Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Kayıplar ve Kazançlar

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
J. Christopher Newell
Seherbaz
Seherbaz
J. Christopher Newell


Mesaj Sayısı : 1671
Gerçek İsim : iq T
Patronus : Smilodon Sihirsel Soy : Safkan
En Belirgin Özellik : Cesaret
Rpg Puanı :
Kayıplar ve Kazançlar Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Kayıplar ve Kazançlar Right_bar_bleue
Düello Gücü :
Kayıplar ve Kazançlar Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Kayıplar ve Kazançlar Right_bar_bleue

Kayıplar ve Kazançlar Empty
MesajKonu: Kayıplar ve Kazançlar   Kayıplar ve Kazançlar Icon_minitimeCuma Ocak 21, 2011 7:35 pm

SUÇSUZ KATİL

ALTINCI BÖLÜM

Kayıplar ve Kazançlar Dhronshorcruxbyforbis

Kayıplar & Kazançlar




Kardeşi Tom ile karşılaşmasının ardından kendini toparlamaya, hortkuluklar üzerinde düşünmeye ihtiyacı vardı. Eva'ya ait olması son derece çarpıcı iken bu karanlık büyüyle kaplı cisimleri yok etmenin yolları daha da çarpıcıydı. Eva'nın, kardeşine zarar vereceğine neredeyse emindi ve öylece bekleyemezdi. Ellerinde bulunanları yok etmenin zamanı gelmişti.


*
'Ne sebeple olursa olsun asla birine güvenme.'




7 saat önce, Ev.

Günlerin delice akması onu ne şekilde sıvı yapar? Sessizliğin çığlığı onu ne bakıma sesli kılar? İçinde Eva'dan bir parçanın olması hortkulukları ne derece canlı yapar, yok edilmesi büyük bir suç olan...

Yeknesak nefes alıp verişleri her lahzada frekansını arttırıyordu ve kalbi de buna eşlik ediyordu. İçinde bir sinek kuşunun çırpındığına dair tuhaf duyumlar oluşuyordu, alışageldik fonksiyonlarını yitirmiş bedenine karşı... Bu Christopher'i bir hayli tedirgin etmekten çok kendine getiriyor, uzun süre önce kaybettiği yaşama duygusunu yeniden hatırlatıyordu. Yanı başında duran iki hortkuluğun yok edilmesi için gereken bilgiyi bulması, onu bu şekilde düşünmeye itiyordu en azından. Öyleki bu duyguyu sezinleyen hortkuluklar daha fazla titremeye, birbirlerine çarparak tıkırtı çıkarmaya başlamışlardı.

Bitmek tükenmek bilmeyen, etkisi işkenceden farksız uzun saatlerin ardından okuduğu kitaplar arasında hortkulukların yok edilmesine dair bulduğu bilginin yazılı olduğu, tuhaf resimli sayfayı yırtıp cebine iliştirdi. Titreyen hortkuluklara uygulanan muamelenin onları yok edecek bilgiye sahip, hazine değerindeki kağıt parçasından daha iyi olması ayrı bir ironiydi tabiki; kolye ve broşu yok etmek için pek az araştırma yaptıktan sonra onları yok etmeye kalmışmasından sonra...

Çevresini bütünüyle kaplayan tozlu, eski, yıpranmış ve ödünç alınmış kitapları yarı tekmeler bir edayla ayağı kaltı. Kafasında tasarladığı, hortkuluk yok etmek için ideal ıssızlıkta olabileceğini düşündüğü yere cisimlenmeden önce cüppesini ve asasını da hortkulukların yanına, içi genişletilmiş, erzak dolu çantasına koydu. Olası bir probleme karşı yanına alabileceği herşeyin bulunduğu bir erzak ardiyesi...




7 saniye sonra, Lonra - Ormanlık alan.

Göğüsündeki sinek kuşunun çırpınışları doruğa çıkarken hala umarsız kalabilmesi mutlak hatalar yapmasını engelliyordu. Bu da ona titremeyen bir el, duyarsız bir düşünüş bağ'şediyordu. Bu düşünüş öncelikle Eva'yı sonrasında ise uğruna masumları öldürdüğü hortkulukları lanetliyor, geçmiş, sevgi dolu yılları hiçe sayıyor, bir habis ile evliliğini suratına tokat gibi çarpıyordu. Sonrasında ise kardeşi Tom'u hatırlatıyor ve öfkesinin dinmesine, içinde kaynayan volkaniğin sönmesine, aklındaki kasıp kavuran fırtına dalgalarının dinginleşmesine sebep oluyordu. Tüm bu olanlar duyarsız, umarsız, serikanlı, boşveren bir Christopher oluşturuyordu tabii; olabilecekleri analiz etmeden hortkulukları açmaya ve yok etmeye çalışan bir Christopher...

Çantasını yere bırakıp içinden hortkulukları ve bir kaç iyileştirici iksir çıkardı. Öncelikle hangisi ile başlaması gerektiğine karar vermesi için düşünmesine olanak tanımadan elleri kolyeyi kavramıştı bile. Yanına cisimlendiği küçük inin içerisine henüz girmişti ki alışmasına, kendisini hazırlamasına olanak vermeden elleri kolyeyi açıvermişti. Aniden bir gümbürtü koptu. Yere düşen kolyenin arasından çıkan neredeyse sıvı yoğunluğundaki gümüş ışıklar Christopher'i içine alan anafor oluşturuyor, göçmen kuşların gökyüzündeki dansını andıran aralıksız hareketleri, ani yön değiştirmelere uğruyor ve geride, inin arka taraflarında, birleşerek Eva'nın bedenini oluşturuyordu. "Seni seviyorum James. Sen de beni seviyorsun, biliyorum."

Okuduğu onca kitabın mantıksal etkisinden mi yoksa öldürdüğü eşi Eva'ya duyduğu nefretin büyüklüğünden mi bilinmez ama Christopher pek az duygusallaşmıştı ve pek az şaşırmıştı. Bu duygusallık ise geçirdikleri güzel anlar, mutlu zamanlar adınaydı. 'Keşke sonsuza kadar evet demeseydin, benimle mutlu yaşamak için.'

Gözlerinden damlayan soğuk, hissiz yaşlar akarken artık kendisinin olduğuna inanmadığı bedeni geri geri gitmeye başlamıştı. Ayaklarını, asasını sıkıca kavratan ve inin içine doğrultan elini kontrol eden mekanizma kesinlikle tanıdık değildi. Ancak tüm bu gerçek ötesi duyguların içerisinde kendini çamurdaki altın kadar belli eden büyü sözleri tamamı ile Christopher'e aitti, tanıdıktı.

Zebani ateşinin kontrolunü sağlayabilmek pek az kolay olmuştu. Mesleki tecrübesiyle güçlü büyüleri yapmaktan hiç kormamıştı. Öyle ki bugün korkmaya hiç de niyeti yoktu. Korkusuzluğunu, soğuk kanlılığını kullanarak ateşi, asasını bir kırbacı vurduğu yerden geri çeker gibi geriye savurarak söndürdü. Hiç yara almaması bir sonraki hortkuluğun yok olması için gereken direncin yerinde olmasını sağlayacaktı elbet. Onun da sonu, eline aldığı buz gibi soğuk, üzeri çatlaklar ve ateşin siyah dumanının izleriyle dolu kolye gibi olacaktı.

Cebindeki, kitabından yırtılmış sayfayı çıkarıp bir kez daha göz gezdirdi. Talimatlardaki 'hasara uğrayan yok olmamış, yok olması hedeflenmemiş cisimlerin geçici tamiri için;' maddesini okuyup neredeyse yıkılmakta olan ine uyguladı. Eskisine yakın bir görünüm kazandıktan sonra az önceki gümbürtünün tekrar çıkması dahilinde (umarsızlığından kaynaklanan düşüncesizliğiyle verileri en ince ayrıntısına kadar kontrol etmemesinden kaynaklanıyordu) çevresindekilerden kendini gizlemek için hayal bozan büyüleri uyguladı. Sesin içeride kalması için de bir büyü uyguladıktan sonra sıra sihir gücünü elinde bulunan, kolyenin yok edilmesiyle daha da fazla -hatta çılgınca- titremeye başlayan broşa uygulamaya gelmişti. Az önce kolyeyi açan sakin parmakları bu kez titriyordu. Umarsızlığını, düşüncesizliğini kendine benlik edinen savunmacı zihni tüm bu yaşadıklarına dayanamayıp havlu atabilirdi. Tüm gün boyunca takındığı bu hissiz tavır bu kadar yoğun duyguların bastırılması sebebi ile pek tabiki bozguna uğrayacaktı. Ancak bu gerçekleşmeden önece işini tamamlamalı ve geriye kalan son hortkuluğu da bulup, yok etmeliydi.

Titrese de işlevini sürdüren parmakları ile broşun gizli haznesini açmaya çalıştı. Ruhun içinde attığına emindi ve eğer bulunduğu hazneyi açamaz ise hortkuluk tamamı ile yok olmayabilir hatta ruh kaçabilirdi. Bu fikir aklında dolaştıkça daha ciddi bir tavır takınarak işini ciddiyetle, hissizliğiyle yapmaya devam etti; ne kadar başarabilirse...

Parmaklarının titremesinden ileri geldiğini düşünerek broşu büyüyle açmaya karar verdi. Bu kadar panik yapmamalıydı; özellikle de içinden bu sefer ne çıkacağı bilinmeyen hortkuluğu yok etmek üzereyken.

"Cistem Aperio" etkisinin güçlü olması için büyüyü sesli söylemesine rağmen broş açılmamıştı. Parmaklarının suçu yoktu, broş açılmıyordu. 'Diana!'

Ard arda birbirine bağlanmış, ağ yapıdaki sinirlerin etkileşimindeki sıralılık gibi düşünceleri de anıları arasında düzenli, sıralı bir bağ kuruyordu. Diana broşun hortkuluk olmadığını söylerken bunun doğru olmadığına emindi. O zaman için ellerinde atan ruhun varlığını inkar etmek imkansızdı. Hemen öne atıldı ve şekilsiz, koyu rekli kaya parçasının üzerinde duran siyah, parlak taşına bir yılanın sarılmış olduğu broşa dokundu. Atıyordu. Hala...

Ruh parçası kesinlikle broşun içindeydi ancak açılmıyordu. Açılmaması için kompleks bir büyü yapılmış olmalıydı ve bunu tabiki son derece iyi bir cadı olan Eva yapmışdı. Christopher bu büyüyü bozmak için bildiği pek çok büyüden en güçlü olanını seçti...................... -Açılmıyordu.

Neredeyse inanmak üzereydi, broşun -Diana'nın dediği gibi- hortkuluk olmadığına. Ama vardı, ruh oradaydı; broşun içinde. Bunu hissedebiliyordu. Varlığını duyumlayabiliyor, helcümelç tavrının titreşimlerini kıpırdayan taşın üzerinde görebiliyordu. Ve -ve... Taşın üzerindeki yılanı da görebiliyordu. Sarmal kıvrımlara sahip, gümüş, kırmızı yakut gözlü yılan. "Açıl" aklındaki kelime ile ağızından çıkan sesler farklıydı. Tıslamayı andıran, garip bir dilde söylemişti; çataldili ile.

Yılan, az önceki karşı konulamaz emrin akabinde ağır hareketlerle kenara çekildi. Gümüş yılanın can olup hareket etmesinin ardından yeniden taşlaşması sonrasında broşun gizli haznesi aniden açıldı. Christopher, kolyenin çıkardı gürültüye benzer bir ses beklemesine rağmen hiç bir ses yoktu. Hata mı yapmıştı? Çataldilini yanlış kullanarak ruhun serbest kalmasına mı sebep olmuştu? 'Olamaz!'

Tereddüt etmeksizin broşun yanına yaklaştı. İçine bakabilmek için hafifçe eğilmişti ki gök gürlemesi kadar gür bir gürültü kopuverdi. Yere düşen Chris, broşun içerisindeki yarı akışkan, kıvamlı maddenin girdap oluşturmaya başlamasını izledi; dehşetle... Nutku tutulan Christopher başından beri zabtetmeye çalıştığı duygularını, hislerini yeniden kazanmaya başlamış, bu olayı tüm gerçekliğiyle bedenindeki her bir hücresinde hisseder olmuştu. Gördüklerine inanamayacak büyüklükte bir yıkım, korkunç bir görüntüydü bu. Az önce yok olan kolyenin içindeki ruhun bir diğer eşi olan bu ruh, olanları anlamış, mutlak sonunun öteki gibi olacağını bildiğinden dehşet verici güçlülükte etrafa zarar vermeye başlamıştı. İnin alçak tavanının çökmesinin etkisiyle yer sarsılıyor, bir aslanın boğazından çıkan kükreme kadar hissedilir çığlığı iç karartıyordu. Etkisi er an daha da artıyor, kontrol edilemez hale gelmeye başlıyordu ki Christopher şaşkınlığını, korkusunu bir kenara itip ayağa kaltı. Üzerine gelen kaya parçalarını sihirle geri püskürterek ruhun yıkıcı etkisini azaltmaya çalışıyordu. Pek yararı olmadığını anladığında zebani ateşi büyüsünü yapabilmek için koşarak yıkılmaya başlayan inden dışarı çıktı. Eva'ya olan tüm nefretiyle, üzerine düşen kayaların bedeninde oluşturduğu yaraların acısından yapılma hırsıyla ve kardeşi Tom'a olan özlemiyle asasını salladı. Ucundan çıkan kontrolsüz, çılgın alevler yoğun, gümüşi maddenin oluşturduğu, mağaranın yıkılmasından sonra çevresindeki ağaçlar kadar büyüyen girdabın etrafını çeşitli orman hayvanlarına dönüşerek sardı. Ruhun karşı koyuşlarına şahinin pençeleri, ayının dişleri, geyiğin boynuzları karşılık verdi. Tamamıyla bütün bir ateş girdabı oluştuğunda ruhun apaçık yok olduğu anlaşılmıştı; çevresindeki ağaçların yanıp, kül olması gibi... Yenilmişti. Chris'in asasına geri dönen zebani ateşi onu yok etmişti; sonsuza dek...
*


İçinde kaynayan volkanın yeniden parlaması pek yakın olduğundan burada daha fazla duramayacağını anlayan Chris, yıkılan inin kayalarını bir kenara sürükledi. Yanan bölgenin üzerine yağmur yağmasını sağlayacak bir büyü yapıp yok olmuş hortkulukları da çantasına atarak cisimlendi. Aklında tonlarca soru vardı; en önemlisi ise Çataldil bilmeyen Eva'nın hortkuluğu nasıl o dili kullanarak kilitlediğiydi. Öyle ki bu düşünüşler büyük bir çıkmaza sürüklüyordu Christopher'i; derin izler bırakıyordu. Geride bıraktığı izler her ne kadar ormanınmış gibi gözükse de Christopherin içi de bu denli siyahtı. Yanmış çimlerin altından filiz veren, yeşil bitkilerin karanlık izleri yok etmesini bekliyordu.






Altıncı Bölümün sonu. Yorumlar Hayran Hikayelerindeki Suçsuz Katil Başlığına.^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kayıplar ve Kazançlar
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kayıplar ve Kazançlar

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Dünya Şehirleri :: New York :: Ormanlık Alan-
Buraya geçin: