi giysiler vardı diye düşünüyordu ki arkadan birden Lucius Malfoy gözüktü. Onun arkasından gelmiş olmalıydı. Tam "Sirius! Dikkat et!" diye bağıracaktı ki, Lucius daha önce davrandı ve yine o lanet olası sözlerden birini söyledi :

" Avada Kedavra!"

Sirius son anda sağ tarafa doğru atlamıştı. Ona ilerleyen yeşil ışık şimdi etkisini yitirmiş, kaybolmuştu. Sirius zaferin verdiği ama acı dolu bir gülümseme ile yerden hızlıca kalktı. Bu sırada Harry, Lucius'a doğru asasını doğrulttu ve bağırdı :

"Expelliarmus!"

Lucius'un tam göğsüne gelmişti ; geriye doğru 3-4 metre savruldu. Sirius hızlıca ona doğru koştu ve onun yüzüne yumruk atmaya başladı. Lucius acı feryatlara boğulmuştu, burnundan ve ağzından ciddi miktarda kan geliyordu. Sirius'un elinden kan damlıyordu. En sonunda yumruk atmayı bıraktı; yerde Lucius'un asasını gördü. Ona doğru koştu ve onu kırdı. Asasız bir büyücü, büyücü olmazdı. Bu zaferde böyle sonuçlanmıştı ; son derece acı... Ron'un kolu kopmuş, Sirius'un ise bileği incinmişti. Hermione durmadan ağlıyor, olanlardan kendisini suçluyordu.... Harry'e gelirsek ; belki aralarında şuanda en sağlıklısı ama en üzüntülü olanıydı... Bir gece bitmişti yine... Bir macera...

kehanet yapbozunun bir parçası daha tamamlanmıştı...


En son Percy Zac Williams tarafından Perş. Şub. 10, 2011 10:13 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Tierra Squidna
Durmstrang V. Sınıf
Durmstrang V. Sınıf
Tierra Squidna


Mesaj Sayısı : 755
Gerçek İsim : Şeyma.
Sihirsel Soy : Safkan
Özel Yetenek : Görücü.
Meta.
En Belirgin Özellik : Kendinden emin.
Rpg Puanı :
Percy Zac Williams Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Percy Zac Williams Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Percy Zac Williams Left_bar_bleue50 / 10050 / 100Percy Zac Williams Right_bar_bleue

Percy Zac Williams Empty
MesajKonu: Geri: Percy Zac Williams   Percy Zac Williams Icon_minitimeÇarş. Şub. 09, 2011 11:14 am

Kendi adınız kullanılmadığı için puanlayamıyorum. Ayrıca Hogwarts içinde yapılmış bir rpg olmamalı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Percy Zac Williams
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Williams, Charles.
» Percy Will Mackenzie
» Percy Efrain Corm

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Karakter İşlemleri :: Puan Belirleme-
Buraya geçin: